
Ego, id ve superego ile ayrılmaz olan, insan zihnine ait katmanlardan biridir. Bu katmanlar birbiriyle bağlantılı olmalarına rağmen farklı gorevleri ustlenirler. Psikoloji tarihinde bir cok psikolog ve psikiyatristin de araştırma alanı olan bu katmanlar, gunumuzde hÂl guncel araştırma konuları icinde yer alır.
Ego, insanın dış dunyaya dair kuralları buyudukce kavrarken geliştirdiği, bu dunyayla uyum icinde yaşamasını sağlayan zihinsel işlevler butunudur. Kişinin ic dunyasında suregelen haz arayışı ve dış dunyada hakim olan gercekler arasında dengeyi kuran bir aractır.
Egonun sahip olduğu yetiler;
Durtulerin farkına varılıp, algılanmasına yardımcı olmak. Orneğin aclık, cinsellik...
Dış dunyaya ait koşulların algılanması. İhtiyacların nereden nasıl temin edilebileceğini oğrenmek gibi...
Durtulerin koşullara uyacak seviyeye getirilmesi. İhtiyac duyulan şeyi calmak yerine para verip satın almak gibi...
Uygun ve uyumcul davranışın eyleme gecirilmesi.
Diğer zihin katmanlarından olan id, tum ilkel isteklerimizin, durtulerimizin, hazlarımızın ait olduğu katmandır. Tum insanlarda ortak olarak bulunan aclık, susuzluk, cinsellik, şiddet, sevgi, sevilme gibi durtuler bu katmana aittir. İd insan kişiliğinin şımarık cocuğudur. Coğu zaman en olmadık zamanlarda en olmadık şeyleri ister ve sabırsızca bir an once gercekleşmesini ister. İsteğinin ertelenmesine ise ofkeyle tepki verir. Acı veren her şeyden uzaklaşıp hazzın olduğu anları arzular. Ego ise, id ’in bu olmadık istekleri karşısında duzenlemeyi yapan mekanizmadır. İd ’in talep ettiğini gerceklik ilkesi ile değerlendirir sonuca gore eyleme gecilmesini sağlar. Eğer ki sonuc olumsuzsa sabrederek, daha doğru bir secimin gercekleşmesine yardımcı olur.
Superego ise toplumsal değer yargılarını, kişinin ulaşmak istediği İdeal Ben ’i temsil eder. Superego dış dunyayı gozlemleyerek kendi normlarına gore belli anayasalar oluşturur. Kişiliğin vicdanlı ahlaklı yonunu temsil eder.
Bu uc katman arasındaki işleyişi şoyle bir ornekle anlatmak mumkundur; işle ilgili onemli bir yemeğe davet edildiniz. Yemek yenecek yere gittiğinizde henuz herkesin gelmediğini farkettiniz. Kimse yemek yemeye başlamamış ama siz cok acsınız. Bu durumda id ’in vereceği talimat “Beni doyur.” olur. İd ’in ilkel istediğine karşı superego, “Herkes gelmeden once yemeğe başlamak cok kabaca bir harekettir. Bunu yaparsan dışlanır ve kucuk duşersin.” der. Boyle bir durumda ego devreye girerek bu ikisinin arasındaki dengeyi kurmaya calışır ve şoyle bir mudahelede bulunur; “Yemeye başlarsan bu cok kaba bir hareket olacak ama ac kalırsan da sinirlerin gerilecek. Bu yuzden caktırmadan mutfaktan atıştıracak bir şey rica edip ye, sonra yemek masasına geri gel.”
İnsan hayatını kolaylıkla yonlendirebilecek bu katmanlar arasında sağlıklı bir ilişkinin olmasına dikkat etmek gerekir. Guclu bir egonun, her zor şarta dayanıklı olduğu, stresle, yenilgiyle yılmadığı, dengeyi istikrarla sağladığı unutulmamalıdır. Sağlıklı bir ego icin ise, kıyaslamalardan, kıskanclıktan uzak durmak ve negatif olaylardan etkilenmemeye yoğunlaşmak yeterlidir.
Ego, insanın dış dunyaya dair kuralları buyudukce kavrarken geliştirdiği, bu dunyayla uyum icinde yaşamasını sağlayan zihinsel işlevler butunudur. Kişinin ic dunyasında suregelen haz arayışı ve dış dunyada hakim olan gercekler arasında dengeyi kuran bir aractır.
Egonun sahip olduğu yetiler;
Durtulerin farkına varılıp, algılanmasına yardımcı olmak. Orneğin aclık, cinsellik...
Dış dunyaya ait koşulların algılanması. İhtiyacların nereden nasıl temin edilebileceğini oğrenmek gibi...
Durtulerin koşullara uyacak seviyeye getirilmesi. İhtiyac duyulan şeyi calmak yerine para verip satın almak gibi...
Uygun ve uyumcul davranışın eyleme gecirilmesi.
Diğer zihin katmanlarından olan id, tum ilkel isteklerimizin, durtulerimizin, hazlarımızın ait olduğu katmandır. Tum insanlarda ortak olarak bulunan aclık, susuzluk, cinsellik, şiddet, sevgi, sevilme gibi durtuler bu katmana aittir. İd insan kişiliğinin şımarık cocuğudur. Coğu zaman en olmadık zamanlarda en olmadık şeyleri ister ve sabırsızca bir an once gercekleşmesini ister. İsteğinin ertelenmesine ise ofkeyle tepki verir. Acı veren her şeyden uzaklaşıp hazzın olduğu anları arzular. Ego ise, id ’in bu olmadık istekleri karşısında duzenlemeyi yapan mekanizmadır. İd ’in talep ettiğini gerceklik ilkesi ile değerlendirir sonuca gore eyleme gecilmesini sağlar. Eğer ki sonuc olumsuzsa sabrederek, daha doğru bir secimin gercekleşmesine yardımcı olur.
Superego ise toplumsal değer yargılarını, kişinin ulaşmak istediği İdeal Ben ’i temsil eder. Superego dış dunyayı gozlemleyerek kendi normlarına gore belli anayasalar oluşturur. Kişiliğin vicdanlı ahlaklı yonunu temsil eder.
Bu uc katman arasındaki işleyişi şoyle bir ornekle anlatmak mumkundur; işle ilgili onemli bir yemeğe davet edildiniz. Yemek yenecek yere gittiğinizde henuz herkesin gelmediğini farkettiniz. Kimse yemek yemeye başlamamış ama siz cok acsınız. Bu durumda id ’in vereceği talimat “Beni doyur.” olur. İd ’in ilkel istediğine karşı superego, “Herkes gelmeden once yemeğe başlamak cok kabaca bir harekettir. Bunu yaparsan dışlanır ve kucuk duşersin.” der. Boyle bir durumda ego devreye girerek bu ikisinin arasındaki dengeyi kurmaya calışır ve şoyle bir mudahelede bulunur; “Yemeye başlarsan bu cok kaba bir hareket olacak ama ac kalırsan da sinirlerin gerilecek. Bu yuzden caktırmadan mutfaktan atıştıracak bir şey rica edip ye, sonra yemek masasına geri gel.”
İnsan hayatını kolaylıkla yonlendirebilecek bu katmanlar arasında sağlıklı bir ilişkinin olmasına dikkat etmek gerekir. Guclu bir egonun, her zor şarta dayanıklı olduğu, stresle, yenilgiyle yılmadığı, dengeyi istikrarla sağladığı unutulmamalıdır. Sağlıklı bir ego icin ise, kıyaslamalardan, kıskanclıktan uzak durmak ve negatif olaylardan etkilenmemeye yoğunlaşmak yeterlidir.