Aura, insanların cevresini sarmalayan ve aşamaları bulunan enerji alanının adıdır. Teofizinin inceleme alanı icerisindelki bu kavram, insanın vucudunu saran elektromanyetik alanla ilgili calışır.
Auranın, kişiden kişiye değişen renkleri vardır. Auranın geliştirilmesi gerekir. Bunun nedeni, insanlarla surekli enerji alışverişinde bulunmamız ve onlarla etkileşim halinde olmamızdır. Orneğin, mutlu birinin yanında biz de mutlu hissederiz veya uzuntulu birinin uzuntusunden biz de nasibimizi alırız. Aura'mızı guclendirirsek, olumsuz alışverişlerden kurtulma şansını elde ederiz. Ayrıca ozguvenimiz artar. Buna mukabil, başarı da artacaktır. Aura ayrıca, hastalıklara karşı da bir kalkan etkisi gorur. Aura, eğer yeterince guclenirse, iceriye negatif enerjinin sızmasını engelleyerek hicbir negatif etkinin kişiyi etkilememesini sağlar. Aura'yı yıkabilecek tek kişi, insanın kendisidir.
Aura, iki farklı turde bulunur. Biri spirituel, diğeri eteriktir. Eterik aura, insanlar tarafından gorulebilir. Cunku, insan bedenine yaklaşık 20-25 cm uzaklıkta bulunur. Buna gore, dunyadaki tum canlıların ve cansız nesnelerin aura'sı bulunur. Ancak, canlı varlıkların aurası daha net gorunur ve saptanır. Bunun nedeni olarak, canlıları meydana getiren atomların aktif yapıya sahip olması gosterilir.
Vucutta ceşitli guc merkezleri bulunur. Bu guc merkezleri, cakra adını alır. Vucudu sarıp sarmalayan aura, cakralarla birlikte calışır. Aura, beyaz ışığı emebilir ve bu ışığı cakralara iletir. İnsan aura'larının renkleri de bazı faktorlere gore değişir. Bu faktorler, kişinin ruh durumuna da, kendisini geliştirme seviyesine de bağlıdır.
Dunyadaki her şey titreşim halindedir. Bu nedenle, insanların aura'sı da evrenle sonsuz bir iletişim ve etkileşim halindedir ve bunu sağlayan bu titreşimlerdir. Bir kimsenin aura'sı, cevredeki diğer insanların aura'larıyla da ilişki icerisindedir. İnsanların, aura'ları arasındaki etkileşim ve iletişim eğer uzun surerse, enerji alışverişi de doğru orantılı olarak artacaktır.
Aura'lar katmanlıdır. Aura'nın "etetik" denen bolumunde, evrenin tamamında ve cevrede bulunan tum canlılardan yaşam enerjisi alınır ve bu enerjiler aktarılır. Psikolojik acıdan bakıldığında, ruhsal dunyayla bağlantı akışı gercekleşir. Zihinsel anlamda bakıldığındaysa, kişinin duşunme şekli ve mantığı da etkilenir.
[h=3]Aura Nasıl Gorulur? [/h]Aynen astral seyahati acığa cıkaran enerjide de olduğu gibi, aura'yı gormek icin yapılan pratik de cok ışık almayan bir odada rahat bir yere oturarak gercekleştirilebilir. Bunun icin yapılması gerekenler şunlardır:
Kişi, ellerini 30 saniye boyunca hızla birbirine surtmelidir.
Surtme işleminin ardından avuclar birbirine bakacak ve aralarında biraz mesafe olacak şekilde tutularak, ileri ve geri hareket ettirilir. Bu esnada, aralarındaki mesafenin değişmemesine ozen gosterilir.
Sonrasında, avuc iclerine bakılır.
Avuc iclerinde dumana benzer bir şey belirir. Bu arua'dır.
Eğer bu işlem her gun tekrarlanırsa, aura rengarenk olarak gorunmeye başlar.
[h=2]Aura Nasıl Geliştirilir? [/h]Aura guclendirme yontemlerinden birinin adı Işık Kulesi'dir. Bu yontemi gercekleştirmek icin izlenecek adımlar şoyledir:
Uzun ve daha etkili yol:
Derin ve duzgun şekilde nefes alınmalıdır ve bu nefes alım şekli pratik boyunca devam etmelidir.
Tum vucut gevşemelidir.
Yururken duz, dik ve sakin olunmalıdır, kollar da gevşekce iki yanda bulunmalıdır.
Aynı şekilde, otururken de omurga dik olmalıdır.
Ayaklar birbirine paralel bicimde yerleştirilmelidir.
Eller, avuc icleri aşağıya bakacak bicimde kalcaların yanında durabilir.
Eğer bir sağlık sorunu bulunmuyorsa, kişi pratik suresince ayakta durmalıdır.
Bedeni sarıp sarmalayan elips şeklindeki yoğun mavi parlak ışık gozun onunde canlandırılmalıdır. Bu ışık, vucudun hemen hemen 20-25 cm otesine kadar ulaşır. Başın ustunde ve ayağın altında da 40 santimetreye kadar uzanır. Aslında, ruhsal aura bundan daha buyuk bir alanı kaplar ve etkisi altına alır. Genelde, gumuş renkli olarak canlandırılsa korunma amacına uygun olması acısından mavi renkte canlandırılması tavsiye edilir. Alanı daha kucuk tutma sebebi ise, ihtiyac duyulan koşulları yaratmak amacıyla kucuk alanın daha elverişli olmasıdır.
Kişiyi tumuyle cevreleyen bu yoğun mavi parlak ışık gozun onune getirildikten sonra, aura'nın en ust noktasında yani başın biraz ustunde de yine parlak ve beyaz renkli bir ışık kuresi hayal edilir. Bu kure kişinin başına değmeyecek şekilde duşunulmelidir.
Dikkat, kurenin uzerine yoğunlaştırılır. Bu sayede, kor gibi yanan ve magnezyum gibi beyaz ve parlak hale gelmiş bir kure oluşur. Bu esnada, kişin yukarı bakmasına ihtiyac yoktur. Yalnızca bu parlak beyaz kurenin varlığını yoğun bicimde hissetmeye calışması kafi gelecektir. Bu gorsellik, kişinin yuksek varlığının ışığı olarak duşunulur, kişi bu ışığı temsil etmesi icin bu gorselliği yaratır. Aslında, ışık gercekten oradadır. Ellenmesine, dokunulmasına gerek yoktur. Cunku bu, fiziksel varlıkla değil, bilincli varlıkla hissedilen ve tespit edilen bir ışık-yuksek varlık karışımıdır.
Bu sırada, iki farklı gorselin tamamen farkında olunmalıdır: Birincisi, tumuyle icinde bulunulan yoğun parlak mavi elips. İkincisi, başın uzerindeki yoğun parlak beyaz kure. Bu iki gorsel de zaten oradadır ancak kişi konsantre olarak bu enerjilerin yoğunluklarını artırır.
Beyaz kureyi bir sembolmuşcesine gozunun onune getiremese de, kişi bu kurenin gercek ve ilahi gucun bir parcasını temsil ettiğine inanmalı ve kabul etmelidir. Ardından, en yuksek pozitif enerjilerin zihninde dolaşmasına musaade etmelidir. Bu duşunceler, tum benliği sarmalıdır.
Kişi, hazır hissettiğinde, bu gorkemli ve goz kamaştıran kurenin beyaz renkli bir ışık sactığını gormeye başlamalıdır. Bu ışık, icinde gumuş parıltılar da bulundurur. Once kişinin aura'sını, sonrasındaysa, canlı bir bicimde kişiye doğru akarak tum benliğine nufuz eder.
Bu aşamadan sonra, kişi aura'sının dış ceperi cok canlı, yoğun bir mavi elips halindeyken, icinin bembeyaz ışıkla dolduğunu gorur. Konsantrasyonunu cok etkili bicimde surdurebilirse, bu imajı tamamen canlı, yaşayan, hareket eden ve kendinden mukabil bir gerceklik olarak gorur. Bu parlaklık, devamlı kişinin etrafındadır. Daima, kişinin kendisine doğru akar. Her şeyin kaynağıdır. Bu nedenle asla tukenmez. Surekli kişinin etrafındadır, dolaşım halindedir, pırıltılı, sert ve keskin hatlara sahiptir. İlahi gucun muhteşem bir belirtisidir. Bu sayede, kişi bu aura'nın icimde cok mutu ve kendisinin farkında bir bicimde hayatına devam eder.
Kişi, arua'sının zaten var olduğunu, ancak bunu guclendirmek icin ozellikle caba gosterdiğini fark etmelidir.
Kısa yol:
Kişi hemen etrafında, kendisini saran, parlak ve mavi renkte bir aura elipsini duşunur. Başın ustunde ise bariz bir bicimde, yuksek benliğin simgesi olan parlak ve beyaz bir kure vardır.
Başın ustundeki parlak kure fark edilir ve hayali kurulan bir sembol olmasına rağmen, aslında ilahi ve sonsuz gucun bir parcasını temsil ettiğini bilir ve bu temsille birlikte kendi en yuksek varlığına ulaşacağını duşunur. Bunun icin de en yuksek iyiliği amaclar.
Parlayan beyaz kure, etrafına beyaz ışıklar sacar. Bu ışık, ici gumuş pırıltılarla dolu, kişinin aura'sına doğru akan ve kendisine nufuz eden bir ışıktır. Aura'nın sert ve kesin hatlı dış kabuğu, mavi cizgilerle kendini belli eder.
İhtiyac duyulduğu surece, kişi bu canlandırmayı surdurebilir.
Kişi, bu imajın bilincinden uzaklaşmasına izin verse dahi, bu aura koruması gorunmez bicimde hala kişinin cevresindedir.