Eşcinsellik, insanlık tarihi kadar eski bir olgudur. Gecmişten gunumuze hep var olduğunu, hata bazı toplumlarda sanat ve felsefe akımlarına ilham kaynağı olduğunu soylemek mumkundur. Bununla birlikte, bazı toplumlarda ise suc olarak kabul edilmiştir. Bu sucu işleyenlere infaza kadar varan ağır cezalar verilmiş, eşcinseller toplum tarafından dışlanmış ve kucumsenmiştir. Hatta bazı ulkelerde bireylerin cinsiyet değişim ameliyatlarına izin verilmemiştir. Eşcinsellere karşı olan bu onyargı neticesinde “homofobi diye bir olgu turemiş ve eşcinsellik denildiğinde ilk akla gelen kelimelerden biri olmuştur.
[h=2]LGBT Nedir? [/h]LGBT; lezbiyen, gey, biseksuel ve transgender (transeksuel) kelimelerin baş harflerinden oluşan bir kısaltmadır. Bazı kaynaklarda GLBT olarak da kısaltılır. 1990 ’lara kadar LGB kısaltması kullanılmaktaydı. Ancak 1980 sonlarından itibaren gey sozcuğunun de eklenmesiyle kısaltma LGTB ’ye donuşmuştur.
Aslında LGTB kısaltmasının farklı kullanımları da vardır. Ornek vermek gerekirse:
LGBTT: Lezbiyen, gey, biseksuel, transseksuel, travesti
LGBTİ: Lezbiyen, gey, biseksuel, transgender, intersex
LGBTTIQ: Lezbiyen, gey, biseksuel, travesti, transseksuel, intersex, queer
1990 yılından itibaren LGBT kısaltması kullanılmaya başlanmıştır. Bu topluluğun amacı eşcinsel haklarını tek catı altında savunmaktır. Ayrıca toplumda eşcinsellere karşı olan onyargı ile mucadele etmektir. Oyle ki; LGTB hareketi eşcinsel hareketi ile ozdeşleşmiştir.
LGTB kısaltması travesti, transeksuel ve biseksuel kelimelerini kapsamadığından catı kelime olmaktan cıkmıştır. Hareket, GLBTT kısaltmasını kullanmaya başlamıştır. Ancak bu kısaltma da “lezbiyenler toplumda yok sayılıyor” eleştirisi almıştır. Bu durum karşısında L harfi başa alınarak kadınlara pozitif ayrımcılık yapılmıştır. Zaman icerisinde yurt dışındaki bazı orgutler bu catı kelimeye interseksuelleri temsilen “I” ve queerileri temsilen “Q” harflerini ilave etmiştir.
LGBT ’li bireyler orgutun gercekleştirdiği aktiviteler ile birlikte gunumuzde tanınmaya başlamış, basında kendilerine yer bulmuşlardır. Her ne kadar tolumda hala “marjinal” olarak tanımlansalar da, halk tarafından kabul gormeye başladıklarını soylemek mumkundur. Bununla birlikte ne yazık ki dunya genelinde eşcinsel bireylere karşı sozlu ve cinsel tacizler halen devam etmektedir.
[h=4]LGBT Kulturu [/h]LGBT kulturu; lezbiyen, gey, biseksuel ve transgender olan kişiler tarafından duzenlenen etkinlik ve aktiviteleri tanımlamak icin kullanılan bir genel adlandırmadır. LGBT Kulturu yerine Gey Kulturu tanımı da kullanılsa da, gey kulturu tanımlaması LGBT kulturu ile eşanlamlı değildir.
[h=4]LGBT Sembolleri [/h]LGBT ’li bireyler kendi amacları ve yonelimlerini tanımlamak icin bazı semboller kullanır. Bu semboller orgutun varoluş amacını ve değerlerini tanımlar.
[h=4]LGBT Sosyal Hareketleri [/h]LGBT'liler amaclarının tum LGBT ’liler icin sosyal eşitlik sağlamak, LGBT topluluklarını geliştirmek ve toplumu cinsel baskılardan kurtarmak olduğunu soylemektedirler.
Gunumuzde artık orgutlenmiş olan LGBT etkinlikleri; sokak yuruyuşleri, destek grupları aktiviteleri, topluluk aktiviteleri ve lobicilik başta olmak uzere cok sayıda siyasi eylemler ve kulturel faaliyetlerden oluşmaktadır.
[h=4]LGBT Bayrağının Anlamı [/h]
LGBT sembollerinden biri de gokkuşağı bayrağıdır. Bu bayrak 1978 yılında Gilbert Baker tarafından tasarlanmıştır. Orijinal 8 şeritli eşcinsel bayrağı ile başlanmış, soz konusu donemde pembe kumaş olmaması sebebiyle 1978 ila 1979 yılları arasında yenilenerek pembe renksiz homoseksuel bayrağı ve sonrasında turkuazsız yani bugunku haliyle kullanılmaktadır. LGBT bayrağı icin gey bayrağı de denir.
Bugunku haliyle LGBT bayrağı ilk olarak Amerika Birleşik Devletleri ’ndeki LGBT Onur Yuruyuşu ’nde kullanılmıştır. Bu bayrak, gunumuzde halen LGBT aktivisti ve destekcilerinin gercekleştirdiği etkinliklerde sıkca karşımıza cıkmaktadır.
LGBT bayrağındaki her renk ayrı bir durumu temsil eder. Tasarlanan ilk bayrakta kırmızı, turuncu, sarı, yeşil, mavi ve mor kullanılmıştır. Pembe ve cam gobeği renkleri ise fabrikalarda bu renkler olmaması sebebiyle basılmamıştır.
[h=4]LGBT ve Eşcinselliğin Tarihi [/h]Eşcinselliğin tarihi insanlık tarihi kadar eskidir. Yazılı kaynaklarda bu tarih MO. 2000-3000 arasındaki yıllara kadar uzanmaktadır. LGBT tarihiyle ilgili en eski belgeler Eski Mısır, Sumerler ve Hititlilere aittir. Mezopotamya ’daki bazı tapınaklarda kutsal fahişeler ile birlikte kultun hizmetine adanmış eşcinsel fahişeler de bulunmaktaydı. Bu uygulama yakın bir zamana kadar Hindistan ’da da vardı.
LGBT tarihinde Hititler ve Yahudiler de yer almaktaydı. Yapılan araştırmalarda MO. 1400 ’lu yıllarda bir Hitit yasasında erkekler arası evliliğe izin veren bir maddeye rastlanmıştır. Bu yasanın en onemli ozelliği tarihte ilk kez eşcinsel evliliğe izin veren yasa olmasıdır. Yahudilerin ise eşcinselliğe karşı tarih boyunca buyuk bir mucadele verdiği bilinir.
Akdeniz ulkelerinden Antik Yunanistan ’da ise durumlar tam tersiydi: eşcinsellik daha serbest ve kabul gorur bir gercekti. Hatta zaman zaman yuceltiliyordu. Eşcinsellik sanatta ve felsefi konularda saygınlık kazanmıştı. Yunan Mitolojisi ’nde kullanılması da bunun bir gostergesiydi. Eski Yunan sanatında da eşcinsellik sıklıkla kullanılmıştır. İlk zamanlar cıplak veya yarı cıplak erkek figurleri kullanılmış, MO. 4 ve 5 ’inci yuzyılda heykel sanatında eşcinselliğin kullanımı en parlak donemini yaşamıştır. Eski Yunan şiirlerinde hem erkek hem de kadın eşcinselliğine sıklıkla yer verilmiştir. Bu akımın en onemli temsilcisi kendisi de biseksuel olan Sappho ’dur. Bazı kaynaklara gore; Sappho ’nun Midilli ’de bir cimnazyonu vardır. Bu cimnazyumda oğrenciler arasında eşcinsel ilişkiler yaşandığı soylenmiş ve bu durum hem yoneticilerin hem de halkın tepkisini cekmiştir. Ayrıca Sappho yazdığı şiirlerden lezbiyen olduğunu duşunulduğu icin Lesbos Tiranı tarafından Sicilya ’ya surgun edilmiştir.
Antik Yunan doneminde ise; erkeklerle ilişki kurmaktan ziyade kadınlar ile ilişki kurmaya duşkun olan kadınlara tribades deniliyordu. Roma Uygarlığı ’nda ise eşcinsellere karşı baskı vardı. Ancak bu baskı sadece Roma vatandaşlarına uygulanıyordu. Antik Cin ’in neredeyse tum tarihi boyunca eşcinselliğin cok yaygın olduğu biliniyor. Donem olarak ise MO. 206 ila MS. 220 yılları arasında ulkeyi yoneten Han Hanedanı doneminde eşcinsellik altın donemini yaşamış diyebiliriz. Feodal Japonya ’da ise askeri cevrelerde eşcinsellik sıradan bir şeydi. Ortacağ Arap Uygarlığı ’nda erkekler arası ilişkilerin konu edildiği bir şiir geleneği bulunmaktaydı. Unlu Binbir Gece Masalları okunduğunda erkekler arası eşcinsel ilişkilerden esinlenerek yazılan bir şiir geleneğinin olduğu fark edilmektedir. Afganistan ’da ise 19 ’uncu yuzyıla kadar kadın gibi giyinen ve makyaj yapan erkekler (oğlanlar) erkek haremlerinde gorev alıyordu.
Hristiyanlıkta eşcinsellik yasaktır. Hatta mahkeme kararı ile infaz edilenler oluyordu. Buna rağmen, ozellikle ortacağ doneminde eşcinsel ilişkilerin cok yaygın olduğu bilinmektedir. 15 ve 16 ’ıncı yuzyılda, yani Ronesans doneminde, eşcinsellik adeta Eski Yunan donemindeki gibi yukselişe gecmiştir. Bu yukseliş Modern Cağ doneminde de devam etmiştir. Avrupa ’da eşcinsellik Fransız Donemi ’nde dine dayalı tum suc ve cezaların kaldırılmasıyla birlikte bir suc olmaktan cıkmıştır.
1968 yılına gelene kadar halkta eşcinsellere karşı ciddi bir onyargı olduğunu soylemek mumkundur. Ancak 1968 yılındaki cinsel devrim ve 1969 ’daki Stonewall ayaklanmaları sonrası bu durum biraz da olsa yon değiştirmiştir. LGBT kulturu bu tarihten sonra hızla buyumuş ve once Batı Avrupa ’dan başlayarak tum dunya capında kabul gormeye başlamıştır. Bu donemde Kuzey ve Guney Amerika, Avustralya, Orta ve Doğu Avrupa ’nın aksine Guney Afrika, İsrail, Filipinler, Guney Kore, Japonya, Nepal ve Tayvan haricindeki Afrika ve Asya ulkeleri eşcinselliği hala suc olarak kabul etmekte, hatta cinsiyet değiştirme ameliyatlarına izin vermemekteydi.
1970 ’lerin sonundan itibaren LGBT ’li bireylere bakış acısında koklu değişimler olmuş ve bu bireyler icin orgutlenme donemi başlamıştır.