
Bahai inancı, “birlik” temelinde kurulmuştur. Tanrı, din ve insanlığın birliği prensiplerini şiar edinmiştir. Bahailikte ilahi dinlerden izler vardır.
Bahailik, 19. yuzyılda İran ’da kurulan, yonetim merkezi İsrail ’in Hayfa kentinde bulunan ve butun insanların ruh birliğini prensip edinen bir inanctır. “Tanrı birliği”, “din birliği” ve “insanlığın birliği” şeklinde uc ana prensip temelinde kurulmuştur. İran ’da doğup İsrail, Avrupa ve Amerika ’da yayılmıştır. Bahailiğin kurucusu Bahaullah ’ın butun oğretilerinin etrafında donduğu eksen, “insanlığın birliği” ilkesidir. Bahailere gore Bahaullah ’ın oğretileri sadece bireylere uygulanmaz; devletlerin ve ulusların bir araya gelmesi ve tek bir ailenin bireyleri olarak birbirine bağlanması icin de gecerlidir. Irkcılık, dunya barışının onundeki en buyuk engeldir. Tum din ve ırklar birdir.
Bazı goruşlere gore humanist ve barışcıl bir akım olan Bahailiği, taraftarları “yeni bir din” olarak kabul ederken, genel olarak cıkış tarihi sebebiyle İbrahimî dinler arasında gorulmez. “Yeni bir peygamber ve yeni bir din” iddiası sebebiyle de İslam ’la taban tabana zıt goruşleri vardır. Diğer dinlerle de bazı kritik noktalarda goruş ayrılıkları bulunuyor. Bahailer ise, peygamberlerin aynı din ve oğretileri getirdiğini; dolayısıyla dinlerin bu noktada buluşabileceğini ileri surmektedir.
“Baha” kelimesi Arapca “nur” ve “gorkem” anlamlarındadır.

[h=3]Bahailik Nasıl Doğdu? [/h]Bahailik, Seyyid Ali Muhammed ’in (Bab) kurduğu Babiliğin temelini oluşturduğu ve Mirza Huseyin Ali (Bahaullah) tarafından kurulan bir inanc sistemidir. 1800 ’lu yıllarda İran ’da yaygın olan Babî inancının devamı olarak kurulmuştur. O donemde İran toplumunun icinde bulunduğu sosyal ve kulturel şartlar, Bahailiğin doğuşunda etkili olmuştur. İran ’daki ekonomik ve sosyal sorunlar, baskıcı yonetim anlayışı, ic ve dış problemler halkta buyuk huzursuzluklara yol acmış ve kurtarıcı arayışına yoneltmiştir. Bu sebeple yeni inanc sistemi olarak Bahailik, İran ’da taraftar bulmakta zorlanmamıştır. Bab, 23 Mayıs 1844 yılında Şiraz kentinde yeni bir cağa ve kurtarıcıya işaret ederek, Muslumanların beklediği mehdinin kendisi olduğunu iddia etti. Binlerce kişi Bab ’a inanarak “Babi” oldu. Bab ’ın bu girişimi yonetimin baskısını ve işkencelerini artırdı ve Bab, 1850 yılında Tebriz ’de kurşuna dizilerek infaz edildi. Bircok Babi de buyuk işkencelerle olduruldu.
Bab ’ın oldurulmesinin ardından Bahaullah, Babilere liderliğini ilan etti. Bunun uzerine Bahaullah ve taraftarları Bağdat ’a surgun edildi. 21 Nisan 1863 yılında ise Bahaullah, surgunde iken kendisinin “ilahi elci” olduğunu iddia ederek, Bahailiğin ilkelerini acıkladı. Bahaullah, 3 Mayıs 1863 yılında İstanbul ’a surgun edildi. 16 Ağustos 1863 yılında İstanbul ’a ulaşan Bahaullah, 4 ay sonra da Edirne ’ye surgun edildi. 12 Aralık 1863 yılında ailesi ile birlikte Edirne ’ye ulaştı. Burada 4,5 yıl yaşadı. Bahaullah, 1867 yılında Edirne ’den dunya krallarına ve yoneticilerine mektuplar gondererek oğretilerini ilan etti. 40 yıl Osmanlı topraklarında yaşadı. Osmanlı Devleti, Bahaullah ’a ve Bahailere surgun dışında herhangi bir baskı ve işkence uygulamadı.
Bab ve Bahaullah uhdesindeki yonetim yetkisine “Ahit” ve “Misak” adı verilir. Bu yetki; Bahaullah ’ın vefatının ardından oğlu Abdulbaha ’ya, daha sonra da Abdulbaha ’nın torunu Şevki Efendi ’ye gecmiştir. Ardından bu yetki, İsrail ’in Hayfa kentinde kurulan Yuce Adalet Evi ’ne devredilmiştir. Yuce Adalet Evi, aynı zamanda Bahai Dunya Merkezi ’dir.
Bahaullah, ailesi ve taraftarları 1868 yılında o donemde Osmanlı Devleti toprağı olan İsrail ’in Akdeniz kıyısındaki Akka Kalesi ’ne surgun edildi. En onemli eseri Akdes Kitabı ’nı da burada kaleme aldı. Bahaullah, 29 Mayıs 1892 yılında 75 yaşında Akka ’da vefat etti. Vefat ettiği koşkun hemen yanındaki “Behci” adı verilen bir odaya defnedildi. Akka ’nın hemen yanındaki Hayfa şehri de Bahai Dunya Merkezi oldu.
Bahailiğin diğer kutsal mekanları şu kentlerde bulunur: Chicago Wilmette (ABD), Frankfurt (Almanya), Sidney (Avustralya), Yeni Delhi (Hindistan), Panama, Apia (Samoa), Santiago (Şili), Kampala (Uganda).

[h=4]Bahai Prensipleri [/h]Bahailer, cağın koşullarına ve ihtiyaclarına uygun olarak tum dunyada sevgi, barış ve birlik ortamının sağlanmasını prensip edinmiştir. Bu prensiplerin temelinde insanların tek bir Yaratıcı ’nın kulları olarak tek bir ailenin parcaları olduğu inancı yatar. Bu prensipler cercevesinde topluma faydalı bireyler olma gayreti gosterirler. Bahailer, “tum insanlığın tek bir ağac, tum toplumların bu ağacın dalları ve her bir bireyin bu dallardaki yapraklar veya meyveler olduğu” inancını rehber edinmiştir.
Bahai oğretilerine gore, tum ilahi dinlerin temeli birdir. Dinlerin ortak noktaları, farklılıklarından fazladır. İlahi elcilerin hepsinin oğretileri kesinlikle doğrudur. Butun elciler, insanlığa hizmet etmiş ve ruhları mukemmelliğe ulaştırmak icin rehberlik etmişlerdir.
Bahailier, “Tanrı, derimiz ne renkte olursa olsun, dunyanın hangi bolgesinden gelirsek gelelim, hepimizi sever. O halde biz neden birbirimize yabancılar gibi bakıyoruz?” sorusunu yoneltiyor.
İnsanların “ruhani” ve “maddi” iki doğası vardır. Ruhani doğası ile Allah ’a ulaşırken, maddi doğası ile bu dunya icin yaşar. Maddi doğası; riyakÂrlılığı, sucluluğu ve adaletsizliği yansıtır. Ruhani doğası; sevgi, merhamet, şefkat, doğruluk ve adaleti temsil eder. Kısaca, guzel nitelikler ruhani doğasını, gunahları ise maddi doğasını yansıtır.
Bahailikte kadın ve erkek eşittir. Kadın-erkek eşitliği sadece toplum yararı icin değil, insanın varoluşu ile ilgili temel bir doğrudur. Abdulbaha ’ya gore; insanlık dunyasının iki kanadı vardır; birisi kadınlar, diğeri erkeklerdir. İki kanat eşit derecede gelişene kadar kuş ucamaz. Kanatlardan birisi zayıf kaldığı surece ucmak imkÂnsızdır.
Din, bilimle uyum icindedir. Din dindir, bilim bilimdir. Dinle kazandırılan icsel anlayış, bilimsel keşiflerle butunluk kazanır. Din ve bilimin araştırdığı gerceğin Yaratıcısı tektir. Bir şeyin bilimsel olarak hatalı ve dinî olarak gecerli olması mumkun değildir. Bu gibi celişkiler sadece insanlığın kibri ile bağlantılıdır.
Adalet ve birlik, yoksulluğun yok edilmesi icin iki temel prensiptir. Adalet; yasaların uygulanması, ekonomik sistemlerin duzenlenmesi ve yoksulluğu yok etmek icin insan potansiyelinden yararlanabilen aracları sağlar. Maddi kaynaklar, insan refahını tek başına sağlayamaz.
Bahailiğin prensiplerini ve oğretilerini ozetleyecek olursak: Allah birdir; ilahi dinlerin temeli birdir; insanlık Âlemi birdir; din, bilim ve akıl uyum icindedir; dinsel, ırksal ve etnik taassuplar terk edilmelidir; kadın ve erkek eşittir; insanlığın barışı icin calışılmalıdır; evrensel eğitim hedeflenmelidir; ozgur duşunce ile gercekler araştırılıp ortaya cıkarılmalıdır; aşırı zenginlik ve yoksulluk kaldırılmalıdır.

(Bahaullah'ın Edirne'de surgunde kaldığı ev)
[h=3]Turkiye ’de Bahailik [/h]Bahailik, Bahaullah ’un İstanbul ’a surgun edilmesi ile Anadolu ’ya yayılmaya başlamıştır. 3 Mayıs 1863 yılında Bağdat ’tan ayrılan Bahaullah, o donemde Osmanlı İmparatorluğu başkenti olan İstanbul ’a doğru yola cıktı. Anadolu ’nun ceşitli koy, kasaba ve şehirlerine uğrayan Bahaullah, Turkiye ’deki Bahailiğin de temelini atmıştır. Boylece yerel bir Bahai topluluğu oluşmuştur. 16 Ağustos 1863 yılında İstanbul ’a ulaşan Bahaullah, 4 ay sonra Edirne ’ye surgun edildi.
Bahaullah ’ın Edirne ’de kaldığı eve Arz-ı Sır (Sır Kenti) adı verilir. Bahailik, Edirne ’den dunyaya yayılmaya başlamıştır. Bahailik misyonunun en onemli gelişmeleri Bahaullah ’ın Edirne ’de kaldığı donemde yaşanmıştır. Bahaullah, Edirne ’den krallara ve hukumdarlara mektuplar gondererek yeni bir inanc sistemi olarak Bahailiği dunyaya ilan etmiştir.
Bahaullah, Edirne ’den Akka ’ya surgun edilirken şoyle demiştir: “Bu genc bu diyardan ayrıldı ve her ağacın ve her taşın altına bir emanet bıraktı. Allah yakında bu emanetleri Hakk ’ın kudreti ile meydana cıkaracaktır.”

[h=4]Bahaullah ’ın Eserleri [/h]Bahaullah; milliyetleri, inancları veya etnik kokenleri ne olursa olsun butun insanlığın asıl sorununun; insan tabiatının birliğini yansıtacak bir kuresel toplumun temellerini atmak olduğunu belirtmiştir. Oğretilerinde ve kaleme aldığı eserlerde her bakımdan “birlik” temasını işlemiştir.
Bahaullah ’ın en onemli eseri Akdes Kitabı ’dır (Kitab-ı Akdes). Bu eserini 1873 yılında Akka ’da kaleme aldı. Akdes Kitabı ’nda Bahailiğin prensipleri, uyulması gereken kurallar ve Bahai yonetim sistemi yer alır. Bahaullah ’ın diğer eserleri ise şunlardır; Saklı Sozler, İkan Kitabı, Hz. Bahaullah ’ın Sesi, Hz. Bahaullah ’ın Levihleri, Ordular Rabbi ’nin Cağrısı, Yedi Vadi ve Dort Vadi, Birlik Cadırı, İlahi Sırların Cevherleri, Kurdunoğlu Risalesi, Kutsal Vasiyetnameler.
Bahaullah ’ın eserlerinden bazı alıntılar:
“Bilim, Tanrı ilminin insanlar tarafından bulunan kısmıdır.”
“Dostlar! Birlik cadırı kuruldu; birbirinize yabancı gozuyle bakmayınız. Hepiniz bir ağacın meyveleri ve bir dalın yapraklarısınız.”
“Hic şuphesiz ki hangi milletten, ırktan veya dinden olursa olsun, tum insanlık ilhamını tek bir İlahi Kaynak ’tan almaktadır ve aynı Tanrı ’nın kuludur.”
“Dunya halklarının evrensel bir dil ve ortak bir yazı benimseyecekleri gun yaklaşıyor. Bu olunca, bir insan hangi şehre gidecek olsa, kendi memleketine gelmiş gibi olur.”
“Hasta dunyayı iyileştirmek icin Hakk ’ın takdir buyurduğu en tesirli ilac ve en kuvvetli vasıta, butun milletlerin tek bir gayede ve ortak bir inancta birleşmeleridir.”
[h=4]Bahailikle İlgili Bazı Bilgiler [/h]
Bahailik, Birleşmiş Milletler ’de (BM) temsil edilir.
Dunyadaki siyaset dışı sosyo-ekonomik projelere katkıları vardır.
Dunya uzerinde 200 ’den fazla ulkede 5 milyonun uzerinde Bahai olduğu tahmin edilmektedir.
Bahailikte namaz, oruc, hac ve dua gibi vecibeler vardır. Namaz, bireysel bir ibadettir.
Bahailer gunde 3 vakit namaz kılarlar. Kıbleleri Hayfa ’daki Bahai Dunya Merkezi ’dir.
2-20 Mart tarihleri arasındaki “Âl” ayında 19 gun oruc tutulur. Bahailer, 21 Mart Nevruz Bayramı ’nı “oruc bayramı” olarak kutlar.
Bahailerde “19” rakamı kutsaldır. Yıl 19 aya, ay da 19 gune bolunmuştur. Artık kalan 4 gun ise, Gregoryan Takvimi ’ne gore şubata denk gelen ay olan “mulk ayı” icinde kabul edilir.
Hac ibadetine “hacc” adını veriyorlar ve Bahaullah ’ın Akka ’daki kabrini ziyaret ederek yapıyorlar.
Bahailikte alkol yasaktır, cenaze namazı toplu olarak kılınmaz.
Bahaullah; binicilik, kılıc, hattatlık ve şiir eğitimi alan bir asilzadeydi.
Bahaullah, Tahran ’da bulunan ve “Siyah Cukur” adı verilen zindanda ayakları ağac kutuklerine bağlı, boynu zincire vurulmuş halde 4 ay boyunca işkence gordu ve oğretilerini bu zindanda filizlendirdi.
Bahailiğin doğduğu ulke olan İran ’da Bahailer hala kamu hizmetleri ve universite oğrenimi haklarından yoksun yaşamaktadır.
Bahailer herhangi bir siyasi goruş ve duşunceyi savunmaz ve taraf olmazlar.
Bahaullah, Osmanlı doneminde 40 yıl boyunca surgun hayatı yaşadı. Surgun edildiği yerler sırasıyla şoyledir; Tahran, Kırmanşah, Bağdat, Samsun, İstanbul, Edirne, Midilli, İzmir, İskenderiye, Port Said, Akka ve Hayfa.

Bazı goruşlere gore humanist ve barışcıl bir akım olan Bahailiği, taraftarları “yeni bir din” olarak kabul ederken, genel olarak cıkış tarihi sebebiyle İbrahimî dinler arasında gorulmez. “Yeni bir peygamber ve yeni bir din” iddiası sebebiyle de İslam ’la taban tabana zıt goruşleri vardır. Diğer dinlerle de bazı kritik noktalarda goruş ayrılıkları bulunuyor. Bahailer ise, peygamberlerin aynı din ve oğretileri getirdiğini; dolayısıyla dinlerin bu noktada buluşabileceğini ileri surmektedir.
“Baha” kelimesi Arapca “nur” ve “gorkem” anlamlarındadır.

[h=3]Bahailik Nasıl Doğdu? [/h]Bahailik, Seyyid Ali Muhammed ’in (Bab) kurduğu Babiliğin temelini oluşturduğu ve Mirza Huseyin Ali (Bahaullah) tarafından kurulan bir inanc sistemidir. 1800 ’lu yıllarda İran ’da yaygın olan Babî inancının devamı olarak kurulmuştur. O donemde İran toplumunun icinde bulunduğu sosyal ve kulturel şartlar, Bahailiğin doğuşunda etkili olmuştur. İran ’daki ekonomik ve sosyal sorunlar, baskıcı yonetim anlayışı, ic ve dış problemler halkta buyuk huzursuzluklara yol acmış ve kurtarıcı arayışına yoneltmiştir. Bu sebeple yeni inanc sistemi olarak Bahailik, İran ’da taraftar bulmakta zorlanmamıştır. Bab, 23 Mayıs 1844 yılında Şiraz kentinde yeni bir cağa ve kurtarıcıya işaret ederek, Muslumanların beklediği mehdinin kendisi olduğunu iddia etti. Binlerce kişi Bab ’a inanarak “Babi” oldu. Bab ’ın bu girişimi yonetimin baskısını ve işkencelerini artırdı ve Bab, 1850 yılında Tebriz ’de kurşuna dizilerek infaz edildi. Bircok Babi de buyuk işkencelerle olduruldu.
Bab ’ın oldurulmesinin ardından Bahaullah, Babilere liderliğini ilan etti. Bunun uzerine Bahaullah ve taraftarları Bağdat ’a surgun edildi. 21 Nisan 1863 yılında ise Bahaullah, surgunde iken kendisinin “ilahi elci” olduğunu iddia ederek, Bahailiğin ilkelerini acıkladı. Bahaullah, 3 Mayıs 1863 yılında İstanbul ’a surgun edildi. 16 Ağustos 1863 yılında İstanbul ’a ulaşan Bahaullah, 4 ay sonra da Edirne ’ye surgun edildi. 12 Aralık 1863 yılında ailesi ile birlikte Edirne ’ye ulaştı. Burada 4,5 yıl yaşadı. Bahaullah, 1867 yılında Edirne ’den dunya krallarına ve yoneticilerine mektuplar gondererek oğretilerini ilan etti. 40 yıl Osmanlı topraklarında yaşadı. Osmanlı Devleti, Bahaullah ’a ve Bahailere surgun dışında herhangi bir baskı ve işkence uygulamadı.
Bab ve Bahaullah uhdesindeki yonetim yetkisine “Ahit” ve “Misak” adı verilir. Bu yetki; Bahaullah ’ın vefatının ardından oğlu Abdulbaha ’ya, daha sonra da Abdulbaha ’nın torunu Şevki Efendi ’ye gecmiştir. Ardından bu yetki, İsrail ’in Hayfa kentinde kurulan Yuce Adalet Evi ’ne devredilmiştir. Yuce Adalet Evi, aynı zamanda Bahai Dunya Merkezi ’dir.
Bahaullah, ailesi ve taraftarları 1868 yılında o donemde Osmanlı Devleti toprağı olan İsrail ’in Akdeniz kıyısındaki Akka Kalesi ’ne surgun edildi. En onemli eseri Akdes Kitabı ’nı da burada kaleme aldı. Bahaullah, 29 Mayıs 1892 yılında 75 yaşında Akka ’da vefat etti. Vefat ettiği koşkun hemen yanındaki “Behci” adı verilen bir odaya defnedildi. Akka ’nın hemen yanındaki Hayfa şehri de Bahai Dunya Merkezi oldu.
Bahailiğin diğer kutsal mekanları şu kentlerde bulunur: Chicago Wilmette (ABD), Frankfurt (Almanya), Sidney (Avustralya), Yeni Delhi (Hindistan), Panama, Apia (Samoa), Santiago (Şili), Kampala (Uganda).

[h=4]Bahai Prensipleri [/h]Bahailer, cağın koşullarına ve ihtiyaclarına uygun olarak tum dunyada sevgi, barış ve birlik ortamının sağlanmasını prensip edinmiştir. Bu prensiplerin temelinde insanların tek bir Yaratıcı ’nın kulları olarak tek bir ailenin parcaları olduğu inancı yatar. Bu prensipler cercevesinde topluma faydalı bireyler olma gayreti gosterirler. Bahailer, “tum insanlığın tek bir ağac, tum toplumların bu ağacın dalları ve her bir bireyin bu dallardaki yapraklar veya meyveler olduğu” inancını rehber edinmiştir.
Bahai oğretilerine gore, tum ilahi dinlerin temeli birdir. Dinlerin ortak noktaları, farklılıklarından fazladır. İlahi elcilerin hepsinin oğretileri kesinlikle doğrudur. Butun elciler, insanlığa hizmet etmiş ve ruhları mukemmelliğe ulaştırmak icin rehberlik etmişlerdir.
Bahailier, “Tanrı, derimiz ne renkte olursa olsun, dunyanın hangi bolgesinden gelirsek gelelim, hepimizi sever. O halde biz neden birbirimize yabancılar gibi bakıyoruz?” sorusunu yoneltiyor.
İnsanların “ruhani” ve “maddi” iki doğası vardır. Ruhani doğası ile Allah ’a ulaşırken, maddi doğası ile bu dunya icin yaşar. Maddi doğası; riyakÂrlılığı, sucluluğu ve adaletsizliği yansıtır. Ruhani doğası; sevgi, merhamet, şefkat, doğruluk ve adaleti temsil eder. Kısaca, guzel nitelikler ruhani doğasını, gunahları ise maddi doğasını yansıtır.
Bahailikte kadın ve erkek eşittir. Kadın-erkek eşitliği sadece toplum yararı icin değil, insanın varoluşu ile ilgili temel bir doğrudur. Abdulbaha ’ya gore; insanlık dunyasının iki kanadı vardır; birisi kadınlar, diğeri erkeklerdir. İki kanat eşit derecede gelişene kadar kuş ucamaz. Kanatlardan birisi zayıf kaldığı surece ucmak imkÂnsızdır.
Din, bilimle uyum icindedir. Din dindir, bilim bilimdir. Dinle kazandırılan icsel anlayış, bilimsel keşiflerle butunluk kazanır. Din ve bilimin araştırdığı gerceğin Yaratıcısı tektir. Bir şeyin bilimsel olarak hatalı ve dinî olarak gecerli olması mumkun değildir. Bu gibi celişkiler sadece insanlığın kibri ile bağlantılıdır.
Adalet ve birlik, yoksulluğun yok edilmesi icin iki temel prensiptir. Adalet; yasaların uygulanması, ekonomik sistemlerin duzenlenmesi ve yoksulluğu yok etmek icin insan potansiyelinden yararlanabilen aracları sağlar. Maddi kaynaklar, insan refahını tek başına sağlayamaz.
Bahailiğin prensiplerini ve oğretilerini ozetleyecek olursak: Allah birdir; ilahi dinlerin temeli birdir; insanlık Âlemi birdir; din, bilim ve akıl uyum icindedir; dinsel, ırksal ve etnik taassuplar terk edilmelidir; kadın ve erkek eşittir; insanlığın barışı icin calışılmalıdır; evrensel eğitim hedeflenmelidir; ozgur duşunce ile gercekler araştırılıp ortaya cıkarılmalıdır; aşırı zenginlik ve yoksulluk kaldırılmalıdır.

(Bahaullah'ın Edirne'de surgunde kaldığı ev)
[h=3]Turkiye ’de Bahailik [/h]Bahailik, Bahaullah ’un İstanbul ’a surgun edilmesi ile Anadolu ’ya yayılmaya başlamıştır. 3 Mayıs 1863 yılında Bağdat ’tan ayrılan Bahaullah, o donemde Osmanlı İmparatorluğu başkenti olan İstanbul ’a doğru yola cıktı. Anadolu ’nun ceşitli koy, kasaba ve şehirlerine uğrayan Bahaullah, Turkiye ’deki Bahailiğin de temelini atmıştır. Boylece yerel bir Bahai topluluğu oluşmuştur. 16 Ağustos 1863 yılında İstanbul ’a ulaşan Bahaullah, 4 ay sonra Edirne ’ye surgun edildi.
Bahaullah ’ın Edirne ’de kaldığı eve Arz-ı Sır (Sır Kenti) adı verilir. Bahailik, Edirne ’den dunyaya yayılmaya başlamıştır. Bahailik misyonunun en onemli gelişmeleri Bahaullah ’ın Edirne ’de kaldığı donemde yaşanmıştır. Bahaullah, Edirne ’den krallara ve hukumdarlara mektuplar gondererek yeni bir inanc sistemi olarak Bahailiği dunyaya ilan etmiştir.
Bahaullah, Edirne ’den Akka ’ya surgun edilirken şoyle demiştir: “Bu genc bu diyardan ayrıldı ve her ağacın ve her taşın altına bir emanet bıraktı. Allah yakında bu emanetleri Hakk ’ın kudreti ile meydana cıkaracaktır.”

[h=4]Bahaullah ’ın Eserleri [/h]Bahaullah; milliyetleri, inancları veya etnik kokenleri ne olursa olsun butun insanlığın asıl sorununun; insan tabiatının birliğini yansıtacak bir kuresel toplumun temellerini atmak olduğunu belirtmiştir. Oğretilerinde ve kaleme aldığı eserlerde her bakımdan “birlik” temasını işlemiştir.
Bahaullah ’ın en onemli eseri Akdes Kitabı ’dır (Kitab-ı Akdes). Bu eserini 1873 yılında Akka ’da kaleme aldı. Akdes Kitabı ’nda Bahailiğin prensipleri, uyulması gereken kurallar ve Bahai yonetim sistemi yer alır. Bahaullah ’ın diğer eserleri ise şunlardır; Saklı Sozler, İkan Kitabı, Hz. Bahaullah ’ın Sesi, Hz. Bahaullah ’ın Levihleri, Ordular Rabbi ’nin Cağrısı, Yedi Vadi ve Dort Vadi, Birlik Cadırı, İlahi Sırların Cevherleri, Kurdunoğlu Risalesi, Kutsal Vasiyetnameler.
Bahaullah ’ın eserlerinden bazı alıntılar:
“Bilim, Tanrı ilminin insanlar tarafından bulunan kısmıdır.”
“Dostlar! Birlik cadırı kuruldu; birbirinize yabancı gozuyle bakmayınız. Hepiniz bir ağacın meyveleri ve bir dalın yapraklarısınız.”
“Hic şuphesiz ki hangi milletten, ırktan veya dinden olursa olsun, tum insanlık ilhamını tek bir İlahi Kaynak ’tan almaktadır ve aynı Tanrı ’nın kuludur.”
“Dunya halklarının evrensel bir dil ve ortak bir yazı benimseyecekleri gun yaklaşıyor. Bu olunca, bir insan hangi şehre gidecek olsa, kendi memleketine gelmiş gibi olur.”
“Hasta dunyayı iyileştirmek icin Hakk ’ın takdir buyurduğu en tesirli ilac ve en kuvvetli vasıta, butun milletlerin tek bir gayede ve ortak bir inancta birleşmeleridir.”

[h=4]Bahailikle İlgili Bazı Bilgiler [/h]
Bahailik, Birleşmiş Milletler ’de (BM) temsil edilir.
Dunyadaki siyaset dışı sosyo-ekonomik projelere katkıları vardır.
Dunya uzerinde 200 ’den fazla ulkede 5 milyonun uzerinde Bahai olduğu tahmin edilmektedir.
Bahailikte namaz, oruc, hac ve dua gibi vecibeler vardır. Namaz, bireysel bir ibadettir.
Bahailer gunde 3 vakit namaz kılarlar. Kıbleleri Hayfa ’daki Bahai Dunya Merkezi ’dir.
2-20 Mart tarihleri arasındaki “Âl” ayında 19 gun oruc tutulur. Bahailer, 21 Mart Nevruz Bayramı ’nı “oruc bayramı” olarak kutlar.
Bahailerde “19” rakamı kutsaldır. Yıl 19 aya, ay da 19 gune bolunmuştur. Artık kalan 4 gun ise, Gregoryan Takvimi ’ne gore şubata denk gelen ay olan “mulk ayı” icinde kabul edilir.
Hac ibadetine “hacc” adını veriyorlar ve Bahaullah ’ın Akka ’daki kabrini ziyaret ederek yapıyorlar.
Bahailikte alkol yasaktır, cenaze namazı toplu olarak kılınmaz.
Bahaullah; binicilik, kılıc, hattatlık ve şiir eğitimi alan bir asilzadeydi.
Bahaullah, Tahran ’da bulunan ve “Siyah Cukur” adı verilen zindanda ayakları ağac kutuklerine bağlı, boynu zincire vurulmuş halde 4 ay boyunca işkence gordu ve oğretilerini bu zindanda filizlendirdi.
Bahailiğin doğduğu ulke olan İran ’da Bahailer hala kamu hizmetleri ve universite oğrenimi haklarından yoksun yaşamaktadır.
Bahailer herhangi bir siyasi goruş ve duşunceyi savunmaz ve taraf olmazlar.
Bahaullah, Osmanlı doneminde 40 yıl boyunca surgun hayatı yaşadı. Surgun edildiği yerler sırasıyla şoyledir; Tahran, Kırmanşah, Bağdat, Samsun, İstanbul, Edirne, Midilli, İzmir, İskenderiye, Port Said, Akka ve Hayfa.