Kuyruklu yıldızlar guneş sisteminde hareket eden genellikle donmuş gazlar ve az oranda kaya ile tozdan oluşan duzensiz şekillere sahip, kucuk boyutlu kutlelerdir. Kuyruklu yıldızların capları genellikle birkac kilometrenin ustune cıkmaz. Kutlenin ana govdesine cekirdek (nukleus) adı verilir. Cekirdek bunyesinde su, metan, nitrojen ve diğer buzlardan bulunur.
Kuyruklu yıldızlar guneşin etrafında cok uzun yorungelere sahiptirler. Sadece Guneş ’e yaklaştıkları zaman gozle (teleskop kullanılsa bile) gorulmeye başlarlar. Normalde son derece soğuk kutlelerdir; guneş ışınları tarafında ısıtılmaya başlayınca yapılarındaki buz sublimleşmeye (katı halden gaz hale geciş) başlar. Buz kristalleri ve toz, cekirdekten solar ruzgarlar ile ayrılmaya başlar ve kutlenin arkasında bir cift kuyruk oluşturur. Dunyadan kuyruklu yıldızları izlerken genellikle gozlemlediğimiz, toz kuyruklarıdır.
[h=3]Kuyruklu Yıldızlar Nereden Gelir? Nasıl Oluşmuştur? [/h]Yirminci yuzyılın ortalarına kadar astronomlar, kuyruklu yıldız ve asteroitlerin nasıl oluştuğuna ve nerden geldiğine dair sınırlı bilgiye sahipti. Asteroitlerin cok eskiden olan bir gezegen patlamasından kaldıkları, kuyruklu yıldızların ise vakumda ucan kum ve taş parcalarından oluştuklarına inanılmaktaydı. Teoriye gore ne zaman bu parcacıklar bir gezegenin yorungesine girse, cekim kuvveti kuyruklu yıldızı İc Guneş Sitemine (Merkur, Venus, Dunya ve Mars ’ın bulunduğu bolge) cekmekte ve Dunya ’dan gorulmesini sağlamaktaydı. Fakat zamanla teorilerde bazı acıkların olduğu keşfedildi. Bazı bilim insanları hareket eden kum kutleleri teorisinin yetersiz olduğunu iddia etti. Bu teori periyodik olarak Guneş ’in yakınından gecen kuyruklu yıldızlarda her seferinde nasıl bir kuyruğun oluşabildiğini acıklayamıyordu. Onceleri kum tanelerinin guneşe yaklaşınca eriyecek şekilde buz ile kaplı olduğu duşunuldu. Fakat bu durumda da az miktardaki buz tek bir gecişte eriyip kaybolacaktı. Geriye kalan tek olasılık kuyruklu yıldızların kum ve taştan değil buyuk buz kitlelerinden oluşan katı yapılar olmasıydı. Bu sonuc bilim insanlarını kuyruklu yıldızların nereden geldiğini baştan duşunmeye zorladı cunku bu buyuklukte buz kutleleri Guneş Sisteminin sadece belli noktalarından oluşabilirdi.
Kuyruklu yıldızlar guneş sistemimizdeki iki farklı bolgeden gelmektedir: Kuiper Kemeri ve Oort Bulutu. Bu iki bolgede iclerinde milyarlarca kuyruklu yıldız barındırır. Fakat genişlikleri o kadar fazladır ki hicbir kuyruklu yıldız birbirine Dunya ile Guneşin arasındaki mesafeden daha fazla yaklaşmaz.
Kuiper Kemeri 3.2 milyar kilometre genişliğindedir; Neptun ’un Yorungesinin dışına cıkar cıkmaz başlar, bu guneşin 4.8 milyar kilometre uzaklığındadır, ve yaklaşık guneşten 8 milyar kilometre uzaklığa ulaşıncaya kadar devam eder.Kuiper Kemeri buz yığınlarından oluşan, yer yer kalınlığı değişen duz bir disk şeklinde gorunmektedir. Bilim insanları Kuiper ’den gelen kuyruklu yıldızların, oldukları yerlerde, Guneş Sistemimiz ’in gezegensel kısmının dışında oluştuğuna inanmaktadır. Kuyruklu yıldızlar dışında Kemer, Kuiper Kemeri Nesneleri (KBOs) adına sahip, neredeyse Ay buyukluğunde, cok daha buyuk nesneler barındırmaktadır. Bilim insanları bunların bazılarının “cuce gezegenler” olduğunu duşunmektedir. Pluto, UB313 (Eris) ve Ceres bunlara ornektir.
Oort Bulutu ise Guneş Sisteminin en dış sınırlarında Guneşten 30 trilyon km uzaklıkta bulunur! Bu mesafe bir ışık yılından fazladır ve Guneş Sistemine en yakın yıldıza (Proxima Centuari) olan uzaklığımızın ucte biridir. Oort Bulutu Kuiper gibi disk şeklinde değildir, bir topa benzer ve muntazam buyukluktedir. Guneşin ve geri kalan Guneş Sisteminin tamamını cepecevre sarar. Milyarlarca buz parcası Guneşin zayıf cekiminde hareket eder.
İlginc bir şekilde bilim insanları Oort Bulutundan gelen kuyruklu yıldızların Kuiper ’den gelenlere gorece olarak Guneş ’e daha yakın oluştuklarını soylemektedir. Bu kuyruklu yıldızlar buluttan Saturn, Jupiter, Uranus ve Neptun ’un cekim gucu ile dışarı fırlatılırlar. Bir teoriye gore Oort zamanla buyuk gezegenlerin cekiminden kopan kuyruklu yıldızlardan Guneş Sisteminin dışına cıkamayanlar tarafından oluşturulmuştur. Başka bir teori ise bu kuyruklu yıldızların Guneş Sistemi dışında oluşup Guneş ’in cekim gucune yakalanıp iceri cekildiğini soylemektedir.
Genellikle 200 yıl ve daha kısa yorunge sureleri olan kuyruklu yıldızların Kuiper ’den daha uzun yorunge suresine sahip kuyruklu yıldızların ise Oort ’dan geldiğine inanılır.
[h=2]Kuyruklu Yıldızların Ozellikleri [/h]Kuyruklu Yıldızların yapıları ve ne oldukları hususunda pek cok yanlış kanı bulunmaktadır. Hatta bu yanlış anlaşılmalar bir grup insanın Dunya ’nın yakınından gececek olan Hale-Bopp kuyruklu yıldızının ruhlarını kurtaracak uzay gemisi olduğuna inanarak intihar etmesine kadar varmıştır (Heaven ’sGate vakıası). Kuyruklu yıldızlar hakkındaki onemli ozellikleri sıralayacak olursak:

Kuyruklu yıldızların ana govdesi buzdan oluşur buyuklukleri birkac metreden birkac kilometreye kadar cıkabilir.
Kuyruklu yıldızın yorungesinin Guneş ’e en yakın noktasına “perihelion” Guneş ’e en uzak noktasına “aphelion” denir.
Guneşe yaklaştıkca kuyruklu yıldız ısınır ve yapasındaki buz sublimleşmeye başlar. Eğer buz kuyruklu yıldızın yuzeyine yakınsa, icindeki materyalleri dışarı atan bir mini gayzer oluşur.
Dokulen materyaller kuyruklu yıldızın etrafında yorunge alır. Eğer Dunya bu yorungeye yakın gecerse bu materyaller “meteor yağmuru” olarak Dunyaya yağar.
Kuyruklu yıldız yorungesi sırasında Guneşin yakınından her gectiğinde sublimleşme sebebi ile kutlesinin bir kısmını kaybeder. Yeteri kadar Guneşin yakınından gecen kuyruklu yıldız parcalanır ve yok olur. Bunun dışında kuyruklu yıldızlar Guneşin veya başka bir gezegenin cok yakınından gecerse de yol olabilir.
Kuyruklu yıldızlar genellikle donmuş su, cok soğuk metan, amonyak ve karbondioksit buzlarından oluşur. Bu buzlar belli oranda kaya, toz ve diğer metalik Guneş Sistemi molozları ile karışmıştır.
Kuyruklu yıldızların iki kuyruğu vardır. Cıplak gozle gorulebilen toz kuyruğu ve fotoğraflanabilen ama cıplak gozle gorulemeyen plazma kuyruğu.
Kuyruklu yıldızların yorungeleri genellikle elips şeklindedir.
Kuyruklu yıldızların bircoğu Kuiper Kemeri ve Oort bulutunda oluşur. Bunlar Guneş Sisteminin en dış iki bolgesidir.
Kuyruklu yıldızlar uzay gemileri veya uzaylı ustleri değildir. Oluşum tarihleri Guneş Sisteminin ilk gunlerine ve gezegenlerin oluşumuna kadar uzanan uzay kutleleridir.
[h=4]Kuyruklu Yıldızların İsimlendirilmesi [/h]Kuyruklu yıldızlar birkac kategoriye ayrılır. Bunların en onemlisi periyodik olup olmadıklarıdır. Gecmişte kuyruklu yıldızlar keşfeden kişinin ismi ile adlandırılırdı (Sir Edmond Halley tarafından keşfedilen Halley Kuyruklu Yıldızı gibi). Modern zamanda ise kuyruklu yıldızların isimlendirilmesi Uluslararası Astronomi Orgutu (International Astronomical Union) tarafından belirlenen regulasyonlar ile yapılmaktadır. Her kuyruklu yıldıza bir resmi etiket verilir aynı zamanda onu keşfeden kişinin (uc bağımsız kÂşife kadar) soyadı ile de tanımlanabilir. İsimlendirme proseduru şu şekilde işler: Kuyruklu yıldız keşfedildiği zaman ona periyodik olup olmadığına gore bir harf verilir (P veya C), buna bulunduğu yıl eklenir. Son olarak bulunduğu ayın hangi yarısında olduğuna gore son bir etiket verilir. Orneğin 2015 yılının Ocağının ilk yarısında bulunan periyodik bir kuyruklu yıldız P/2015 A2 adını alır. Son zamanlarda bulunan kuyruklu yıldızların coğu otomatik aletler ve bilgisayarlar ile bulunduğu icin soyadı ile isimlendirilen kuyruklu yıldızlar oldukca nadirdir.
[h=4]Unlu Kuyruklu Yıldızlar[/h]Unlu kuyruklu yıldızlar arasında periyodik olmayanlardan en iyi bilinenler: Hale-Bopp (C/1995 O1), Hyakutake (C/1996 B2), McNaught (C2006 P1), veLovejoy (C/2011 W3) kuyruklu yıldızlarıdır. Bu kuyruklu yıldızlar gokyuzunu bir kere aydınlatmıştır ve bir daha gorulmeyecektir. Başka bir iyi bilinen kuyruklu yıldız olanShoemaker-Levy 9 (D/1993 F2) Jupiter ’in cok yakınından gecmesi sonu yok olmuştur (D harfi kuyruklu yıldızın yok olduğundan emin olunduğunda kullanılır).
Periyodik olan kuyruklu yıldızlardan en unlusu ise Halley (1P/Halley) kuyruklu yıldızıdır. Halley 76 yılda bir ic guneş sistemine doner.