
Pelagianizm, dorduncu ve beşinci yuzyıllarda etkili olan teolojik bir akımdır. Hıristiyanlığın “ilk gunah” doktrinlerini reddeder. “Sapkın” olarak gorulur.
Pelagianizm veya Pelagiusculuk, Hıristiyanlıktan doğan “heretik” akımlardan biridir. Hıristiyanlığın kutsal metinlerine ve ilkelerine aykırı, “sapkın” bir teolojik akım olarak gorulur. Hıristiyanlığın oğretilerine karşı geliştirilen doktrinlerle taraftar bulmuştur. Hıristiyanların kutsal oğretilerinde yer alan “insanların ana rahmine duştuğu andan itibaren gunahkÂr olduğu; butun insanların gunahları sebebiyle oldukleri” ilkelerini reddeder. İskoc keşiş Pelagius ’un “Hıristiyanlar arasındaki ahlakî dereceleri yukseltme cabalarının bir sonucu” olarak ortaya cıkmıştır. Kilise tarafından şiddetle reddedilen Peliagianizm oğretileri, Hz. Âdem ’in gunahlarının diğer nesilleri etkilemeyeceği temelinde gelişmiştir. Hıristiyan doktrinlerine aykırı olarak insanların gunahsız olarak doğduğu goruşunu savunur. M.S. 4. ve 5. yuzyıllarda Roma ’da ve Afrika ’da bulunan Pelagius tarafından geliştirilen asketik (cileci) bir harekettir. Tanrı ’ya karşı bağımlı ve muhtac olmama gibi duşuncelere sebebiyet verdikleri icin kilise tarafından mahkûm edilen bir akımdır. Gunumuz kiliselerinin coğunda Pelagianizm ’in etkileri gorulmektedir. Modern Hıristiyanlardan bazıları, inanclarını “kendi sectikleri bir şey” olarak gorur. Bu yonelişler, Pelagianizm ’in etkileri olarak yorumlanır.

(Pelagius, 354-418 yılları arasında yaşamış bir keşiştir!)
[h=3]Pelagius Kimdir? [/h]M.S. 354-418 yılları arasında yaşayan Pelagius, İskoc bir keşişti. Bazı kaynaklarda İngiliz veya İrlandalı olduğu da belirtilir. Pelagianizm oğretilerini geliştiren isimdir. 380-385 yılları arasında hukuk oğrenmek icin Roma ’ya gelmiştir. Grekce ve Latince konuşabilmektedir. 410 yılında oğrencisi İngiliz teolog Caelestius ile birlikte tepkiler uzerine Roma ’yı terk ederek Sicilya ve Kuzey Afrika ’ya gitti. Caelestius, Pelagianizm acısından onemli bir isimdir. Pelagius'un oğrencisi olmasının yanında maddi ve manevi acıdan yol arkadaşıdır. Sicilya ’da birlikte fikirlerini anlatmışlardır. Daha sonra Afrika'da bir sure kalan Pelagius, buradan Filistin'e gecerken; talebesi Caelestius, Kartaca'da kalmıştır.
Pelagius, insanların gunahları miras olarak almadıklarını; gunah lekesi ile doğmadıklarını savunmuştur. Tanrı ’nın insan ruhunu ozgun olarak yarattığı; bu yuzden her insanın ruhunun ozgun ve gunahsız olduğu doktrinleri ile taraftar bulmuştur. Hz. Âdem ’in gunahlarının daha sonra dunyaya gelen insanları, nesilleri etkilemediğini oğretmiştir. Pelagius, oldukca edebi yazılar kaleme alabiliyordu. Yazılarında genel olarak Mesih ’e inanan butun insanların yuksek ahlÂklı olduklarına vurgu yapıyordu. Ona gore, bu ahlÂk yuksekliği sadece din adamlarına ozgu değildi.
Pelagius, Hıristiyanlar arasında artan ahlÂksızlık uzerine insanın sorumluluklarıyla ilgili ceşitli tezler ileri surmuştur. Pelagius ’un “ahlÂkcılık” temelinde savunduğu onemli goruşler şunlardır: İnsanlar hem iyilik hem de kotuluk yapabilir. Notr olarak dunyaya gelirler. Tanrı, insanların kurtuluşu icin yardımcı olur. Hz. Âdem ’in gunahları, sadece kotu bir ornek olarak insanları etkileyebilir. Bedenin kirlenmesi insanı gunahkÂr yapmaz. Lutuf oğretisi gunaha yol acar. İnsanlar, her bir değişik davranış icin Tanrı ’nın lutfuna ihtiyac duyar. Tanrı tarafından buyrulmuş olan herhangi bir emrin yerine gelmesi icin lutuf verilmiştir. Yaratılışın ya da yaşamın lutfu kendisindedir. Gunah işlememe yeteneği de bir lutuftur. İlahi lutfa mazhar olabilmek icin insanlara ozgur irade verilmiştir. Mesih ’in gelmesi ve oğretileri, Tanrı ’nın bir lutfu ve orneğidir. İnananlar, mukemmel olabilir.
Pelagius ’un eserlerinden bazıları şunlardır; Expositions of Thirteen Epistles of St. Paul (405), De Fide Trinitatis, Liber Eclogarum, De Natura (414), Ad Demetriadem (414), De Libero Arbitrio (416), De Divina Lege, De Virginitate, De Vita Christiana, Libellus Fidei (417), Liber Testimoniorum ve Ad Celantiam.
[h=3]Pelagianizm Oğretileri? [/h]Girişte de bahsedildiği gibi Pelagianizm, insanların gunaha karşı doğal bir yatkınlığı olmadığını; doğduklarında melekler gibi gunahsız olduklarını savunur. Bu noktada Hıristiyanlıktan ayrılır. Cunku Hıristiyanlığın kutsal metinlerinde, Hz. Âdem ’in gunahı sebebiyle daha sonra dunyaya gelen insanlar gunah icinde doğmuştur. Pelagianizm, insanların gunahlarının Tanrı ’nın merhamet ve lutfuna engel olacak olcude buyuk olmadığını savunur. Pelagianist duşunce, Hıristiyanlığın kutsal metinlerine aykırı ve sapkın ilan edilmiş, reddedilmesi gerektiği vurgulanmıştır.
Pelagianizm, Hıristiyan teolojisinde ilahi rahmetten başka insanın kendi gayret ve cabalarıyla da kurtuluşa doğru yol alabileceğini savunan bir doktrindir. İnsanlara gunah işleyip işlememe seceneği sunar. Gunah işlemeyen insan, gunahsız kalabilir. Bu oğretiler, Hıristiyanların kutsal metinlerindeki “Efesliler 2:1-2, Matta 15:18-19, Romalılar 7:23, İbraniler 6:1, 9:14” gibi bazı ayetlerine aykırıdır.
Pelagianizm ’in diğer bazı oğretilerini şoyle sıralayabiliriz:
Hz. Âdem kutsal olarak yaratılmamıştır.
İnsan yaratılışında ne gunahlıdır, ne de gunahsızdır.
“İlk gunah” dogması tartışmalıdır.
İnsanlar kendi cabaları ile erdeme ve cennete ulaşabilir.
İnsanlar dunyaya Hz. Âdem ’den bağımsız olarak dunyaya gelir.
Gunah işleme ve işlememe yeteneği eşit duzeydedir.
Gunah, engellenebildiği halde işlenirse gunahtır.
Gunahlar, soya bağlı değildir. Yani soydan gelen gunah yoktur.
Kişiler iyi insanlar olarak doğar, kurtuluş icin gerekeni yapmaya yeteneklidir.
İnsan iyi de olabilir kotu de olabilir; lutfa layık olabilir, ayıplanmış da olabilir.
İnsanın bireysel davranışları, iyi veya kotu olmasına yol acar.
Kurtuluş ve mutluluk, insanın bireysel davranışlarının sonucudur.
İnsan kendi ozgur iradesi ile iyi ve mutlu olabilir.
[h=4]Yarı (Semi) Pelagianizm Nedir? [/h]Yarı veya Semi Pelagianizm; yarı gunahkÂr, yarı ahlak bozukluğu veya yarı sapkınlık şeklinde tanımlanır. M.S. 432 yılında keşiş Aziz John Cassian (360-435) tarafından geliştirildiği iddia edilen bir akımdır. Pelagianizm gibi Hıristiyanlığın şiddetle reddettiği teolojik fikirleri icerir. Hıristiyanlığa gore insanlar “yarı gunahkÂr” veya “gunahla kısmen lekelenmiş” olamaz; Tanrı ’nın lutfu olmadan O ’nunla işbirliği yapılamaz. Yarı Pelagiusculukta ise, Tanrı bazen kurtuluş konusunda inisiyatifi kendi ellerine alır. İnsan iradesi tam anlamıyla olu değildir; hastalıklı bir durumdadır ve lutfun rehberliğine ihtiyacı vardır. Lutuf karşı konulamaz değildir. Secilmişlik Tanrı ’nın insanların imanlarında gorduklerine bağlıdır.
[h=4]Pelagius ve Aziz Augustinus [/h]Pelagius ile donemin unlu filozofu Aziz Augustinus, donemin en şiddetli tartışmalarının odağındaki iki isimdir. Aziz Augustinus, “sapkın” olarak gorduğu Donatistlerle ve Pelagiuscularla uzun sure mucadele etmiştir. Unlu Hıristiyan teolog John Wesley, Pelagius'un gercek teolojisinin, Augustinus tarafından yanlış anlaşıldığını ve carpıtıldığını ileri surmuştur.
Pelagianizmin lideri Pelagius, insan tabiatı ile ilgili fikirleri sebebiyle Augustinus ’la fikrî ayrılıklar ve tartışmalar yaşamıştır. Augustinus, Pelagiusculukla ilgili 15 kitap yazmıştır. Bu kitaplar, tamamen “Anti-Pelagianist” duşunceler ihtiva eden bir kulliyattır. Pelaguis, “ilk gunah dogması”nı reddederken; Augustinus, “asl gunah dogması”nın mutlak olarak varlığını ileri surer.
Pelagius ile Augustinus, 411-413 yılları arasında mektuplaşmışlardır. Augustinus, bir mektubunda Pelagius'a yonelik şu ifadeleri kaleme almıştır; “Bana mektup yazıp saadet icinde bulunduğunla ilgili bilgi vermenden dolayı cok mutluyum. Tanrı seni, guzelliklerle odullendirsin benim sevgili efendim ve kardeşim. Umarım Tanrı seni hep boyle kutsasın ve ebediyen bu olumsuz Tanrı ile yaşa. Ben kendimi, senin mektuplarında bahsettiğin guzellikler icinde saymıyorum. Ancak senin benim icin dile getirdiğin guzel dileklerden dolayı memnuniyet duyuyorum. Tanrı ’nın yardımıyla, senin beni gorduğun şekilde olmam icin Tanrı'ya benim adıma dua etmeni istiyorum. Tanrı ’ya karşı senin guven icinde ve hoşnut olarak kalmanın devamlı olmasını istiyorum. Ey sevgili efendim ve kardeşim! Bizleri unutma!”
Pelagius, bu mektubu, Augustinus ’un kendisini desteklediği yonunde kullanmıştır. Pelagius ve Augustinus, uzun suren teolojik tartışmalara rağmen bir kere bile yuz yuze gelmemişlerdir. Pelagius, fikirlerine şiddetle muhalefet eden Augustinus ile yuzleşmek icin 410 yılında Hippo ’ya gitmiş; ancak ama onu yerinde bulamamıştır. Farklı vesilelerle goruşme gayretleri de sonucsuz kalmıştır. Pelaguis ile karşı karşıya gelemeyen Augustinus, Pelagius ’u ve Pelagianizm ’i ceşitli yollarla mahkûm ettirmiştir.
431 yılında Efes Konsulu ’nde Pelagianizm ’in “heretik” ilan edilmesinde en buyuk etken Augustinus ’tur. Kilise Pelagianizm ’i “heretik bir akım” olarak ilan ettiğinde Augustinus buyuk bir zafer kazanmış edasındaydı. Pelagius, bu mahkûmiyetinden dolayı “en sapkın Hıristiyan sucluları” arasında anılmaya başlandı. Aziz Augustinus, Donatizm ve Pelagianizm ’le ilgili tartışmalarda teolojik konulardan cok devlet gucunu on plana cıkarmıştır. Donemin devlet yoneticileri ve mahkemeleri, Augustinus ’la birlikte hareket ederek, farklı duşunceler ortaya koyan bu iki dini akımı mahkûm etmiştir. Augustinus, muhalif grupları yok edebilmek icin devlet gucu gibi mevcut her gucun kullanabileceği fikrinin yayılmasına yol acmıştır.
[h=4]Pelagianizm ’in Sonu [/h]Pelagiuscu duşunceye karşı Augustinus başta olmak uzere donemin imparatorları ve devlet adamları da buyuk bir mucadele vermiştir. Augustinus taraftarı Afrikalı piskoposlar, 416 yılında Kartaca'da bir araya gelerek Filistin'deki Pelagianizm hareketi ile ilgili İspanyol asıllı piskopos Orosius ’tan bilgi alırlar. Bu toplantıda Pelagius ve Caelestius'un aforozu ilan edilerek bir mektupla Papa Innocent'e bildirilir. Augustinus da, Mileve'de (Nimudia) toplanan 55 piskoposun imzaladığı “Pelagianizm olgusuna Papa'nın el koyması yonundeki” mektubu Papa ’ya iletir. Papa Innocent, 417 yılında Pelagius ve Caelestius'un aforozunu onaylar.
Papa Innocent'in “aforoz” mektubu, Afrikalı piskoposları, Augustinus ve taraftarlarını sevindirir. Bundan 2 ay sonra Innocent olur. Onun yerine Zosimus, papa olur. Afrikalıların sevincleri uzun surmez. Cunku Caelestius, 417'de Papa Innocent'in yerine gecen Zosimus'u, Eylul 417'de yapılan bolgesel bir sinodda, inancının doğruluğuna inandırmıştır. Zosimus, onun duşunceleri hakkında tamamen tatmin edici şeklinde bir acıklama yapar. Bundan sonra Zosimus, Caelestius'u, yapılan ithamlardan temize cıkarmak icin bir sinod daha toplatır. Zosimus'un Pelagius hakkındaki kararları da, o donemde Roma'nın Augustinus teolojisinden daha cok Pelagius teolojisine yakın olduğu şeklinde yorumlanır.
Bu kararlar imparatorlukta huzursuzluğa yol acar. Bu tur bir ic savaşın oluşmaya başlaması, Ravenna'da ikamet eden İmparator Honorius'u rahatsız eder. Honorius, Afrikalı piskoposların da etkisiyle, 30 Nisan 418 tarihinde Pelagius ve Caelestius'u Roma'dan uzaklaştırıp Pelagianizm taraftarlarının mallarının musadere edilerek surgune gonderileceklerini ilan eder. Bunun uzerine Papa Zosimus, onceki kararını gozden gecirmek zorunda kalarak Mayıs 418'de Kartaca'da bir konsul toplatır. Kartaca'da 215 piskopos bir araya gelir ve “aslî gunah” hakkında Pelagianizm karşıtı bir goruş benimsenir. Bu gelişmeler sonucunda Zosimus, “Epistole Tractoria” olarak bilinen deklarasyonu ile Pelagius ve Caelestius'un goruşunu mahkûm eder. Boylece Pelagianizm, resmî olarak kÂğıt uzerinde sona erer. Pelagius'un bu gelişmelerden nasıl bir hayat yaşadığı hakkında fazla bir bilgi bulunmuyor!


(Pelagius, 354-418 yılları arasında yaşamış bir keşiştir!)
[h=3]Pelagius Kimdir? [/h]M.S. 354-418 yılları arasında yaşayan Pelagius, İskoc bir keşişti. Bazı kaynaklarda İngiliz veya İrlandalı olduğu da belirtilir. Pelagianizm oğretilerini geliştiren isimdir. 380-385 yılları arasında hukuk oğrenmek icin Roma ’ya gelmiştir. Grekce ve Latince konuşabilmektedir. 410 yılında oğrencisi İngiliz teolog Caelestius ile birlikte tepkiler uzerine Roma ’yı terk ederek Sicilya ve Kuzey Afrika ’ya gitti. Caelestius, Pelagianizm acısından onemli bir isimdir. Pelagius'un oğrencisi olmasının yanında maddi ve manevi acıdan yol arkadaşıdır. Sicilya ’da birlikte fikirlerini anlatmışlardır. Daha sonra Afrika'da bir sure kalan Pelagius, buradan Filistin'e gecerken; talebesi Caelestius, Kartaca'da kalmıştır.
Pelagius, insanların gunahları miras olarak almadıklarını; gunah lekesi ile doğmadıklarını savunmuştur. Tanrı ’nın insan ruhunu ozgun olarak yarattığı; bu yuzden her insanın ruhunun ozgun ve gunahsız olduğu doktrinleri ile taraftar bulmuştur. Hz. Âdem ’in gunahlarının daha sonra dunyaya gelen insanları, nesilleri etkilemediğini oğretmiştir. Pelagius, oldukca edebi yazılar kaleme alabiliyordu. Yazılarında genel olarak Mesih ’e inanan butun insanların yuksek ahlÂklı olduklarına vurgu yapıyordu. Ona gore, bu ahlÂk yuksekliği sadece din adamlarına ozgu değildi.
Pelagius, Hıristiyanlar arasında artan ahlÂksızlık uzerine insanın sorumluluklarıyla ilgili ceşitli tezler ileri surmuştur. Pelagius ’un “ahlÂkcılık” temelinde savunduğu onemli goruşler şunlardır: İnsanlar hem iyilik hem de kotuluk yapabilir. Notr olarak dunyaya gelirler. Tanrı, insanların kurtuluşu icin yardımcı olur. Hz. Âdem ’in gunahları, sadece kotu bir ornek olarak insanları etkileyebilir. Bedenin kirlenmesi insanı gunahkÂr yapmaz. Lutuf oğretisi gunaha yol acar. İnsanlar, her bir değişik davranış icin Tanrı ’nın lutfuna ihtiyac duyar. Tanrı tarafından buyrulmuş olan herhangi bir emrin yerine gelmesi icin lutuf verilmiştir. Yaratılışın ya da yaşamın lutfu kendisindedir. Gunah işlememe yeteneği de bir lutuftur. İlahi lutfa mazhar olabilmek icin insanlara ozgur irade verilmiştir. Mesih ’in gelmesi ve oğretileri, Tanrı ’nın bir lutfu ve orneğidir. İnananlar, mukemmel olabilir.
Pelagius ’un eserlerinden bazıları şunlardır; Expositions of Thirteen Epistles of St. Paul (405), De Fide Trinitatis, Liber Eclogarum, De Natura (414), Ad Demetriadem (414), De Libero Arbitrio (416), De Divina Lege, De Virginitate, De Vita Christiana, Libellus Fidei (417), Liber Testimoniorum ve Ad Celantiam.
[h=3]Pelagianizm Oğretileri? [/h]Girişte de bahsedildiği gibi Pelagianizm, insanların gunaha karşı doğal bir yatkınlığı olmadığını; doğduklarında melekler gibi gunahsız olduklarını savunur. Bu noktada Hıristiyanlıktan ayrılır. Cunku Hıristiyanlığın kutsal metinlerinde, Hz. Âdem ’in gunahı sebebiyle daha sonra dunyaya gelen insanlar gunah icinde doğmuştur. Pelagianizm, insanların gunahlarının Tanrı ’nın merhamet ve lutfuna engel olacak olcude buyuk olmadığını savunur. Pelagianist duşunce, Hıristiyanlığın kutsal metinlerine aykırı ve sapkın ilan edilmiş, reddedilmesi gerektiği vurgulanmıştır.
Pelagianizm, Hıristiyan teolojisinde ilahi rahmetten başka insanın kendi gayret ve cabalarıyla da kurtuluşa doğru yol alabileceğini savunan bir doktrindir. İnsanlara gunah işleyip işlememe seceneği sunar. Gunah işlemeyen insan, gunahsız kalabilir. Bu oğretiler, Hıristiyanların kutsal metinlerindeki “Efesliler 2:1-2, Matta 15:18-19, Romalılar 7:23, İbraniler 6:1, 9:14” gibi bazı ayetlerine aykırıdır.
Pelagianizm ’in diğer bazı oğretilerini şoyle sıralayabiliriz:
Hz. Âdem kutsal olarak yaratılmamıştır.
İnsan yaratılışında ne gunahlıdır, ne de gunahsızdır.
“İlk gunah” dogması tartışmalıdır.
İnsanlar kendi cabaları ile erdeme ve cennete ulaşabilir.
İnsanlar dunyaya Hz. Âdem ’den bağımsız olarak dunyaya gelir.
Gunah işleme ve işlememe yeteneği eşit duzeydedir.
Gunah, engellenebildiği halde işlenirse gunahtır.
Gunahlar, soya bağlı değildir. Yani soydan gelen gunah yoktur.
Kişiler iyi insanlar olarak doğar, kurtuluş icin gerekeni yapmaya yeteneklidir.
İnsan iyi de olabilir kotu de olabilir; lutfa layık olabilir, ayıplanmış da olabilir.
İnsanın bireysel davranışları, iyi veya kotu olmasına yol acar.
Kurtuluş ve mutluluk, insanın bireysel davranışlarının sonucudur.
İnsan kendi ozgur iradesi ile iyi ve mutlu olabilir.

[h=4]Yarı (Semi) Pelagianizm Nedir? [/h]Yarı veya Semi Pelagianizm; yarı gunahkÂr, yarı ahlak bozukluğu veya yarı sapkınlık şeklinde tanımlanır. M.S. 432 yılında keşiş Aziz John Cassian (360-435) tarafından geliştirildiği iddia edilen bir akımdır. Pelagianizm gibi Hıristiyanlığın şiddetle reddettiği teolojik fikirleri icerir. Hıristiyanlığa gore insanlar “yarı gunahkÂr” veya “gunahla kısmen lekelenmiş” olamaz; Tanrı ’nın lutfu olmadan O ’nunla işbirliği yapılamaz. Yarı Pelagiusculukta ise, Tanrı bazen kurtuluş konusunda inisiyatifi kendi ellerine alır. İnsan iradesi tam anlamıyla olu değildir; hastalıklı bir durumdadır ve lutfun rehberliğine ihtiyacı vardır. Lutuf karşı konulamaz değildir. Secilmişlik Tanrı ’nın insanların imanlarında gorduklerine bağlıdır.
[h=4]Pelagius ve Aziz Augustinus [/h]Pelagius ile donemin unlu filozofu Aziz Augustinus, donemin en şiddetli tartışmalarının odağındaki iki isimdir. Aziz Augustinus, “sapkın” olarak gorduğu Donatistlerle ve Pelagiuscularla uzun sure mucadele etmiştir. Unlu Hıristiyan teolog John Wesley, Pelagius'un gercek teolojisinin, Augustinus tarafından yanlış anlaşıldığını ve carpıtıldığını ileri surmuştur.
Pelagianizmin lideri Pelagius, insan tabiatı ile ilgili fikirleri sebebiyle Augustinus ’la fikrî ayrılıklar ve tartışmalar yaşamıştır. Augustinus, Pelagiusculukla ilgili 15 kitap yazmıştır. Bu kitaplar, tamamen “Anti-Pelagianist” duşunceler ihtiva eden bir kulliyattır. Pelaguis, “ilk gunah dogması”nı reddederken; Augustinus, “asl gunah dogması”nın mutlak olarak varlığını ileri surer.
Pelagius ile Augustinus, 411-413 yılları arasında mektuplaşmışlardır. Augustinus, bir mektubunda Pelagius'a yonelik şu ifadeleri kaleme almıştır; “Bana mektup yazıp saadet icinde bulunduğunla ilgili bilgi vermenden dolayı cok mutluyum. Tanrı seni, guzelliklerle odullendirsin benim sevgili efendim ve kardeşim. Umarım Tanrı seni hep boyle kutsasın ve ebediyen bu olumsuz Tanrı ile yaşa. Ben kendimi, senin mektuplarında bahsettiğin guzellikler icinde saymıyorum. Ancak senin benim icin dile getirdiğin guzel dileklerden dolayı memnuniyet duyuyorum. Tanrı ’nın yardımıyla, senin beni gorduğun şekilde olmam icin Tanrı'ya benim adıma dua etmeni istiyorum. Tanrı ’ya karşı senin guven icinde ve hoşnut olarak kalmanın devamlı olmasını istiyorum. Ey sevgili efendim ve kardeşim! Bizleri unutma!”
Pelagius, bu mektubu, Augustinus ’un kendisini desteklediği yonunde kullanmıştır. Pelagius ve Augustinus, uzun suren teolojik tartışmalara rağmen bir kere bile yuz yuze gelmemişlerdir. Pelagius, fikirlerine şiddetle muhalefet eden Augustinus ile yuzleşmek icin 410 yılında Hippo ’ya gitmiş; ancak ama onu yerinde bulamamıştır. Farklı vesilelerle goruşme gayretleri de sonucsuz kalmıştır. Pelaguis ile karşı karşıya gelemeyen Augustinus, Pelagius ’u ve Pelagianizm ’i ceşitli yollarla mahkûm ettirmiştir.
431 yılında Efes Konsulu ’nde Pelagianizm ’in “heretik” ilan edilmesinde en buyuk etken Augustinus ’tur. Kilise Pelagianizm ’i “heretik bir akım” olarak ilan ettiğinde Augustinus buyuk bir zafer kazanmış edasındaydı. Pelagius, bu mahkûmiyetinden dolayı “en sapkın Hıristiyan sucluları” arasında anılmaya başlandı. Aziz Augustinus, Donatizm ve Pelagianizm ’le ilgili tartışmalarda teolojik konulardan cok devlet gucunu on plana cıkarmıştır. Donemin devlet yoneticileri ve mahkemeleri, Augustinus ’la birlikte hareket ederek, farklı duşunceler ortaya koyan bu iki dini akımı mahkûm etmiştir. Augustinus, muhalif grupları yok edebilmek icin devlet gucu gibi mevcut her gucun kullanabileceği fikrinin yayılmasına yol acmıştır.
[h=4]Pelagianizm ’in Sonu [/h]Pelagiuscu duşunceye karşı Augustinus başta olmak uzere donemin imparatorları ve devlet adamları da buyuk bir mucadele vermiştir. Augustinus taraftarı Afrikalı piskoposlar, 416 yılında Kartaca'da bir araya gelerek Filistin'deki Pelagianizm hareketi ile ilgili İspanyol asıllı piskopos Orosius ’tan bilgi alırlar. Bu toplantıda Pelagius ve Caelestius'un aforozu ilan edilerek bir mektupla Papa Innocent'e bildirilir. Augustinus da, Mileve'de (Nimudia) toplanan 55 piskoposun imzaladığı “Pelagianizm olgusuna Papa'nın el koyması yonundeki” mektubu Papa ’ya iletir. Papa Innocent, 417 yılında Pelagius ve Caelestius'un aforozunu onaylar.
Papa Innocent'in “aforoz” mektubu, Afrikalı piskoposları, Augustinus ve taraftarlarını sevindirir. Bundan 2 ay sonra Innocent olur. Onun yerine Zosimus, papa olur. Afrikalıların sevincleri uzun surmez. Cunku Caelestius, 417'de Papa Innocent'in yerine gecen Zosimus'u, Eylul 417'de yapılan bolgesel bir sinodda, inancının doğruluğuna inandırmıştır. Zosimus, onun duşunceleri hakkında tamamen tatmin edici şeklinde bir acıklama yapar. Bundan sonra Zosimus, Caelestius'u, yapılan ithamlardan temize cıkarmak icin bir sinod daha toplatır. Zosimus'un Pelagius hakkındaki kararları da, o donemde Roma'nın Augustinus teolojisinden daha cok Pelagius teolojisine yakın olduğu şeklinde yorumlanır.
Bu kararlar imparatorlukta huzursuzluğa yol acar. Bu tur bir ic savaşın oluşmaya başlaması, Ravenna'da ikamet eden İmparator Honorius'u rahatsız eder. Honorius, Afrikalı piskoposların da etkisiyle, 30 Nisan 418 tarihinde Pelagius ve Caelestius'u Roma'dan uzaklaştırıp Pelagianizm taraftarlarının mallarının musadere edilerek surgune gonderileceklerini ilan eder. Bunun uzerine Papa Zosimus, onceki kararını gozden gecirmek zorunda kalarak Mayıs 418'de Kartaca'da bir konsul toplatır. Kartaca'da 215 piskopos bir araya gelir ve “aslî gunah” hakkında Pelagianizm karşıtı bir goruş benimsenir. Bu gelişmeler sonucunda Zosimus, “Epistole Tractoria” olarak bilinen deklarasyonu ile Pelagius ve Caelestius'un goruşunu mahkûm eder. Boylece Pelagianizm, resmî olarak kÂğıt uzerinde sona erer. Pelagius'un bu gelişmelerden nasıl bir hayat yaşadığı hakkında fazla bir bilgi bulunmuyor!