
Apateizm, tanrının varlığı ile yokluğu konusunda herhangi bir ilgisi olmayan duşunceleri ifade eden akımdır. Neredeyse tanrıyı gorseler bile inanmazlar!
Apateizm, “tanrı umursamazlık” olarak da bilinen, herhangi bir “deite” ve “teolojiye” karşı ilgisizliktir. "İnanc ve inancsızlığa inanmamak” da diyebiliriz. “Apati” ve “teizim” kelimelerinin birleştirilmesi ile turetilmiş bir sozcuktur. “Yeni nesil” din ve inanc karşıtı bir akımdır. Tanrı veya tanrıların varlığına karşı bir tutum takınmayan, ilgi duymayan apateistler, tanrı veya tanrıların yokluğu ile de ilgilenmezler. İronik olarak “tanrı veya tanrıların varlığı ve yokluğuna karşı bir tutum” olarak da tanımlanabilir. Bu yonde herhangi bir kanı, inanc ve tutuma karşı bir ilgi de duymazlar. “Herhangi bir tanrı inancını reddeden” inanclara veya inancsızlıklara karşı da ilgileri yoktur. Bir apateist icin “Tanrı var mı?” sorusu bile anlamsız bir sorudur. “Tanrı varsa” bile yaşam ile arasında herhangi bir ilgi yoktur. Tanrının yokluğu da insan hayatı icin zaten gereksiz bir tartışma doğurur! “Tanrı tanımaz” ifadesi apatesitler icin eksik kalır. “Tanrı umursamaz” demek bu anlamda yerini bulan bir tanımdır. Bazı apateistler, tanrının varlığı ispat edilse bile umursamayacaklarını deklare edebiliyor. “Tanrı” kelimesine karşı tavır veya tavırsızlık sergileyen apateistleri “umursamak” isterseniz makalemize goz atabilirsiniz!

[h=3]Nasıl Ortaya Cıktı? [/h]Apateizm, yeni yuzyılda yaygınlaşmaya başlayan bir akımdır. Sosyal ve ahlÂkî dokulardaki cağdaş yorumlar, teknolojik gelişmeler, din ve tanrı temelli tartışmalar ve olaylar apateist duşuncelerin yaygınlaşmasını kolaylaştırmıştır. Bu sebeple, 20. ve 21. yuzyıl “apateizmin hayat bulduğu yıllar” diyebiliriz. Dini bir motivasyondan uzak bireylerin daha yatkın olduğu apateist duşunce, ceşitli kombinasyonlardaki sprituel argumanları kendisi oluşturmuş veya tamamen bu yonde soyut bir duşunceler geliştirmiştir.
Son yuzyılda artış gosteren apateist goruşlerin orneklerine daha onceki yuzyıllarda da rastlanıyor. Ateist duşunceleri benimseyen bazı filozoflar, gunumuzdeki apateist goruşlerin de orneklerini ifade etmişlerdir. Orneğin, ateist olarak bilinen 18. yuzyıl Fransız filozoflarından Denis Diderot, tanrının var olması veya yok olmasının umurunda olmadığını belirterek, apateist bir goruş ortaya koymuştur. Diderot, 18. yuzyıl yazar ve filozoflarından Francois Marie Arouet ’in (Voltaire) bazı goruşlerine cevap olarak, tanrıya inanıp inanmamanın temelde hicbir onemi olmadığını ileri surmuştur. Diderot, Voltaire ’ye cevabında, "Baldıranotunu maydanoz ile karıştırmamak onemlidir; ancak bir tanrıya inanmak veya inanmamak hic de onemli değildir.” ifadelerini kullanmıştır.

[h=3]Apateizme Felsefi Bakış [/h]Apateizm, bazı goruşlere gore “indifferentism” yani “kayıtsızlık ve ilgisizlik” olarak da tanımlanıyor. Butun dinlerin aynı değerde olduğu goruşunu savunan kayıtsızlık, Alman felsefesinin kurucularından Immanuel Kant tarafından “Saf Aklın Eleştirisi” adlı kitapta dile getirilmiş ve populerleşmiştir. Kant, bu goruşu, skeptisizmin uc noktası olarak değerlendiriyor. Skeptisizm, herhangi bir felsefi pozisyonu kabul etmenin mantıksızlığını savunur. Katolik Kilisesi ’ne gore, indifferentism, herhangi bir goruşu kabullenme isteğidir. Katolikler; kayıtsızlık goruşunun, ateistik, materyalistik, panteistik ve agnostik felsefeler ve dini coğulculuk felsefeleri ile benzer olduğunu savunur. Amerikalı filozof Daniel Clement Dennett, toplumda yaygın olan inanclara mensup insanların coğunun sadece sosyal katılım orneği gosterdiğini; felsefi acıdan bu tur insanların da “apateist” olduklarını ileri surmuştur.
Apateizmi biraz daha iyi anlamak icin bir gazetecinin goruşlerine yer verelim. Amerikalı unlu gazeteci, yazar ve aktivist Jonathan Charles Rauch, apateizmin en onemli savunucularından bir isim. Dunyaya ve herhangi bir inanca bakışını, goruşlerini “apatizm” olarak tanımlayan Rauch, apateizmi, “başkalarının dindarlık ya da dinsizlik tercihlerine saygı duyma” temelinde bir goruş olarak acıklıyor. Goruşleri sebebiyle Amerikalı ateistlerle zaman zaman ters duşen Rauch, apateizmin, buyuk bir sivil ilerleme olduğu icin kutlanması gereken bir akım olduğunu savunuyor. Dinlerin, tanrı adına bircok vahşetten oluştuğunu; bu bakımdan dinlerin hafife alındığını ileri suruyor. Rauch ’a gore dinler, sosyal olguların ve guclerin bolucusu konumundadır. Apateizmin tembellik olarak gorulmesini onyargı olarak acıklayan Rauch, apateizmin, dini zihniyetleri disipline etmeye calıştığını belirtiyor. Apateizmi, “kararlı bir kulturel cabanın urunu” olarak acıklayan Rauch, genel olarak “sprituel (ruhsal) konularda uzmanlaşma yonundeki kişisel bir caba” olarak değerlendiriyor. Rauch, “tanrı umursamazlık” olgusunu, “sapkınlık değil, kazanımdır” ifadesi ile savunuyor. Rauch, apateizmi, "kişinin kendi inanclarını cok onemsememesi, başkalarının inanclarını hic onemsememesi" olarak ozetlemiştir.

[h=3]Apateist İnanışları [/h]Apateistlerin herhangi bir teolojik eğilimi olmadığından herhangi bir doktrini de yoktur. Yani dini bir goruşu, teolojik doktrinleri, ibadetleri, rituelleri soz konusu değil. Bu sebeple sınırları cizilmiş oğretileri bulunmuyor. Apateist inanışlar, “bilincli olarak cahil olmak”, sorumsuzluk ve ahlaksızlık şeklinde değerlendirilebiliyor. Hedonizmi (hazcılık) korukledikleri, zihinlere tembellik aşıladıkları, etik değerleri hice saydıkları, sosyal sorumlulukları ve değer yargılarını onemsemedikleri şeklinde bircok eleştiriye maruz kalabiliyorlar.
Apateizm, “tanrının varlığı ile yokluğunun bilinemeyeceği” fikri ile ortaya cıkan agnostisizm ile de bağlantılı bir akımdır. Yunanca “bilinmeyen” veya “bilememek” anlamındaki “agnostos” kelimesinden turetilmiş bir kelime olan agnotisizme, apateizm acısından bakıldığında “apatetik agnostisizm” veya “pragmatik (yararcı) agnostisizm” kavramları ile karşılaşıyoruz. Bu kavramlar, “herhangi bir tartışmanın tanrı veya tanrıların varlığını destekleyen veya desteklemeyen kanıtlar sunamayacağını” ifade eder. Bir tanrının var olması ile insanların kaderi arasında herhangi bir bağlantı kurulamaz veya ilişkisi yoktur. Kaderle bağlantılı olmayan bir tanrı inancı veya inancsızlığı, tanrı varlığı veya yokluğu, insan hayatı uzerinde etkili olabilecek faktorler değildir.
Apateist duşuncenin tanrı inancı veya inancsızlığı ile ilgili savaşında en onemli argumanı “kanıt yokluğu”dur. Bu argumanla, gormeden veya koşulsuz inanmayı eleştirerek, bilimsel bir pencereden tanrı inancını irdelerler. Bu goruşe gore, “her şeye gucu yeten bir tanrı veya tanrıları olsaydı, kendilerine inanmaları icin insanların yorum yapmasına gerek kalmadan bazı işaretler gonderirlerdi. Yine bu goruşe gore, tanrı veya tanrılar, insanlık hakkındaki planlarını veya planları olmadığını acıklarlardı. Apatesitlere gore tanrı veya tanrılar varsa, kendilerine inanmaları icin herhangi bir işaret gondermedikleri icin insanların kendilerine inanıp inanmamaları umurlarında değil. Apateistler de, tanrılara inanmak icin gecerli bir sebep bulamadıklarını, herhangi bir işaret gormeden inanıp inanmamayı umursamayacaklarını ifade ederler. Bazı apateistler icin tanrıdan işaret gelmesi bile umurlarında değildir.
Apateizmle ilgili bazı onemli ayrıntılar şunlardır;
Apatesitlerin belki de en ilginc duşuncesi, tanrının varlığının veya yokluğunun ispat edilmesi, kesin bilgilerle varlığının veya yokluğunun ortaya konulması ihtimali bile apateistlerin tutumunu değiştirmeye yetmez. Yani “tanrıyı gorseler bile” tanrı umursamazlık tavırlarını surdurmekte ısrar edeceklerini deklare etmişlerdir.
Dini bir argumana ihtiyac duymayan apateizm, ahlÂkî değerlerin varlığına inanır.
AhlÂk değerleri ve din birbirine ihtiyac duymaz. Apateistler kendi ahlÂk değerleri cercevesinde yaşarlar.
Toplum yaşamının bir parcası olarak yaşayabilmek icin herhangi bir dine, bir tanrıya ve teolojik bir akıma bağlı olmak gerekmez.
Din, dunyada sadece bazı insanlar icin konfor sağlayan bir aractır.
Apateistlerin ruhban sınıfı yoktur.
[h=4]Apateizm İle İlgili Kısa Bilgiler [/h]Turkce karşılığı “tanrı umursamazlık” olan apateizm, “pragmatik ateizm” veya “pratik ateizm” olarak da biliniyor.
AhlÂk değerleri olmadan yaşanabileceği duşuncesi “ahlÂkî apateizm” olarak adlandırılır.
“The Atheist Experience” adlı programın sunucularından Amerikalı fantastik sanatcı Jeff Dee, “ahlÂkî apateizm”in en onemli savucularından biridir.
Apatesit duşunceye gore, ahlÂk yasalarına apateizm değil, “kotu ahlÂk” isyan eder.
Fransız Katolik felsefe profesoru Étienne Vincent Borne, apateizmin, tanrının varlığının reddi değil, tamamen “tanrısız yaşamak” olduğunu ifade ediyor. Borne ’ye gore, apateizm, ahlÂk yasalarının gecerliliğini reddetmez.
Dunya genelinde herhangi bir dini ilgisi olmayan, bir dine mensup olup da inandığı dinin gerekliliği yerine getirmeyen insanların apateist olabileceği ileri suruluyor. Bu sebeple dunya genelinde milyonlarca apateist olabilir!
Bir goruşe gore, apatizm, dunyada hakim bir guc haline gelseydi, dini argumanları kullanan teroristler yandaş bulamazdı. Ayrıca hicbir dinin misyonerlik faaliyeti başarılı olamazdı.
Amerika ’daki yetişkinlerin yuzde 40 ’ı kiliseye devam ettiğini soyluyor. Bu rakamın gercekte yuzde 20 civarında olduğu belirtiliyor. Yuzde 20 ’lik kesimin kiliseye gitmek konusunda yalan soylediği ileri suruluyor. Bazı ateist goruşler, “kiliseyi umursamayanları” apateist olarak değerlendiriliyor.


[h=3]Nasıl Ortaya Cıktı? [/h]Apateizm, yeni yuzyılda yaygınlaşmaya başlayan bir akımdır. Sosyal ve ahlÂkî dokulardaki cağdaş yorumlar, teknolojik gelişmeler, din ve tanrı temelli tartışmalar ve olaylar apateist duşuncelerin yaygınlaşmasını kolaylaştırmıştır. Bu sebeple, 20. ve 21. yuzyıl “apateizmin hayat bulduğu yıllar” diyebiliriz. Dini bir motivasyondan uzak bireylerin daha yatkın olduğu apateist duşunce, ceşitli kombinasyonlardaki sprituel argumanları kendisi oluşturmuş veya tamamen bu yonde soyut bir duşunceler geliştirmiştir.
Son yuzyılda artış gosteren apateist goruşlerin orneklerine daha onceki yuzyıllarda da rastlanıyor. Ateist duşunceleri benimseyen bazı filozoflar, gunumuzdeki apateist goruşlerin de orneklerini ifade etmişlerdir. Orneğin, ateist olarak bilinen 18. yuzyıl Fransız filozoflarından Denis Diderot, tanrının var olması veya yok olmasının umurunda olmadığını belirterek, apateist bir goruş ortaya koymuştur. Diderot, 18. yuzyıl yazar ve filozoflarından Francois Marie Arouet ’in (Voltaire) bazı goruşlerine cevap olarak, tanrıya inanıp inanmamanın temelde hicbir onemi olmadığını ileri surmuştur. Diderot, Voltaire ’ye cevabında, "Baldıranotunu maydanoz ile karıştırmamak onemlidir; ancak bir tanrıya inanmak veya inanmamak hic de onemli değildir.” ifadelerini kullanmıştır.

[h=3]Apateizme Felsefi Bakış [/h]Apateizm, bazı goruşlere gore “indifferentism” yani “kayıtsızlık ve ilgisizlik” olarak da tanımlanıyor. Butun dinlerin aynı değerde olduğu goruşunu savunan kayıtsızlık, Alman felsefesinin kurucularından Immanuel Kant tarafından “Saf Aklın Eleştirisi” adlı kitapta dile getirilmiş ve populerleşmiştir. Kant, bu goruşu, skeptisizmin uc noktası olarak değerlendiriyor. Skeptisizm, herhangi bir felsefi pozisyonu kabul etmenin mantıksızlığını savunur. Katolik Kilisesi ’ne gore, indifferentism, herhangi bir goruşu kabullenme isteğidir. Katolikler; kayıtsızlık goruşunun, ateistik, materyalistik, panteistik ve agnostik felsefeler ve dini coğulculuk felsefeleri ile benzer olduğunu savunur. Amerikalı filozof Daniel Clement Dennett, toplumda yaygın olan inanclara mensup insanların coğunun sadece sosyal katılım orneği gosterdiğini; felsefi acıdan bu tur insanların da “apateist” olduklarını ileri surmuştur.
Apateizmi biraz daha iyi anlamak icin bir gazetecinin goruşlerine yer verelim. Amerikalı unlu gazeteci, yazar ve aktivist Jonathan Charles Rauch, apateizmin en onemli savunucularından bir isim. Dunyaya ve herhangi bir inanca bakışını, goruşlerini “apatizm” olarak tanımlayan Rauch, apateizmi, “başkalarının dindarlık ya da dinsizlik tercihlerine saygı duyma” temelinde bir goruş olarak acıklıyor. Goruşleri sebebiyle Amerikalı ateistlerle zaman zaman ters duşen Rauch, apateizmin, buyuk bir sivil ilerleme olduğu icin kutlanması gereken bir akım olduğunu savunuyor. Dinlerin, tanrı adına bircok vahşetten oluştuğunu; bu bakımdan dinlerin hafife alındığını ileri suruyor. Rauch ’a gore dinler, sosyal olguların ve guclerin bolucusu konumundadır. Apateizmin tembellik olarak gorulmesini onyargı olarak acıklayan Rauch, apateizmin, dini zihniyetleri disipline etmeye calıştığını belirtiyor. Apateizmi, “kararlı bir kulturel cabanın urunu” olarak acıklayan Rauch, genel olarak “sprituel (ruhsal) konularda uzmanlaşma yonundeki kişisel bir caba” olarak değerlendiriyor. Rauch, “tanrı umursamazlık” olgusunu, “sapkınlık değil, kazanımdır” ifadesi ile savunuyor. Rauch, apateizmi, "kişinin kendi inanclarını cok onemsememesi, başkalarının inanclarını hic onemsememesi" olarak ozetlemiştir.

[h=3]Apateist İnanışları [/h]Apateistlerin herhangi bir teolojik eğilimi olmadığından herhangi bir doktrini de yoktur. Yani dini bir goruşu, teolojik doktrinleri, ibadetleri, rituelleri soz konusu değil. Bu sebeple sınırları cizilmiş oğretileri bulunmuyor. Apateist inanışlar, “bilincli olarak cahil olmak”, sorumsuzluk ve ahlaksızlık şeklinde değerlendirilebiliyor. Hedonizmi (hazcılık) korukledikleri, zihinlere tembellik aşıladıkları, etik değerleri hice saydıkları, sosyal sorumlulukları ve değer yargılarını onemsemedikleri şeklinde bircok eleştiriye maruz kalabiliyorlar.
Apateizm, “tanrının varlığı ile yokluğunun bilinemeyeceği” fikri ile ortaya cıkan agnostisizm ile de bağlantılı bir akımdır. Yunanca “bilinmeyen” veya “bilememek” anlamındaki “agnostos” kelimesinden turetilmiş bir kelime olan agnotisizme, apateizm acısından bakıldığında “apatetik agnostisizm” veya “pragmatik (yararcı) agnostisizm” kavramları ile karşılaşıyoruz. Bu kavramlar, “herhangi bir tartışmanın tanrı veya tanrıların varlığını destekleyen veya desteklemeyen kanıtlar sunamayacağını” ifade eder. Bir tanrının var olması ile insanların kaderi arasında herhangi bir bağlantı kurulamaz veya ilişkisi yoktur. Kaderle bağlantılı olmayan bir tanrı inancı veya inancsızlığı, tanrı varlığı veya yokluğu, insan hayatı uzerinde etkili olabilecek faktorler değildir.
Apateist duşuncenin tanrı inancı veya inancsızlığı ile ilgili savaşında en onemli argumanı “kanıt yokluğu”dur. Bu argumanla, gormeden veya koşulsuz inanmayı eleştirerek, bilimsel bir pencereden tanrı inancını irdelerler. Bu goruşe gore, “her şeye gucu yeten bir tanrı veya tanrıları olsaydı, kendilerine inanmaları icin insanların yorum yapmasına gerek kalmadan bazı işaretler gonderirlerdi. Yine bu goruşe gore, tanrı veya tanrılar, insanlık hakkındaki planlarını veya planları olmadığını acıklarlardı. Apatesitlere gore tanrı veya tanrılar varsa, kendilerine inanmaları icin herhangi bir işaret gondermedikleri icin insanların kendilerine inanıp inanmamaları umurlarında değil. Apateistler de, tanrılara inanmak icin gecerli bir sebep bulamadıklarını, herhangi bir işaret gormeden inanıp inanmamayı umursamayacaklarını ifade ederler. Bazı apateistler icin tanrıdan işaret gelmesi bile umurlarında değildir.
Apateizmle ilgili bazı onemli ayrıntılar şunlardır;
Apatesitlerin belki de en ilginc duşuncesi, tanrının varlığının veya yokluğunun ispat edilmesi, kesin bilgilerle varlığının veya yokluğunun ortaya konulması ihtimali bile apateistlerin tutumunu değiştirmeye yetmez. Yani “tanrıyı gorseler bile” tanrı umursamazlık tavırlarını surdurmekte ısrar edeceklerini deklare etmişlerdir.
Dini bir argumana ihtiyac duymayan apateizm, ahlÂkî değerlerin varlığına inanır.
AhlÂk değerleri ve din birbirine ihtiyac duymaz. Apateistler kendi ahlÂk değerleri cercevesinde yaşarlar.
Toplum yaşamının bir parcası olarak yaşayabilmek icin herhangi bir dine, bir tanrıya ve teolojik bir akıma bağlı olmak gerekmez.
Din, dunyada sadece bazı insanlar icin konfor sağlayan bir aractır.
Apateistlerin ruhban sınıfı yoktur.

[h=4]Apateizm İle İlgili Kısa Bilgiler [/h]Turkce karşılığı “tanrı umursamazlık” olan apateizm, “pragmatik ateizm” veya “pratik ateizm” olarak da biliniyor.
AhlÂk değerleri olmadan yaşanabileceği duşuncesi “ahlÂkî apateizm” olarak adlandırılır.
“The Atheist Experience” adlı programın sunucularından Amerikalı fantastik sanatcı Jeff Dee, “ahlÂkî apateizm”in en onemli savucularından biridir.
Apatesit duşunceye gore, ahlÂk yasalarına apateizm değil, “kotu ahlÂk” isyan eder.
Fransız Katolik felsefe profesoru Étienne Vincent Borne, apateizmin, tanrının varlığının reddi değil, tamamen “tanrısız yaşamak” olduğunu ifade ediyor. Borne ’ye gore, apateizm, ahlÂk yasalarının gecerliliğini reddetmez.
Dunya genelinde herhangi bir dini ilgisi olmayan, bir dine mensup olup da inandığı dinin gerekliliği yerine getirmeyen insanların apateist olabileceği ileri suruluyor. Bu sebeple dunya genelinde milyonlarca apateist olabilir!
Bir goruşe gore, apatizm, dunyada hakim bir guc haline gelseydi, dini argumanları kullanan teroristler yandaş bulamazdı. Ayrıca hicbir dinin misyonerlik faaliyeti başarılı olamazdı.
Amerika ’daki yetişkinlerin yuzde 40 ’ı kiliseye devam ettiğini soyluyor. Bu rakamın gercekte yuzde 20 civarında olduğu belirtiliyor. Yuzde 20 ’lik kesimin kiliseye gitmek konusunda yalan soylediği ileri suruluyor. Bazı ateist goruşler, “kiliseyi umursamayanları” apateist olarak değerlendiriliyor.