

Narsisizm; kişinin kendini sevmesi hatta kendine tapması anlamında bir kavramdır. Psikolojide en belirgin kişilik bozukluklarından biridir. Sigmund Freud ’un deyimiyle; “dış dunyadan soyutlanan libidonun (cinsel enerji) egoya yonlendirilmesi”dir. Psikolojideki en onemli rahatsızlıklardan olan paranoya, nevroz ve hatta psikozda narsisizmin etkilerinin gorunduğu belirlenmiştir. Makalemizi okuyunca bir narsist ile karşılamak istemeyeceksiniz!
[h=4]Tanımı [/h]“Ozseverlik” olarak da bilinen narsisizmin bircok tanımı bulunuyor. Kendini beğenen, ustun goren, takdir ve ilgi bekleyen, ozel muamele isteyen ve imtiyazlı olduğuna inanan kişilerdir. Genel bir ifadeyle tanımlayacak olursak; “kişinin kendisine adeta Âşık olması” denebilir. Cinsel enerjinin egoda toplanması, nesnelere yonlendirilmesi ve tekrar egoya yonlenmesi durumudur. Bebekler, dış dunya ile bağlantı kuramadıkları icin gercek bir narsisttir. Bir bebek icin tek gercek kendisidir. Bu duruma 'birincil narsisizm' denir. Bebek buyudukce dış dunyanın kurallarını oğrenir; libidosunu nesnelere yonlendirmeye başlar, nesnel duşunceleri gelişir. Libidosuna nesne bulabilen insan, gorece olarak narsist kalır. Bu duruma da 'ikincil narsisizm' denir. Birincil narsisizmde bebek dış dunyanın ayrımına varamaz; ikincil narsisizmde dış dunya gercekliğini yitirir.
[h=3]Narsistler Nasıl Davranır? [/h]Narsisizm, toplumda cok dikkat ceken bir kişilik bozukluğudur. Başkalarının duşunce ve isteklerini dikkate almayan narsistler, başkalarının hakkına da saygı gostermezler. Her zaman kendilerini haklı gorurler. Gerceklerle bağdaşmasa bile her zaman en onde ve tek olmak isterler. Empati yapamazlar, başkalarını anlamaya calışmazlar.
Narsistler başka nasıl davranır? İşte cevapları;
Sanki dunya kendileri icin yaratılmıştır.
Her şeyin kendi amaclarına hizmet etmesini beklerler. Başkalarının fikir ve hareketleri kendi amaclarına hizmet ediyorsa değerlidir; aksi halde tahammul edilemez!
Kendi cıkarlarına olan hedeflerine ulaşamadıklarında ofkelenirler ve saldırganlaşırlar.
Vefa; bir narsist icin İstanbul ’un semti olması dışında bir anlam ifade etmez.
İnsanları ezmekten ve zarar vermekten cekinmezler.
Pahalı kıyafetler ve otomobiller isterler, statusu yuksek arkadaşlar edinmeye ve elitist davranmaya calışırlar.
En başarılı, en yetenekli, en zeki ve en ustun kişi olduklarını zannederler.
Surekli ovulmek, alkışlanmak ve beğenilmek isterler.
İnsanları somururler, iyi niyetleri suiistimal ederler.
İnsanlarla iletişlim kurmak istemezler; diyaloga uzaktırlar.
Eleştirileri kabul edecek kadar erdem gostermezler, hatta eleştirilere hicbir şekilde tahammulleri yoktur.
Alcakgonullu, comert, hoşgorulu ve merhametli davranmayı aptallık olarak gorurler.
Cumleleri “ben” ile başlar, her zaman gozde olmak isterler.
Karşısındakileri dinlemezler, dikkate almazlar; kimseyi beğenmezler.
Cıkarları varsa kurallara uyarlar, işlerine gelmezler kuralları hice sayarlar.
Utanma duyguları zayıftır veya hic yoktur. Etik anlamda toplumu dikkate almazlar.
Sorumluluk almaktan kacınırlar; onlara gorev vermek işkence gibidir.
Kedi bile olsalar, aslan gibi davranırlar; yani oldukları gibi gorunmezler.
[h=3]Cocuklarda Narsisizm [/h]Son yıllarda cocuklarda en sık gorulen kişilik bozukluğu; narsisizmdir. Bu oyle buyuk bir tehlike ki; cocuklarımızı esirgediğimiz fiziki bircok tehlikenin onune gecmiş durumda. Narsisizmi cocuklarda belirlemek kolay değil. Kişilik yapıları ve beyinleri gelişim evresinde olduğu icin fark etmek oldukca zor. Peki, bunun bir yontemi var mı?
Narsisizm başlangıcının bazı belirtileri var; soğukluk, merhametsiz ve acımasız tavırlar, akranları ile iletişim problemleri, kontrol etme eğilimleri, manipule etme girişimleri, duşuncesizce hareket etme, farklı ruh halleri, hayal kırıklıklarını kontrol edememe, hırsızlık, arsızlık, agresiflik, kurallara uymama, yalan soyleme, teşhircilik, aşırı kıskanclık, kendinden şuphe etme, ilgi cekme ve hava atma cabaları…
Bu belirtiler, cocuğunuzun yaşına gore narsisizm belirtisi olabilir. Orneğin; 11 yaşındaki bir cocuk bir bebeğin canını yakmaya calışıyorsa endişelenmeniz gerekir. Akranlarından farklı ve daha iyi ilgi bekleyen cocuklar da risk taşıyor. Arkadaş edinmeden sorun yaşayan, sosyal ortamlara girmeyen, aşırı derecede ovgu bekleyen cocuklar da narsistlik tehlikesi ile karşı karşıya olabilir. Bu ihtiyacları karşılansa bile guvensizlik ve boşluk yaşayan cocuklar narsisizmin pencesinde olabilir.
Narsisizm teşhisi konulan bir cocuğa nasıl davranmak gerekir? “Ağac yaşken eğilir” atasozu tam da bu noktada işlevini goruyor. Cocukları değiştirmek hic de zor değil. Cunku daha esnektirler ve daha hızlı oğrenirler. Boyle bir cocuğa sahip ebeveynler, aşırı ilgi ve ovgu gosteriyor olabilir. Bu doğru bir yaklaşım değil! Aşırı ovgu, cocukların ozerlik algısı ve ozguvenine zarar verebilir. Cocukların dikkatli bir şekilde ovulmesi gerekiyor. Ayrıca; narsist cocukların empatiyi ve her şeyin bir sınırı olduğunu bilmeleri lazım. Başarısız olmaları durumunda hayatın devam ettiğini gostermek gerekiyor.
İleri seviyedeki narsist cocukların tedavisi psikoterapi ile mumkun olabiliyor. Ailenin yardımı ve psikoterapist seanslar ile bu sorun aşılabilir. Psikoterapi ile cocuğun yaşadığı guvensizliği ve yanlış duşunceleri ortadan kaldırılabilir. Ayrıca aile ici dinamikleri de yeniden duzenlenebilir. Cocuklara oz saygıyı oğretmek de onemli bir ayrıtı; cunku oz saygı duygusal gelişimin temelini oluşturur. Cocuklarının diğer cocuklarda “daha ozel” olduğu duşuncesi ile davranan ebeveynler, narsisizmin temelini oluşturuyor demektir. Cocuklara sevgi ve takdirle yaklaşmak, değerli bireyler oldukları fikrini geliştirir ve bu da oz saygının temelini oluşturur.
Ebeveynlere “narsisizm” tehlikesine karşı birkac oneri daha sunalım:
Cocuklarınızı hata yapmayacaklarına inandırmayın. Başarısızlıktan korkmamalarını sağlayın. Hataları ile yaşayabileceklerini oğretin.
Cocuklarınızı başka cocuklarla kıyaslamayın. Bu kıyaslamalar, akranlarından geri kalmak istemeyen cocuklarda baskı oluşturur. Başarı ve yeteneklerini başka cocuklara gore karşılaştırmayın.
Rol model olarak eleştirilere acık olun. Ona eleştirilerden faydalanmayı oğretin. Ona, sorunlar hakkında konuşabilme erdemini gosterin. Cocuklar ebeveynlerinin eleştirilere tahammul edemediğini fark ederse, başka biri onu geliştirebilecek bir eleştiri yaptığında dikkat almayacaktır.
Boburlenmeyin, hatalarının ustunu kapatmayın. Durust olun. Her durumda cocuğunu savunmayın. Hatalarını gormesine engel olmayın.
Farklı cocuklar hakkında kotu sozler soylemeyin. Bu şekilde cocuğunuza “ustun olduğu” fikrini aşılarsınız.
[h=4]Lider Narsisizmi [/h]Diktator kişilikteki devlet adamları, narsisizmin bir turunu sergiler. Roma ’daki Sezarlar, Mısır ’daki Firavunlar ve Almanya ’daki Hitler gibi tarih boyunca bircok ulkede etkin olan diktator liderler, guclu kişilik taşırlar. Bu kişiliklerini ulke yonetimini suiistimal ederek kullanırlar ve narsisizmin bir turunu ortaya cıkarırlar. Narsist liderler nasıl bir kişiliğe sahiptir ve nasıl davranırlar?
Kendilerini secilmiş ve insanustu bir varlık olarak gorurler. Surekli ovulmek ve desteklenmek isterler. Alkışlar, en onemli besinleridir.
Yaşam ve olume karar verebildiklerini veya yonetimleri altındaki insanların yaşamlarının ve olumlerinin ellerinde olduğunu zannederler.
Bircok insanın olumune goz yumabilirler; bircoğunun da olum emrini verirler.
Guclerini kaybetmeleri, cevrelerindeki herkesin kendilerine duşman olması ve olum gibi korkuları, en buyuk korkularıdır. Bu korkular bazen onları uykusuz bırakır.
Korktukca yıkar, yıktıkca yalnız kalır, yalnızlaştıkca korkarlar.
Cinsel enerjileri ve guclerinin sınırı yokmuş gibi davranırlar.
Şatolarda ve saraylarda yaşarlar. Dış dunya yokmuş gibi davranırlar.
Yenilgiyi kabul edemezler. Onlerindeki butun engelleri kaldırmak icin her turlu entrikayı denerler ve bunları meşru gorurler.
“Secilmiş” bir kişi olduklarını zannederler. Aslında narsistlik bakımından gercekten secilmişlerdir!
Planladıklarını gercekleştiremediklerinde, hedeflerine ulaşamadıklarında, gereken ilgiyi goremediklerinde aynı Narkissos gibi erirler ve cokerler!
[h=3]Narkissos ve Ekho ’nun HikÂyesi [/h]Narsisizme guzel bir ornek olması acısından Yunan mitolojisindeki Narkissos ile Ekho ’nun hikÂyesine goz atalım. Guzel bir peri kızı olan Ekho, kendisine Âşık olan kimseye aldırmaz ve sevgilerini karşılıksız bırakır. Sahip oldukları guc ya da zenginlik Ekho ’nun umurunda bile değildir. Gunlerden bir gun Ekho, bir nehir kenarında Narkissos ’u gorur. Narkissos, yakışıklı bir avcıdır. Av sırasında cok yorulduğu icin biraz soluklanmak ve su icmek icin nehir kenarında mola verir. Ekho, Narkissos ’u gorduğu an ona Âşık olur. Kendi guzelliğini unutur ve daima ona ait olma arzusuyla yanıp tutuşur. Ancak ne yazık ki yakışıklı avcı Narkissos, bu guzeller guzeli peri kızının Âşkına karşılık vermeyerek, hızla yanından uzaklaşır. Ekho icin o dakikadan sonra yaşamın hicbir anlamı kalmaz. Daima Narkissos ’u duşunerek gunlerini gecirir. Duştuğu bu kara sevdanın icinde gunden gune eriyip biterek, olur. Ekho ’nun vucudundan arta kalan tum kemikler kayalara, sesi ise bugunlerde “eko” olarak bildiğimiz yankılara donuşur.
Ekho ’nun icine duştuğu bu kara sevdaya ve olumune hem uzulen hem de cok kızan tanrılar, Olimpos Dağı ’ndaki evlerinde otururken Narkissos ’u cezalandırmaya karar verirler. Gunlerden bir gun her zamanki gibi avda olan Narkissos bitkin duşer ve dinlenmek uzere bir nehir kıyısına gelir. Nehirden su icmek uzere eğildiğinde suyun yuzeyinde kendi yansımasını gorur ve o an dona kalır. Daha once hic fark etmediği ve başka bir yerde gormediği bu guzellik karşısında adeta buyulenir, yerinden dahi kalkamaz ve kendi siluetine Âşık olur. O ana dek kimseyi sevmediği kadar kendi bedenini sever. Tıpkı Ekho gibi kara sevdaya duşer. Kendi kendini izleyerek son gunlerini gecirir, o nehir kıyısında o şekilde kalır, ne yemek yiyebilir ne de su icebilir. Omrunu, sudaki aksini izleyerek eritir, tuketir ve coker. Oldukten sonra bedeni nergis ciceklerine donuşur.