
Oğretmenler icin en buyuk zorluklardan biri de cocukları, duşunmeleri icin cesaretlendirmektir. Cocuklara sınıflarda ders vermenin ve gercek olarak oğretilen şeylerin cevabının yazılarak dersleri tatmin edecek bir şekilde tamamlamak yapılan tek şeydir. Bu iğrenc metot duşunmeyi oğretmez.
Bugunun okullarında eksik olan en uzucu şey, temelleri ezber yoluyla oğretmektir. Mesela, temel aritmetik ve Turkce'nin ezber yoluyl oğrenilmesi ve sonra cocuğa duşunmesi icin araclar verilmesi gereklidir. Bu sıkıcı gelebilir, ama her cocuk ders programını ezbere bilmekle ovunur. Her cocuk ayrıca kitabın sayfalarında gordukleri kelimeleri seslendirebilmekten heyecan duyar cunku dilin ana hecelerini oğrenmişlerdir.
Altmışlarda ortaya atılan yeni bir oretim metodu, temelin ezberle alınmasının gerekliliğini ortadan kaldırmaya calıştı. Ama aynı zamanda cocukların ezberlemeyi oğrenmeleri umuluyordu. Eğitim sisteminde başarılı olan cocuklar anahtar kavramları daha cok evde oureniyorlardı ve sonuc olarak okul onlara cok kolay geliyordu. Temelleri okul dışında almayanların ise okulda oğrenme umutları hic yoktu ve boylece evden fazlaca harclık koparma şansı yakalayan cocukların gerisine duşuyorlardı.
Fikir, insanların kelimelerin anlamlarını anlamaları icin heceleri oğrenmelerine ihtiyacları olmadığıydı. Bir insanın bir kelimenin anlamını oğrenebilmesi icin heceleri oğrenmesinin gerekli olmadığı gerceğiyle birlikte ortada olan şey, hecelerin oğrenilmemesiyle heceleme standartlarının duştuğuydu. Heceleri oğrenmek, kelimeleri telaffuz etmede, okumada ve oğrenilen kelimeleri kullanmada ozguven aşılıyor.
Marva Collins, eğitilmesi imkansız denen oğrencileri mukemmel ourenciler haline getirmiş unlu bir eğitimcidir; cocuklara bir sene icinde beş sınıf ilerlemeyi sağlatmıştır. Bir oğretmenin oğrenciye oğretilen şeyi okumasının ve cocuklar dersi kendileri okumadan once her yeni kelimenin tartışılıp telaffuzunun, kullanımının ve yazımının oğretilmesinin gerekliliğine inanıyor. Onun yaklaşımı temel olarak sağduyudur.
Marva Collins genellikle 'Otuz yıllık oğretim hayatım boyunca birkac tane oğrenme ozurlu oğrenci tanıdım. Ne var ki, bircok ama bircok oğretme ozrunun kurbanı olmuş oğrenci tanıdım' sozuyle anılır.
Marva Collins'i okuduğumda beni ilk etkileyen şeylerden biri Ronald Reagan'ın ABD başkanlığı doneminde, daha ileride olan oğrencilerin, oğrendiklerini henuz dersi anlamamış olanlara anlatmaları icin onları cesaretlendirmesiydi.
Biri birşey oğrendiğinde, oğrendiklerini başkalarına anlatmak zorundadır, anlatılan şeyi anlamak birden bire daha buyuk birşey olur, cunku oğrenci şimdi oğretmen olmuştur. Bu da ourenme deneyimini guclendirir ve şimdi oğretmen olan oğrenci icin bir tur oz disiplin sağlar.
Eğer butun oğretmenler Marva Collins'İn yaklaşımını alsalardı, hicbir cocuğun duşunmesi icin cesaretlendirilmesine gerek kalmazdı. Tıpkı bir orman yangını başlatan bir yıldırım gibi olurdu.
Oğrenme surecini anlamak o kadar da zor değil. Yetişkinler bile zihinlerinin yenilenmesiyle donuşume uğrayabilir, hayata daha acık bir zihinle bakarlar ve başlarına bela olan bircok zorlukla nasıl başedeceklerini gormuş olurlar; hayatın onlar icin sahip olduğu hazineyi almalarına engel olanları bile.
Bugunun okullarında eksik olan en uzucu şey, temelleri ezber yoluyla oğretmektir. Mesela, temel aritmetik ve Turkce'nin ezber yoluyl oğrenilmesi ve sonra cocuğa duşunmesi icin araclar verilmesi gereklidir. Bu sıkıcı gelebilir, ama her cocuk ders programını ezbere bilmekle ovunur. Her cocuk ayrıca kitabın sayfalarında gordukleri kelimeleri seslendirebilmekten heyecan duyar cunku dilin ana hecelerini oğrenmişlerdir.
Altmışlarda ortaya atılan yeni bir oretim metodu, temelin ezberle alınmasının gerekliliğini ortadan kaldırmaya calıştı. Ama aynı zamanda cocukların ezberlemeyi oğrenmeleri umuluyordu. Eğitim sisteminde başarılı olan cocuklar anahtar kavramları daha cok evde oureniyorlardı ve sonuc olarak okul onlara cok kolay geliyordu. Temelleri okul dışında almayanların ise okulda oğrenme umutları hic yoktu ve boylece evden fazlaca harclık koparma şansı yakalayan cocukların gerisine duşuyorlardı.
Fikir, insanların kelimelerin anlamlarını anlamaları icin heceleri oğrenmelerine ihtiyacları olmadığıydı. Bir insanın bir kelimenin anlamını oğrenebilmesi icin heceleri oğrenmesinin gerekli olmadığı gerceğiyle birlikte ortada olan şey, hecelerin oğrenilmemesiyle heceleme standartlarının duştuğuydu. Heceleri oğrenmek, kelimeleri telaffuz etmede, okumada ve oğrenilen kelimeleri kullanmada ozguven aşılıyor.
Marva Collins, eğitilmesi imkansız denen oğrencileri mukemmel ourenciler haline getirmiş unlu bir eğitimcidir; cocuklara bir sene icinde beş sınıf ilerlemeyi sağlatmıştır. Bir oğretmenin oğrenciye oğretilen şeyi okumasının ve cocuklar dersi kendileri okumadan once her yeni kelimenin tartışılıp telaffuzunun, kullanımının ve yazımının oğretilmesinin gerekliliğine inanıyor. Onun yaklaşımı temel olarak sağduyudur.
Marva Collins genellikle 'Otuz yıllık oğretim hayatım boyunca birkac tane oğrenme ozurlu oğrenci tanıdım. Ne var ki, bircok ama bircok oğretme ozrunun kurbanı olmuş oğrenci tanıdım' sozuyle anılır.
Marva Collins'i okuduğumda beni ilk etkileyen şeylerden biri Ronald Reagan'ın ABD başkanlığı doneminde, daha ileride olan oğrencilerin, oğrendiklerini henuz dersi anlamamış olanlara anlatmaları icin onları cesaretlendirmesiydi.
Biri birşey oğrendiğinde, oğrendiklerini başkalarına anlatmak zorundadır, anlatılan şeyi anlamak birden bire daha buyuk birşey olur, cunku oğrenci şimdi oğretmen olmuştur. Bu da ourenme deneyimini guclendirir ve şimdi oğretmen olan oğrenci icin bir tur oz disiplin sağlar.
Eğer butun oğretmenler Marva Collins'İn yaklaşımını alsalardı, hicbir cocuğun duşunmesi icin cesaretlendirilmesine gerek kalmazdı. Tıpkı bir orman yangını başlatan bir yıldırım gibi olurdu.
Oğrenme surecini anlamak o kadar da zor değil. Yetişkinler bile zihinlerinin yenilenmesiyle donuşume uğrayabilir, hayata daha acık bir zihinle bakarlar ve başlarına bela olan bircok zorlukla nasıl başedeceklerini gormuş olurlar; hayatın onlar icin sahip olduğu hazineyi almalarına engel olanları bile.