
Hepimizin, doğrusuyla yanlışıyla her gun kullandığı minik işaretlerin nereden geldiğini hic merak ettiniz mi?
Noktalama işaretlerinin eksikliği, şimdi olduğu gibi, eskiden de hissediliyordu ve ilk noktalama işaretleri ne amac olarak ne de şekil olarak şimdikilere benziyordu. Ustelik, dunyanın farklı yerlerinde farklı zamanlarda farklı amaclara hizmet etmek icin cıkmıştır bu işaretler. Biz de bu yazıda Turkiye ’de ve dunyada noktalama işaretlerinin cıkış nedenlerini, noktalama işaretlerinin ilk zamanlar ne işe yaradıklarını işlemeye calışacağız.
[h=4]Noktalama Nedir? [/h]Yazının ortaya cıkmasından bu yana, şimdikinden az ve farklı amaclarla da olsa noktalamaya yer verilirdi. Noktalama, harflerden farklı işaretlerle anlatılmak isteneni karşı tarafa doğru aktarmaya yarayan imlerdir. Yazıda gorulur ama ortaya cıkış amacı hitap etmektir.
Yazı, bir başkasına kendi duşuncelerimizi ifade etmemizi sağlayan bir aractır. Her arac gibi, amacına doğru ve eksiksiz olarak hizmet etmesi beklenir. Yani, yazı, duşuncelerimizi muhataba tam olarak iletmek icin vardır. Yazının, bu işi hakkıyla yapması icin birtakım işaretlere ihtiyacı vardır. Kızgınlık, alay, cumle bitimleri bu işaretlerle belirlenir, aksi takdirde duşuncelerde bir karmaşa soz konusu olur.
Noktalama Neden Onemlidir?
Bazen, aceleden ya da bilmediğimiz icin noktalama işaretlerini kullanmayız. Yazıları, biz yazdığımız zaman duşuncelerimizi ifade etmiş gibi gorunur ama durum, karşı taraf icin bu kadar net değildir.
Cumlenin ne zaman bittiği, cumlede hangi duygunun olduğu, metin okurken nerede nasıl tepki vermemiz gerektiği gibi durumlar noktalama işaretleri sayesinde bellidir. Hele ki tanımadığımız birisinin yazdığı bir şeyi okurken noktalama daha da onemlidir. Cunku kendimize ait olmayan bir metni başkalarına aktarırız. Metin, dolayısıyla fikir, bize ait olmadığı icin duygunun nerede verilmesi gerektiğini, nerede durmamız gerektiğini ancak noktalamayla anlarız.
Her Dilde Noktalama Farklı Olur mu?
Dunyada pek cok ulke, misyonerlik faaliyetleri, somurgecilik, işgal, kolaylık gibi nedenlerden dolayı, Latin alfabesi kullansa da tum dunya bu alfabeyi kullanmıyor. Cince, Japonca, Korece ya da Hintce gibi dillerde kullanılan alfabe, resim karakterli bir yapıya sahiptir ve yukarıdan aşağıya yazılanlar da vardır. Bu bakımdan onların kullandıkları noktalama işareti elbette farklı olacaktır.
Noktalama işaretlerinin en onemli ve ilk ozelliği cumleyi sonlandırmaktır. Duygu bildirme, hitabette ses alcaltma ve yukseltme durumları sonradan ortaya cıkmıştır. Turkce icin de durum boyledir.
[h=4]Turkcede İlk Kullanılan Noktalama İşareti Nedir? [/h]Turkcede, Orhon Turkcesi denilen bir donem bulunmakta. Bu donem, Turkcenin bilinen ilk yazılı eserleri verildi. Bu eserlerden en kapsamlı olan Orhon Yazıtları. Bu yazıtlarda, soz ve soz gruplarını ayırmak icin iki nokta ust uste ( : ) kullanılmaktaydı. Bu işaret, cumleleri anlamamızda yardımcı oluyordu.
Aynı Turkce donemindeki tum eserlerde bu noktalama işaretine bu amacla rastlanmıştır.
[h=3]İlk Noktalama İşareti Nerede, Ne Zaman ve Hangi Amacla Ortaya Cıktı? [/h]Yukarıda da bahsettiğimiz gibi, yazının icadından bu yana noktalama işaretleri kullanılıyordu. Yalnız, gunumuzdeki amaclarla ve nedenlerle değildi. Metin uzerinde, harflerden farklı olarak kullanılan noktalama işaretleri ilk kez MO 310 – 230 yılları arasında yaşayan ARISTARKHOS tarafından kullanılmıştır. ARISTARKHOS, İskenderiye ’de yaşamıştır. Bu donemlerde, eserler matbaada olduğu gibi pratik, hızlı ve standart halde coğaltılmıyordu. Eserleri coğaltma işi mustensihlerdeydi. Bu kişiler, eserleri kopyalayabilir, eğer okuma yazma biliyorsa da esere katkı sağlayarak yeniden yazabilir, eğer dil biliyorsa cevirebilir, hem dil bilip hem de yazarlık yeteneği varsa eseri kendi diline uyarlayabilirdi. Bu kişiler doğrudan eserin alıcısıyla goruştuğu gibi bazen de aracıyla goruşurdu. Her durumda, verdikleri eser okunaklı ve anlaşılır olmak zorundaydı. Bu bakımdan mustensihler eseri anlaşılır kılmak icin bazı işaretler kullanmışlardır. Yunanca eserlerde, cumleler bitişik yazıldığı icin bu eserlerde cumle ve soz grupları birbirinden ayırmak amacıyla ozel işaretler kullanılmıştır. Bahsedilen işaretleri araştıran tarihci SUETONIUS, bu işaretlerin 21 tane olduğundan bahseder.
Noktalama işaretlerinin ortaya cıkması, Antik Yunan cağıyla ilgilidir. Batı kulturunde ve hatta ilk yazılı dillerde, Maya ve Cin dili gibi, hicbir noktalama işareti kullanılmamaktaydı. Hatta İngiltere ’nin ilk zamanlarındaki eserlerde, buyuk harf ve sozcuk aralarında boşluklar hic yoktu. Sadece bazı noktalama işaretleri kullanılıyordu.
Jane Gerardot, “A HISTORY OF PUNCTUATION” adlı makalesinde, Batı kulturunde noktalama işaretlerinin tarihini anlatırken, noktalama işaretlerinin ilk kez oyun yazarları ve hitabet yazarları tarafından kullanıldığını ileri surer. Kullanım amacı ise doğru yerde duraklamadır. Doğru yerde durak, dinleyici etkiler ve metne bağlar. Bu bakımdan da ilk noktalama işaretlerinin amacı, dinleyiciyi etkilemek yani doğru hitaptır.
BBC ’nin noktalama işaretlerinin tarihi ile ilgili yazdığı bir yazıda da benzer durumlardan bahsedilir. Antik Yunan ve Roma demokrasilerinde, senatoyu etkilemek icin noktalama işaretleri kullanılır der makale. Ama bunun nedenini acıklamadan once Antik Yunan ve Roma donemindeki meslek yapısını anlatalım biraz. Antik Yunan ve Roma doneminde, yonetici sınıf ve onların oğretmeni sofistikler vardı. Kultur, sozlu kulturdu. Sozlu kultur, karşı tarafı kendi goruşune ikna etmek icin etkileyici konuşmak zorunda olunan bir kultur bicimidir. Yazılı kultur gibi, bilgi aktarımı gorevinden cok, etkileme ve fikir değiştirme, tahrik gorevlerini ustlenir. Demokrasi ortamıdır bu donemler. Yani insanlar, kendilerini sozlerle savunur, senatoda iyi konuşan ulkenin yonetiminde soz sahibi olur. Bu bakımdan da senatorler, sofistiklerden metin isterlerdi. Sofistikler, iyi birer hatipti. İyi bir hatip de yazılı metne bağlı kalmaktan cok, nutkuyla konuşurdu. Oğretmenin verdiği metin, senator tarafından yuksek tonda ve tek duze okunurdu. Sofistikler, bu duruma cozum olarak, metinde sesin yukselmesi gereken yerleri işaretlemeye başladılar. Yalnız bu işaretleme, matbaa yani surekli bir uretim olmadığı icin standart değildi, herkes kendi ozel işaretlerini geliştirmişti. Bu yontemi, oyun yazarları da oyuncuları icin kullanırdı. Aynı durum, hemen hemen aynı donemlerde İngiltere icin gecerliydi. Yani ilk noktalama işaretleri, dinleyiciyi etkilemek amacıyla kullanılmıştır.
Bu durum, 11.yy ’da İngiltere ’nin Normanlar tarafından fethine kadar devam etti. Normanlar, İngilizleri Pagan kulturunden uzaklaştırıp Avrupa aristokrasisi ile tanıştırmışlar. Normanlar, İngiltere ’yi fetheden son millet Normanlardır. Normanlar, Hıristiyanlığı da getirmiştir. 11.yy boyunca, ayinlerde kullanılan şarkılarda noktalama işareti kullanılmıştır. Bu noktalama işaretleri, şarkıdaki durakları gostermektedir. Yalnız 1300 ’un bitimine kadar ele gecirilen dinî metinlerde, cumle ve sozcuklerin duraklarını gosteren işaretlerden başka herhangi bir işarete rastlanmamıştır.
1450 yılında hareketli harf sisteminin icadı ile yazılı kaynaklarda bir artış goruldu. Okuyucu da artıyordu. Bu uretim, acilen standart bir noktalama sistemine ihtiyac duygu. Cunku artık eskisi gibi, kitap yazıcıları birden fazla kaynak değildi. Hız ve kolaylık, kitapların tek bir yerden uretilmesini sağlıyordu. Noktalama işaretlerini, standart hale getiren de yine bir matbaacıdır. Venedikli Aldus Manutius ve torunu Aldus Manutius noktalama işaretlerinin standartlaşmasını sağladılar. Noktalı virgul ve italik yazı da bizzat onların icadıdır. 1566 yılında noktalama işaretlerini kullanarak, bir metni nasıl yazacağımızı acıkladı. Onun amacı, bir metni anlamayı kolaylaştırmaktı. Manutius ailesine gore de basılmış kitap okumak icin uygundu, makamlı soylenmeye değil. Daha fazla kitap basarak insanların bu duruma alışmasını sağladı. Ve kitap okumayı kolaylaştırmak, yalnız okumayı mumkun kıldı. Herkesin anlayabileceği standart noktalama işaretleri bir sure sonra okurken dudak kıpırdatmayı uygunsuz bir davranış olarak gorulmesini sağladı. Yalnız tum bu cabaya rağmen, 19.yy sonlarına doğru bile, noktalama işaretleri, metin sesli bir bicimde okunurken nerede durmamız gerektiğini gosteren işaretler olarak goruluyordu.
Neden Noktalama İşaretleri Bu Kadar Gec Ortaya Cıktı?
Dr. Faysal Okan Atasoy, “Noktalama İşaretlerinin Tarihi” adlı makalesinde bu soruya cevap veriyor. Buna gore, Batı kulturunde noktalama, okuyucunun sorumluluğundadır. Cunku okuyucu, aynı zamanda yorumcu olarak gorulmuştur. Bu bakımdan metni anlamak ve yorumlamak okuyucunun bilgi ve yorum gucune bırakılmıştır. Noktalama işaretleri geliştikce, metni anlama yuku okuyucudan kalkmış; metni doğru anlatma sorumluluğu yazara yuklenmiştir.
İlk Noktalama İşaretleri Nokta, Virgul ve İki Nokta Ust Usteydi.
15.yy sonlarına kadar noktalama işaretleri nokta, virgul, iki nokta ile sınırlıydı. Amerika ve İngiltere ’de farklı adlarla anılsa da gorevleri kucuk ve basitti: Metin sesli okunurken etkileyici yerlerde durmak. Yunan ilahi metinlerde de kullanılıyordu. Virgul kelimesinin aslı Fransızca. Batı dillerinde “comma” olarak geciyor ve “comma” kelimesinin kokeni de Yunancaya dayanıyor. “Comma” cumlecik anlamına geliyor cunku Yunanlılar, virgulu cumlecikleri belirtmek icin kullanırdı.
[h=4]Turklerde Noktalama İşareti İlk Kez Ne Zaman Kullanıldı? [/h]Her dilin farklı amaclarla kullandığı kucuk imler vardı demiştik. Turkler de ilk noktalama işaretini soz ve soz obeklerini birbirinden ayırmak icin kullanmıştı. Bu işaret de iki nokta ust uste ( : ) idi.
Orhon Turkcesinde kullanılan bu işaretin amacına benzer diğer imler Uygur Turkcesinde de kullanılmıştı. Hatta Maniheist Uygur metinlerinde cumleleri ayırmak icin kullanılan noktalar kırmızı renkliydi. Ama bu metinler standart ve tutarlı değildi. Ayrıca, Maniheist ve Budist olan Uygur Turklerinin kullandıkları noktalama işaretleri bile ayrıydı ve Prof. Dr. Ahmet Caferoğlu ’na gore noktalama işaretlerine bakarak metnin hangi dine ait olduğu bir bakışta anlaşılıyordu. Ama yine de Uygur metinlerindeki bircok noktalama işareti, suslemek amacıyla kullanılıyordu.
Turklerin İslamiyet ’e bir devlet olarak topluca gectiği donem olan Karahanlılar doneminde, din değişimi alfabe ve yazı kulturu değişimini de getirmiştir. Arap harfli metinlere gecen Turkler, Arap edebiyatına ait şiir kulturunu de almıştır. İslami urunlerin ilki olan DivÂn u Lugati ’t-Turk adlı eserde harflerden farklı noktalamaya benzer imler gorulmuştur. Pek cok araştırmacı, bu imlerin, şiire sus ve guzellik katmak icin olduğu konusunda hemfikirdir.
Osmanlı Turkcesinin ilk evresi olan Eski Anadolu Turkcesi devrinde, ozellikle Dede Korkut Hikayelerinin yazma nushalarında cumledeki yargının bitiminde iri bir nokta gorulmektedir. Yalnız bu durumda da tutarlı bir yazım soz konusu değildir. Buna rağmen noktalama işaretleri bu donemde kullanılmıyor diyemeyiz cunku onemli başka bir eser olan Yusuf u Zuleyha mesnevisinde de virgule benzeyen bir kullanım soz konusudur. Belki de bu metinler, şiir olduğu icin ve zaten aruz sayesinde ahenkli okunduğu icin noktalama işaretlerine pek gerek duyulmamıştır. Aruzda olan tefileler, okuyucunun şiiri icra ederken nerede durması gerektiğini gosteriyordu. Anlam ve yargı da zaten beyitte bitiyordu. Bu bakımdan yeniden bir durak gosterimine gerek duyulmamış olabilir. Bu durum, duz yazıya gecişte gerekli gorulmuştur buyuk ihtimalle. Yani gazetelerin ortaya cıkmasıyla.
Tanzimat doneminde, insanların kultur hayatı derinden sarsılacak onemli gelişmelere sahne olmuştur. Gazete ve onunla gelen duz yazı turlerinin yanı sıra, tiyatro kultur hayatına girmiştir.
Hatırlarsanız, Batı kulturunde noktalama işaretleri tiyatro oyuncularının oyunları daha iyi oynaması, vurgu ve tonlamaya dikkat etmesi amacıyla oyun yazarlarınca kullanılıyordu. Aynı durum, aynı amacla mı bilinmez, Turk tarihinde de gercekleşti. Noktalama işaretleri ilk kez Şinasi tarafından ŞAİR EVLENMESİ adlı oyunda kullanıldı. Hatta oyunun oncesinde kullanılacak birkac noktalama işareti acıklandı. Aynı donemin onemli isimlerinden Ahmet Mithat Efendi de FELATUN BEY İLE RAKIM EFENDİ adlı hikayede nokta, iki nokta, soru, unlem işareti, ayrac, koşeli ayrac, konuşma cizgisi gibi işaretlere yer vermiştir.
Beklenildiği uzere, Tanzimat doneminde tiyatro oyunu ve diğer duz yazı turlerinde, daha sonra şiirde kullanılmıştır. Ama ceviri ve uyarlama metinlerde aslında sadık kalınarak noktalama işaretleri kullanılmıştır.
Tanzimat Doneminden Sonra Noktalama İşaretlerinin Durumu Nedir?
Tanzimat doneminden sonra gelen Servet-i Funun doneminde ve hatta Servet-i Funun donemine hazırlık olarak değerlendirilen Tanzimat donemi II.doneminde noktalama işaretleri amaclarına uygun olarak kullanılmaya başlanmıştır. Salim Durukoğlu ’nun belirttiği gibi ozellikle, şiirde Mehmet Akif Ersoy ve Tevfik Fikret noktalama işaretlerini doğru kullanmak icin ozen gostermişlerdir. Duzyazı alanında da ise Halit Ziya Uşaklıgil, noktalama işaretlerinin kullanımında ciddi caba sarf etmiştir.
Milli edebiyat doneminde, yazım uzerine yoğunlaşma yaşanmıştı. Turkcenin sadeleştirilmesi icin Genc Kalemler ciddi cabalar sarf etmişler, yeni bir imla yaratma hususunda hic de hafife alınmayacak girişimler yapmışlardır. Milli edebiyatın fikir aynası olarak yayın yapan Genc Kalemler dergisindeki yazılarda noktalama işaretlerinin kullanımı goze carpmaktadır. Tanzimat doneminde yerleşen noktalama işaretlerinin temeli, Şinasi ile birlikte atılmış ve Cumhuriyet doneminde de bu temelden devam edilmiştir.
Cumhuriyet doneminde, onemli bir gelişme olarak harfler değişmiş, imla resmen yeniden inşa edilmiştir. Yalnız bu donemde, noktalama uzerine fazlaca duşulmemiş ancak 1940 ’lı yıllarda yazım kılavuzuna noktalama işaretleri girmiştir. Ama yazım kılavuzunun işi noktalama işaretleri olmadığı icin bu konu kısaca ele alınmıştır.
1940 yılına kadar, unlu bir sozlukcu olan Şemseddin Sami, Usûl-i Tenkit ve Tertib adlı eserinde noktalama işaretlerini, kendi terimleriyle acıklamıştır. Tam 14 tane noktalama işaretini sıralamıştır. Adında “Turkce” gecen ilk Osmanlıca sozluk olan Kamus-ı Turkî adlı eserinde de bu 11 adet noktalamadan soz etmiştir. Bu noktalama işaretlerinden bir kısmını almamış ama eşit (=) , dik eşit( II), yatay cift eşit ( ==) gibi şuan kullanmadığımız işaretleri tanıtmıştır. Cumhuriyet doneminde, Turkce adeta yeniden şekillenmiş ve noktalama işaretleri de standart hale gelmiştir.
[h=4]Noktalama İşaretlerinin İsimleri Nereden Geliyor? [/h]İlk noktalama işaretlerinden olan nokta, dunya literaturunde punctûs, periodus, colon, point, dot gibi adlarla anılır. Turkcede ise nokta ve Şemseddin Sami ’nin onerisi ile kÂtı ’a terimleri onerilmiştir. Her ikisi de Arapca olan terimlerden “nokta” tercih edilmiştir. Nokta kelimesinin asıl anlamı “delmek, gagalamak” manasındaki Aramice / Suryanice aslına kadar iner.
Virgul, noktayla birlikte kullanılan en eski noktalama işaretlerindendir. İşaret noktadan doğmuştur ve aslında yargı bildirmeyen ve okuyucunun okuma sırasında biraz ara vermesini sağlayan işarettir. İsim, Fransızcadan gelir. Fransızcası virgula olan kelimesinin aslı da Latincedir. Esas olarak, “ince dal, cubuk” anlamına gelir. Almanca “komma”, İngilizce “comma” diye bilinir. Turkcede, 19.yy Osmanlı Turkcesi zamanında fasıla ve mifrez olarak anılmış, daha sonra “virgul” benimsenmiştir.
Noktalı virgul de Antik Yunan doneminden bu yana kullanılır. Bu işareti goren okuyucu, virgulden daha fazla duraksaması gerektiğini anlardı. Osmanlı Turkcesine mufreze adıyla girmişe de daha sonra Turkceleştirilmiştir.
Turkcenin en eski noktalama işareti olan iki nokta ust uste ifadesi İngilizcede “colon” adlıyla anılır. Colon kelimesi aslen Grekcedir ve “ağacın ana dalı” anlamına gelir. Osmanlı Turkcesinde “şariha” denmiştir. Şariha, “acıklayan” anlamında sıfattır.
Uc nokta, eski donemlerde iki nokta şeklinde de kullanılırdı. Osmanlı Turkcesinde “nukÂt-ı takdîriyye”, “nikÂt-ı kat”, “iki nokta”, “noktateyn” gibi farklı adlar almıştır.
Soru işareti, Antik Yunan ’dan bu yana kullanılagelmiştir. Ara ara kullanılmadığı gorulse de ilk zamanlar, retorik icin kullanılmıştır. İlk hali, ters şekildedir. Osmanlı Turkcesi doneminde, Tanzimat doneminden bu yana kullanılagelmiştir. Osmanlı Turkcesinde istifhÂmiyye olarak gecer.
Unlem işareti de Antik Yunan doneminden bu yana kullanılır. Alman ekolunde unlem işareti 1797 yılında Martin Luther King ‘in İncil basımında ilk kez gorulmuştur. Osmanlı Turkcesinde şaşkınlık bildiren anlamına gelen taaccubiye terimiyle karşılanmıştır.
Kısaca…
Noktalama işaretleri, ilk kez retorik yani guzel konuşma amacıyla kullanılmıştır. Matbaadan once, yazma işleri, kişilerin elindeyken matbaanın icadından sonra noktalama işaretleri de diğer pek cok şey gibi değişmiş ve gelişmiştir. Matbaa ile, kişiler yalnız okuma kulturune adapte edilmiş, metni yorumlama zahmeti, noktalama ile okuyucu uzerinden biraz da olsa alınmıştır.
Turkce, matbaa ile gec tanışmış dolayısıyla yazılı kulture gec adapte olduğu icin noktalama işaretlerinden standartlaşmayı Avrupa ’dan yuzyıllar sonra yakalamıştır. Terimleşme ve standartlaşma ise ancak Cumhuriyet donemiyle birlikte gelmiştir.

[h=4]Noktalama Nedir? [/h]Yazının ortaya cıkmasından bu yana, şimdikinden az ve farklı amaclarla da olsa noktalamaya yer verilirdi. Noktalama, harflerden farklı işaretlerle anlatılmak isteneni karşı tarafa doğru aktarmaya yarayan imlerdir. Yazıda gorulur ama ortaya cıkış amacı hitap etmektir.
Yazı, bir başkasına kendi duşuncelerimizi ifade etmemizi sağlayan bir aractır. Her arac gibi, amacına doğru ve eksiksiz olarak hizmet etmesi beklenir. Yani, yazı, duşuncelerimizi muhataba tam olarak iletmek icin vardır. Yazının, bu işi hakkıyla yapması icin birtakım işaretlere ihtiyacı vardır. Kızgınlık, alay, cumle bitimleri bu işaretlerle belirlenir, aksi takdirde duşuncelerde bir karmaşa soz konusu olur.
Noktalama Neden Onemlidir?
Bazen, aceleden ya da bilmediğimiz icin noktalama işaretlerini kullanmayız. Yazıları, biz yazdığımız zaman duşuncelerimizi ifade etmiş gibi gorunur ama durum, karşı taraf icin bu kadar net değildir.
Cumlenin ne zaman bittiği, cumlede hangi duygunun olduğu, metin okurken nerede nasıl tepki vermemiz gerektiği gibi durumlar noktalama işaretleri sayesinde bellidir. Hele ki tanımadığımız birisinin yazdığı bir şeyi okurken noktalama daha da onemlidir. Cunku kendimize ait olmayan bir metni başkalarına aktarırız. Metin, dolayısıyla fikir, bize ait olmadığı icin duygunun nerede verilmesi gerektiğini, nerede durmamız gerektiğini ancak noktalamayla anlarız.
Her Dilde Noktalama Farklı Olur mu?
Dunyada pek cok ulke, misyonerlik faaliyetleri, somurgecilik, işgal, kolaylık gibi nedenlerden dolayı, Latin alfabesi kullansa da tum dunya bu alfabeyi kullanmıyor. Cince, Japonca, Korece ya da Hintce gibi dillerde kullanılan alfabe, resim karakterli bir yapıya sahiptir ve yukarıdan aşağıya yazılanlar da vardır. Bu bakımdan onların kullandıkları noktalama işareti elbette farklı olacaktır.
Noktalama işaretlerinin en onemli ve ilk ozelliği cumleyi sonlandırmaktır. Duygu bildirme, hitabette ses alcaltma ve yukseltme durumları sonradan ortaya cıkmıştır. Turkce icin de durum boyledir.
[h=4]Turkcede İlk Kullanılan Noktalama İşareti Nedir? [/h]Turkcede, Orhon Turkcesi denilen bir donem bulunmakta. Bu donem, Turkcenin bilinen ilk yazılı eserleri verildi. Bu eserlerden en kapsamlı olan Orhon Yazıtları. Bu yazıtlarda, soz ve soz gruplarını ayırmak icin iki nokta ust uste ( : ) kullanılmaktaydı. Bu işaret, cumleleri anlamamızda yardımcı oluyordu.
Aynı Turkce donemindeki tum eserlerde bu noktalama işaretine bu amacla rastlanmıştır.
[h=3]İlk Noktalama İşareti Nerede, Ne Zaman ve Hangi Amacla Ortaya Cıktı? [/h]Yukarıda da bahsettiğimiz gibi, yazının icadından bu yana noktalama işaretleri kullanılıyordu. Yalnız, gunumuzdeki amaclarla ve nedenlerle değildi. Metin uzerinde, harflerden farklı olarak kullanılan noktalama işaretleri ilk kez MO 310 – 230 yılları arasında yaşayan ARISTARKHOS tarafından kullanılmıştır. ARISTARKHOS, İskenderiye ’de yaşamıştır. Bu donemlerde, eserler matbaada olduğu gibi pratik, hızlı ve standart halde coğaltılmıyordu. Eserleri coğaltma işi mustensihlerdeydi. Bu kişiler, eserleri kopyalayabilir, eğer okuma yazma biliyorsa da esere katkı sağlayarak yeniden yazabilir, eğer dil biliyorsa cevirebilir, hem dil bilip hem de yazarlık yeteneği varsa eseri kendi diline uyarlayabilirdi. Bu kişiler doğrudan eserin alıcısıyla goruştuğu gibi bazen de aracıyla goruşurdu. Her durumda, verdikleri eser okunaklı ve anlaşılır olmak zorundaydı. Bu bakımdan mustensihler eseri anlaşılır kılmak icin bazı işaretler kullanmışlardır. Yunanca eserlerde, cumleler bitişik yazıldığı icin bu eserlerde cumle ve soz grupları birbirinden ayırmak amacıyla ozel işaretler kullanılmıştır. Bahsedilen işaretleri araştıran tarihci SUETONIUS, bu işaretlerin 21 tane olduğundan bahseder.
Noktalama işaretlerinin ortaya cıkması, Antik Yunan cağıyla ilgilidir. Batı kulturunde ve hatta ilk yazılı dillerde, Maya ve Cin dili gibi, hicbir noktalama işareti kullanılmamaktaydı. Hatta İngiltere ’nin ilk zamanlarındaki eserlerde, buyuk harf ve sozcuk aralarında boşluklar hic yoktu. Sadece bazı noktalama işaretleri kullanılıyordu.
Jane Gerardot, “A HISTORY OF PUNCTUATION” adlı makalesinde, Batı kulturunde noktalama işaretlerinin tarihini anlatırken, noktalama işaretlerinin ilk kez oyun yazarları ve hitabet yazarları tarafından kullanıldığını ileri surer. Kullanım amacı ise doğru yerde duraklamadır. Doğru yerde durak, dinleyici etkiler ve metne bağlar. Bu bakımdan da ilk noktalama işaretlerinin amacı, dinleyiciyi etkilemek yani doğru hitaptır.
BBC ’nin noktalama işaretlerinin tarihi ile ilgili yazdığı bir yazıda da benzer durumlardan bahsedilir. Antik Yunan ve Roma demokrasilerinde, senatoyu etkilemek icin noktalama işaretleri kullanılır der makale. Ama bunun nedenini acıklamadan once Antik Yunan ve Roma donemindeki meslek yapısını anlatalım biraz. Antik Yunan ve Roma doneminde, yonetici sınıf ve onların oğretmeni sofistikler vardı. Kultur, sozlu kulturdu. Sozlu kultur, karşı tarafı kendi goruşune ikna etmek icin etkileyici konuşmak zorunda olunan bir kultur bicimidir. Yazılı kultur gibi, bilgi aktarımı gorevinden cok, etkileme ve fikir değiştirme, tahrik gorevlerini ustlenir. Demokrasi ortamıdır bu donemler. Yani insanlar, kendilerini sozlerle savunur, senatoda iyi konuşan ulkenin yonetiminde soz sahibi olur. Bu bakımdan da senatorler, sofistiklerden metin isterlerdi. Sofistikler, iyi birer hatipti. İyi bir hatip de yazılı metne bağlı kalmaktan cok, nutkuyla konuşurdu. Oğretmenin verdiği metin, senator tarafından yuksek tonda ve tek duze okunurdu. Sofistikler, bu duruma cozum olarak, metinde sesin yukselmesi gereken yerleri işaretlemeye başladılar. Yalnız bu işaretleme, matbaa yani surekli bir uretim olmadığı icin standart değildi, herkes kendi ozel işaretlerini geliştirmişti. Bu yontemi, oyun yazarları da oyuncuları icin kullanırdı. Aynı durum, hemen hemen aynı donemlerde İngiltere icin gecerliydi. Yani ilk noktalama işaretleri, dinleyiciyi etkilemek amacıyla kullanılmıştır.
Bu durum, 11.yy ’da İngiltere ’nin Normanlar tarafından fethine kadar devam etti. Normanlar, İngilizleri Pagan kulturunden uzaklaştırıp Avrupa aristokrasisi ile tanıştırmışlar. Normanlar, İngiltere ’yi fetheden son millet Normanlardır. Normanlar, Hıristiyanlığı da getirmiştir. 11.yy boyunca, ayinlerde kullanılan şarkılarda noktalama işareti kullanılmıştır. Bu noktalama işaretleri, şarkıdaki durakları gostermektedir. Yalnız 1300 ’un bitimine kadar ele gecirilen dinî metinlerde, cumle ve sozcuklerin duraklarını gosteren işaretlerden başka herhangi bir işarete rastlanmamıştır.
1450 yılında hareketli harf sisteminin icadı ile yazılı kaynaklarda bir artış goruldu. Okuyucu da artıyordu. Bu uretim, acilen standart bir noktalama sistemine ihtiyac duygu. Cunku artık eskisi gibi, kitap yazıcıları birden fazla kaynak değildi. Hız ve kolaylık, kitapların tek bir yerden uretilmesini sağlıyordu. Noktalama işaretlerini, standart hale getiren de yine bir matbaacıdır. Venedikli Aldus Manutius ve torunu Aldus Manutius noktalama işaretlerinin standartlaşmasını sağladılar. Noktalı virgul ve italik yazı da bizzat onların icadıdır. 1566 yılında noktalama işaretlerini kullanarak, bir metni nasıl yazacağımızı acıkladı. Onun amacı, bir metni anlamayı kolaylaştırmaktı. Manutius ailesine gore de basılmış kitap okumak icin uygundu, makamlı soylenmeye değil. Daha fazla kitap basarak insanların bu duruma alışmasını sağladı. Ve kitap okumayı kolaylaştırmak, yalnız okumayı mumkun kıldı. Herkesin anlayabileceği standart noktalama işaretleri bir sure sonra okurken dudak kıpırdatmayı uygunsuz bir davranış olarak gorulmesini sağladı. Yalnız tum bu cabaya rağmen, 19.yy sonlarına doğru bile, noktalama işaretleri, metin sesli bir bicimde okunurken nerede durmamız gerektiğini gosteren işaretler olarak goruluyordu.
Neden Noktalama İşaretleri Bu Kadar Gec Ortaya Cıktı?
Dr. Faysal Okan Atasoy, “Noktalama İşaretlerinin Tarihi” adlı makalesinde bu soruya cevap veriyor. Buna gore, Batı kulturunde noktalama, okuyucunun sorumluluğundadır. Cunku okuyucu, aynı zamanda yorumcu olarak gorulmuştur. Bu bakımdan metni anlamak ve yorumlamak okuyucunun bilgi ve yorum gucune bırakılmıştır. Noktalama işaretleri geliştikce, metni anlama yuku okuyucudan kalkmış; metni doğru anlatma sorumluluğu yazara yuklenmiştir.
İlk Noktalama İşaretleri Nokta, Virgul ve İki Nokta Ust Usteydi.
15.yy sonlarına kadar noktalama işaretleri nokta, virgul, iki nokta ile sınırlıydı. Amerika ve İngiltere ’de farklı adlarla anılsa da gorevleri kucuk ve basitti: Metin sesli okunurken etkileyici yerlerde durmak. Yunan ilahi metinlerde de kullanılıyordu. Virgul kelimesinin aslı Fransızca. Batı dillerinde “comma” olarak geciyor ve “comma” kelimesinin kokeni de Yunancaya dayanıyor. “Comma” cumlecik anlamına geliyor cunku Yunanlılar, virgulu cumlecikleri belirtmek icin kullanırdı.
[h=4]Turklerde Noktalama İşareti İlk Kez Ne Zaman Kullanıldı? [/h]Her dilin farklı amaclarla kullandığı kucuk imler vardı demiştik. Turkler de ilk noktalama işaretini soz ve soz obeklerini birbirinden ayırmak icin kullanmıştı. Bu işaret de iki nokta ust uste ( : ) idi.
Orhon Turkcesinde kullanılan bu işaretin amacına benzer diğer imler Uygur Turkcesinde de kullanılmıştı. Hatta Maniheist Uygur metinlerinde cumleleri ayırmak icin kullanılan noktalar kırmızı renkliydi. Ama bu metinler standart ve tutarlı değildi. Ayrıca, Maniheist ve Budist olan Uygur Turklerinin kullandıkları noktalama işaretleri bile ayrıydı ve Prof. Dr. Ahmet Caferoğlu ’na gore noktalama işaretlerine bakarak metnin hangi dine ait olduğu bir bakışta anlaşılıyordu. Ama yine de Uygur metinlerindeki bircok noktalama işareti, suslemek amacıyla kullanılıyordu.
Turklerin İslamiyet ’e bir devlet olarak topluca gectiği donem olan Karahanlılar doneminde, din değişimi alfabe ve yazı kulturu değişimini de getirmiştir. Arap harfli metinlere gecen Turkler, Arap edebiyatına ait şiir kulturunu de almıştır. İslami urunlerin ilki olan DivÂn u Lugati ’t-Turk adlı eserde harflerden farklı noktalamaya benzer imler gorulmuştur. Pek cok araştırmacı, bu imlerin, şiire sus ve guzellik katmak icin olduğu konusunda hemfikirdir.
Osmanlı Turkcesinin ilk evresi olan Eski Anadolu Turkcesi devrinde, ozellikle Dede Korkut Hikayelerinin yazma nushalarında cumledeki yargının bitiminde iri bir nokta gorulmektedir. Yalnız bu durumda da tutarlı bir yazım soz konusu değildir. Buna rağmen noktalama işaretleri bu donemde kullanılmıyor diyemeyiz cunku onemli başka bir eser olan Yusuf u Zuleyha mesnevisinde de virgule benzeyen bir kullanım soz konusudur. Belki de bu metinler, şiir olduğu icin ve zaten aruz sayesinde ahenkli okunduğu icin noktalama işaretlerine pek gerek duyulmamıştır. Aruzda olan tefileler, okuyucunun şiiri icra ederken nerede durması gerektiğini gosteriyordu. Anlam ve yargı da zaten beyitte bitiyordu. Bu bakımdan yeniden bir durak gosterimine gerek duyulmamış olabilir. Bu durum, duz yazıya gecişte gerekli gorulmuştur buyuk ihtimalle. Yani gazetelerin ortaya cıkmasıyla.
Tanzimat doneminde, insanların kultur hayatı derinden sarsılacak onemli gelişmelere sahne olmuştur. Gazete ve onunla gelen duz yazı turlerinin yanı sıra, tiyatro kultur hayatına girmiştir.
Hatırlarsanız, Batı kulturunde noktalama işaretleri tiyatro oyuncularının oyunları daha iyi oynaması, vurgu ve tonlamaya dikkat etmesi amacıyla oyun yazarlarınca kullanılıyordu. Aynı durum, aynı amacla mı bilinmez, Turk tarihinde de gercekleşti. Noktalama işaretleri ilk kez Şinasi tarafından ŞAİR EVLENMESİ adlı oyunda kullanıldı. Hatta oyunun oncesinde kullanılacak birkac noktalama işareti acıklandı. Aynı donemin onemli isimlerinden Ahmet Mithat Efendi de FELATUN BEY İLE RAKIM EFENDİ adlı hikayede nokta, iki nokta, soru, unlem işareti, ayrac, koşeli ayrac, konuşma cizgisi gibi işaretlere yer vermiştir.
Beklenildiği uzere, Tanzimat doneminde tiyatro oyunu ve diğer duz yazı turlerinde, daha sonra şiirde kullanılmıştır. Ama ceviri ve uyarlama metinlerde aslında sadık kalınarak noktalama işaretleri kullanılmıştır.
Tanzimat Doneminden Sonra Noktalama İşaretlerinin Durumu Nedir?
Tanzimat doneminden sonra gelen Servet-i Funun doneminde ve hatta Servet-i Funun donemine hazırlık olarak değerlendirilen Tanzimat donemi II.doneminde noktalama işaretleri amaclarına uygun olarak kullanılmaya başlanmıştır. Salim Durukoğlu ’nun belirttiği gibi ozellikle, şiirde Mehmet Akif Ersoy ve Tevfik Fikret noktalama işaretlerini doğru kullanmak icin ozen gostermişlerdir. Duzyazı alanında da ise Halit Ziya Uşaklıgil, noktalama işaretlerinin kullanımında ciddi caba sarf etmiştir.
Milli edebiyat doneminde, yazım uzerine yoğunlaşma yaşanmıştı. Turkcenin sadeleştirilmesi icin Genc Kalemler ciddi cabalar sarf etmişler, yeni bir imla yaratma hususunda hic de hafife alınmayacak girişimler yapmışlardır. Milli edebiyatın fikir aynası olarak yayın yapan Genc Kalemler dergisindeki yazılarda noktalama işaretlerinin kullanımı goze carpmaktadır. Tanzimat doneminde yerleşen noktalama işaretlerinin temeli, Şinasi ile birlikte atılmış ve Cumhuriyet doneminde de bu temelden devam edilmiştir.
Cumhuriyet doneminde, onemli bir gelişme olarak harfler değişmiş, imla resmen yeniden inşa edilmiştir. Yalnız bu donemde, noktalama uzerine fazlaca duşulmemiş ancak 1940 ’lı yıllarda yazım kılavuzuna noktalama işaretleri girmiştir. Ama yazım kılavuzunun işi noktalama işaretleri olmadığı icin bu konu kısaca ele alınmıştır.
1940 yılına kadar, unlu bir sozlukcu olan Şemseddin Sami, Usûl-i Tenkit ve Tertib adlı eserinde noktalama işaretlerini, kendi terimleriyle acıklamıştır. Tam 14 tane noktalama işaretini sıralamıştır. Adında “Turkce” gecen ilk Osmanlıca sozluk olan Kamus-ı Turkî adlı eserinde de bu 11 adet noktalamadan soz etmiştir. Bu noktalama işaretlerinden bir kısmını almamış ama eşit (=) , dik eşit( II), yatay cift eşit ( ==) gibi şuan kullanmadığımız işaretleri tanıtmıştır. Cumhuriyet doneminde, Turkce adeta yeniden şekillenmiş ve noktalama işaretleri de standart hale gelmiştir.
[h=4]Noktalama İşaretlerinin İsimleri Nereden Geliyor? [/h]İlk noktalama işaretlerinden olan nokta, dunya literaturunde punctûs, periodus, colon, point, dot gibi adlarla anılır. Turkcede ise nokta ve Şemseddin Sami ’nin onerisi ile kÂtı ’a terimleri onerilmiştir. Her ikisi de Arapca olan terimlerden “nokta” tercih edilmiştir. Nokta kelimesinin asıl anlamı “delmek, gagalamak” manasındaki Aramice / Suryanice aslına kadar iner.
Virgul, noktayla birlikte kullanılan en eski noktalama işaretlerindendir. İşaret noktadan doğmuştur ve aslında yargı bildirmeyen ve okuyucunun okuma sırasında biraz ara vermesini sağlayan işarettir. İsim, Fransızcadan gelir. Fransızcası virgula olan kelimesinin aslı da Latincedir. Esas olarak, “ince dal, cubuk” anlamına gelir. Almanca “komma”, İngilizce “comma” diye bilinir. Turkcede, 19.yy Osmanlı Turkcesi zamanında fasıla ve mifrez olarak anılmış, daha sonra “virgul” benimsenmiştir.
Noktalı virgul de Antik Yunan doneminden bu yana kullanılır. Bu işareti goren okuyucu, virgulden daha fazla duraksaması gerektiğini anlardı. Osmanlı Turkcesine mufreze adıyla girmişe de daha sonra Turkceleştirilmiştir.
Turkcenin en eski noktalama işareti olan iki nokta ust uste ifadesi İngilizcede “colon” adlıyla anılır. Colon kelimesi aslen Grekcedir ve “ağacın ana dalı” anlamına gelir. Osmanlı Turkcesinde “şariha” denmiştir. Şariha, “acıklayan” anlamında sıfattır.
Uc nokta, eski donemlerde iki nokta şeklinde de kullanılırdı. Osmanlı Turkcesinde “nukÂt-ı takdîriyye”, “nikÂt-ı kat”, “iki nokta”, “noktateyn” gibi farklı adlar almıştır.
Soru işareti, Antik Yunan ’dan bu yana kullanılagelmiştir. Ara ara kullanılmadığı gorulse de ilk zamanlar, retorik icin kullanılmıştır. İlk hali, ters şekildedir. Osmanlı Turkcesi doneminde, Tanzimat doneminden bu yana kullanılagelmiştir. Osmanlı Turkcesinde istifhÂmiyye olarak gecer.
Unlem işareti de Antik Yunan doneminden bu yana kullanılır. Alman ekolunde unlem işareti 1797 yılında Martin Luther King ‘in İncil basımında ilk kez gorulmuştur. Osmanlı Turkcesinde şaşkınlık bildiren anlamına gelen taaccubiye terimiyle karşılanmıştır.
Kısaca…
Noktalama işaretleri, ilk kez retorik yani guzel konuşma amacıyla kullanılmıştır. Matbaadan once, yazma işleri, kişilerin elindeyken matbaanın icadından sonra noktalama işaretleri de diğer pek cok şey gibi değişmiş ve gelişmiştir. Matbaa ile, kişiler yalnız okuma kulturune adapte edilmiş, metni yorumlama zahmeti, noktalama ile okuyucu uzerinden biraz da olsa alınmıştır.
Turkce, matbaa ile gec tanışmış dolayısıyla yazılı kulture gec adapte olduğu icin noktalama işaretlerinden standartlaşmayı Avrupa ’dan yuzyıllar sonra yakalamıştır. Terimleşme ve standartlaşma ise ancak Cumhuriyet donemiyle birlikte gelmiştir.