
Teşbih sanatı edebi sanatlar konusunda işlenir. Edebi sanatlar ya da diğer adıyla soz sanatları bir sozcuğun gercek anlamından uzaklaşarak yeni anlamlar kazanmasıdır. Turk edebiyatında soz sanatlarının en cok kullandığı devir Osmanlı edebiyatı devridir. Bir diğer adıyla divan şiirinde sanatsız tek bir dize bile bulamazsınız. Hatta bir beyitte birden fazla sanat kullanılması daha sonra adet edinilmiştir.
Soz sanatları genelde nazımda ve nesirde aynıdır; yani nazım icin ayrı nesir icin ayrı soz sanatı yoktur. Kullanımlar ortaktır. Yalnız ayrım sadece kimisin nazma kimisin nesre ozgu olmasıyla başlar. Bu bakımdan edebi sanatlar uc kolda incelenir:
1. Mecazlar
2. Anlamla İlgili Sanatlar
3. Sozle İlgili Sanatlar
Teşbih, mecazla ilgili soz sanatlarında değildir cunku teşbih sanatında sozcuklere gercek anlamlarından daha kuvvetli anlamlar verir. Mecaz sanatının amacı sozcukleri gercek anlamları dışında kullanarak soze guzellik, canlılık vermektedir ama teşbihte sozcuk gercek anlamı dışında kullanılmaz.
[h=2]Teşbih / Benzetme[/h]Teşbih, Arapca olup şbh sulasisinden gelir. Asıl anlamı “benzetmek” olarak verilir. Teşbihte dikkat edilmesi gereken nokta, bu sanatta mecaz anlamın değil gercek anlamın kullanılıyor olmasıdır. Ayrıca teşbihte iki sozcuk olmalı ve bunlar arasında benzetme amacı gudulmedir. O zaman teşbih sanatında:
- İki oğe olmalıdır.
- İki sozcuk ( oğe) gercek anlamıyla kullanılmalıdır.
- Amac, sozu daha kuvvetli kılmaktadır.
- Bu amacı gercekleştirmek icin aralarında anlam ilgisi bulunan iki şey kullanılır.
Bu bilgileri toparlayıp teşbih sanatının tanımını şu şekilde yapabiliriz : Sozu daha etkili soylemek icin aralarında anlam ilgisi olan iki oğeden, gucsuz olanı guclu olana benzetme sanatıdır. Burada, nicelik değil nitelik onemlidir. Bu sanatta sozcuklerin gercek anlamları kullanıldığı icin teşbih, mecaz sanatlarından değildir.
Teşbih sanatında benzetme oğeleri vardır. Diğer sanatlardan farklı olarak iki oğe kullanıldığı icin bu oğeleri ve bu oğeleri birbirine bağlayan ayrıntıları gormemiz gerekir:
[h=3]Benzetme Sanatının Oğeleri[/h]Benzetilen
Benzeyen / benzetmelik
Benzetme Yonu
Benzetme Edatı
Yukarıdaki dort oğe, tam bir benzetmede kullanılan dort oğedir. Bu oğelerin eksilmesi ya da farklı şekillerde kullanılması ile teşbih sanatının 5 turu ortaya cıkmıştır:
Ayrıntılı Benzetme
Kısaltılmış Benzetme
Pekiştirilmiş Benzetme
Guzel / Uz Benzetme
Yaygın Benzetme
Biz once, benzetme oğelerini goreceğiz; daha sonra benzetme turlerine bakacağız.
1. Benzetilen: Diğer adıyla muşebbeh olan oğe, oğeler arasındaki en gucsuz oğedir. Birbirine benzetilen şeylerden nitelik bakımından en zayıf şeydir.
2. Benzetmelik / Benzeyen: Kendisine benzetilen, benzetmelik ya da eskilerin tabiriyle muşebbehun- bih olarak da anılır. Benzetmedeki en ustun en guclu oğedir. Kendisine benzetme yapılan unsurdur.
Benzetilen ile benzeyen icin eskiler tarafeyn-i teşbih derlerdir.
3. Benzetme Yonu : Eskiler vech-i şebeh, maksad-ı teşbih de derlerdi. Benzetme yonu, birbirine benzeyen şeyler arasındaki ilgi, bağdır. Yani benzetilen ile benzeyen arasındaki ortak noktadır. Bu ortaklılar da 4 ‘e ayrılır:
3.a. Ussal : Adından da anlaşabileceği gibi buradaki ortak şeyler akli ve mantıki şeylerdir.
3.b Duyusal: Beş duyu organımızla algılayabileceğimiz benzerliklerdir.
3.c İmgesel : Sadece hayal gucumuzle kavrayabileceğimiz soyut benzerliklerdir.
3.d Duşsel : Gercek olmayan benzerliklerdir. İmgesel de hayal gucumuzle algılasak da ufak bir gerceklik vardır fakat burada yoktur.
Bir benzetme, benzetme yonu uc şekilde olur:
3.1. Mufred : Benzetme yonu sadece bir tanedir.
3.2. Murekkeb : Birkac benzetme yonunden oluşur. Bu birden fazla benzetme yonundeki ozellikler anlamca birbirinden bağımsız değildir ve eğer bir anlam ilgisi ortadan kalkarsa anlam bozulur.
3.3. Muteaddid : Burada da birden fazla benzetme yonu vardır ama benzetme yonleri, murekkeb benzetmedeki gibi birbirine anlam bakımından bağlı değildir. Birisi ya da birkacı cıkarılırsa anlam butunluğu zarar gormez.
4. Benzetme Edatı : Eskilerin tabiriyle edat-ı teşbih ya da vasıta-ı teşbih de denir. Sozcukler arasında anlam ilgisi kuran edatlardır. Teşbih icin en sık kullanılan edatlar şunlardır :
gibi, big,i, sanki, kadar, meğer ki, guya, tıpkı, gûne, misl, misillu, nitekim, niteki, misal, sıfat, manend, cun, adeta, cu , cun, angın gibi, andın, benzer…
Benzetmenin 5 turu olduğundan bahsetmiştik, bu turleri gozden gecirelim:
A. Ayrıntılı Benzetme: Teşbih-i mufassal da denir. Benzetme oğesinin dort oğesi de vardır. Bu benzetmeye tam benzetme diyenler de vardır:
Ornekler
1
Gulerek şive ile bezme o şûhun gelişi
Benzer ol nukteye kim tab-ı suhan-dÂna gelir ( Nedim )
Benzetme yonu : Nuktedan olmak
Benzetme edatı : Benzer
Benzeyen: Sevgili/ şûh
Kendisine benzetilen : tab-ı suhan-dÂn
2
Gul hasretinle yollara dutsun kulağını
Nergis gibi kıyÂmete dek ceksin intizÂr ( Baki )
Benzetme yonu : İntizar cekmek
Benzetme edatı : gibi
Benzeyen: Gul
Kendisine benzetilen : Nergis
3
Titreyen dallarını acıp goklere kadar,
Hıckıracak ney gibi sulun boylu kavaklar
Talihimin goğsumde hapsettiği canavar
Derin catırtılarla kıracak mahpesini… ( Vasıf Mahir Kocaturk – Şairin Olumu )
Benzetme yonu : Hıckırmak
Benzetme edatı : gibi
Benzeyen: sulun boylu kavaklar ( Burada da bir benzetme var, kavakların boyu sulune benzetilmiş)
Kendisine benzetilen : ney
4
Bin atlı akınlarda cocuklar gibi şendik
Bin atlı o gun dev gibi bir orduyu yendik ( Yahya Kemal Beyatlı - Akıncılar)
Benzetme yonu : Şen olma
Benzetme edatı : gibi
Benzeyen: Bin atlı
Kendisine benzetilen : Cocuklar
5
Kalb-i Âşık gibi virÂn ettiler mey-hÂneyi
Bî-nevÂlar ahidine dondurduler peymÂneyi ( Sani )
Benzetme yonu : Viran etmek
Benzetme edatı : gibi
Benzeyen: MeyhÂne
Kendisine benzetilen : Kalb-i Âşık
B. KISALTILMIŞ BENZETME
Benzetme yonu soylenmemiş benzetmedir. Diğer oğeler kullanılmıştır.
Ornekler:
1
Âb-gine icinde mey gibidir
Leb-i la ’lin hayÂli dilde mudÂm ( Baki )
Benzetme edatı : gibi
Benzeyen: Leb-i la ’lin hayÂli
Kendisine benzetilen : Âb-gine icinde mey
Ceviri: O kırmızı dudağının hayali, goz yaşı kutusunun icindeki mey gibidir.
2
Ârızın Âb-ı nÂbdır gûyÂ
ZekÂnın bir habÂbdır gûy ( Baki )
*İki adet benzetme vardır; her dizede ayrıca benzetme kullanılmıştır.
Benzetme edatı : gûyÂ
Benzeyen: Arız / zeka
Kendisine benzetilen : Âb-ı nÂb / habÂb
3
Sinesi destindeki peymaneden berrak u saf
Rûhları destindeki sahbÂ-yı terden kırmızı ( Nedim )
*İki adet benzetme vardır ve benzetme edatı kullanılmamıştır. Bu tur durumlara rastlanabilir.
Benzetme edatı : -
Benzeyen: Sine / rûh
Kendisine benzetilen : berrak u saf / kırmızı
C. PEKİŞTİRİLMİŞ BENZETME
Teşbih-i muekked de denir, bu benzetmede benzetme edatı bulunmaz. Diğer oğeler vardır.
Ornekler
1
Aşk bir şem-i İlahidir benem pervanesi
Şevk bir zencirdir gonlum anın divanesi ( Hayali )
* İki adet benzetme vardır
Benzetme yonu : Şem ile pervane hikayesi , pervane boceğinin surekli ışığın peşinde koşması / zencir yani zincir; zincirin ice ice gecmesi
Benzeyen: Aşk / şevk
Kendisine benzetilen : şem-i İlahidir / zencir
2
CÂm-ı zerrin u mey-i yÂkût-rengi neylesin
Şol gedalar kim şafak bÂde guneş peymanedir ( Necati )
* İki adet benzetme vardır
Benzetme yonu : bade icin renk, peymane icin cisim
Benzeyen: şafak / guneş
Kendisine benzetilen : bade / peymane
3
Ârızında ol iki zulf-i girih-gîrin senin
Suya konmuş iki garr taze sunbuldur bana ( BÂkî )
Benzetme yonu : Renk ( gara beyaz demektir ) ve renk
Benzeyen: zulf-i girih-gîrin ( Sacın duğumundeki bağ )
Kendisine benzetilen : Suya konmuş iki garr taze sunbul
D. UZ BENZETME / GUZEL BENZETME
Teşbih-i beliğ olarak anılır ve sıkca kullanılır. Sadece benzetilen ve benzeyenin soylendiği teşbih sanatıdır. Dort oğeli benzetmeye gore daha hoş gorulmuş daha cok kullanılmıştır.
Ornekler:
1
İncu dişin lal ’i- lebin genc-i saÂdettir yeter
KÂn icre gevher bitmesin l ’l-i BedahşÃ‚n olmasın ( Ahmed-i Dai )
Benzeyen: Diş
Kendisine benzetilen : İnci
2
Mukavves kaşların yayı atar kirpuk okun her dem
Ne kim ol gamzeden gelse bana sehm-i saÂdettir ( Şeyhî )
* İki adet benzetme vardır
Benzeyen: Kirpik / kaş
Kendisine benzetilen : Ok / yay
3
Ey kemÂn-ebrû şehid-i nÂvek-i mujganınam
Bulmuşam feyz-i nazar senden senin kurbanınam (Fuzuli)
Benzeyen: Kaş
Kendisine benzetilen : Keman
4
Gozyaşı encumunu rehber edinmezse eğer
Şeb-i gamda eremez Âşık-ı gumrÂh sana (Necati)
Benzeyen: Goz yaşı
Kendisine benzetilen : Encum
5
Cevr odu yaktı beni yanımda durma ey gonul
Bir tutuşmuş Âteşim kurb u civÂrımdan sakınm (Fuzuli)
Benzeyen: Aşık ya da şair
Kendisine benzetilen : Tutuşan ateş
D. YAYGIN BENZETME
Teşbih-i temsili de denir. Benzeyen ile benzetilen arasındaki birden fazla ozelliklerin arda arda sayılmasıyla oluşur. Genelde once benzeyen ve benzetilen verilir, daha sonra ozellikler sayılmaya başlanır.
Aşağıdaki ornekte, cınardan kasıt, vatandır. Yani “vatan” benzetilen, “cınar” kendisine benzetilendir. Şiirin tamamında anlam, cınar ve ozellikleri uzerinden vatan temsil edilerek gitmektedir. Yaygın benzetme olan yer koyu renkle gosterilmiştir.
CINAR
Hani bir gun seninle Topkapı ’dan
Geliyorduk, yol ustu bir meydan
Bir cınar gorduk: Enli, boylu, vakûr
Bir ağac; hic eğilmemiş, mağrûr
Koca bir govde; belki altı asır,
Belki ondan da fazla, dalgın, ağır,
Kaygısız bir omur surup gelmiş;
Oyle serpilmiş, oyle yukselmiş,
Ki civarında kubbeler, damlar
Onu haşyetle seyreder gibidir.
Duyulan onun hep menÂkıbidir.
Gorulen hep odur uzaklardan;
Fakat ayyûka ser ceken, uzanan
Bu mehabetli govde cırcıplak,
Ne yeşil bir filiz, ne bir yaprak…
Kuruyor; Âh, pek yazık! Şu derin
Şerha boğrunde belki bir hain
Baltanın, bir gazaplı yıldırımın
Zehridir..Soyle ey cınar, bağrın
Hangi odlarla yandı? Hangi siyah
Kurt icinden kemirdi? Hasta, tebÂh,
Seni kim şimdi bağlayıp saracak?
Kim şifalar verip de kurtaracak?
Soyle ey mustarip vatan, bildir;
Cektiğin hangi kanlı seyyiedir?
Tevfik Fikret
Bunlar dışında cok az kullanılan benzetme turleri de vardır ama burada bunu işlemeye gerek gormuyoruz. Edebiyatımızda en cok kullanılan turler zaten verilmiştir.
Soz sanatları genelde nazımda ve nesirde aynıdır; yani nazım icin ayrı nesir icin ayrı soz sanatı yoktur. Kullanımlar ortaktır. Yalnız ayrım sadece kimisin nazma kimisin nesre ozgu olmasıyla başlar. Bu bakımdan edebi sanatlar uc kolda incelenir:
1. Mecazlar
2. Anlamla İlgili Sanatlar
3. Sozle İlgili Sanatlar
Teşbih, mecazla ilgili soz sanatlarında değildir cunku teşbih sanatında sozcuklere gercek anlamlarından daha kuvvetli anlamlar verir. Mecaz sanatının amacı sozcukleri gercek anlamları dışında kullanarak soze guzellik, canlılık vermektedir ama teşbihte sozcuk gercek anlamı dışında kullanılmaz.
[h=2]Teşbih / Benzetme[/h]Teşbih, Arapca olup şbh sulasisinden gelir. Asıl anlamı “benzetmek” olarak verilir. Teşbihte dikkat edilmesi gereken nokta, bu sanatta mecaz anlamın değil gercek anlamın kullanılıyor olmasıdır. Ayrıca teşbihte iki sozcuk olmalı ve bunlar arasında benzetme amacı gudulmedir. O zaman teşbih sanatında:
- İki oğe olmalıdır.
- İki sozcuk ( oğe) gercek anlamıyla kullanılmalıdır.
- Amac, sozu daha kuvvetli kılmaktadır.
- Bu amacı gercekleştirmek icin aralarında anlam ilgisi bulunan iki şey kullanılır.
Bu bilgileri toparlayıp teşbih sanatının tanımını şu şekilde yapabiliriz : Sozu daha etkili soylemek icin aralarında anlam ilgisi olan iki oğeden, gucsuz olanı guclu olana benzetme sanatıdır. Burada, nicelik değil nitelik onemlidir. Bu sanatta sozcuklerin gercek anlamları kullanıldığı icin teşbih, mecaz sanatlarından değildir.
Teşbih sanatında benzetme oğeleri vardır. Diğer sanatlardan farklı olarak iki oğe kullanıldığı icin bu oğeleri ve bu oğeleri birbirine bağlayan ayrıntıları gormemiz gerekir:
[h=3]Benzetme Sanatının Oğeleri[/h]Benzetilen
Benzeyen / benzetmelik
Benzetme Yonu
Benzetme Edatı
Yukarıdaki dort oğe, tam bir benzetmede kullanılan dort oğedir. Bu oğelerin eksilmesi ya da farklı şekillerde kullanılması ile teşbih sanatının 5 turu ortaya cıkmıştır:
Ayrıntılı Benzetme
Kısaltılmış Benzetme
Pekiştirilmiş Benzetme
Guzel / Uz Benzetme
Yaygın Benzetme
Biz once, benzetme oğelerini goreceğiz; daha sonra benzetme turlerine bakacağız.
1. Benzetilen: Diğer adıyla muşebbeh olan oğe, oğeler arasındaki en gucsuz oğedir. Birbirine benzetilen şeylerden nitelik bakımından en zayıf şeydir.
2. Benzetmelik / Benzeyen: Kendisine benzetilen, benzetmelik ya da eskilerin tabiriyle muşebbehun- bih olarak da anılır. Benzetmedeki en ustun en guclu oğedir. Kendisine benzetme yapılan unsurdur.
Benzetilen ile benzeyen icin eskiler tarafeyn-i teşbih derlerdir.
3. Benzetme Yonu : Eskiler vech-i şebeh, maksad-ı teşbih de derlerdi. Benzetme yonu, birbirine benzeyen şeyler arasındaki ilgi, bağdır. Yani benzetilen ile benzeyen arasındaki ortak noktadır. Bu ortaklılar da 4 ‘e ayrılır:
3.a. Ussal : Adından da anlaşabileceği gibi buradaki ortak şeyler akli ve mantıki şeylerdir.
3.b Duyusal: Beş duyu organımızla algılayabileceğimiz benzerliklerdir.
3.c İmgesel : Sadece hayal gucumuzle kavrayabileceğimiz soyut benzerliklerdir.
3.d Duşsel : Gercek olmayan benzerliklerdir. İmgesel de hayal gucumuzle algılasak da ufak bir gerceklik vardır fakat burada yoktur.
Bir benzetme, benzetme yonu uc şekilde olur:
3.1. Mufred : Benzetme yonu sadece bir tanedir.
3.2. Murekkeb : Birkac benzetme yonunden oluşur. Bu birden fazla benzetme yonundeki ozellikler anlamca birbirinden bağımsız değildir ve eğer bir anlam ilgisi ortadan kalkarsa anlam bozulur.
3.3. Muteaddid : Burada da birden fazla benzetme yonu vardır ama benzetme yonleri, murekkeb benzetmedeki gibi birbirine anlam bakımından bağlı değildir. Birisi ya da birkacı cıkarılırsa anlam butunluğu zarar gormez.
4. Benzetme Edatı : Eskilerin tabiriyle edat-ı teşbih ya da vasıta-ı teşbih de denir. Sozcukler arasında anlam ilgisi kuran edatlardır. Teşbih icin en sık kullanılan edatlar şunlardır :
gibi, big,i, sanki, kadar, meğer ki, guya, tıpkı, gûne, misl, misillu, nitekim, niteki, misal, sıfat, manend, cun, adeta, cu , cun, angın gibi, andın, benzer…
Benzetmenin 5 turu olduğundan bahsetmiştik, bu turleri gozden gecirelim:
A. Ayrıntılı Benzetme: Teşbih-i mufassal da denir. Benzetme oğesinin dort oğesi de vardır. Bu benzetmeye tam benzetme diyenler de vardır:
Ornekler
1
Gulerek şive ile bezme o şûhun gelişi
Benzer ol nukteye kim tab-ı suhan-dÂna gelir ( Nedim )
Benzetme yonu : Nuktedan olmak
Benzetme edatı : Benzer
Benzeyen: Sevgili/ şûh
Kendisine benzetilen : tab-ı suhan-dÂn
2
Gul hasretinle yollara dutsun kulağını
Nergis gibi kıyÂmete dek ceksin intizÂr ( Baki )
Benzetme yonu : İntizar cekmek
Benzetme edatı : gibi
Benzeyen: Gul
Kendisine benzetilen : Nergis
3
Titreyen dallarını acıp goklere kadar,
Hıckıracak ney gibi sulun boylu kavaklar
Talihimin goğsumde hapsettiği canavar
Derin catırtılarla kıracak mahpesini… ( Vasıf Mahir Kocaturk – Şairin Olumu )
Benzetme yonu : Hıckırmak
Benzetme edatı : gibi
Benzeyen: sulun boylu kavaklar ( Burada da bir benzetme var, kavakların boyu sulune benzetilmiş)
Kendisine benzetilen : ney
4
Bin atlı akınlarda cocuklar gibi şendik
Bin atlı o gun dev gibi bir orduyu yendik ( Yahya Kemal Beyatlı - Akıncılar)
Benzetme yonu : Şen olma
Benzetme edatı : gibi
Benzeyen: Bin atlı
Kendisine benzetilen : Cocuklar
5
Kalb-i Âşık gibi virÂn ettiler mey-hÂneyi
Bî-nevÂlar ahidine dondurduler peymÂneyi ( Sani )
Benzetme yonu : Viran etmek
Benzetme edatı : gibi
Benzeyen: MeyhÂne
Kendisine benzetilen : Kalb-i Âşık
B. KISALTILMIŞ BENZETME
Benzetme yonu soylenmemiş benzetmedir. Diğer oğeler kullanılmıştır.
Ornekler:
1
Âb-gine icinde mey gibidir
Leb-i la ’lin hayÂli dilde mudÂm ( Baki )
Benzetme edatı : gibi
Benzeyen: Leb-i la ’lin hayÂli
Kendisine benzetilen : Âb-gine icinde mey
Ceviri: O kırmızı dudağının hayali, goz yaşı kutusunun icindeki mey gibidir.
2
Ârızın Âb-ı nÂbdır gûyÂ
ZekÂnın bir habÂbdır gûy ( Baki )
*İki adet benzetme vardır; her dizede ayrıca benzetme kullanılmıştır.
Benzetme edatı : gûyÂ
Benzeyen: Arız / zeka
Kendisine benzetilen : Âb-ı nÂb / habÂb
3
Sinesi destindeki peymaneden berrak u saf
Rûhları destindeki sahbÂ-yı terden kırmızı ( Nedim )
*İki adet benzetme vardır ve benzetme edatı kullanılmamıştır. Bu tur durumlara rastlanabilir.
Benzetme edatı : -
Benzeyen: Sine / rûh
Kendisine benzetilen : berrak u saf / kırmızı
C. PEKİŞTİRİLMİŞ BENZETME
Teşbih-i muekked de denir, bu benzetmede benzetme edatı bulunmaz. Diğer oğeler vardır.
Ornekler
1
Aşk bir şem-i İlahidir benem pervanesi
Şevk bir zencirdir gonlum anın divanesi ( Hayali )
* İki adet benzetme vardır
Benzetme yonu : Şem ile pervane hikayesi , pervane boceğinin surekli ışığın peşinde koşması / zencir yani zincir; zincirin ice ice gecmesi
Benzeyen: Aşk / şevk
Kendisine benzetilen : şem-i İlahidir / zencir
2
CÂm-ı zerrin u mey-i yÂkût-rengi neylesin
Şol gedalar kim şafak bÂde guneş peymanedir ( Necati )
* İki adet benzetme vardır
Benzetme yonu : bade icin renk, peymane icin cisim
Benzeyen: şafak / guneş
Kendisine benzetilen : bade / peymane
3
Ârızında ol iki zulf-i girih-gîrin senin
Suya konmuş iki garr taze sunbuldur bana ( BÂkî )
Benzetme yonu : Renk ( gara beyaz demektir ) ve renk
Benzeyen: zulf-i girih-gîrin ( Sacın duğumundeki bağ )
Kendisine benzetilen : Suya konmuş iki garr taze sunbul
D. UZ BENZETME / GUZEL BENZETME
Teşbih-i beliğ olarak anılır ve sıkca kullanılır. Sadece benzetilen ve benzeyenin soylendiği teşbih sanatıdır. Dort oğeli benzetmeye gore daha hoş gorulmuş daha cok kullanılmıştır.
Ornekler:
1
İncu dişin lal ’i- lebin genc-i saÂdettir yeter
KÂn icre gevher bitmesin l ’l-i BedahşÃ‚n olmasın ( Ahmed-i Dai )
Benzeyen: Diş
Kendisine benzetilen : İnci
2
Mukavves kaşların yayı atar kirpuk okun her dem
Ne kim ol gamzeden gelse bana sehm-i saÂdettir ( Şeyhî )
* İki adet benzetme vardır
Benzeyen: Kirpik / kaş
Kendisine benzetilen : Ok / yay
3
Ey kemÂn-ebrû şehid-i nÂvek-i mujganınam
Bulmuşam feyz-i nazar senden senin kurbanınam (Fuzuli)
Benzeyen: Kaş
Kendisine benzetilen : Keman
4
Gozyaşı encumunu rehber edinmezse eğer
Şeb-i gamda eremez Âşık-ı gumrÂh sana (Necati)
Benzeyen: Goz yaşı
Kendisine benzetilen : Encum
5
Cevr odu yaktı beni yanımda durma ey gonul
Bir tutuşmuş Âteşim kurb u civÂrımdan sakınm (Fuzuli)
Benzeyen: Aşık ya da şair
Kendisine benzetilen : Tutuşan ateş
D. YAYGIN BENZETME
Teşbih-i temsili de denir. Benzeyen ile benzetilen arasındaki birden fazla ozelliklerin arda arda sayılmasıyla oluşur. Genelde once benzeyen ve benzetilen verilir, daha sonra ozellikler sayılmaya başlanır.
Aşağıdaki ornekte, cınardan kasıt, vatandır. Yani “vatan” benzetilen, “cınar” kendisine benzetilendir. Şiirin tamamında anlam, cınar ve ozellikleri uzerinden vatan temsil edilerek gitmektedir. Yaygın benzetme olan yer koyu renkle gosterilmiştir.
CINAR
Hani bir gun seninle Topkapı ’dan
Geliyorduk, yol ustu bir meydan
Bir cınar gorduk: Enli, boylu, vakûr
Bir ağac; hic eğilmemiş, mağrûr
Koca bir govde; belki altı asır,
Belki ondan da fazla, dalgın, ağır,
Kaygısız bir omur surup gelmiş;
Oyle serpilmiş, oyle yukselmiş,
Ki civarında kubbeler, damlar
Onu haşyetle seyreder gibidir.
Duyulan onun hep menÂkıbidir.
Gorulen hep odur uzaklardan;
Fakat ayyûka ser ceken, uzanan
Bu mehabetli govde cırcıplak,
Ne yeşil bir filiz, ne bir yaprak…
Kuruyor; Âh, pek yazık! Şu derin
Şerha boğrunde belki bir hain
Baltanın, bir gazaplı yıldırımın
Zehridir..Soyle ey cınar, bağrın
Hangi odlarla yandı? Hangi siyah
Kurt icinden kemirdi? Hasta, tebÂh,
Seni kim şimdi bağlayıp saracak?
Kim şifalar verip de kurtaracak?
Soyle ey mustarip vatan, bildir;
Cektiğin hangi kanlı seyyiedir?
Tevfik Fikret
Bunlar dışında cok az kullanılan benzetme turleri de vardır ama burada bunu işlemeye gerek gormuyoruz. Edebiyatımızda en cok kullanılan turler zaten verilmiştir.