Edebiyatımızda ilklerin şairi olarak bilinir. Hayatı hakkındaki elde ettiğimiz pek cok bilgi onun bıraktığı kasiden alınmıştır. Bu yazıda, Dehhani ’nin eserlerinden elde edilen cıkarımlara dayanarak oluşturulan teorileri, Dehhani ’nin onemini tartışacağız.
Hoca Dehhani oncesi Anadolu
Bir Anadolu duşunun ki Moğol istilasından gecmiş, taş ustunde taş kalmamış ve buyuk bir iktidar sorunu var. İktidar sorunu, o donemler icin oldukca yıkıcı sonuclara yol acar cunku iktidarın olmaması toprağı koruyacak askerlerin olmadığını gosterir. Buna, tarihciler “Fetret Devri” demektedir. 1241 – 1244 yıllarında yapılan Moğol İstilaları ile Buyuk Selcuklu Devleti ve Anadolu Selcuklu Devleti yıkılmış, ikinci beylikler donemi başlamıştır. İnsanlar, surekli savaş, kan ve gozyaşı gormuşlerdir. Bu da Anadolu ’nun bunyesindeki dini karakteri ortaya cıkarmıştır. İnsanlar, fani şeylere bel bağlamak yerine dini şeylere yonelmiştir. 13. yuzyıl Turk edebiyatı boylelikle dini bir karakter taşımaya başlamıştır. Dergahlar aynı zamanda aş evi gorevi gorerek daha da yaygınlaşmıştır. Edebî eseler dinî karakter taşımaya başlamıştır. Bu donem, Anadolu edebiyatı icin Tekke ve Tasavvuf edebiyatının zirve yaptığı zamanlardır.
[h=4]Hoca Dehhani ve Anadolu[/h]Hoca Dehhani ’yi bilim dunyasına tanıtan Fuat Koprulu, onun icin Anadolu ’da din dışı eser veren ilk şair der. Bu, Osmanlı edebiyatı tarzındaki bir anlayıştır; bu bakımdan bircok araştırmacının hemfikir olduğu şekilde Hoca Dehhani divan şiirinin ilk ustasıdır.
Anadolu ’da, Dehhani oncesi şiirinin ozelliklerini sıralarsak sanırım konu daha net anlaşılacak:
Didaktik bir dille yazılır: Dehhani oncesi eseler, Ahiret yaşamını, Allah kelamlarını, ibadet, biad etmeyi, sabırlı olmayı oğretir. Din hakkında bilgileri verir. Bu bakımdan anlatım genelde emir kipinde, hitabîdir.Edebiyat bir amac değil, aractır: Dehhani oncesi eselerde edebiyat, bir hedef değildir. Sanatcı, eserini insanları doğru yola sevk etmek icin kullanır; sanatını icra etmek icin değil. Bu bakımdan edebî değerinden ziyade oğretici değerine bakılır bu eserlerin. Aslında bu şekilde yapılandırılan şiirlerin bir kısmı ders kitabı olmaktan başka bir işlev gormez ama buyuk bir kısmı da edebî bir oğreticiliğe sahiptir; Yunus Emre, Mevlana, Bektaş-i Veli gibi..Konular dinle ilgilidir: O donemde yazılan eserlerin konusu ya ta başından beri dindir ya da sonunda dine bağlanmıştır. Bu bakımdan edebiyat eşittir din kitapları bile denilebilir.Hoca Dehhani ise, tum bu sayılanların aksine hareket etmiş, muhayyel bir şiir yazmıştır. O, İran etkisindeki din dışı şiiri Anadolu ’ya kazandırmıştır. Yazdığı gazelde – ki gazeli o donemde ilk kez Anadolu ’ya getiren de odur:
Edebî sanat kullanması
Şairine bir soyleyişle yazması
Muhayyel bir sevgilinden bahsederek din dışı bir konu işlemesi
Hayal gucune dayalı bir anlatımının olması
Oğretici olmaktan cok estetik kaygı ile yazılmış olması
Kendine ozgu bir şiir dili yaratması onun adını bugunlere kadar taşımıştır.
[h=3]Peki Kimdir Hoca Dehhani…[/h]Hoca Dehhani ’yi bize ilk kez tanıtan Fuat Kopruludur. O, “Selcukîler Devri ’nde Anadolu Şairleri, “Hoca DehhÂnî”” (Hayat Mecmûası, Ankara, 2 Kanun-i Evvel, 1926, sayı 1, s. 4-5.) ve “Selcukîler Devri Edebiyatı Hakkında Bazı Notlar” (Hayat Mecmûası, Ankara, 1928, c. IV, sayı 102, s. 488.) adlı yazılarında Hoca Dehhani ’yi bize tanıtmıştır.
Hoca Dehhani ’nin doneminin mecmua ya da tezkirelerinde gecmez. Onun hakkındaki bilgiler, kasidesinden alınan bilgilerdir. Hakkındaki sınırlı sayıdaki kaynakta da ona Hoca Dehhani dedikleri gorulmektedir. Dehhani “nakkaş” anlamına gelmektedir. Onun, hattat ya da minyatur olduğu hakkında elimizde bir kaynak yoktur; bu bakımdan bu mahlası neden aldığına dair de bir bilgi yoktur. Ayrıca maalesef ki gercek adı da kaynaklarda gorulmemektedir.
Bilinmeyenden cok konuştuk sanırım, biraz da bilinenlerine bakalım.
Hoca Dehhani ’nin Horasan doğumlu olduğu bilinmektedir. O donemdeki Moğol İstilasından kacarak Anadolu ’ya geldiği Anadolu ’da ise Konya ’ya sığındığı gorulmektedir. Elimizde ona ait bir kaside vardır ama kaside AlÂeddin KeykûbÂd ’a sunulmuştur. Bu, I. AlÂeddin KeykûbÂd (1220-1237) ya da III. AlÂeddin KeykûbÂd (1297-1302) olabilir, nitekim ikisi de 13.yuzyıl Selcuklu hukumdarıdır.
Hoca Dehhani sunduğu kaside de yurdunun Horasan olduğunu ve oraya geri gitmek istediğini bildirmektedir. Bu da onun bir Turkmen olduğunu gostermektedir.
Elimizdeki bilgileri toparlarsak:
Hoca Dehhani ’nin bir mahlas olduğu,
Bu mahlasın onun işinden ya da “hoca” dendiği icin ustalığından ileri geldiği,
Onun 13. Asırda Anadolu ’ya sığındığı bir Horasan Turkmen ’i olduğunu
Divan şiirinin ilk ustası olduğunu goruyoruz.
Hoca Dehhani ’nin kasidesini sunduğu padişahın I. AlÂeddin KeykûbÂd mı II. AlÂeddin KeykûbÂd mı olduğu tartışmacıları da ikiye bolmuştur. Kaside sunduğu ve saraya girdiği ruznamelerde kayıtlı olduğu icin Dehhani ’nin Selcuklu devletine sığındığı muhakkaktır ama sunulan kasidenin hangi hukumdara sunulduğu muammadır. Bu konuda Fuat Koprulu II. AlÂeddin KeykûbÂd ’a sığınıldığını soylerken Hikmet İlaydın ise I. AlÂeddin KeykûbÂd demektir. Sorun, iki araştırmacı haksız ya da haklı cıkaracak bir belgenin bulunmayışıdır.
Yalnız dikkat edilmesi gereken bir nokta sunduğu kasidenin beğenilmiş olmasıdır. Bu, onun iyi bir şair olduğunu gostermektedir cunku saraydaki onlarca şair icinden sadece ona hem de padişah ricasıyla eser sipariş edilmiştir. O donemde Selcuk Şehnamesi* yazma gorevi Hoca Dehhani ’ye verilmiştir. Hoca Dehhani 20 bin beyitlik bu eserini Farsca olarak yazmıştır; eseri yazdığı kayıtlara gecmiştir ama maalesef eser bulunamamıştır.
Hoca Dehhani, unu kendisinden sonraki asırlara yayılmış iyi bir şairdir. Biz de hayatına kaynak olarak ondan soz ettiği eserleri alıyoruz. Bu eserler şunlardır:
XV. yuzyıl, Omer b. Mezîd ’in Mecmûatu ’n-nezÂirde
XVI. yuzyıl, Eğridirli Hacı Kemal ’in CÂmiu ’n-nezÂir gibi nazire mecmularında
Şeyhoğlu ’nun Kenzu ’l-kubera adlı eserinde
Hatiboğlu ’nun, Baĥru ’l-Hakayik adlı eserinde adının bazı unlu Turk şairleriyle birlikte
[h=4]Hoca Dehhani ’nin Edebi Kişiliği[/h]Hoca Dehhani ’nin din dışı şiirlerin ilk ustası olduğunu soylemiştik. Bu bakımdan bu başlık altında onun dili ve eserlerindeki sanatlar hakkında konuşmak da fayda var.
Dehhani, Keykubat ’a sunduğu kaside de duru bir Turkce kullanmıştır. Selcuklu sarayının edebiyat dili Farsca olmasına rağmen onun duru bir Turkce ile eser vermesi bu eserinin beğenilmesi onun şairlik vasıflarının yuksek olmasından kaynaklanmaktadır.
Ele gecen az sayıdaki şiirileri, onun daha sonra daha komplike bir hal alacak mazmunları kullanması acısından onemlidir. Onun kullandığı mazmunlar “ en ilkel edebi sanat” kullanımı sayılsa da cağdaşlarına gore oldukca akıcı ve yalın bir Turkce kullanmaktadır.
Dehhani dilindeki bir parlaklık, Anadolu ’da onun tarzında yazan başka şairler olduğuna da işarettir. Onun Fars edebiyatından ustalıkla aldığı mazmunlar, sanatlar elbette temelsiz değildir. Kullandığı dilin yalınlığı, sanatlı olması da bunun bir kanıtı niteliğindedir. Yalnız biz, ondan onceki şairlere ait bir kanıt bulamadığımız icin onu “ladinî eser veren ilk şair” kabul etmek zorundayız.
“DehhÂnî ’nin bugune kadar ele gecen şiirleri bir kaside ve altı gazelden ibaret olup toplam yetmiş dort beyittir” [ İsmail Unver; İslam Ansiklopedisi ]. Ele gecmeyen bir de Şehnamesi vardır.
* Şehname yazmak bir gelenektir. Fars edebiyatın onemli şairlerinden Firdevsi ’nin Şehname ’si ile başlamıştır. Şehnamelerde, eski ve cağdaş kahramanlar yazılır. Anadolu ’da Karamanlılar ile başlayan Şehname yazma geleneği Selcuklular zamanında da surmuştur.