
Kaside nazım şeklinden doğan bir nazım şeklidir. Aslen Doğu Edebiyatında oncelik kasideler olmuştur, gazel sonradan yaygınlaşmıştır. Kasidelerdeki “Tegazzul”* kısmının ayrılmasıyla oluşmuştur. Bize de Farslardan gecmiştir ama aslen Arap edebiyatı kaynaklıdır cunku Araplara da Farslardan gecmiştir.
* Tegazzul: Kasidelerde monotonluğu kırmak amacıyla kaside arasında seğirtilen konusu aşk, guzellik, kadın olan beyitlerdir. Bu beyitler, kasidenin genel aruz kalıbından farklı olabilir. Ayrıntılı bilgi icin bakınız : Kaside
Doğu mistisizmin bir kalıntısı gibi burada da tek sayılar cok onemlidir. Gazelin beyit sayısı 5 – 15 arasındadır ve genelde 5 – 7 – 9 gibi tek rakamlı beyitlerle yazılır.
Gazel bir nazım şeklidir. Aynı kaside, mustezat gibi bir nazım bicimi / şeklidir, turu değildir. Bu bakımdan karıştırılmaması gerekir cunku kendine ozgu bir bicim belirleyen belli başlı şiirler arasında gelir.
Gazel, klasik Doğu Edebiyatı mantığında beyit yani iki dizelerlerin alt alta gelmesiyle yazılır. Aruz vezninin uzun kalıpları tercih edilir, kısa kalıplar mesneviler icin uygundur. Gazellerde beyitler arasında ya da gazel arasında aruz kalıbı değiştirme rastlanmaz cunku mesnevi gibi uzun soluklu şiirler değildir.
Gazelin kelime anlamı aşıkane soyleyiş, kadına, guzele soylenen şiir anlamındadır. Kadınlarla aşk uzerine soyleşme anlamındadır ama elbette bu mecazi anlamdadır cunku Doğu ’da bırakın kadınla soyleşmeyi şiirlerde gercek kadınlara dahi rastlanmaz.
Gazeller, musarra/ murassa/ mukaffa denilen şekilde başlar. Musarra sıralı olma, ard arda gelme demektir. Gazelde de ilk beyitte iki aynı uyaklı dize ust uste gelir ( aa veya xx … ). Gazellerin ilk beytine de matla beyit denir. Matladan sonra gelenler yani musarra beyitten sonra diğer beyitler, ilk dize serbest ikinci dize matla beytin ikinci dizesine uyaklı olarak devam eder. Yani beş beyitlik bir gazelin kafiye tablosu şu şekildedir :
------------------- a
--------------------a
*
------------------- b
--------------------a
*
------------------- c
--------------------a
*
------------------- d
--------------------a
*
------------------- e
--------------------a
Matla beyitten sonra gelen beyte husn-i matla denir. Husn-i matla, en guzel beyit anlamındadır. Anlamından da anlaşılacağı gibi bu beytin matladan daha guzel, daha renkli ve daha dikkat cekici olmasına dikkat edilir.
Gazellerde matlanın bir kısmı ya da tamamı gazel sonunda tekrar edilebilir. Buna redd-i matla denir. Kelime anlamı matlanın geri donmesi, tekrar edilmesi olarak gosterilir.
Makta, son beyittir. Kat etmekten gelir, kesmek, ayırmak olarak gosterilir sozluklerde anlamı. Mahlas beyit de denir cunku burada şairin mahlası gecer. Makta beyit, gazelin bitişini haber verir. Makta beyitinde şairler kendilerinden ve sanatlarından bahsederler. Maktadan bir onceki beyte husn-i makta denir. Eğer mustakil bir makta yerine, matla beyit makta yerine kullanılıyorsa buna redd-i mısra denir.
Gazelin en guzel beytine – beyit gazelde nerede olursa olsun - beytu ’l gazel / beyt-i gazel ya da şah beyit, şeh beyit denir.
Gazellerde daha doğrusu divan şiirinde butunluk rediflerle sağlanır. Coğu zaman gazeller, hatta kasideler rediflerle anılır. Orneğin Fuzuli Su Redifli Kaside, Rasih Ustune Redifli Gazel vs.
Butunluğun rediflerle sağlandığı gazellere muderref gazel denir. Kelime anlamı da redifli gazellerdir. Redifli gazellerde beğenilen gazellerin rediflerine nazireler yazılır, hatta redifler tanzir edilir.
Doğu edebiyatından gelen Divan Edebiyatı ’nda eserlere başlık verme adeti yoktu. Bu adet Batı ’dan gelmiştir. Divan edebiyatında gazellere bir ad veya başlık verme geleneği olmadığı halde divanlarda muthiş bir duzen vardır. Bu duzen de divanların gazeliyat bolum Arap alfabe sistemine gore duzenlenmiştir. Bu alfabetik sıralama muderref gazelelerde redif ya da kafiyeye gore yapılır.
Nitekim kimi gazellerde rediflerin yanında anlam birliği de bulunur. Hem bicimde hem anlamda bir anlam butunluğu gazellerde gorulen bir ozellik değildir cunku Divan Edebiyatı eserlerinde anlam, beyitler arasında değil beyitte sağlanır. Yalnız eğer bir gazelde konu ve anlam butunluğu varsa yani beyitler arası bir anlam bağı varsa o gazele yek - ahenk gazel denir.
Bir gazelin tum beyitleri şah beyit kalitesinde ise, tum beyitler ayırt edilemeyecek guzellikte ise bu gazele yek - avaz gazel denir. Yek; Farsca birlik, bir demektir.
Bir gazele beyitler eklenebilir. Şairler, gazellerini saray cevresine sunmak istediklerinde gazellerin sonuna birkac metih amaclı beyit eklerler. Bu tur gazellere (yani kaside amaclı gazellere) muzeyyel gazel denir. Zeyl kokunden gelen muzeyyel ekleme, bitiştirme demektir. Bu bağlamda muzeyyel gazel sozcuk gurubunun kelime anlamı eklentili gazeldir.
Gazellerde normalde sadece matla beyti kendi arasında uyaklı olur; ama bir gazelde birden fazla birbiriyle uyaklı beyit varsa yani matla beyitinden sonra gelen beyitler matla kafiye duzenini surdururse bu gazellere zu ’l metÂli ya da zÂtu ’l metÂli ’ ( cok matlalı ) gazel denir. Bu beyitler musarra olarak da gecer. Musarra yani ard arda kafiyeli beyitlerden yalnızca iki tane varsa bu gazele gazel-i du-matla denir. İki matlalı gazel anlamındadır. Gazelin matladan sonra gelen beyitlerini kafiyeli yapmaya tasrî, tasrî cizgisinde devam eden beyitlere musarra/birbiriyle kafiyeli ya da muselsel gazel denir. Muselsel silsile sozcuğunden turetilmiştir ve zincirleme demektir. Bu bilgi ışığında muselsel gazel soz gurubu tam anlamıyla zincirleme gazel demektir.
Beyit sayısı 15 ve ustu gazellere gazel-i mutavvel adı verilir.
Mısra ortalarında kafiye gorulebilir. Mısra ortasında ic uyak olan gazellere musammat gazel denir. Bu gazellerin farklı aruz kalıpları vardır. Bu kalıplar, ikiye bolunebilen uzun kalıplardır. İki eşit parcaya bolunen aruz kalıbıyla hem gazel butunluğundeki ritim bozulmaz hem de ic uyak yapmak kolaylaşır.
Gazeller bazen tek bir şair tarafından soylenmez. İşte birkac şairin birlikte soyledikleri gazellere muşterek (ortak) gazel denir. Bu gazeller genelde eğlence meclislerinde yazılan gazellerdir. En onemli ozellikleri hazırlıksız yani doğaclama soylenmesidir. Normalde bir mesai işi olan divan şiirini, bu şekilde hatasız ve irticalen soyleyebilen şair gercekten iyi şair olarak kabul edilir.
Arapca, Farsca ve Turkce dillerinde karışık olarak yazılan gazellere mulemm gazel denir. Bu turler biraz şairin bilgi deryasını kanıtlamak amacıyla yazılır.
Aynı Aşık Edebiyatındaki “ dedim – dedi” kalıbıyla yazılan ve karşılıklı soyleyişle oluşturulan gazeller vardır. Bu gazellerde soru – cevaplı bir konuşma gecer. Bahsedilen bicimde yazılan gazellere murÂca ’a gazel denir.
Gazel, butun uyaklarını cinas şeklinde yapabilir. Cinas aslen bir uyak ceşididir ve anlamları farklı ama yazılışları aynı olan sozcukler kullanılarak oluşturulan kafiyedir. Eğer gazelin tum uyakları cinaslı ise bu gazele tecnis denir.
Beş beyitten az olan ve mahlas beyti olmayan gazeller de vardır. Bu gazellere na - tamam gazel yani tamamlanmamış, bitmemiş gazel denir. Bu gazeller, divan duzenlenmesinde divanın son kısımlarına konulur.
[h=3]Gazel Ornekleri[/h]Bu orneklerde Hayalî Bey gazeli kullamıştır.
Matla beyit orneği
CihÂn – Âr cihÂn icindedir arayı bilmezler -----------a
Ol mahîler ki dery icredir deryÂyı bilmezler-----------a
Acıklama : O insanlar ki cihanın susu icinde dururular ama cihanı gormezden gelirler. Onların durumu deniz icindeki balığın denizi bilmemesi gibidir.
Husn-i Matla
HarÂbÂt ehline dûzah azÂbın anma iy zÂhid --------------b
Ki bunlar ibn-i vakt oldu gam-ı ferdÂyı bilmezler ---------a
Acıklama: Ey Zahid ! Meyhane ehline cehennem azabından bahsetme. Onlar ki bu vakti yaşarlar. Geleceğin endişesini, kederini bilmezler.
Husn-i Makta
Hamide kadlerine rişte-i eşki takup bunlar------------c
Atarlar tir-i maksudu nedendir yayı bilmezler----------a
Acıklama : Bu aşıklar, aşk derdiyle yay gibi iki buklum olup goz yaşlarından oluşan bir ip takarak sevgiliye istek okları atalar. Ama hakiki okun neyden yapıldığını bilmezler.
Makta / mahlas
HayÂlî fÂkr şalına cekenler cism-i uryÂnı -------d
Anınla fahrederler atlas u dîbÂyı bilmezler------a
Acıklama : Ustune fakirlik şalını ortenler ( tasavvufta yuksek bir mertebedir ) ne atlas kumaşa ne dibaya aldanırlar.
* Tegazzul: Kasidelerde monotonluğu kırmak amacıyla kaside arasında seğirtilen konusu aşk, guzellik, kadın olan beyitlerdir. Bu beyitler, kasidenin genel aruz kalıbından farklı olabilir. Ayrıntılı bilgi icin bakınız : Kaside
Doğu mistisizmin bir kalıntısı gibi burada da tek sayılar cok onemlidir. Gazelin beyit sayısı 5 – 15 arasındadır ve genelde 5 – 7 – 9 gibi tek rakamlı beyitlerle yazılır.
Gazel bir nazım şeklidir. Aynı kaside, mustezat gibi bir nazım bicimi / şeklidir, turu değildir. Bu bakımdan karıştırılmaması gerekir cunku kendine ozgu bir bicim belirleyen belli başlı şiirler arasında gelir.
Gazel, klasik Doğu Edebiyatı mantığında beyit yani iki dizelerlerin alt alta gelmesiyle yazılır. Aruz vezninin uzun kalıpları tercih edilir, kısa kalıplar mesneviler icin uygundur. Gazellerde beyitler arasında ya da gazel arasında aruz kalıbı değiştirme rastlanmaz cunku mesnevi gibi uzun soluklu şiirler değildir.
Gazelin kelime anlamı aşıkane soyleyiş, kadına, guzele soylenen şiir anlamındadır. Kadınlarla aşk uzerine soyleşme anlamındadır ama elbette bu mecazi anlamdadır cunku Doğu ’da bırakın kadınla soyleşmeyi şiirlerde gercek kadınlara dahi rastlanmaz.
Gazeller, musarra/ murassa/ mukaffa denilen şekilde başlar. Musarra sıralı olma, ard arda gelme demektir. Gazelde de ilk beyitte iki aynı uyaklı dize ust uste gelir ( aa veya xx … ). Gazellerin ilk beytine de matla beyit denir. Matladan sonra gelenler yani musarra beyitten sonra diğer beyitler, ilk dize serbest ikinci dize matla beytin ikinci dizesine uyaklı olarak devam eder. Yani beş beyitlik bir gazelin kafiye tablosu şu şekildedir :
------------------- a
--------------------a
*
------------------- b
--------------------a
*
------------------- c
--------------------a
*
------------------- d
--------------------a
*
------------------- e
--------------------a
Matla beyitten sonra gelen beyte husn-i matla denir. Husn-i matla, en guzel beyit anlamındadır. Anlamından da anlaşılacağı gibi bu beytin matladan daha guzel, daha renkli ve daha dikkat cekici olmasına dikkat edilir.
Gazellerde matlanın bir kısmı ya da tamamı gazel sonunda tekrar edilebilir. Buna redd-i matla denir. Kelime anlamı matlanın geri donmesi, tekrar edilmesi olarak gosterilir.
Makta, son beyittir. Kat etmekten gelir, kesmek, ayırmak olarak gosterilir sozluklerde anlamı. Mahlas beyit de denir cunku burada şairin mahlası gecer. Makta beyit, gazelin bitişini haber verir. Makta beyitinde şairler kendilerinden ve sanatlarından bahsederler. Maktadan bir onceki beyte husn-i makta denir. Eğer mustakil bir makta yerine, matla beyit makta yerine kullanılıyorsa buna redd-i mısra denir.
Gazelin en guzel beytine – beyit gazelde nerede olursa olsun - beytu ’l gazel / beyt-i gazel ya da şah beyit, şeh beyit denir.
Gazellerde daha doğrusu divan şiirinde butunluk rediflerle sağlanır. Coğu zaman gazeller, hatta kasideler rediflerle anılır. Orneğin Fuzuli Su Redifli Kaside, Rasih Ustune Redifli Gazel vs.
Butunluğun rediflerle sağlandığı gazellere muderref gazel denir. Kelime anlamı da redifli gazellerdir. Redifli gazellerde beğenilen gazellerin rediflerine nazireler yazılır, hatta redifler tanzir edilir.
Doğu edebiyatından gelen Divan Edebiyatı ’nda eserlere başlık verme adeti yoktu. Bu adet Batı ’dan gelmiştir. Divan edebiyatında gazellere bir ad veya başlık verme geleneği olmadığı halde divanlarda muthiş bir duzen vardır. Bu duzen de divanların gazeliyat bolum Arap alfabe sistemine gore duzenlenmiştir. Bu alfabetik sıralama muderref gazelelerde redif ya da kafiyeye gore yapılır.
Nitekim kimi gazellerde rediflerin yanında anlam birliği de bulunur. Hem bicimde hem anlamda bir anlam butunluğu gazellerde gorulen bir ozellik değildir cunku Divan Edebiyatı eserlerinde anlam, beyitler arasında değil beyitte sağlanır. Yalnız eğer bir gazelde konu ve anlam butunluğu varsa yani beyitler arası bir anlam bağı varsa o gazele yek - ahenk gazel denir.
Bir gazelin tum beyitleri şah beyit kalitesinde ise, tum beyitler ayırt edilemeyecek guzellikte ise bu gazele yek - avaz gazel denir. Yek; Farsca birlik, bir demektir.
Bir gazele beyitler eklenebilir. Şairler, gazellerini saray cevresine sunmak istediklerinde gazellerin sonuna birkac metih amaclı beyit eklerler. Bu tur gazellere (yani kaside amaclı gazellere) muzeyyel gazel denir. Zeyl kokunden gelen muzeyyel ekleme, bitiştirme demektir. Bu bağlamda muzeyyel gazel sozcuk gurubunun kelime anlamı eklentili gazeldir.
Gazellerde normalde sadece matla beyti kendi arasında uyaklı olur; ama bir gazelde birden fazla birbiriyle uyaklı beyit varsa yani matla beyitinden sonra gelen beyitler matla kafiye duzenini surdururse bu gazellere zu ’l metÂli ya da zÂtu ’l metÂli ’ ( cok matlalı ) gazel denir. Bu beyitler musarra olarak da gecer. Musarra yani ard arda kafiyeli beyitlerden yalnızca iki tane varsa bu gazele gazel-i du-matla denir. İki matlalı gazel anlamındadır. Gazelin matladan sonra gelen beyitlerini kafiyeli yapmaya tasrî, tasrî cizgisinde devam eden beyitlere musarra/birbiriyle kafiyeli ya da muselsel gazel denir. Muselsel silsile sozcuğunden turetilmiştir ve zincirleme demektir. Bu bilgi ışığında muselsel gazel soz gurubu tam anlamıyla zincirleme gazel demektir.
Beyit sayısı 15 ve ustu gazellere gazel-i mutavvel adı verilir.
Mısra ortalarında kafiye gorulebilir. Mısra ortasında ic uyak olan gazellere musammat gazel denir. Bu gazellerin farklı aruz kalıpları vardır. Bu kalıplar, ikiye bolunebilen uzun kalıplardır. İki eşit parcaya bolunen aruz kalıbıyla hem gazel butunluğundeki ritim bozulmaz hem de ic uyak yapmak kolaylaşır.
Gazeller bazen tek bir şair tarafından soylenmez. İşte birkac şairin birlikte soyledikleri gazellere muşterek (ortak) gazel denir. Bu gazeller genelde eğlence meclislerinde yazılan gazellerdir. En onemli ozellikleri hazırlıksız yani doğaclama soylenmesidir. Normalde bir mesai işi olan divan şiirini, bu şekilde hatasız ve irticalen soyleyebilen şair gercekten iyi şair olarak kabul edilir.
Arapca, Farsca ve Turkce dillerinde karışık olarak yazılan gazellere mulemm gazel denir. Bu turler biraz şairin bilgi deryasını kanıtlamak amacıyla yazılır.
Aynı Aşık Edebiyatındaki “ dedim – dedi” kalıbıyla yazılan ve karşılıklı soyleyişle oluşturulan gazeller vardır. Bu gazellerde soru – cevaplı bir konuşma gecer. Bahsedilen bicimde yazılan gazellere murÂca ’a gazel denir.
Gazel, butun uyaklarını cinas şeklinde yapabilir. Cinas aslen bir uyak ceşididir ve anlamları farklı ama yazılışları aynı olan sozcukler kullanılarak oluşturulan kafiyedir. Eğer gazelin tum uyakları cinaslı ise bu gazele tecnis denir.
Beş beyitten az olan ve mahlas beyti olmayan gazeller de vardır. Bu gazellere na - tamam gazel yani tamamlanmamış, bitmemiş gazel denir. Bu gazeller, divan duzenlenmesinde divanın son kısımlarına konulur.
[h=3]Gazel Ornekleri[/h]Bu orneklerde Hayalî Bey gazeli kullamıştır.
Matla beyit orneği
CihÂn – Âr cihÂn icindedir arayı bilmezler -----------a
Ol mahîler ki dery icredir deryÂyı bilmezler-----------a
Acıklama : O insanlar ki cihanın susu icinde dururular ama cihanı gormezden gelirler. Onların durumu deniz icindeki balığın denizi bilmemesi gibidir.
Husn-i Matla
HarÂbÂt ehline dûzah azÂbın anma iy zÂhid --------------b
Ki bunlar ibn-i vakt oldu gam-ı ferdÂyı bilmezler ---------a
Acıklama: Ey Zahid ! Meyhane ehline cehennem azabından bahsetme. Onlar ki bu vakti yaşarlar. Geleceğin endişesini, kederini bilmezler.
Husn-i Makta
Hamide kadlerine rişte-i eşki takup bunlar------------c
Atarlar tir-i maksudu nedendir yayı bilmezler----------a
Acıklama : Bu aşıklar, aşk derdiyle yay gibi iki buklum olup goz yaşlarından oluşan bir ip takarak sevgiliye istek okları atalar. Ama hakiki okun neyden yapıldığını bilmezler.
Makta / mahlas
HayÂlî fÂkr şalına cekenler cism-i uryÂnı -------d
Anınla fahrederler atlas u dîbÂyı bilmezler------a
Acıklama : Ustune fakirlik şalını ortenler ( tasavvufta yuksek bir mertebedir ) ne atlas kumaşa ne dibaya aldanırlar.