1860 ’lı yıllardan sonra Avrupa ’ya acılan sanatcılarımız romantik akımının ortasına buldular kendilerini. Bu donemde yani 19. yuzyıl başlangıcında klasisizm can cekişmekte romantizm ise hukmunu ilan etmekteydi. Zaten Victor Hugo ’nun Cromwel on sozu ile (1827) romantizm resmen zafere ulaşmıştı. Zafer sarhoşu olan romantikler surekli uretim halindeydiler ve bu akım giderek dunyaya yayılıyordu.
Bilindiği gibi romantik akımı tetikleyen şeyler: Klasizmin soğuk akılcılığı ve Fransız devrimiydi. Bizde hic Batı gibi bir klasik donem yaşanmadı, evet Osmanlı edebiyatı bir klasik donem sayılıyordu ama bu klasik donemin yıkılması 1800 ’li yıllarda değil, 1900 ’lu yıllarda oldu. Ustelik biz bir Fransız devrimi yaşamadık. Hicbir zaman Osmanlı monarşisini yıkmak istemedik. Yani kısaca bizde romantizmi tetikleyecek herhangi bir olay olmadı ve bizde romantizmi olduğu gibi alamadık. Bu bilgiler ışığında şunu rahatca soyleyebiliriz:
Bizim romantiklerimiz genelde tematik acıdan romantiktiler.

Ziya Paşa
Namık Kemal
Şinasi
Receizade Mahmut Ekrem
Sami Paşazade Sezai
Tevfik Fikret
Abdulhak Hamit Tarhan
Bu Âlimleri değerlendirirken unutulmaması gereken biricik durum Osmanlı devletinin icinde bulunduğu durumdur. Tanzimat fermanı ilan edilmiş olsa da aslında bu, Fransız devrimi ile Osmanlı ’nın arasındaki tampondu. İsyanlar cıkmasın diye ortaya atılmıştı; bu bakımdan Osmanlı devletinde hala kultur hayatı onemli değişime uğramamıştı. Ziya Paşa da zaten bu durumun en nezih orneğidir.
Ziya Paşa
Hayatı boyunca fazla polemiğe girmeyen ve sağlıklı bir kişidir. Zafername, Harabat, Eş ’ar-ı Ziya, Defter-i Amal, Terkib-i Bent, Terci-i Bent olmak uzere altı eseri vardır ama onemli eserleri Terc-i Bent ve Terkib-i Bentleridir. Bu eser icindeki bazı beyitler gunumuzde artık kalıplaşmış hatta atasozu olmak durumuna kadar gelmişlerdir. Bunlardan bazıları:

- Bed-asla necabet mi verir hic uniforma /Zer-dûz palan ursan eşek yine eşektir. (Eşeğe altın semer vursan eşek yine eşektir)
- Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir/ Tekdir ile uslanmayanın hakkı kotektir.
Ziya Paşa Harabat adlı eserinde halk şiirine donmenin en doğru yol olduğunu vurgulamıştır ama kendisi de bu dediklerini yapamamıştır.
Ziya Paşa ’nın Romantizm akımından etkilenmesinin nedeni belki de o zamanlar bunun karşıtı bir akımın olmamasıdır. Yani Romantizmin alternatifi olmamasıdır. Bu bakımdan ne onda ne de başka şairlerde “Bu bizim aradığımız romantik ozellik ” diyemiyoruz.
Namık Kemal
Namık Kemal sosyal konuları işlerdi. Aktif ve oldukca genc bir şairken romantizmi bildi ama bu da onu tamamen romantik yapmaz. Şiirlerinde sade dilden yana olsa da bunu pek fazla yansıtamaz ama edebiyatımıza bir yenilik getirmiştir: Temalar.
Namık Kemal ’in konuları Fransız devriminden haberi olan birisinin konularıdır: Hurriyet, eşitlik, milliyet, vatan vs. Bu bakımdan olacak ki Namık Kemal, diğerlerinden daha fazla romantik sayılır.
Namık Kemal “Vatan şairi” olarak anılmaktadır. Edebî anlamda ilk romanımız olan İntibah ve ilk tarihi roman Cezmi ona aittir.
Namık Kemal tiyatroyu oldukca etkin kullanmıştır. Sanat toplum icindir anlayışına sahip toplumcu bir şairdir.
Şinasi
İlklerin adamıdır. Bircok şiir ve tiyatro cevirisi yaptığı icin Batı ile oldukca haşır neşir olmuş bir yazarımızdır. Tercuman-ı Ahval adında bir gazetesi vardır. Halk icin sanat goruşunu tercih etmektedir. Gazete cıkardığı icin de dili oldukca sade ve anlaşılırdır.
Şinasi romantiklerden sayılır ama o, biraz cekingen bir yapıya sahiptir. İnanılmaz bir bilgi birikimine sahip olmasına rağmen her zaman kendi kabuğuna cekilmeyi tercih etmiştir.
Abdulhak Hamit Tarhan
Tanzimat doneminin ikinci donemi yani meşhur İstibdat doneminin şairidir. Bu bakımdan birinci donem Tanzimatcılarından sayılan Namık Kemal gibi toplumsal konulara eğilememiştir. Bireysel konular işlemiştir. Temalarından melankoli, huzun gibi romantizm ile eşleşen durumlar olduğu icin romantiklerden sayılmaktadır.
Romantizm Turk edebiyatına Tanzimat edebiyatı doneminde gelmiştir. Tanzimat donemi ikiye ayrılır. Birinci donemin şair ve yazarları daha sosyal konulara eğilirken ikinci donemin şairleri sansur donemi yuzunden tamamen iclerine kapanarak bireysel konulara yonelmişlerdir. Hal boyle olunca bir akımı tam olarak tespit etmek mumkun olmamıştır.
Bizdeki yazarlar ya da şairler sadece bir akımdan etkilenmemişlerdir. Orneğin bir donem romantik olarak gorulen Recaizade Mahmut Ekrem ve Samipaşazade Sezai daha sonra realist roman ornekleri vermişlerdir.
Sonuc olarak Turk edebiyatında Batılı tarzda tam bir romantik akımdan soz edilemez cunku romantik akımı oluşturan şartlar Osmanlı devletini cok fazla etkilememiştir.