

Yerelleşme; hiyerarşik bir orgut icerisinde ust kademeden alt kademeye 'yetki devri', merkezi yonetimden taşra yonetimine 'yetki genişliği', merkezi yonetimden yerel yonetimlere 'yetki gocerimi' uygulamalarıdır. Kureselleşme ile birlikte yonetimde yerelleşme onem kazanmıştır. Kureselleşme; ulus devleti, egemenliğini uluslararası orgutlerle paylaşmaya, diğer taraftan da merkezi yonetimi zayıflatarak yerel yonetimlere yetki devrine zorlamaktadır. Bu bağlamda secimle iş başına gelmiş yerel yoneticilere, kendilerine ait butceleri olan ve merkezi yonetimden bağımsız bazı yetkileri olan kurumlara ihtiyac vardır. Kısaca “yerelleşme” adını verebileceğimiz bu uygulamanın detaylarına mercek tutalım!
[h=2]Tanım [/h]Yerelleşme; merkezi yonetimin yetki ve sorumluluklarının taşra birimlerine dağıtılmasıdır. 1990 ’lı yıllardan itibaren yaygınlaşan bir kavramdır. Her ulkede veya sistemde farklı amaclar icin kullanılan yerelleşme, devlet orgutlenmesinin yerelleştirilerek, “yerellik” esasının kurulması temelinde hayata gecirilmiştir. Son 10 yılda gelişmekte olan ulkelerde yaygınlaşmıştır. Yetkilerin ve kaynakların yerelleştirilmesi, demokratikleşmenin bir gereği olarak gorulmektedir. Bu şekilde merkezi ve yerel yonetimin bazı kazancları ortaya cıkmaktadır.
Başka bir tanıma gore de, yetkilerin, “yuksek duzeydeki hukumet yapısından alt seviyedeki birimlere aktarılması”dır. Merkezi yonetimin kamusal işlemlerine ilişkin yetki ve sorumluluklarının, merkeze bağlı yarı ozerk hukumet kuruluşlarına, ozel sektore veya sivil toplum orgutlerine devredilmesi uygulamasıdır.
Literaturde kabul goren tanımı ise şoyledir; “Kamuya ait merkezi yonetim ve fonksiyonların; merkezi otoritenin taşra birimlerine, yarı ozel kamu birliklerine, fonksiyonel otoritelere, ozel yerel yonetimlere ya da hukumet dışı orgutlere devridir.” Kamu yonetimi sozluğunde, “yonetsel kararların alınması ve gorevlerin gercekleştirilmesi yetki ve sorumluluğunun, ya coğrafi ya da işlevsel olcutlere bağlı olarak merkezi hukumet orgutu dışında hizmet yerinde bulunan organlarca ustlenilmesi durumu” şeklinde tanımlanmaktadır.
Dunya Bankası, 1980 ’li yıllarda az gelişmiş ulkelere, uyum politikası cercevesinde finans sorunlarına cozum icin “yerelleşme” ve “ozelleştirmeyi” onermiştir. Yerelleşme, Avrupa Birliği politikalarının ve uyum calışmalarının onemli bir amacıdır.
[h=3]Yerelleşmenin Sebepleri [/h]Kureselleşme ile birlikte ulus devlet felsefesinin temel taşı olan egemenlik, meşruiyet ve ulus gibi kavramlar tartışmaya acık hale gelmiştir. Devletin gittikce kuculmesi, sınırlandırılması ve yeniden duzenlenmesi ihtiyacı doğmuştur. Butun bunlar, devletin oneminin artmasına paralel olarak gelişmiştir. Yerelleşme; ideolojik, siyasi, işlevsel ve globalleşme başlıkları altında ceşitli sebeplerle ihtiyac duyulan bir uygulamadır.
Şoyle ki;
İdeolojik sebepler: Merkezi hukumete guvensizlik duyulması, bireysel ve yerel sorumluluklara ve ozerkliğe değer verilmesi ve merkezi hukumete karşı tepki olarak yerelleşme gercekleşebilir.
Siyasi sebepler: Demokratikleşme, ozerklik, temsil ve merkezi hukumetin, sorun cıkaran işlevlerden kurtulmak istemesi yerelleşme gerekcesi olabilir.
İşlevsel sebepler: Merkezi hukumet, maliyetli işlevlerden kurtulmak icin “yerelleşme” seceneğini gundeme getirebilir. Hukumet, siyasi konulara ağırlık vermek icin rutin işlemleri yerel birimlere aktarabilir. Kamu hizmetlerinin ve altyapı hizmetlerinin etkin olarak yerine getirilmesi; hizmetlerin yerel hassasiyet ve gereksinimlere gore karşılanması; hizmetlerin ulaştırılmasında hiyerarşinin uygulanması; yetkili organlara kendi kararlarını alma fırsatı verilmesi; yerel onceliklerin ve ihtiyacların sağlanması icin kaynak ve yetki temin edilmesi gibi sebepler de, yerelleşme uygulamasının onemli gerekceleridir.
Globalleşme sebepleri: Yerel ve bolgesel kalkınma icin global gereksinimlerin değişmesi, yerel ve bolgeye ozgu zenginliklerin verimli kullanılması gibi sebepler yerelleşme adımı icin gerekce olabilir.
[h=3]Yerelleşme Turleri [/h]Yerelleşme, dort başlık altında değerlendirilir. Bu turlere goz atalım:
Siyasi (Politik) Yerelleşme: Siyasi yerelleşmenin amacı; halka ve temsilcilerine karar verme aşamalarında daha fazla yetki vermektir. Ayrıca, yerel yoneticilerin bolgesel sorunlarını ve yerel halkı daha iyi bilmelerinden kaynaklanan “yerinde cozum” amaclanır. Bu yerelleşme turunde anayasal ve kanunsal reformlar gerekebilir. Yerel siyasi birimler oluşturmak ve sivil toplum orgutlerine destek vermek, siyasi yerelleşmenin gorevleri arasındadır.
İdari (Yonetimsel) Yerelleşme: Yerel yonetimlere, hizmetlerin sağlanması icin yonetimsel, mali sorumluluk ve yetkilerinin devredilmesi işlemleridir. İdari yerelleşme, kendi icinde uc başlık altında değerlendirilir:
A. Dekonsantrasyon: Taşra teşkilatlarına merkezin bazı yetkilerinin devredilmesidir. “Yetki genişliği” veya “yerel yerinden yonetim” olarak da tanımlanabilir. Siyasi yetki devri değil, bazı idari yetkileri taşra teşkilatlarına devretmedir. Yetkisini taşraya veren kişi veya kurum, bu yetkiyi her an geri alabilir.”
B. Delegasyon: Yerelleşmenin yaygın olarak kullanılan bir bicimidir. Yetkinin her kademede bir alt kademeye devri işlemidir. “Yetki devri” olarak da tanımlanır. Bu uygulamada merkezi yonetim; karar verme ve sorumluluk verme yetkilerini yarı otonom organizasyonlara ya da kuruluşlara devreder. Bu tur yerelleşme; kooperatifler, ulaşım yetkileri, ozel okul alanları ve ozel proje uygulama birimlerinin oluşturulmasında gorulen bir uygulamadır. Bu organizasyonlar hukumet tarafından dolaylı olarak denetlenir.
C. Devolusyon: Yerel yonetimlere yetki devri anlamındadır. Tek başına “yerelleşme” olarak da tanımlanır. Karar verme yetkisi merkezi ve yerel veya bolgesel yonetimler arasında paylaşılır. Milli yapılanmanın altında ozerk bir alt yapı oluşturmaktır. Taşra teşkilatına bircok noktada bağımsız davranma yetkisi verilir. Gelişmiş ulkelerde yaygın olarak kullanılan bir uygulamadır.
Mali Yerelleşme: Ana unsuru, mali sorumluluktur. Yerel yonetim ve ozel organizasyonların yerel fonksiyonlarını etkili bir şekilde yerine getirebilmesi icin yeterli gelire sahip olmaları ve otoritenin verdiği harcama yetkisi onemlidir. Merkezi yonetimin gelirinin yerel birimlerle paylaşılması, belediyelerin borc alma ve kredi cekebilme konusunda yetkilendirilmeleri, satış vergileri ve dolaylı gelirlerin artırılması şeklinde uygulanabilir.
Ekonomik (Piyasa) Yerelleşme: Hukumetlerin perspektifi acısından yaygın yerelleşme uygulamasıdır. “Ozelleştirme” “deregulasyon” olarak ikiye ayrılır;
A. Ozelleştirme: Hukumetin gorevlerini ceşitli oranlarda kÂr amacı guden veya gutmeyen ozel kuruluşlara devretmesidir. Gecici bir cozum olarak gorulur. Bazı ulkelerde ideolojik bir amac haline gelmiştir. Hukumet işlevlerinin bir firma ya da kamu yararına calışan bir sivil kuruluşa aktarımı işlemidir. Yerelleşmenin nihai bicimidir. Karar alma yetkisinin kamudan ozel sektore verilmesi uygulamasıdır.
B. Deregulasyon: Hukumet veya ozel sektor tarafından verilecek hizmetlerin verimli olması icin mevcut yasa ve yonetmeliklerde duzenlemeler yapılması işlemidir. Hizmetlerin yurutulmesi icin burokrasinin azaltılması amaclanır. Gelişmekte olan ulkelerde en buyuk “ekonomik yerelleşme” alternatifidir.
[h=3]Yerelleşmenin Avantajları ve Dezavantajları [/h]Yerelleşmenin avantajları ve dezavantajlarını şoyle sıralayabiliriz;
Avantajları:
Yerel toplumun yonetime katılımını sağlar
Yerel yonetimlere ozguven kazandırır
Devlet gorevlilerinin toplumla kaynaşmasını sağlar
Devlet ve hukumet uygulamalarında verimliliği artırır
Taşra birimlerinde calışanları motive eder
Şeffaflığı, hesap verilebilirliği ve sorumluluğu artırır.
Dezavantajları:
Merkezi yonetimin koordinasyon ve kontrol yeteneğini azaltır
Makro-ekonomik istikrarsızlığa yol acabilir
Standart işlemlerin aksamasına yol acabilir
Ekonomik kayıplar ortaya cıkabilir
Hizmet kalitesinde ve temininde sorunlar yaşanabilir
Yerel cıkar grupları ve zengin cevrelerin yonetime mudahalesine ve kontrolu ele gecirmelerine sebep olabilir
Yerel bazda adaletsizlikler ve yolsuzluklar artabilir.
[h=4]Merkeziyetcilik Nedir? [/h]Merkeziyetcilik; bir topluluğun orgutlenmesinde merkez organın gerek yer yonunden gerek kişiler yonunden butun kamu hizmet ve etkinlik yetkilerini kendinde toplayan sisteme verilen addır. “Siyasal merkeziyet” ve “yonetsel merkeziyet” olmak uzere ikiye ayrılır:
Siyasal Merkeziyetcilik: Uc kamu erkinin merkeziyet sistemine bağlı olmasıdır. Bu anlamda ulus devlet modellerinden olan uniter devlet, siyasal acıdan merkeziyetcidir.
Yonetsel Merkeziyetcilik: Yonetsel hizmetlerin merkezde toplanması ve bu hizmetlerin merkez ve merkezin hiyerarşisi icinde kuruluşlar tarafından yurutulmesidir. Yani yonetsel gorev ve sorumluluğun tek merkezde toplanmasıdır. Bu sistemde yonetsel etkinlik sadece merkez organ tarafından ya da merkez organa sıraduzensel olarak bağlı kamu gorevlileri tarafından yurutulur.