
Kuresel ısınma, Dunya'daki atmosferin ve okyanusların ortalama ısısının kademeli olarak artma durumunu acıklamak icin kullanılan terimdir.
Dunya, yaşanan son bir milyar sene icerisinde, hemen hemen iki yuz elli milyon sene suren cok sıcak donemler ve bu donemlerden sonra gelen dort buyuk soğuk donem gecirmiştir. Dunya, aşağı yukarı elli milyon yıl once ise, soğuk bir doneme daha girerek, yuz bin yılda bir on bin yıl sureyle gorulen sıcak donemlerin haricinde soğuma eğilimi de gostermiştir. Şu an Dunya'da bu sıcak donemlerden birini yaşamaktayız. Dort bin yıl once başlayan sıcaklık duşmeleri sonrasında, Dunya'nın soğuma eğiliminin artması beklenirken, son yuz elli senede bu artış gercekleşmemiştir.
İnsanların atmosfere bıraktığı gazlar birleşerek sera etkisi meydana getirir. Bunun sonucunda, dunyanın yuzeyindeki sıcaklık artar. Yani, atmosferin ust bolumu olan stratosfer soğur; alt bolum olan troposfer ise ısınır. Bu değişim, kuresel ısınmaya sebep olmakta ve Dunya'daki iklimleri de kalıcı olarak değiştirmektedir. Biraz daha detaylı bir acıklama yapılması gerekirse, kuresel ısınma şu şekilde ozetlenebilir:
Dunya'nın yuzeyi, Guneş ışınları ile ısınmaktadır. Dunya, bu Guneş ışınlarını atmosfere yansıtır. Bazı ışınlar sera tarafından tutulur. Sera, su buharı, karbondioksit ve metan gazının, Dunya uzerinde oluşturduğu doğal bir ortudur. Dunya'da bulunan, sera etkisine neden olan gazların oranı şoyledir:
Su buharı %36-70
Karbondioksit %9-26
Metan %4-9
Ozon %3-7Bu doğal ortu, Dunya icin gerekli olan sıcaklığı ayarlar ve yeryuzunun yeterli derecede sıcak kalmasını sağlar. Sera katmanı, Guneş'ten gelen zararlı ışınların bir kısmını yansıtıp geri gonderir. Eğer, bu gazlar olmasaydı, Guneş'ten gelen ışınlar Dunya'nın cok fazla ısınmasına veya cok soğumasına neden olurdu. Gece ve gunduz arasındaki aşırı ısı farkı da Dunya'daki yaşamı tehdit ederdi.
Son zamanlarda, fosil yakıtların kullanılması, ormanların ve tum yeşilin azalması, cok hızlı nufus artışı, artan tuketim ve genel olarak toplumların değişen tuketim alışkanlıkları, karbondioksit, metan ve diazot monoksit gibi gazların atmosferde yığılmasına sebep oluyor. Bu yığılma da kuresel ısınmayı beraberinde getiriyor.
Sonuc olarak, doğal bir olay olan sera etkisi, insanlar tarafından uretilen ceşitli zararlı gazların atmosferde biriktirilmesi nedeniyle, Dunya'nın ısı dengesinin bozulmasına ve kuresel ısınmaya sebep olmakta.
Kayıtlara gore, 1860'tan gunumuze, ortalama kuresel sıcaklık 0,5-0,8 oranında artış gostermiş. Ozellikle son 50 yıldaki artış en yuksek noktada. Bu da, insan hayatı uzerinde gozle gorulebilir etkiler oluşturuyor. Bu konuyla ilgili en tedirginlik verici noktaysa, Dunya'nın artık geri donuşu olmayan bir aşamaya yaklaştığına dair yorumlar. Eğer, onlem alınmazsa, icinde bulunduğumuz yuzyılın bitimine doğru, kuresel sıcaklığın ortalama 2 derece artacağı ongoruluyor.
[h=3]Kuresel Isınmanın Nedenleri ve Sorumluları[/h]Kuresel ısınmanın başlıca nedenleri şoyle sıralanabilir:
Yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanılmaması
Onların yerine, petrol, komur, doğalgaz gibi fosil yakıtların yakılması ve bu yakıtlar nedeniyle atmosfere yayılan karbondioksit, metan ve azot oksitleri gibi zehirli gazlar
Fabrika ve ev bacalarından cıkan dumanlar
Orman yangınlarıKuresel ısınma nedeniyle, tum dunya uzun vadeli bir risk altında. Ancak, en cok ve en yakın zamanda zarar gorecekler ozellikle yoksul ulkeler. Bu konuda ciddi bir haksızlık soz konusu. Sorunu daha cok zengin ulkeler yaratırken, zarar gorecek olanlar yoksullar. Zira, atmosfere giden karbonun yuzde 70'ini zengin ulkelerin faaliyetleri yaratıyor. Yuzde 28'ini ise orta seviyede gelişmişlik ulkelerin urettiğini goruyoruz. Karbonun yalnızca yuzde 2'sine fakir ulkeler sebep oluyor. Kuresel ısınmadan hali hazırda en cok etkilenen ve gelecekte de en cok zarar gorecek ulkelerin başında, Etiyopya, Bangladeş ve Vietnam geliyor.
Kuresel ısınmaya neden olan ulkeler icinde başı Amerika Birleşik Devleti cekiyor. Bu sonucu tahmin etmek zaten cok guc değil. 2000 senesi itibariyle Amerika'nın kuresel ısınmaya yol acan karbon emisyonunda genel toplam icindeki payı yuzde 24 olarak belirlenmiş. İkinci en yuksek emisyon oranı ise Cin'de. Fakat, Amerika Birleşik Devletleri'nin karbon emisyon oranı, Cin'i bile ikiye katlamış durumda. Kuresel ısınmaya en buyuk katkıyı yapmış diğer ulkeler, Avrupa Birliği ulkeleri (oncelikli olarak Almanya, sonra İngiltere, İtalya ve Fransa), Rusya, Japonya, Kanada, Avustralya ve Hindistan.
Kuresel ısınma konusunda ulkelerin oranlarını nufusa bolunduğunde, ortalama bir Amerikalı vatandaşın bir sene icinde 6 ton karbondioksit urettiği ortaya cıkıyor. Bu oran, İngiliz bir vatandaş icin 3 ton iken, Cinli bir vatandaş icin 0,7 ton, Hintli bir vatandaş icinse 0,25 ton. Buradan, Cinli veya Hintli bir bireyin kuresel ısınmaya katkısının İngiliz ve Amerikalı vatandaşlara gore cok daha az olduğu sonucu cıkıyor.
Genel anlamda, sera gazı salınımının buyuk bir bolumunden sanayileşmiş devletlerin sorumlu olduğu goruluyor. Onceki senelerde, ekonomik buyume karbondioksit salınımıyla neredeyse doğru orantılıydı cunku enerji uretmek icin petrol, komur ve doğalgaz yakılmak zorundaydı. Ancak, gunumuzde yenilenebilir enerji kaynaklarının da bulunmasıyla bu durum ciddi anlamda değişti. Fakat, dunya ulkelerinin yalnızca cok ufak bir kısmı yenilenebilir enerji kaynaklarını etkin bicimde kullanıyor.
Kuresel ısınma konusunda en cevreci ve duyarlı ulkeler genellikle az gelişmiş ulkeler icinde cıkıyor. Bu durum bilincten ziyade, bu ulkelerin endustriyelleşmemiş olmalarından meydana geliyor. Dunyadaki nufusun neredeyse ucte birinin, yemek pişirme, aydınlatma gibi cok basit işleri yapabilmek icin bile elektrik bağlantısı bulunmuyor. Endustriyelleşmiş toplumlara baktığımızda ise, onların yenilenebilir enerji sektorunu kuracak ve geliştirecek para ve bilgiye sahip oldukları halde, bu teknoloji ve bilgiyi kuresel ısınmaya alternatif cozum sunmak yerine, silahlanma, savunma ve yeni sanayi yatırımları icin kullandıklarını goruyoruz.
Gelişmiş ulkelerin bu duyarsız duşunce sisteminin sebebi, oluşan ve oluşacak iklim değişikliklerine cok cabuk adapte olacaklarını duşunmelerinden ileri geliyor da olabilir. Ancak, belli bir noktaya ulaşıldığında, iklim değişikliği oyle bir boyuta varacak ki, yeni koşullara değil adapte olmaya calışmak, bu koşullarla en basit şekliyle yaşamaya calışmak bile bir hayatta kalma mucadelesine donecek. Bu durumda, ekonomik kaygılar cok geride kalacak ve insanoğlu vaktin cok gec olduğunu anlayacak.
Kuresel ısınma ve iklim değişiklikleri konusunda birleşik bir mucadele sağlamak icin, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Cerceve Sozleşmesi dahilinde bir protokol imzalanmıştır. Kyoto Protokolu olarak bilinen bu anlaşmayı imzalayan ulkeler, karbondioksit ve sera etkisine neden olan gazları azaltmaya soz vermişlerdir. Protokol ile, ulkelerin atmosfere bıraktığı karbon miktarının 1990'daki seviyeye duşmesi gerekliliği karara bağlanmıştır. 1997'de imzalanıp 2005'te yururluğe giren Kyoto Protokolu, bugun itibariyle Dunya'daki 160 ulkeyi kapsar.
[h=3]Kuresel Isınmanın Sonucları ve Zararları [/h]Dunya'daki iklim sistemlerinde değişiklikler meydana getiren kuresel ısınmanın etkileri ve sonucları dağların en yuksek zirvelerinden, okyanusların derinliklerine, kutuplardan ekvatorlara kadar Dunya'nın her bir noktasından hissediliyor.
Ornek vermek gerekirse, 1960'lardan gunumuze dek, Kuzey Yarımkure'deki kar ortusu yaklaşık olarak yuzde 10 oranında azaldı. 20. yuzyıl boyunca ise, deniz seviyelerinde 10-25 cm arasında artış olduğu gozlendi.
Kuresel ısınmanın genel sonucları şoyle sıralanabilir:
Dunya ’daki buzulların erimesi
Buzulların erimesi sonucu okyanuslardaki tuz oranının azalması
Okyanuslardaki tuz oranının duşmesi nedeniyle, akıntıların yok olması
Mevsimlerin duzgun yaşanmaması sebebiyle bazı hayvanların ureyememesi, bircok hayvan neslinin tukenmesi
Buzulların erimesi sonucu deniz suyu seviyesinin yukselmesi ve kıyı kesimlerin sular altında kalması
Toprak kaymaları
Dunyadaki yaşanabilir alanların daralması
İklim değişiklikleri
Kışın artan sıcaklıklar, erken gelen ilkbahar, ve geciken sonbahar sonucu bitkilerin ideal yetişme koşullarına kavuşamayarak azalması ve pek cok bitki turunun yok olması
Şiddetli kasırgalar, seller ve taşkınlar
Uzun sureli ve şiddetli kuraklıklar
Colleşme
Orman yangınları
Karlı dağlardaki ısı değişimleri nedeniyle cığların oluşması ve bu cığların ve cevresindeki yerleşim yerlerini ve insanları tehlikeye sokması
Su kaynaklarının hızla tukenmesi ve susuzluk
İnsanların kalp, solunum yolu, bulaşıcı ve alerjik hastalık gecirme riskinin artması Kuresel ısınmaya karşı alınabilecek onlemler
Kuresel ısınmayı kontrol altında tutabilmek icin, oncelikle sera gazı salınımı kontrol altına alınmalı. Bunun icin yapılabilecekleri şoyle sıralayabiliriz.
Standart bir ampul kullanmak yerine, tasarruf ampulu kullanmak. Bu değişim, yılda 75 kilograma kadar karbondioksit tasarrufu sağlayabiliyor.Daha az araba kullanmak. Araba kullanmak yerine yuruyerek, bisikletle veya toplu taşıma araclarıyla yolculuk etmek. Araba kullanılmayan her 1 kilometre icin yaklaşık olarak 0,37 kilogram karbondioksitten tasarruf edilebilir.Otomobillerin hava ve yakıt filtrelerini sıkca temizlemek. Kirli filtreler daha fazla yakıt kullanılmasına sebep olur.Evlerden ve ofislerden cıkan copleri ayrıştırmak ve donuşturmek. 1 sene icinde, evden cıkan copun yalnızca yarısı bile geri donuşturulurse 1200 kilogram karbondioksit tasarrufu sağlanabilir.Lastik basınclarını kontrol etmek. Duzgun şişirilmiş lastikler, alınan yolu litre başına yuzde 3 oranında artırır. Her 4 litre benzin tasarrufu ile ise, 10 kilogram karbondioksitin acığa cıkmasına engel olur.Daha az sıcak su kullanılırsa, suyu ısıtmak icin gereken enerjiden tasarruf edilir. Daha az su puskurten duş başlıkları kullanılmalı, giysiler soğuk veya ılık suda yıkanmalıdır.Ambalajlı urunlerin tuketimi azaltılırsa, copler de azalacaktır.Ev ve ofisleri ısıtan sistemler, kış mevsiminde 2 derece daha duşuk, yaz mevsiminde 2 derece daha yuksek olursa, senede 1000 kilograma kadar karbondioksit tasarrufu yapılabilir.Elektronik cihazlar kullanılmazken stand by konumunda değil tamamen kapalı tutulmalıdır. Bu sayede senede 450 kilgoram karbon gazından tasarruf edilir.Her bireyin her yıl en azından 1 ağac dikmesi cok buyuk katkı sağlar. Bir ağac, omru boyunca yaklaşık 1 ton karbondioksit emer.Guneş enerjisi kullanan sistemler kurmak ve kullanmak.Ormanlar yerine daha kucuk park ve bahcelerde piknik yapmak.Ormanlarda yanıcı madde bırakmamak.Tarımda organik madde kullanımını artırmak ve teşvik etmek.
Dunya, yaşanan son bir milyar sene icerisinde, hemen hemen iki yuz elli milyon sene suren cok sıcak donemler ve bu donemlerden sonra gelen dort buyuk soğuk donem gecirmiştir. Dunya, aşağı yukarı elli milyon yıl once ise, soğuk bir doneme daha girerek, yuz bin yılda bir on bin yıl sureyle gorulen sıcak donemlerin haricinde soğuma eğilimi de gostermiştir. Şu an Dunya'da bu sıcak donemlerden birini yaşamaktayız. Dort bin yıl once başlayan sıcaklık duşmeleri sonrasında, Dunya'nın soğuma eğiliminin artması beklenirken, son yuz elli senede bu artış gercekleşmemiştir.
İnsanların atmosfere bıraktığı gazlar birleşerek sera etkisi meydana getirir. Bunun sonucunda, dunyanın yuzeyindeki sıcaklık artar. Yani, atmosferin ust bolumu olan stratosfer soğur; alt bolum olan troposfer ise ısınır. Bu değişim, kuresel ısınmaya sebep olmakta ve Dunya'daki iklimleri de kalıcı olarak değiştirmektedir. Biraz daha detaylı bir acıklama yapılması gerekirse, kuresel ısınma şu şekilde ozetlenebilir:
Dunya'nın yuzeyi, Guneş ışınları ile ısınmaktadır. Dunya, bu Guneş ışınlarını atmosfere yansıtır. Bazı ışınlar sera tarafından tutulur. Sera, su buharı, karbondioksit ve metan gazının, Dunya uzerinde oluşturduğu doğal bir ortudur. Dunya'da bulunan, sera etkisine neden olan gazların oranı şoyledir:
Su buharı %36-70
Karbondioksit %9-26
Metan %4-9
Ozon %3-7Bu doğal ortu, Dunya icin gerekli olan sıcaklığı ayarlar ve yeryuzunun yeterli derecede sıcak kalmasını sağlar. Sera katmanı, Guneş'ten gelen zararlı ışınların bir kısmını yansıtıp geri gonderir. Eğer, bu gazlar olmasaydı, Guneş'ten gelen ışınlar Dunya'nın cok fazla ısınmasına veya cok soğumasına neden olurdu. Gece ve gunduz arasındaki aşırı ısı farkı da Dunya'daki yaşamı tehdit ederdi.
Son zamanlarda, fosil yakıtların kullanılması, ormanların ve tum yeşilin azalması, cok hızlı nufus artışı, artan tuketim ve genel olarak toplumların değişen tuketim alışkanlıkları, karbondioksit, metan ve diazot monoksit gibi gazların atmosferde yığılmasına sebep oluyor. Bu yığılma da kuresel ısınmayı beraberinde getiriyor.
Sonuc olarak, doğal bir olay olan sera etkisi, insanlar tarafından uretilen ceşitli zararlı gazların atmosferde biriktirilmesi nedeniyle, Dunya'nın ısı dengesinin bozulmasına ve kuresel ısınmaya sebep olmakta.
Kayıtlara gore, 1860'tan gunumuze, ortalama kuresel sıcaklık 0,5-0,8 oranında artış gostermiş. Ozellikle son 50 yıldaki artış en yuksek noktada. Bu da, insan hayatı uzerinde gozle gorulebilir etkiler oluşturuyor. Bu konuyla ilgili en tedirginlik verici noktaysa, Dunya'nın artık geri donuşu olmayan bir aşamaya yaklaştığına dair yorumlar. Eğer, onlem alınmazsa, icinde bulunduğumuz yuzyılın bitimine doğru, kuresel sıcaklığın ortalama 2 derece artacağı ongoruluyor.
[h=3]Kuresel Isınmanın Nedenleri ve Sorumluları[/h]Kuresel ısınmanın başlıca nedenleri şoyle sıralanabilir:
Yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanılmaması
Onların yerine, petrol, komur, doğalgaz gibi fosil yakıtların yakılması ve bu yakıtlar nedeniyle atmosfere yayılan karbondioksit, metan ve azot oksitleri gibi zehirli gazlar
Fabrika ve ev bacalarından cıkan dumanlar
Orman yangınlarıKuresel ısınma nedeniyle, tum dunya uzun vadeli bir risk altında. Ancak, en cok ve en yakın zamanda zarar gorecekler ozellikle yoksul ulkeler. Bu konuda ciddi bir haksızlık soz konusu. Sorunu daha cok zengin ulkeler yaratırken, zarar gorecek olanlar yoksullar. Zira, atmosfere giden karbonun yuzde 70'ini zengin ulkelerin faaliyetleri yaratıyor. Yuzde 28'ini ise orta seviyede gelişmişlik ulkelerin urettiğini goruyoruz. Karbonun yalnızca yuzde 2'sine fakir ulkeler sebep oluyor. Kuresel ısınmadan hali hazırda en cok etkilenen ve gelecekte de en cok zarar gorecek ulkelerin başında, Etiyopya, Bangladeş ve Vietnam geliyor.
Kuresel ısınmaya neden olan ulkeler icinde başı Amerika Birleşik Devleti cekiyor. Bu sonucu tahmin etmek zaten cok guc değil. 2000 senesi itibariyle Amerika'nın kuresel ısınmaya yol acan karbon emisyonunda genel toplam icindeki payı yuzde 24 olarak belirlenmiş. İkinci en yuksek emisyon oranı ise Cin'de. Fakat, Amerika Birleşik Devletleri'nin karbon emisyon oranı, Cin'i bile ikiye katlamış durumda. Kuresel ısınmaya en buyuk katkıyı yapmış diğer ulkeler, Avrupa Birliği ulkeleri (oncelikli olarak Almanya, sonra İngiltere, İtalya ve Fransa), Rusya, Japonya, Kanada, Avustralya ve Hindistan.
Kuresel ısınma konusunda ulkelerin oranlarını nufusa bolunduğunde, ortalama bir Amerikalı vatandaşın bir sene icinde 6 ton karbondioksit urettiği ortaya cıkıyor. Bu oran, İngiliz bir vatandaş icin 3 ton iken, Cinli bir vatandaş icin 0,7 ton, Hintli bir vatandaş icinse 0,25 ton. Buradan, Cinli veya Hintli bir bireyin kuresel ısınmaya katkısının İngiliz ve Amerikalı vatandaşlara gore cok daha az olduğu sonucu cıkıyor.
Genel anlamda, sera gazı salınımının buyuk bir bolumunden sanayileşmiş devletlerin sorumlu olduğu goruluyor. Onceki senelerde, ekonomik buyume karbondioksit salınımıyla neredeyse doğru orantılıydı cunku enerji uretmek icin petrol, komur ve doğalgaz yakılmak zorundaydı. Ancak, gunumuzde yenilenebilir enerji kaynaklarının da bulunmasıyla bu durum ciddi anlamda değişti. Fakat, dunya ulkelerinin yalnızca cok ufak bir kısmı yenilenebilir enerji kaynaklarını etkin bicimde kullanıyor.
Kuresel ısınma konusunda en cevreci ve duyarlı ulkeler genellikle az gelişmiş ulkeler icinde cıkıyor. Bu durum bilincten ziyade, bu ulkelerin endustriyelleşmemiş olmalarından meydana geliyor. Dunyadaki nufusun neredeyse ucte birinin, yemek pişirme, aydınlatma gibi cok basit işleri yapabilmek icin bile elektrik bağlantısı bulunmuyor. Endustriyelleşmiş toplumlara baktığımızda ise, onların yenilenebilir enerji sektorunu kuracak ve geliştirecek para ve bilgiye sahip oldukları halde, bu teknoloji ve bilgiyi kuresel ısınmaya alternatif cozum sunmak yerine, silahlanma, savunma ve yeni sanayi yatırımları icin kullandıklarını goruyoruz.
Gelişmiş ulkelerin bu duyarsız duşunce sisteminin sebebi, oluşan ve oluşacak iklim değişikliklerine cok cabuk adapte olacaklarını duşunmelerinden ileri geliyor da olabilir. Ancak, belli bir noktaya ulaşıldığında, iklim değişikliği oyle bir boyuta varacak ki, yeni koşullara değil adapte olmaya calışmak, bu koşullarla en basit şekliyle yaşamaya calışmak bile bir hayatta kalma mucadelesine donecek. Bu durumda, ekonomik kaygılar cok geride kalacak ve insanoğlu vaktin cok gec olduğunu anlayacak.
Kuresel ısınma ve iklim değişiklikleri konusunda birleşik bir mucadele sağlamak icin, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Cerceve Sozleşmesi dahilinde bir protokol imzalanmıştır. Kyoto Protokolu olarak bilinen bu anlaşmayı imzalayan ulkeler, karbondioksit ve sera etkisine neden olan gazları azaltmaya soz vermişlerdir. Protokol ile, ulkelerin atmosfere bıraktığı karbon miktarının 1990'daki seviyeye duşmesi gerekliliği karara bağlanmıştır. 1997'de imzalanıp 2005'te yururluğe giren Kyoto Protokolu, bugun itibariyle Dunya'daki 160 ulkeyi kapsar.
[h=3]Kuresel Isınmanın Sonucları ve Zararları [/h]Dunya'daki iklim sistemlerinde değişiklikler meydana getiren kuresel ısınmanın etkileri ve sonucları dağların en yuksek zirvelerinden, okyanusların derinliklerine, kutuplardan ekvatorlara kadar Dunya'nın her bir noktasından hissediliyor.
Ornek vermek gerekirse, 1960'lardan gunumuze dek, Kuzey Yarımkure'deki kar ortusu yaklaşık olarak yuzde 10 oranında azaldı. 20. yuzyıl boyunca ise, deniz seviyelerinde 10-25 cm arasında artış olduğu gozlendi.
Kuresel ısınmanın genel sonucları şoyle sıralanabilir:
Dunya ’daki buzulların erimesi
Buzulların erimesi sonucu okyanuslardaki tuz oranının azalması
Okyanuslardaki tuz oranının duşmesi nedeniyle, akıntıların yok olması
Mevsimlerin duzgun yaşanmaması sebebiyle bazı hayvanların ureyememesi, bircok hayvan neslinin tukenmesi
Buzulların erimesi sonucu deniz suyu seviyesinin yukselmesi ve kıyı kesimlerin sular altında kalması
Toprak kaymaları
Dunyadaki yaşanabilir alanların daralması
İklim değişiklikleri
Kışın artan sıcaklıklar, erken gelen ilkbahar, ve geciken sonbahar sonucu bitkilerin ideal yetişme koşullarına kavuşamayarak azalması ve pek cok bitki turunun yok olması
Şiddetli kasırgalar, seller ve taşkınlar
Uzun sureli ve şiddetli kuraklıklar
Colleşme
Orman yangınları
Karlı dağlardaki ısı değişimleri nedeniyle cığların oluşması ve bu cığların ve cevresindeki yerleşim yerlerini ve insanları tehlikeye sokması
Su kaynaklarının hızla tukenmesi ve susuzluk
İnsanların kalp, solunum yolu, bulaşıcı ve alerjik hastalık gecirme riskinin artması Kuresel ısınmaya karşı alınabilecek onlemler
Kuresel ısınmayı kontrol altında tutabilmek icin, oncelikle sera gazı salınımı kontrol altına alınmalı. Bunun icin yapılabilecekleri şoyle sıralayabiliriz.
Standart bir ampul kullanmak yerine, tasarruf ampulu kullanmak. Bu değişim, yılda 75 kilograma kadar karbondioksit tasarrufu sağlayabiliyor.Daha az araba kullanmak. Araba kullanmak yerine yuruyerek, bisikletle veya toplu taşıma araclarıyla yolculuk etmek. Araba kullanılmayan her 1 kilometre icin yaklaşık olarak 0,37 kilogram karbondioksitten tasarruf edilebilir.Otomobillerin hava ve yakıt filtrelerini sıkca temizlemek. Kirli filtreler daha fazla yakıt kullanılmasına sebep olur.Evlerden ve ofislerden cıkan copleri ayrıştırmak ve donuşturmek. 1 sene icinde, evden cıkan copun yalnızca yarısı bile geri donuşturulurse 1200 kilogram karbondioksit tasarrufu sağlanabilir.Lastik basınclarını kontrol etmek. Duzgun şişirilmiş lastikler, alınan yolu litre başına yuzde 3 oranında artırır. Her 4 litre benzin tasarrufu ile ise, 10 kilogram karbondioksitin acığa cıkmasına engel olur.Daha az sıcak su kullanılırsa, suyu ısıtmak icin gereken enerjiden tasarruf edilir. Daha az su puskurten duş başlıkları kullanılmalı, giysiler soğuk veya ılık suda yıkanmalıdır.Ambalajlı urunlerin tuketimi azaltılırsa, copler de azalacaktır.Ev ve ofisleri ısıtan sistemler, kış mevsiminde 2 derece daha duşuk, yaz mevsiminde 2 derece daha yuksek olursa, senede 1000 kilograma kadar karbondioksit tasarrufu yapılabilir.Elektronik cihazlar kullanılmazken stand by konumunda değil tamamen kapalı tutulmalıdır. Bu sayede senede 450 kilgoram karbon gazından tasarruf edilir.Her bireyin her yıl en azından 1 ağac dikmesi cok buyuk katkı sağlar. Bir ağac, omru boyunca yaklaşık 1 ton karbondioksit emer.Guneş enerjisi kullanan sistemler kurmak ve kullanmak.Ormanlar yerine daha kucuk park ve bahcelerde piknik yapmak.Ormanlarda yanıcı madde bırakmamak.Tarımda organik madde kullanımını artırmak ve teşvik etmek.