

Yakışıklı bir adamdır 1925 Menemen doğumlu olan şairimiz. Babası Muharrem Bedreddin İlhan, kardeşi ise Colpan İlhan ’dır. Babası avukat kardeşi Colpan İlhan ise Rahmetli Sadri Alışık ’ın eşi dolayısıyla Kerem Alışık ’ın annesi ve oyuncudur. Atilla İlhan 2005 yılında vefat etmiştir ama Colpan İlhan hala tum guzelliği ile hayattadır. Şuan ise 77 yaşındadır.
Atilla İlhan 1925 yılında doğduğu İzmir ’de ilk ve orta oğretimine başladı. Karşıyaka Cumhuriyet ilkokulunu, Karşıyaka Ortaokulunu bitirdi. Son durağı yine memleketi olan İzmir Ataturk Lisesi oldu. Bu esnada Nazım Hikmet ’in şiirlerini okuma, yayma ve gizli orgut kurma suclarından 16 yaşında tutuklandı. Aslında bu oldukca ilginctir. Evet, bu donemlerde Nazım Hikmet yasaktı ama şu şekilde yasaktı: Bulundurulabilir, satılabilir ama okunamaz… Atilla İlhan ’da 16 yaşında kıpır kıpır bir genc ve sevdiğe kıza Nazım Hikmet ’in şiirini yazıyor ki bahsedilen “Yayma” sucu sadece bundan ibaret. Atilla okuldan uzaklaştırılıyor. Tutuklanan Atilla İlhan babasının tum itirazlarına rağmen uzun bir sure gozaltında kalıyor. Manisa Akıl Hastalıkları Hastanesinde uc hafta muşahede altında tutuluyor. Bu gozaltı sırasında yaşının da verdiği bir heyecan ile Nazım Hikmet ’i savunuyor. Bunun uzerine iki ay hapiste yatıyor. Hapishaneden cıkınca ise ona “Turkiye ’nin hicbir okulunda okuyamaz.” yazılı bir belge veriliyor. Bu belge ile 1944 yılına kadar hicbir okula kaydolamıyor. 1944 yılında babasının uğraşları sonucunda ise okul yasağının bozulması ile İstanbul ’da Işık lisesine yazılıyor.
Atilla İlhan bu donemlerde de şiir yazıyor ve hic sevmediğini soylediği CHP ’nin şiir odulunu kazanıyor.
Atilla İlhan, Hukuk fakultesine kaydolduysa da okulunu yarım bırakıyor cunku 1948 yılında hayranı olduğu Nazım Hikmet ’e destek icin Paris ’e kacıyor. Paris yıllarında Fransızcasını ana dili kadar iyi konuşur hale geliyor. Dil ile de yetinmeyen İlhan, Fransız toplum yapısını, sosyolojik yapısını guclu bir şekilde tahlil ediyor. Ayrıca Atilla İlhan, Sosyalizmi de cok iyi biliyor.
1944 yani CHP odulunu aldıktan sonra Yığın, Gun gibi dergilerde şiirleri yayınlanmaya başlıyor. 1948 yılında ise Paris ’ten yurda donuşunde ilk şiir kitabı olan “Duvar” ’ı kendi imkÂnları ile basıyor.
Atilla İlhan kendi şiirinde bahseder aslında halet-i ruhiyesinden. “ Yolcudur Abbas, bağlasan durmaz” der. Doğru da soyler. Hayatı boyunca yolcuklar etmiş ama en cok İzmir – İstanbul – Paris ucgeninde edebi kişiliği şekillenmiştir.
1950 yılında Turkiye Sosyalist Partisi ’ne girdi. Gercek gazetesinde calıştı ve bir yazısından dolayı kovuşturmaya uğradığı sırada yeniden Paris ’e gitti ki bu da 1951 yılına tekabul eder. 1925 yılında Turkiye ’ye doner ve aslında tam olarak da o zaman tanımaya başlar.
Atilla İlhan, saldırgan bir şairdir aslında. Edebiyat camiasında kavga etmediği birisi hemen hemen yok gibidir. Once Garip akımına karşı cıkar ve genc şairlerden oluşan bir Mavi hareketi başlatır. Mavi hareketi Atilla İlhan tarafından cok onemsenebilir ama şuan edebiyat dunyasında pek de kayda değer bir akım değildir; yalnız şu da bir gercektir ki Atilla İlhan ’ın kitleleri arkasından surukleyen bir yapısı vardır. Bunu ses tonu ve tiyatral yapısı ile sağlanır. Bu konuda başta dediğimizi gibi Atilla İlhan oldukca karizmatik bir adamdır.
Vatan gazetesinde sinema eleştirmenliği yazdı ki zaten sinema bakış acısına oldukca hÂkim olan bir duşunurdu. Bu arada şunu da belirtmek gerekir ki Atilla İlhan kendini asla bir şair olarak tanımlamaz. En azından sadece kendisini bir şair olarak tanımlamaz. Atilla İlhan ’a gore kendisi bir duşunurdur. Bu bakımdan yazımızın bircok yerinde şair yerine bu ibareti kullanmayı uygun buluyoruz.
Atilla İlhan askerliğini yaptıktan sonra senaryo yazarlığını yaptı ve 1962-65 yılları arasında Paris ’te yaşadı. Aynı zaman Demoktrat İzmir ’de gazeteciliği surdurdu ve gazetenin genel yayın yonetmeni oldu. Bu arada şunu soylemekte fayda var, Atilla İlhan, TKP ile arasında ciddi olcude bir mesafe koymuş ve savundukları şeylerin aynı olmadığını belirtmiştir.
1973 yılında Ankara ’ya taşınan Atilla İlhan, bu zamanlarda Bilge Yayınevinde calışmıştır.
İlk şiiri 1941 yılında Balıkcı Turkusu adındaydı ve Yeni Edebiyat dergisinde cıkmıştı. Atilla İlhan daha sonra takma adlar kullanarak (ki bunlardan birisi de Beteroğlu takma adıdır) destansı ozellikte şiirler yazdı.
Garipcileri ve eski toplumcu gercekcileri eleştirdi. Bunun yerine Ataturk ’e feza olan, koku Ataturkculuğe bağlı olan bir toplumsal gercekci şiir yapısını onerdi. Bu onerilerini temel alan yazılarını Yeditepe ve Mavi dergilerinde 1952-54 yılları arasında yayınladı. Atilla İlhan ’ın Kemalizm goruşu sol goruşludur ki İsmet İnonu ’yu reddeder. Atilla İlhan ulu onder Gazi Mustafa Ataturk ’u anlatan “O Sarışın Kurt” adlı romanı da vardır.
Atilla İlhan ’ın şiiri tarzını ilk kitabından son kitabına kadar korumuştur. Bu onemlidir cunku her şair bunu yapamaz. Atilla İlhan elbette kendini geliştirmiştir ama değiştirmemiştir. Nitekim Atilla İlhan ’ın adını duyurmuş butun şiirleri ilk şiir kitaplarında yer almıştır.
Atilla İlhan, kendi şiirini kendi yazılarını oldukca sıkı takip eder. Hatta eğer şiiri yanlış anlaşılır ve yanlış anlatılırsa anlatıcıya ateş puskurur. Bu bakımdan Atilla İlhan, okuyucuyu serbest bırakmaz, onun şiiri okuyucunun kendi ozgur iradesi ile anlaması ile değil de şairin okuyucuya istediği duyguyu vermesi ile tarif edilir.
2005 yılında vefat eden şair, romancı, gazeteci, eleştirmen, duşunur ve fikir adamı hala saygıyla anılmakta, şiirleri dilden dile dolaşmaktadır.