TEK'İN SEYRİ Ahmed Baki 'den
Değerli Okurum,
1989 yılında Antalya`da yaptığımız sohbetlerden oluşan bu kitapta, Tasavvufun bazı temel konuları ile; Bilim dunyasındaki bilimsel calışmalar sonucu elde edilen verilere dayalı, en son goruşleri sentez yaparak size değişik bir bakış acısı sunmaya calıştım.
Gerek Tasavvuf ve gerekse bilimsel sahada nakletmeye calıştığım bilgiler ilk defa benim acıkladığım gercekler değil!.. Bizden once de bir kısım değerli araştırmacı ve Ehlullah tarafından keşfolunmuş bilgiler... Ne var ki bunlar fazla yaygın bilgiler değil; ayrıca iki ayrı dalın bir sentezi de bilebildiğim kadarıyla bugune kadar yapılmış değil!.
Fakultesinde kendisine oğretilenle kalmamış; en son bilimsel gelişmeleri yansıtan literaturu takip eden kişiler muhakkak ki bizim bu naklettiklerimizin değerini takdir ederler.. "Kuantum Fiziği" ve ona dayalı olarak inşa edilen "Holografik Beyin ve Evren" gerceğine acıklık getirmeye calışan bolumlerimiz ile; Tasavvuf`un "Vahdet" muşahedesinin tesbit ettiği "Âlemlerin aslı hayÂldir" realitesi bu kitapta olabildiğince net bir şekilde acıklanmaya calışılarak; bilim ile tasavvufun, "aynı şey"in iki ayrı yorumlaması olduğu anlatılmak istenmiştir.
Gercekte varolan "tek yapının" = "hakikatin" gecmişte sezgiye veya "vahye" dayalı bir şekilde algılanıp; "mecÂzî" bir şekilde, benzetme yollu, semboller yollu dile getirilmesiyle; 1990`larda en son şeklini alan bilimsel bakış acısının aynı gercekte buluşması, elbette ki ehli icin buyuk bir zevkle temÂşa edilecek bir kemÂlÂt ve guzelliktir!.
Tasavvuf ehli arasında "HAKİKAT" diye anlatılan şeylerin dahi gercekte sadece bir "mecÂz" olduğunu; o mecÂzların neye işaret ettiğini ise, o alanda yaşamı olan herkesin bilebileceğini, daha once yazmıştık.. Burada yaptığımız acıklamaları da elbette her kÂmil kişi bilir, yaşar; bizim de kendi bildikleri gercekleri kaleme almış olduğumuzu farkeder...
Biz bu bilgileri, tasavvufa eğilimi olan kişilerin, konu hakkında genel bilgisi olsun; tanıdıkları kÂmillerden bu işin otesindeki, yazmadığımız sırları oğrenmelerine basamak teşkil etsin; diye kaleme aldık.. Ehil olan murşidi kÂmilleri bulan, bunların gerisini de ondan talebeder... Bizden ancak bu kadarı!.
Bu arada onemli bir konuyu acıklığa kavuşturmak istiyorum...
Bundan 25 sene evvel yazmış olduğumuz "RUH INSAN CIN" isimli kitapta, insan ruhunun beyin tarafından uretilen, "MIKRO DALGA" yapıyla meydana geldiğini belirtmiştik... O gunleri, belli bir yaşta yaşamış olanlar takdir eder ki, Dinî konuların ilk defa olarak bilimsel acıklamaları yapılıyordu... Hatt bu yuzden bir hayli tepki almıştık, taklit ehli tarafından; "din inanc meselesidir, bilimsellikle ilgisi yoktur"; denerek..
"RUH" adı verilen yapının, aynen bugunku beden gibi, kendi boyutuna gore bir somut yapı olduğunu ve beyin tarafından uretildiğini; ışınsal kokenli boyutun bir yapı turu olduğunu izah anlamına gelen bir şekilde "mikrodalga" kelimesini kullanmıştık.. Amacımız, kelimenin spesifik anlamı değil, genelde herkesin duşuncesini bu "dalgalar" Âlemine yonlendirmekti..
Aradan gecen 25 sene ise bu sahada fevkalÂde gelişmeler yaşattı bizlere; ve artık "dalgalar Âlemi"ni cok detaylı olarak tanımaya başladık.. Bunun sonucu olarak da belirli bir frekansı olan ve "mikrodalga" fırınlarda kullanılan turden dalgaların ozel adı olarak bu kelime literaturde değerlendirilmeye başlandı... Oyle olunca da, bizim 25 yıl once başka amacla kullanımımız, yanlış olarak değerlendirildi!.
Biz bir bakış acısı sunduk... Elinden gelen, eksiğimizi tamamlasın; ve insanlara daha faydalı olsun!. Dileyen de yaradılışının gereğini yapmaya devam etsin!..
Bu vesileyle, "RUH" kelimesinin anlamına biraz daha acıklık getirmeye calışalım...
"RUH" kelimesi başlıca iki anlamda kullanılır;
1-"Ruhlar Âlemi"; "Ruh-ul Kuds", "insanın ruhu", "nebati ruh", "Dunyanın ruhu", cehennemin ruhu", "galaktik ruh" tÂbirlerinde işaret edilen anlamıyla, "yer aldığı boyuta gore olan somut bir yapı" ifÂde eder şekliyle...
Bu tanımlama "Ef`Âl Âlemiyle" ilgilidir.. Birimsellik ifade eder.
2-"RUHÛLLAH"; "sen bu işin ruhunu anlamamışsın"; "ruhsuz adam"; gibi ceşitli fakat aynı kokenli kullanımda olduğu gibi soyut olarak!.
"Ruhsuz adam" demek, mÂnevi değerlerden ve bunların sonucu olan duygulardan yoksun kişi, demektir.
İşin "RUH"unu anlamak demek, o işin oluşundaki oz mÂnÂyı kavramak, demektir..
"RUHÛLLAH" ise iki anlama gelir:
Hayat sıfatının zuhuru.
Allah isminin işaret ettiği mÂnaların varlığı.
"RUHUMDAN nefhettim"in anlamı ise, "ZÂtıma ait sıfat ve esmÂm ile var kıldım"dır... Burada hic bir boyuta gore hic bir somut varlık sozkonusu değildir.. Bu ifade tamamıyla "ceberût Âlemine" ait bir tanımlamadır!..
Bu yuzdendir ki, "RUH" kelimesini gectiği yerdeki genel anlama uygun bir şekilde yukarıda belirttiğim iki ayrı mÂnadan birine gore değerlendirirsek, konuları anlamamız daha kolaylaşır sanırım.
İşte bu sebepledir ki bundan sonraki kitaplarımızda "insan" ve diğer birimsel varlıkların kendi boyutlarına gore var olan "ruh" bedenlerine, "mikrodalga beden" tÂbiri yerine, "ışınsal" beden tÂbirini kullanmayı uygun gordum.. Şayet daha uygun bir kelime de bulabilirsem ileride, elbette ki gene değişime acığım.. Zira onemli olan isimler veya kelimeler değil, onlar ile işaret edilen kavramlardır.
Allah bizleri, gorunuş ve kelimelerle bloke olup taklitci yaşamaktan korusun; indindeki gercekleri muşahede edip, tahkik ehli olarak basîretle omur surmeyi kolaylaştırsın... Amin
__________________
alemlerin aslı HAYALDİR .insanlar UYKUDADIR UYKU VE RUYA GERCEGİ
Rüya Tabirleri0 Mesaj
●24 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Gündemdeki Konular - Haberler
- Rüya Tabirleri
- alemlerin aslı HAYALDİR .insanlar UYKUDADIR UYKU VE RUYA GERCEGİ