
Şairin Ailesi
Oğrencisi Ahmet Hamdi Tanpınar, Yahya Kemal ’i şu sozlerle tanıtmaktadır: "Her yenilik getiren şairde eskiye bakan bir taraf vardır. Gecmişi inkÂr ettiğimiz an, sanat kendiliğinden durur. Kaldı ki Yahya Kemal, Fikret'in konuşma diliyle ve nesir edasıyla getirdiği şiir anlayışının ustunden, eski şiirin en halis ve yaşaması gereken tarafını, eda ve soyleyişini yeniye nakletmesini bilmiş, boylece ilhamında barıştırdığı bir ikiliğin ustunde konuşmuştur."
Asıl adı Ahmet AgÂh ’tır. Sonradan Yahya Kemal olmuştur. Yahya Kemal, anılarında, doğum anını şu şekilde anlatmaktadır:
“1884 KÂnun-i Evvelin 2 ’sinde (2 Aralık), Uskup ’te, İshÂkiye Mahallesinde, buyuk vÂlidem Âdile Hanım ’ın konağında, bu evin cepheye doğru, sağ tarafındaki arka odada sabaha karşı doğmuşum. Salı gunu imiş.”
Yahya Kemal, Uskup ’te bir sure belediye reisliği yapan, adliye memuru Nişli İbrahim Naci Bey ’in oğludur.
Yahya Kemal ’in annesi: Leskofcalı İsmail Paşazade Dilaver Bey ’in ve İvranyalı Adile Hanım ’ın uc kızının en buyuk kızı Nakiye Hanımdır. Şairin anılarında annesine ait ayrı bir başlık vardır, orada annesini şoyle tarif eder:
‘ ’Annem NÂkiye Hanım, Leskofcalı İsmail Paşazade DilÂver Bey ’in ve Ivranyalı Âdile Hanım ’ın uc kızının en buyuğu idi.‘ ’
Ve devam eder: “ (…)Annemin simasını şimdi iyi hatırlamıyorum. İslam tesetturunun en şedîd bir muhitinde doğduğu, yaşadığı ve olduğu icin bir resmini bırakmadan kayboldu.(…) Hatırlayabildiğim kadar, annem orta boylu idi. Kumraldı; semizliğe meyyal bir bunyedeydi. Cok hisli ve asabiydi. Okumak ve yazmak bilmezdi. Cok kuvvetli mûtekıddi. Beş vakit namazını kılardı.”
Hemen hatırlatalım, Nakiye Hanım Yahya Kemal henuz 12 yaşındayken hayata gozlerini yummuştur. Bu yuzden şairin anıları bu kadar zayıftır.
Encumen-i Şuara şairlerinden Leskofcalı Galip, İsmail Paşa ’nın oğludur. Dolayısıyla Yahya Kemal ’in annesinin amcasıdır.
İbrahim Naci Bey Uskup ’te oturan ve hali vakti yerinde bir ailenin kızı olan Nakiye Hanım ile olan evliliği dolayısıyla Uskup ’e yerleşmiştir.
Şairin soyu hem anne hem baba tarafından III. Mustafa donemi Rumeli Sancakbeylerinden Şehsuvar Paşa ’ya dayanır. Zaten “Beyatlı “soy ismi “Şehsuvar” adının Turkceleştirilmiş halidir.
Yahya Kemal ’in Cocukluğu
Yahya Kemal ilkoğrenimine Uskup ’teki Yeni Mektep ’te başladı(1889). Bir sure sonra donemine gore daha modern bir eğitim veren Mektep-i Edeb ’e girdi (1892). Ortaokulu Uskup İdadisi ’nde surdurdu ( 1897). Uskup İdadisi ’nde başlayan orta oğretimi ailesi ile Selanik ’e taşındıkları icin Selanik İdadesi ’nde devam etti.
Yaz tatillerini ise ananesi Adile Hanım ’ın ciftliklerinin bulunduğu Rakofca havalisinde gecirdi. “ Acık Deniz” şiirinin baş taraflarında buradaki yaşantılarının izleri bulunmaktadır.
Yahya Kemal ’in Gencliği
Şair İstanbul ’a gelişini şu şekilde anlatmaktadır :
’1902 senesinin Nisan ayında hayatımın tanzim ve tahsîlimin te ’min edilmesi icin İstanbul ’a gonderilmem tekarrur etti. Bu karar zarurî bir hÂl almıştı. Cunku uvey annemle ve babamla dargın olduğum icin akrabÂmızdan Humbaracı-zÂde Yaşar Bey ’in Serava kenarındaki konağında ikamet ediyordum ’ ’
Bu olayı soyle acıklayabiliriz: Annesinin olumu ve babasının yeniden evlenmesi uzerine babası ve uvey annesi ile Uskup ’e donduler. Ailedeki huzursuzluk yuzunden Yahya Kemal Selanik İdadisi ’nde, bu defa yatılı olarak girmek durumunda kaldı fakat hastalandığı icin yeniden Uskup ’e dondu (1900). Bu arada uvey annesi ile babası arasındaki gecimsizlik hat safhaya vardığından Yahya Kemal, İdari oğrenimini tamamlaması icin İstanbul ’a gonderildi ( Nisan 1902). Gitmeyi arzu ettiği Galatasaray Sultanisi ’ne kaydedilmesi ders yılı ortası olduğu icin ertesi yıla kaldı. Aynı nedenle Robert Koleji ’ne de yazılamadı. Bu yuzden bir sure boşlukta kaldı.
Paris Donemi
Bu boşluk II. Abdulhamit ’in sıkı rejimine karşı donemin siyasi akımına kapılması icin yeterli oldu. Bu etki altında, kuşağın bircok genci gibi bir fırsatını bularak Paris ’e kactı (Temmuz 1903). Bir sure, oğrenimden uzak olarak Jon Turkler arasında yaşadı. Daha sonra Fransızcasını ilerletmek icin Meaux Kolejine yazıldı. Doneminde pek cok Turk ’un olduğu Ecole Libre Des Scriences Politiques yani Siyasal Bilimler yuksek okuluna devam etti. Bu arada bir takım siyasi ve edebi cevrelere girip cıktı, doneminin bazı yazar ve politikacılarını tanıdı, hareketli yaşadı. Arada, iki ay kadar Londra ’da bulundu (1906). O sıralarda Londra ’da gorev yapan Abdulhak Hamit ile birkac kez goruşme fırsatı buldu. Fırsat buldukca Fransa ’nın ve diğer Avrupa ulkelerinin bircok kentini gezdi. 9 yıl gibi oldukca uzun bir surenin sonunda diploma sahibi olamayarak ama buna karşılık zengin bir sanat, tarih ve kultur birikimi ile İstanbul ’a dondu ( 1912)
Yurda Donuş
Daruşşafaka Mektebi ‘ nde ( 1913 )
Medresel ’ul – Vaizin ’de
Haydarpaşa İttihat Mektepleri Lisesi ’nde( 1914 ) ,
Heybeliada Bahriye Mektebi ’nde (1916 )
Darulfunun Edebiyat Şubesi ’nde ( 1916 -19 ) tarih, uygarlık tarihi, Batı edebiyatı ve Turk edebiyatı dersleri verdi. Kaplıcalarda tedavi icin de bir sure Sofya ’da bulundu(1921).
Lozan barış goruşmelerine danışman olarak katıldı ( 1922 ).Yurda donuşunde TBMM ’ye II. donem Urfa Milletvekili olarak girdi ( 1923 – 26 ) . Bu arada Turkiye – Suriye sınır tespit komisyonunda onemli calışmalar yaptı (1925). Yahya Kemal ilk buyuk elcimizdir. Varşova (1926), Madrid ’e (1929) ve Lizbon ’da (1931) ortaelci gorevlerinde verildi. 1933 yılında Turkiye ’ye dondu ve Yozgat milletvekili olarak yeniden meclise girdi ( 1934) ; Tekirdağ ( 1935 ) ve İstanbul ( 1942 ) milletvekilliği yaptı.
Yeni kurulan Pakistan devleti nezdinde Turkiye ’nin ilk buyukelcisi oldu (1948) ve buradan emekliye ayrıldı.
1949 ’da yurda dondu. Sık sık sağlığı bozulan Yahya Kemal bu tarihten sonra tedavi icin birkac defa Paris ’e gitti; fakat sağlığına tam olarak kavuşamadı ve son zamanlarında tedavi gorduğu Cerrahpaşa Hastanesinde hayatını kaybetti.
Oğrencisi Ahmet Hamdi Tanpınar, Yahya Kemal ’i şu sozlerle tanıtmaktadır: "Her yenilik getiren şairde eskiye bakan bir taraf vardır. Gecmişi inkÂr ettiğimiz an, sanat kendiliğinden durur. Kaldı ki Yahya Kemal, Fikret'in konuşma diliyle ve nesir edasıyla getirdiği şiir anlayışının ustunden, eski şiirin en halis ve yaşaması gereken tarafını, eda ve soyleyişini yeniye nakletmesini bilmiş, boylece ilhamında barıştırdığı bir ikiliğin ustunde konuşmuştur."
Asıl adı Ahmet AgÂh ’tır. Sonradan Yahya Kemal olmuştur. Yahya Kemal, anılarında, doğum anını şu şekilde anlatmaktadır:
“1884 KÂnun-i Evvelin 2 ’sinde (2 Aralık), Uskup ’te, İshÂkiye Mahallesinde, buyuk vÂlidem Âdile Hanım ’ın konağında, bu evin cepheye doğru, sağ tarafındaki arka odada sabaha karşı doğmuşum. Salı gunu imiş.”
Yahya Kemal, Uskup ’te bir sure belediye reisliği yapan, adliye memuru Nişli İbrahim Naci Bey ’in oğludur.
Yahya Kemal ’in annesi: Leskofcalı İsmail Paşazade Dilaver Bey ’in ve İvranyalı Adile Hanım ’ın uc kızının en buyuk kızı Nakiye Hanımdır. Şairin anılarında annesine ait ayrı bir başlık vardır, orada annesini şoyle tarif eder:
‘ ’Annem NÂkiye Hanım, Leskofcalı İsmail Paşazade DilÂver Bey ’in ve Ivranyalı Âdile Hanım ’ın uc kızının en buyuğu idi.‘ ’
Ve devam eder: “ (…)Annemin simasını şimdi iyi hatırlamıyorum. İslam tesetturunun en şedîd bir muhitinde doğduğu, yaşadığı ve olduğu icin bir resmini bırakmadan kayboldu.(…) Hatırlayabildiğim kadar, annem orta boylu idi. Kumraldı; semizliğe meyyal bir bunyedeydi. Cok hisli ve asabiydi. Okumak ve yazmak bilmezdi. Cok kuvvetli mûtekıddi. Beş vakit namazını kılardı.”
Hemen hatırlatalım, Nakiye Hanım Yahya Kemal henuz 12 yaşındayken hayata gozlerini yummuştur. Bu yuzden şairin anıları bu kadar zayıftır.
Encumen-i Şuara şairlerinden Leskofcalı Galip, İsmail Paşa ’nın oğludur. Dolayısıyla Yahya Kemal ’in annesinin amcasıdır.
İbrahim Naci Bey Uskup ’te oturan ve hali vakti yerinde bir ailenin kızı olan Nakiye Hanım ile olan evliliği dolayısıyla Uskup ’e yerleşmiştir.
Şairin soyu hem anne hem baba tarafından III. Mustafa donemi Rumeli Sancakbeylerinden Şehsuvar Paşa ’ya dayanır. Zaten “Beyatlı “soy ismi “Şehsuvar” adının Turkceleştirilmiş halidir.
Yahya Kemal ’in Cocukluğu
Yahya Kemal ilkoğrenimine Uskup ’teki Yeni Mektep ’te başladı(1889). Bir sure sonra donemine gore daha modern bir eğitim veren Mektep-i Edeb ’e girdi (1892). Ortaokulu Uskup İdadisi ’nde surdurdu ( 1897). Uskup İdadisi ’nde başlayan orta oğretimi ailesi ile Selanik ’e taşındıkları icin Selanik İdadesi ’nde devam etti.
Yaz tatillerini ise ananesi Adile Hanım ’ın ciftliklerinin bulunduğu Rakofca havalisinde gecirdi. “ Acık Deniz” şiirinin baş taraflarında buradaki yaşantılarının izleri bulunmaktadır.
Yahya Kemal ’in Gencliği
Şair İstanbul ’a gelişini şu şekilde anlatmaktadır :
’1902 senesinin Nisan ayında hayatımın tanzim ve tahsîlimin te ’min edilmesi icin İstanbul ’a gonderilmem tekarrur etti. Bu karar zarurî bir hÂl almıştı. Cunku uvey annemle ve babamla dargın olduğum icin akrabÂmızdan Humbaracı-zÂde Yaşar Bey ’in Serava kenarındaki konağında ikamet ediyordum ’ ’
Bu olayı soyle acıklayabiliriz: Annesinin olumu ve babasının yeniden evlenmesi uzerine babası ve uvey annesi ile Uskup ’e donduler. Ailedeki huzursuzluk yuzunden Yahya Kemal Selanik İdadisi ’nde, bu defa yatılı olarak girmek durumunda kaldı fakat hastalandığı icin yeniden Uskup ’e dondu (1900). Bu arada uvey annesi ile babası arasındaki gecimsizlik hat safhaya vardığından Yahya Kemal, İdari oğrenimini tamamlaması icin İstanbul ’a gonderildi ( Nisan 1902). Gitmeyi arzu ettiği Galatasaray Sultanisi ’ne kaydedilmesi ders yılı ortası olduğu icin ertesi yıla kaldı. Aynı nedenle Robert Koleji ’ne de yazılamadı. Bu yuzden bir sure boşlukta kaldı.
Paris Donemi
Bu boşluk II. Abdulhamit ’in sıkı rejimine karşı donemin siyasi akımına kapılması icin yeterli oldu. Bu etki altında, kuşağın bircok genci gibi bir fırsatını bularak Paris ’e kactı (Temmuz 1903). Bir sure, oğrenimden uzak olarak Jon Turkler arasında yaşadı. Daha sonra Fransızcasını ilerletmek icin Meaux Kolejine yazıldı. Doneminde pek cok Turk ’un olduğu Ecole Libre Des Scriences Politiques yani Siyasal Bilimler yuksek okuluna devam etti. Bu arada bir takım siyasi ve edebi cevrelere girip cıktı, doneminin bazı yazar ve politikacılarını tanıdı, hareketli yaşadı. Arada, iki ay kadar Londra ’da bulundu (1906). O sıralarda Londra ’da gorev yapan Abdulhak Hamit ile birkac kez goruşme fırsatı buldu. Fırsat buldukca Fransa ’nın ve diğer Avrupa ulkelerinin bircok kentini gezdi. 9 yıl gibi oldukca uzun bir surenin sonunda diploma sahibi olamayarak ama buna karşılık zengin bir sanat, tarih ve kultur birikimi ile İstanbul ’a dondu ( 1912)
Yurda Donuş
Daruşşafaka Mektebi ‘ nde ( 1913 )
Medresel ’ul – Vaizin ’de
Haydarpaşa İttihat Mektepleri Lisesi ’nde( 1914 ) ,
Heybeliada Bahriye Mektebi ’nde (1916 )
Darulfunun Edebiyat Şubesi ’nde ( 1916 -19 ) tarih, uygarlık tarihi, Batı edebiyatı ve Turk edebiyatı dersleri verdi. Kaplıcalarda tedavi icin de bir sure Sofya ’da bulundu(1921).
Lozan barış goruşmelerine danışman olarak katıldı ( 1922 ).Yurda donuşunde TBMM ’ye II. donem Urfa Milletvekili olarak girdi ( 1923 – 26 ) . Bu arada Turkiye – Suriye sınır tespit komisyonunda onemli calışmalar yaptı (1925). Yahya Kemal ilk buyuk elcimizdir. Varşova (1926), Madrid ’e (1929) ve Lizbon ’da (1931) ortaelci gorevlerinde verildi. 1933 yılında Turkiye ’ye dondu ve Yozgat milletvekili olarak yeniden meclise girdi ( 1934) ; Tekirdağ ( 1935 ) ve İstanbul ( 1942 ) milletvekilliği yaptı.
Yeni kurulan Pakistan devleti nezdinde Turkiye ’nin ilk buyukelcisi oldu (1948) ve buradan emekliye ayrıldı.
1949 ’da yurda dondu. Sık sık sağlığı bozulan Yahya Kemal bu tarihten sonra tedavi icin birkac defa Paris ’e gitti; fakat sağlığına tam olarak kavuşamadı ve son zamanlarında tedavi gorduğu Cerrahpaşa Hastanesinde hayatını kaybetti.