
İnsan, dil ile anlaşır. Dil olmazsa toplum da olmaz. Bu yazıda, işi dil olan dilbilim alanını tanıtıyoruz..
Dilbilim ve dilbilgisi, dil ile uzaktan yakından alakası olmayan - ya da alakası olmadığını sanan - insanlar icin bile tanıdık bir kavramdır. Ozellikle dilbilgisi, “gramer” terimiyle eş anlamı sanılır. Liselerde dil ve anlatım adındaki dersten ya da orta oğretim mufredatındaki Turkce dersinden olsa gerek, yurdum insanının her bir ferdi dilbilgisinden, dolayısıyla gramerden haberdardır. Oysa, durum boyle değildir. Dilbilim, dilbilgisi sadece gramer yani yazımdan ibaret değildir ve de liseye kadar gosterilen dilbilgisi ile bilimsel olan yani akademide araştırma konusu olan dilbilgisi cok farklıdır. Neredeyse koca bir ucurum vardır. Biz, bu yazımızda bu koca ucurumun icini biraz da olsun dolduracak bilgiler vermeye calışacak ve dilimiz yettiğince dilbilimi anlatmaya calışacağız. Cok fazla tarihceye inmeden, dilbilimini en eğlenceli şekilde anlatmaya ozen gostereceğiz. Hadi başlayalım..
[h=2]Dilbilim ve Dilbilgisi Nedir? [/h]Dilbilgisi, tum dunya dillerini incelemeyi amaclayan ve bu diller arasındaki ceşitli ilişkileri irdeleyen bir bilim dalıdır. Konusu, esas itibariyle tum dillerdir. Dillerin neler olabileceği, dilbilimcinin bilgisine bağlıdır. Dil hakkında kuramlar uretir, belki tum dilleri tek bir kokten geldiğine dair iddiaları inceler belki de dillerin doğuşu hakkında araştırma yapar. Her durumda, alanı genel olarak dildir ve cok buyuk bir araştırma alanına sahiptir. Hatta bu yuzden, “gercek” olduklarını iddia eden dilbilim bolumlerinin hemen hemen hepsi, dersleri İngilizce olarak vermeye ozen gosterir: Mesela Boğazici Dilbilim, İngilizcedir. Yalnız bunun ne kadar gerekli olduğu tartışmaya acık bir konudur.
Dilbilgisi, araştırmacının ait olduğu dille ilgili mumkun olan ne varsa bilmesini tahayyul eder. Bu bilgilerin arasında dilin en kucuk parcası olan seslerin oluşumundan tutun da sozcuklerin metin icindeki gorevleri, sozcuklerin metin dışı ya da metin ici anlamları, dildeki sozcuklerin anlam tarihceleri, sozcuk kokenleri ve daha bircok şey vardır. Bu bakımdan dilbilgisi, dilbilime gore daha az bir alanı araştırma sahası olarak belirler, lakin yine de fazla bir araştırma sahası olduğu icin alt alanlara ayrılmaktadır. İşte bu alt alanlardan birisi de grammer yani dilin yazı kısmıdır. Pek cok kişi, dilin gramer ile sınırlı olduğunu duşunur ama işin aslı boyle değildir.

[h=3]Dilbilgisinin Kolları ya da Dilbilgisinin Araştırma Alanları [/h]Dilbilgisi, ait olduğu dile ozgu kucuk ya da buyuk tum yapıları incelemekle yukumludur. Bu inceleme alanları ya da iş kolları şu şekildedir:
1. Ses Bilgisi: Bir diğer adıyla fonetik olan bu alan, fonem denilenbizim ses diye adlandırdığımız yapıları inceler. Gerek yazılı metinlerde gerek konuşma dilinde, seslerin nasıl oluştuğunu, nasıl değişim gostereceğini ve gelecekte muhtemelen hangi durumda olacaklarını acıklamaya calışır.
2. Şekil Bilgisi: Bir diğer adıyla morfoloji denir. Eskiler buna “sarf” da derdi. Dilin genelde yazılmış halini inceler. Sozcukleri ve onların yapısını konu edinir. Sozcuk turleri, sozcuk ekleri eş zamanlı olarak – yani şimdiki şekliyle – incelenir.
3. Soz Dizimi: Bu alana eskiler “nahv” derdi. Bu alanın Avrupa dillerindeki karşılığı ise sentaks olarak bilinir. Cumleyi inceler. Cumlenin oluşumu, cumleyi oluşturan yapıları, cumleyi oluşturan sozcuk veya sozcuk obekleri soz dizimi alanının araştırma sahasıdır. Kısaca cumle ile ilgili her şeyi araştırır.
4. Koken bilim: Koken bilgisi diye adlandıran araştırmacılar da vardır. Avrupa dillerine etimoloji olarak bilinir. Sozcuklerin tarihsel sureclerini inceler. Sozcuklerin şimdiki hallerinden yola cıkar, bulunabilmiş tarihî metinlerde o sozcuğun metninin bulunduğu tarihsel donemdeki halini tespit eder. Gerekirse eldeki bilgilerden farazi bir ilk kelime uretmeye calışır.
5. Anlam Bilim: Batı dillerinde “semantik” olarak adlandırılır. Dilin sozcuklere verdiği anlamları, sozcuklerin metin ici kazandıkları yeni anlamları gibi dilin anlam ile ilgili her şeyini inceleyen dilbilgisi koludur.
[h=4]Dilbilgisi Neden Sadece Gramer Olarak Bilinir? Gramer Nedir? [/h]Dilbilgisinin pek cok araştırma alanı olmasına rağmen, insanlara “dilbilgisi” denildiğinde kişiler hep yazılı olan şeyi yani metni, doğru mu yazılmış yanlış mı yazılmış diye kontrol etmek olarak algılar. Yani, beş ana kolu olan bir bilim, sadece gramer olarak bilinir. Pekala ama neden...
Oxford Sozluğunde “gramer” adının kokeni şu şekildedir: Late Middle English: from Old French gramaire, via Latin from Greek grammatikē (tekhnē) ‘(art) of letters ’, from gramma, grammat- ‘letter of the alphabet, thing written ’.
Gramer, “gramma, grammat” kokeninden gelmekte olup Antik Yunan doneminde kullanılmıştır ilk kez. İngilizceye Fransızcadan gecen ve kokeni Antik Yunan ’a kadar uzanan sozcuğun ait olduğu dil elbette Yunancadır. Yunanca “yazılı olan, metin” anlamına gelen sozcuk, bugun bir bilim haline geldiğinde sadece yazılı şeyler, metinleri inceler haldedir.
Oysa, dil sadece yazılmaz.. Hatta dilde, yazıdan cok konuşma vardır. İnsanlar once dili konuşmayı, sonra yazmayı oğrenir. Dil, sadece metinden ibaret değildir.
Buna rağmen, şu an, zaman olarak bugunun binlerce yıl gerisinde taa Antik Yunan ’da kalmış olan insanlar, dili sadece metin olarak değerlendirmektedir. Ustelik, binlerce yıl farklı kulturlerin, coğrafyaların, medeniyetlerin elinde yoğrulmuş dili, basit kurallarla şekillendirip bir de bunu “doğru” ve “yanlış” olarak değerlendirmektedir.
Gramer, elbette gerekli bir alandır ama gramer sadece inceleme alanı olarak kalmalıdır. Dil, hasta bir cocuk değildir, biz de dilin sahipleri değilizdir. Dile, şu yanlış bunu yap diyemeyiz. Bizden once o dili konuşan milyonlarca insana “aptal” demekten başka bir şey değildir bu. Gramer, eski anlayışla “kural koyucu” bir kabuktadır. Liselere kadar oğrencilere “Dil nedir” değil de “Dilin kuralları nelerdir” konusu oğretildiği icin bu gun hala gramer, kural koyucu olarak bilinmektedir
Bunun aksi yok mudur?
Vardır elbet. Kural koyucu guruh bir yana, dili sadece betimleyen, grameri betimleyen bir anlayış da hakimidir. Bu anlayıştaki akademisyen ve araştırmacılar kesinlikle dile mudahale etmezler. Dil, nasıl şekil alırsa onu yazarlar. Kural koymaktan ziyade, dilin kendi akışında belirlediği duzeni anlatırlar. Bu da, gelecekteki dil donemlerine tarafsız bir anlatı taşır.
[h=3]Dil bilim ile Dil Bilgisi Arasındaki Fark Nedir? [/h]Dilbilgisi, herhangi bir dile ozeldir. Yani İngilizce Dilbilgisi adında bir ders olabilir. Ya da Turkce Dilbilgisi. Ama dilbilim, bir dili değil, direk dil kavramı uzerine yoğunlaşır. Bu bakımdan Turkce Dilbilim diye bir ders olamaz. Ancak, Turkce dilinde bir dilbilim dersi olabilir.
Caner Kerimoğlu hocamızın verdiği ornekte olduğu gibi eğer tarihi bir metni inceliyor, bunu tanıtıyorsanız bu filolojinin bir alanıdır. Dilin nereden geldiğini, ortak bir dil olup olmadığını, dilin metin bağlamda kazandığı anlamları gibi alanları inceliyorsanız, dilbilim ile ilgileniyorsunuz demektir.
[h=4]Dilbilim Bilim midir? [/h]Dilbilim, daha doğrusu dili sorgulama işi onceleri felsefe ile alakalı, felsefenin bir koludur. Daha sonra felsefeden ayrılıp kendi başına bir ilim olma yoluna koyulmuştur. Yalnız dilbilim sosyal bilimler alanına aittir.
Burada aslında dilbilimin değil, sosyal bilimlerinden bir bilim olup olmadığı sorunu vardır. Bana gore, bir herhangi bir olguyu tespit eden, bir olayı betimleyen ve topluma katkı sağlayan bir bilimdir sosyal bilimler. Bu konuda, bircok bilim adamı benimle aynı goruştedir.
Dilbilim, bircok bilimden once meraklara mazhar olmuştur. Turkiye ’de dilbilim yazıları ile bilim insanlarına yeni ufuklar acan Prof. Dr. Doğan Aksan, “Dillerin Doğuşu Bahsi” adlı yazısında dil hakkında yapılan bir deneyden bahseder. MO VII. yuzyılda Mısır Hukumdarı Psammetik tarafından en eski dili bulmak adına bir deney yapıldığı bilinmektedir. Bu deneye gore de dunyanın en eski dili bangisî dildir. Yani insanlar, hukumdarlar, en eski dilin ne olduğunu gercekten merak etmiş ve bunu araştırmışlardır.
Dunyanın devam eden tek mucizesi vardır: O da dildir. Bu bakımdan, dil hep merak edilen, sorgulanandır.
[h=4]Dilbilimin Kolları, İnceleme Alanları [/h]Dilbilim, dili betimlemeyi, konuşana bağlı olan kullanımları, dili oluşturan sesleri gibi konuları işler. Bu bakımdan da bazı branşlara ayrılır. Bu branşlar, Prof. Dr. Nurettin Demir ’in yazısında şu şekilde sıralanmıştır:
1. Ses Bilgisi (Fonetik): Fonetik yani ses bilgisi, uc esas kolda birleşir: Soyleyiş Ses Bilgisi (Seslerin fiziksel olarak nasıl oluştuğunu sorgular), İşitsel Sesbilgisi (Seslerin dinleyicide nasıl işlendiğini sorgular) ve Akustik Sesbilgisi (seslerin oluşturduğu titreşimleri, bu titreşimlerin surelerini, işitilme seviyelerini inceler.)
2. Fonoloji ( Gorevsel Ses Bilgisi): Bu kısmı ayrı bir alan saymayan goruşler de mevcuttur. Yalnız, kanımca ayrı bir alan sayılmalıdır. Yukarıda, ses bilgisi alan incelemelerinde ve onun alt alanlarında inceleme konuları gosterilmiştir. Yalnız, bu alanlar icin fizyolojik araştırmalar da dahil olduğu icin kimi araştırmacıya gore bu konular pozitif bilimlerin konusudur. Bu bakımdan, dilbilim, alanı pozitif bilimlere girmeyen bir alanla calışır: Fonoloji. Fonoloji, diğer adıyla gorevsel ses bilgisi, seslerin anlamlarını ayırmayı amaclar.
3. Morfoloji : Dil incelemesinde en kucuk yapıdan en buyuk yapıya doğru gidilir. Yukarıda, ilk iki incelemede dilin en kucuk yapıtaşı olan sesler incelendi. Bu alan ise seslere nispeten daha buyuk bir alanı kaplayan eklerin incelendiği alan. Burada, eklerin soze kattığı anlam, yapım ve cekim eklerinin yapısı, bu eklerin sozde uğrattığı anlam değişimleri ya da anlam kırılmaları incelenir.

4. Sozdizimi: Ekler ve seslerden sonra gelen cumleleri inceler. Cumlelerin dizimi, cumle dizilimine etki eden faktorler; kısaca cumle ile ilgili her şey incelenir.

5. Anlam Bilim: Bir dildeki kelime sayısı, dilin kelime bilgisi ve bu kelimelerin kazandığı anlamlar incelenir.

6. Metinbilim ya da Metin Bilgisi: Her sozcuk guruhu metin oluşturamaz mantığıyla bakılan bir dilbilim alanıdır. Dilbilimin, metinleri inceleyen yapısıdır. Metinlerin oluşumunu, metinlere anlam vermede sozcuklerin, bağlacların, edatların konumunu, metni metin yapan tutarlılık, akış ogelerini, metinin ana cercevesini vb konuları işler. Turkiye ’de yeni yeni calışılmaya başlanan konudur.
7. Pragmatik Dilbilim ( =Edimbilim): Kanımca, dilin retorik gecmişini en iyi şekilde takip ettiğimiz alandır. Hatibin, kitleye istediğini yaptırmak ya da onlara istediği duşunceyi empoze ettirmek icin nasıl bir dil kullandığını inceler. Bu inceleme, dille ilgili her şeyi kapsar. Bu kapsama kelime secimi, uslup, vurgu ve tonlama gibi şeyler de dahildir. Propaganda dili de diyebiliriz ama hitabet dilinin sanatsal bir yonu olduğunu da unutmamak gerek.
8. Sosyolenguistik : Sosyoloji ile yakından ilgilidir. Dili, toplumdan ayrı duşunulemez. Ebeveynlerin nasıl konuştuğu, hangi şive ile konuştuğu cocukların karakterleri ile doğrudan ilgilidir. Eğitim, her ne kadar bunu koreltmeye calışsa da kişi, şivesine geri donebilir. Bu dilbilim alanı, tam da bu işle ilgilenir. Kişilerin bir durumu ifade etme ya da acıklama tarzı o kişinin doğup buyuduğu yer ile, ebeveynleri ile, konuşmanın bağlamı ile doğrudan ilgilidir. Sosyolenguistik, bu ortamı ve bu ortamın sonucunda ortaya cıkan dili inceler.
9. Ağız – Şive Araştırmaları: Her ulkenin farklı il ya da bolgelerinde ana dilden biraz daha farklı konuşma dilleri mevcuttur. Buna ağız denir. Orneğin,Turkiye İstanbul ağzını kullanır. Turkce denilince okullarda oğretilen ağız, İstanbul ağzıdır. Lakin bunun yanında Ankara şivesi, “e” seslerini “i” sesine donuşturmeye meyilli Karadeniz ve Ege şivesi, “k” sesini “g” olarak telaffuz eden Adana şivesi gibi pek cok şive vardır. Dilbilimin bu alanı, bahsi gecen ağız ve şiveleri incelemekle yukumludur. Gerekirse bu şivelerin konuşurlarının dillerini kayıt altına alır, yazılı hale getirir.
10. Tarihi Dilbilim: Dilin en eski halini bulmaya calışır. Bunu yaparken de dilin gunumuze kadar gelen yazılı belgelerinden, halk belleğinden faydalanmaya calışır. Bazen, eldeki kanıtlara dayanarak kelimelerin ilk hallerini farazi bir şekilde oluşturabilir.
11. Uygulamalı Dilbilim: Dil, sorunlu bir alan değildir. Dili konuşan insanlar dili sorunlu hale getirir. Bu alan, sorunlara cozum getirmek icin cabalar. Bu sorunlar bilgisayarda ceviri sorunları olabilir, dil oğretme ya da gramer oğretme sorunu olabilir. Cok ceşitli alanlardaki bu sorunların cozumu icin bazen başka bilim dallarından faydalanılabilir.
12. Etnolenguistik: Sosyolenguist alanın biraz daha ozelleştirilmiş halidir. Bu alan dil ve kultur ilişkisini inceler.
13. Bilgisayar Dilbilimi: Bilgisayarın girdiği her alanı inceler. Bilgi depolama, yapay zeka, robot dili, bilgisayar cevirisi vb bircok konu bu alana aittir.
14. Bilişsel Dilbilim: Noroloji ile dilbilimin ortaklaşa calıştığı bir alandır. Burada cevaplanılması istenen soru, dilin konuşurken beyinde nasıl reaksiyonlar oluşturduğudur. Dilbilimin pek koklu olmayan tarafıdır.
15. Dil Oğretimi: Anadilin edinimini ya da yabancı dil oğretimini araştırır. Amac, her ikisinin de edinimini kolaylaştıracak cozumler uretmektir.
16. Dil Felsefesi: Dil hakkında soru sorar, dilin felsefeyle olan ilişkisine değinir. Dilin, bilimdeki ve insan hayatındaki onemine değinir.

17. Dil Psikolojisi: Kişideki konuşma ve kendini ifade etme sorunlarını, anlama bozukluklarını, dile bağlı olduğu duşunulen iletişim bozukluklarını inceler. Nispeten yeni bir alandır.
18. Karşılaştırmalı Dilbilim: Yukarıda saydığımız 17 alanın karşılaştırmalı incelenmesini ongorur. Buna gore daha doğrusu bu alanın uğraşırına gore tum alanlarda iyi olmak gerekir. Zor bir alandır.

19. Dilbilimsel Tipoloji: Dunya dillerinin ortak noktalarını keşfedip bu dilleri kendi ozelliklerine gore sınıflandırmayı amaclar. Bu ozellikleri bulurken pek cok başka bilim kolundan da faydalanır. Bu alan o kadar geniştir ki yeni dilbilim alanları doğurur. Evrensel Dilbilim bu alanlardan birisidir. Evrensel dilbilim, tum dil sistemlerinin ortak bir tarafını bulmaya calışır.
20. Dil İlişkileri: Dilbilimsel tipoloji ile ilgili olarak dunyadaki tum dillerin birbirlerini nasıl etkilediğini arar.
Sonuc: Dilbilim, her gun gelişen ve yenilenen bir bilimdir. İnsanoğlunun en buyuk mucizesini inceler. Bu bakımdan calışma alanı insandır, surekli değişen kultur ve cağdır. Gelişmiş dunya ulkelerinin coğunda dilbilim, muhendislik ya da tıp kadar onem arz eder.

[h=2]Dilbilim ve Dilbilgisi Nedir? [/h]Dilbilgisi, tum dunya dillerini incelemeyi amaclayan ve bu diller arasındaki ceşitli ilişkileri irdeleyen bir bilim dalıdır. Konusu, esas itibariyle tum dillerdir. Dillerin neler olabileceği, dilbilimcinin bilgisine bağlıdır. Dil hakkında kuramlar uretir, belki tum dilleri tek bir kokten geldiğine dair iddiaları inceler belki de dillerin doğuşu hakkında araştırma yapar. Her durumda, alanı genel olarak dildir ve cok buyuk bir araştırma alanına sahiptir. Hatta bu yuzden, “gercek” olduklarını iddia eden dilbilim bolumlerinin hemen hemen hepsi, dersleri İngilizce olarak vermeye ozen gosterir: Mesela Boğazici Dilbilim, İngilizcedir. Yalnız bunun ne kadar gerekli olduğu tartışmaya acık bir konudur.
Dilbilgisi, araştırmacının ait olduğu dille ilgili mumkun olan ne varsa bilmesini tahayyul eder. Bu bilgilerin arasında dilin en kucuk parcası olan seslerin oluşumundan tutun da sozcuklerin metin icindeki gorevleri, sozcuklerin metin dışı ya da metin ici anlamları, dildeki sozcuklerin anlam tarihceleri, sozcuk kokenleri ve daha bircok şey vardır. Bu bakımdan dilbilgisi, dilbilime gore daha az bir alanı araştırma sahası olarak belirler, lakin yine de fazla bir araştırma sahası olduğu icin alt alanlara ayrılmaktadır. İşte bu alt alanlardan birisi de grammer yani dilin yazı kısmıdır. Pek cok kişi, dilin gramer ile sınırlı olduğunu duşunur ama işin aslı boyle değildir.

[h=3]Dilbilgisinin Kolları ya da Dilbilgisinin Araştırma Alanları [/h]Dilbilgisi, ait olduğu dile ozgu kucuk ya da buyuk tum yapıları incelemekle yukumludur. Bu inceleme alanları ya da iş kolları şu şekildedir:
1. Ses Bilgisi: Bir diğer adıyla fonetik olan bu alan, fonem denilenbizim ses diye adlandırdığımız yapıları inceler. Gerek yazılı metinlerde gerek konuşma dilinde, seslerin nasıl oluştuğunu, nasıl değişim gostereceğini ve gelecekte muhtemelen hangi durumda olacaklarını acıklamaya calışır.
2. Şekil Bilgisi: Bir diğer adıyla morfoloji denir. Eskiler buna “sarf” da derdi. Dilin genelde yazılmış halini inceler. Sozcukleri ve onların yapısını konu edinir. Sozcuk turleri, sozcuk ekleri eş zamanlı olarak – yani şimdiki şekliyle – incelenir.
3. Soz Dizimi: Bu alana eskiler “nahv” derdi. Bu alanın Avrupa dillerindeki karşılığı ise sentaks olarak bilinir. Cumleyi inceler. Cumlenin oluşumu, cumleyi oluşturan yapıları, cumleyi oluşturan sozcuk veya sozcuk obekleri soz dizimi alanının araştırma sahasıdır. Kısaca cumle ile ilgili her şeyi araştırır.
4. Koken bilim: Koken bilgisi diye adlandıran araştırmacılar da vardır. Avrupa dillerine etimoloji olarak bilinir. Sozcuklerin tarihsel sureclerini inceler. Sozcuklerin şimdiki hallerinden yola cıkar, bulunabilmiş tarihî metinlerde o sozcuğun metninin bulunduğu tarihsel donemdeki halini tespit eder. Gerekirse eldeki bilgilerden farazi bir ilk kelime uretmeye calışır.
5. Anlam Bilim: Batı dillerinde “semantik” olarak adlandırılır. Dilin sozcuklere verdiği anlamları, sozcuklerin metin ici kazandıkları yeni anlamları gibi dilin anlam ile ilgili her şeyini inceleyen dilbilgisi koludur.
[h=4]Dilbilgisi Neden Sadece Gramer Olarak Bilinir? Gramer Nedir? [/h]Dilbilgisinin pek cok araştırma alanı olmasına rağmen, insanlara “dilbilgisi” denildiğinde kişiler hep yazılı olan şeyi yani metni, doğru mu yazılmış yanlış mı yazılmış diye kontrol etmek olarak algılar. Yani, beş ana kolu olan bir bilim, sadece gramer olarak bilinir. Pekala ama neden...
Oxford Sozluğunde “gramer” adının kokeni şu şekildedir: Late Middle English: from Old French gramaire, via Latin from Greek grammatikē (tekhnē) ‘(art) of letters ’, from gramma, grammat- ‘letter of the alphabet, thing written ’.
Gramer, “gramma, grammat” kokeninden gelmekte olup Antik Yunan doneminde kullanılmıştır ilk kez. İngilizceye Fransızcadan gecen ve kokeni Antik Yunan ’a kadar uzanan sozcuğun ait olduğu dil elbette Yunancadır. Yunanca “yazılı olan, metin” anlamına gelen sozcuk, bugun bir bilim haline geldiğinde sadece yazılı şeyler, metinleri inceler haldedir.
Oysa, dil sadece yazılmaz.. Hatta dilde, yazıdan cok konuşma vardır. İnsanlar once dili konuşmayı, sonra yazmayı oğrenir. Dil, sadece metinden ibaret değildir.
Buna rağmen, şu an, zaman olarak bugunun binlerce yıl gerisinde taa Antik Yunan ’da kalmış olan insanlar, dili sadece metin olarak değerlendirmektedir. Ustelik, binlerce yıl farklı kulturlerin, coğrafyaların, medeniyetlerin elinde yoğrulmuş dili, basit kurallarla şekillendirip bir de bunu “doğru” ve “yanlış” olarak değerlendirmektedir.
Gramer, elbette gerekli bir alandır ama gramer sadece inceleme alanı olarak kalmalıdır. Dil, hasta bir cocuk değildir, biz de dilin sahipleri değilizdir. Dile, şu yanlış bunu yap diyemeyiz. Bizden once o dili konuşan milyonlarca insana “aptal” demekten başka bir şey değildir bu. Gramer, eski anlayışla “kural koyucu” bir kabuktadır. Liselere kadar oğrencilere “Dil nedir” değil de “Dilin kuralları nelerdir” konusu oğretildiği icin bu gun hala gramer, kural koyucu olarak bilinmektedir
Bunun aksi yok mudur?
Vardır elbet. Kural koyucu guruh bir yana, dili sadece betimleyen, grameri betimleyen bir anlayış da hakimidir. Bu anlayıştaki akademisyen ve araştırmacılar kesinlikle dile mudahale etmezler. Dil, nasıl şekil alırsa onu yazarlar. Kural koymaktan ziyade, dilin kendi akışında belirlediği duzeni anlatırlar. Bu da, gelecekteki dil donemlerine tarafsız bir anlatı taşır.
[h=3]Dil bilim ile Dil Bilgisi Arasındaki Fark Nedir? [/h]Dilbilgisi, herhangi bir dile ozeldir. Yani İngilizce Dilbilgisi adında bir ders olabilir. Ya da Turkce Dilbilgisi. Ama dilbilim, bir dili değil, direk dil kavramı uzerine yoğunlaşır. Bu bakımdan Turkce Dilbilim diye bir ders olamaz. Ancak, Turkce dilinde bir dilbilim dersi olabilir.
Caner Kerimoğlu hocamızın verdiği ornekte olduğu gibi eğer tarihi bir metni inceliyor, bunu tanıtıyorsanız bu filolojinin bir alanıdır. Dilin nereden geldiğini, ortak bir dil olup olmadığını, dilin metin bağlamda kazandığı anlamları gibi alanları inceliyorsanız, dilbilim ile ilgileniyorsunuz demektir.
[h=4]Dilbilim Bilim midir? [/h]Dilbilim, daha doğrusu dili sorgulama işi onceleri felsefe ile alakalı, felsefenin bir koludur. Daha sonra felsefeden ayrılıp kendi başına bir ilim olma yoluna koyulmuştur. Yalnız dilbilim sosyal bilimler alanına aittir.
Burada aslında dilbilimin değil, sosyal bilimlerinden bir bilim olup olmadığı sorunu vardır. Bana gore, bir herhangi bir olguyu tespit eden, bir olayı betimleyen ve topluma katkı sağlayan bir bilimdir sosyal bilimler. Bu konuda, bircok bilim adamı benimle aynı goruştedir.
Dilbilim, bircok bilimden once meraklara mazhar olmuştur. Turkiye ’de dilbilim yazıları ile bilim insanlarına yeni ufuklar acan Prof. Dr. Doğan Aksan, “Dillerin Doğuşu Bahsi” adlı yazısında dil hakkında yapılan bir deneyden bahseder. MO VII. yuzyılda Mısır Hukumdarı Psammetik tarafından en eski dili bulmak adına bir deney yapıldığı bilinmektedir. Bu deneye gore de dunyanın en eski dili bangisî dildir. Yani insanlar, hukumdarlar, en eski dilin ne olduğunu gercekten merak etmiş ve bunu araştırmışlardır.
Dunyanın devam eden tek mucizesi vardır: O da dildir. Bu bakımdan, dil hep merak edilen, sorgulanandır.
[h=4]Dilbilimin Kolları, İnceleme Alanları [/h]Dilbilim, dili betimlemeyi, konuşana bağlı olan kullanımları, dili oluşturan sesleri gibi konuları işler. Bu bakımdan da bazı branşlara ayrılır. Bu branşlar, Prof. Dr. Nurettin Demir ’in yazısında şu şekilde sıralanmıştır:
1. Ses Bilgisi (Fonetik): Fonetik yani ses bilgisi, uc esas kolda birleşir: Soyleyiş Ses Bilgisi (Seslerin fiziksel olarak nasıl oluştuğunu sorgular), İşitsel Sesbilgisi (Seslerin dinleyicide nasıl işlendiğini sorgular) ve Akustik Sesbilgisi (seslerin oluşturduğu titreşimleri, bu titreşimlerin surelerini, işitilme seviyelerini inceler.)
2. Fonoloji ( Gorevsel Ses Bilgisi): Bu kısmı ayrı bir alan saymayan goruşler de mevcuttur. Yalnız, kanımca ayrı bir alan sayılmalıdır. Yukarıda, ses bilgisi alan incelemelerinde ve onun alt alanlarında inceleme konuları gosterilmiştir. Yalnız, bu alanlar icin fizyolojik araştırmalar da dahil olduğu icin kimi araştırmacıya gore bu konular pozitif bilimlerin konusudur. Bu bakımdan, dilbilim, alanı pozitif bilimlere girmeyen bir alanla calışır: Fonoloji. Fonoloji, diğer adıyla gorevsel ses bilgisi, seslerin anlamlarını ayırmayı amaclar.
3. Morfoloji : Dil incelemesinde en kucuk yapıdan en buyuk yapıya doğru gidilir. Yukarıda, ilk iki incelemede dilin en kucuk yapıtaşı olan sesler incelendi. Bu alan ise seslere nispeten daha buyuk bir alanı kaplayan eklerin incelendiği alan. Burada, eklerin soze kattığı anlam, yapım ve cekim eklerinin yapısı, bu eklerin sozde uğrattığı anlam değişimleri ya da anlam kırılmaları incelenir.

4. Sozdizimi: Ekler ve seslerden sonra gelen cumleleri inceler. Cumlelerin dizimi, cumle dizilimine etki eden faktorler; kısaca cumle ile ilgili her şey incelenir.

5. Anlam Bilim: Bir dildeki kelime sayısı, dilin kelime bilgisi ve bu kelimelerin kazandığı anlamlar incelenir.

6. Metinbilim ya da Metin Bilgisi: Her sozcuk guruhu metin oluşturamaz mantığıyla bakılan bir dilbilim alanıdır. Dilbilimin, metinleri inceleyen yapısıdır. Metinlerin oluşumunu, metinlere anlam vermede sozcuklerin, bağlacların, edatların konumunu, metni metin yapan tutarlılık, akış ogelerini, metinin ana cercevesini vb konuları işler. Turkiye ’de yeni yeni calışılmaya başlanan konudur.
7. Pragmatik Dilbilim ( =Edimbilim): Kanımca, dilin retorik gecmişini en iyi şekilde takip ettiğimiz alandır. Hatibin, kitleye istediğini yaptırmak ya da onlara istediği duşunceyi empoze ettirmek icin nasıl bir dil kullandığını inceler. Bu inceleme, dille ilgili her şeyi kapsar. Bu kapsama kelime secimi, uslup, vurgu ve tonlama gibi şeyler de dahildir. Propaganda dili de diyebiliriz ama hitabet dilinin sanatsal bir yonu olduğunu da unutmamak gerek.
8. Sosyolenguistik : Sosyoloji ile yakından ilgilidir. Dili, toplumdan ayrı duşunulemez. Ebeveynlerin nasıl konuştuğu, hangi şive ile konuştuğu cocukların karakterleri ile doğrudan ilgilidir. Eğitim, her ne kadar bunu koreltmeye calışsa da kişi, şivesine geri donebilir. Bu dilbilim alanı, tam da bu işle ilgilenir. Kişilerin bir durumu ifade etme ya da acıklama tarzı o kişinin doğup buyuduğu yer ile, ebeveynleri ile, konuşmanın bağlamı ile doğrudan ilgilidir. Sosyolenguistik, bu ortamı ve bu ortamın sonucunda ortaya cıkan dili inceler.
9. Ağız – Şive Araştırmaları: Her ulkenin farklı il ya da bolgelerinde ana dilden biraz daha farklı konuşma dilleri mevcuttur. Buna ağız denir. Orneğin,Turkiye İstanbul ağzını kullanır. Turkce denilince okullarda oğretilen ağız, İstanbul ağzıdır. Lakin bunun yanında Ankara şivesi, “e” seslerini “i” sesine donuşturmeye meyilli Karadeniz ve Ege şivesi, “k” sesini “g” olarak telaffuz eden Adana şivesi gibi pek cok şive vardır. Dilbilimin bu alanı, bahsi gecen ağız ve şiveleri incelemekle yukumludur. Gerekirse bu şivelerin konuşurlarının dillerini kayıt altına alır, yazılı hale getirir.
10. Tarihi Dilbilim: Dilin en eski halini bulmaya calışır. Bunu yaparken de dilin gunumuze kadar gelen yazılı belgelerinden, halk belleğinden faydalanmaya calışır. Bazen, eldeki kanıtlara dayanarak kelimelerin ilk hallerini farazi bir şekilde oluşturabilir.
11. Uygulamalı Dilbilim: Dil, sorunlu bir alan değildir. Dili konuşan insanlar dili sorunlu hale getirir. Bu alan, sorunlara cozum getirmek icin cabalar. Bu sorunlar bilgisayarda ceviri sorunları olabilir, dil oğretme ya da gramer oğretme sorunu olabilir. Cok ceşitli alanlardaki bu sorunların cozumu icin bazen başka bilim dallarından faydalanılabilir.
12. Etnolenguistik: Sosyolenguist alanın biraz daha ozelleştirilmiş halidir. Bu alan dil ve kultur ilişkisini inceler.
13. Bilgisayar Dilbilimi: Bilgisayarın girdiği her alanı inceler. Bilgi depolama, yapay zeka, robot dili, bilgisayar cevirisi vb bircok konu bu alana aittir.
14. Bilişsel Dilbilim: Noroloji ile dilbilimin ortaklaşa calıştığı bir alandır. Burada cevaplanılması istenen soru, dilin konuşurken beyinde nasıl reaksiyonlar oluşturduğudur. Dilbilimin pek koklu olmayan tarafıdır.
15. Dil Oğretimi: Anadilin edinimini ya da yabancı dil oğretimini araştırır. Amac, her ikisinin de edinimini kolaylaştıracak cozumler uretmektir.
16. Dil Felsefesi: Dil hakkında soru sorar, dilin felsefeyle olan ilişkisine değinir. Dilin, bilimdeki ve insan hayatındaki onemine değinir.

17. Dil Psikolojisi: Kişideki konuşma ve kendini ifade etme sorunlarını, anlama bozukluklarını, dile bağlı olduğu duşunulen iletişim bozukluklarını inceler. Nispeten yeni bir alandır.
18. Karşılaştırmalı Dilbilim: Yukarıda saydığımız 17 alanın karşılaştırmalı incelenmesini ongorur. Buna gore daha doğrusu bu alanın uğraşırına gore tum alanlarda iyi olmak gerekir. Zor bir alandır.

19. Dilbilimsel Tipoloji: Dunya dillerinin ortak noktalarını keşfedip bu dilleri kendi ozelliklerine gore sınıflandırmayı amaclar. Bu ozellikleri bulurken pek cok başka bilim kolundan da faydalanır. Bu alan o kadar geniştir ki yeni dilbilim alanları doğurur. Evrensel Dilbilim bu alanlardan birisidir. Evrensel dilbilim, tum dil sistemlerinin ortak bir tarafını bulmaya calışır.
20. Dil İlişkileri: Dilbilimsel tipoloji ile ilgili olarak dunyadaki tum dillerin birbirlerini nasıl etkilediğini arar.
Sonuc: Dilbilim, her gun gelişen ve yenilenen bir bilimdir. İnsanoğlunun en buyuk mucizesini inceler. Bu bakımdan calışma alanı insandır, surekli değişen kultur ve cağdır. Gelişmiş dunya ulkelerinin coğunda dilbilim, muhendislik ya da tıp kadar onem arz eder.