
icinden alıntı
Lanet olsun! Bu aptal debelenmeyi kesmezse
olay ikisinden biri ciddi hasar gormeden yatışmayacaktı.
"Dinle beni!" dedi. "Sabahın bu saatinde boğuşmak hic hoş değil.
Bunu hemen kessen iyi olur; yoksa birimizin canı yanacak."
Elleri altındaki vucut durulmuş, ama sertliğinden bir şey yitirmemişti.
Onun yuzune bakınca
buz gibi bir cift mavi gozle karşılaştı.
"Sonuna kadar savaşırım seninle."
Ve anlaşıldığı kadarıyla ciddiydi.
Başka bir dunyadan gelir gibi boğuklaşmış sesi bunu en
buyuk kanıtıydı. Yanakları kızarmış,
nemli dudakları ve bicimli burun delikleri aralanmıştı.
Noah bu guzelliğe ve kararlı bakışa bir an icin oylesine daldı ki,
onun tavrının ardında
yatanın kadınsı bir korku olduğunu neredeyse fark edemeyecekti.
Elbette korktu. Benim kim olduğum, dun gece ne yaptığım
ve bu sabah ne yapmak niyetinde olduğum konusunda en ufak bir fikri yok ki.
Derin bir soluk alıp, "Sana saldırmak gibi bir
niyetim yok," dedi. "Bunu şimdiye kadar hic yapmadım ve şimdiden sonra
başlamayı duşunmuyorum. Anlayacağın, benimle
boğuşmana gerek yok."
"Onun icin mi tepemdesin?" diye tısladı kadın.