"Tamam, hayatım," dedi gulumseyerek. "Kabul ediyorum.Bu kadar vakit kaybı yeter." "Gercekten mi?" "Epey eğlendik. Bir şeyler de oğrendik,
ama bu durum gittikce sıkıcı bir hal almaya başlıyor. Bana vereceğin elli bin dolar bile hayatımı riske atmaya yetmeyecek gibi. Bu yuzden birkac haftalığına kuzeye gidip
olaylar duzelinceye kadar orada kalmayı duşunuyorum. Aramızdaki ilişki de boyut değiştirmeye başladı. Bu benim tarzım değil. Bu yuzden cekilmeye karar verdim.
Yerinde olsam, polisleri arar, elması onlara verir ve sorunları onların halletmesini beklerdim." "Blof yapıyorsun," dedi M.J.
"Beni atlatmaya calışıyorsun. "İstersen sadece cekip gidiyorum diyelim. Her zaman icin daha iyisini aramaya hakkım var." "Ama bana soylediğin onca şey..."
"Hey, tatlım. İkimiz de ozgur insanlarız. İstersen seni en yakın kasabaya kadar gotureyim ve Washington'a gidecek kadar para vereyim."
MJ cevap vermedi. Sadece verandaya doğru yurudu ve basamaklardan birkacını cıktıktan sonra yere yığılıp kaldı.
Jack icinin parca parca olduğunu hissetmişti.Buyuk bir pişmanlıkla yaklaştı. Guvende olacaktı, diyordu kendi kendine.
Şu an icin en onemli olan tek şey onun guvende olmasıydı. Ancak M.J. başını kaldırarak onun pişmanlık dolu ifadesine baktı ve kahkahalarla gulmeye başladı.
"Seni aptal," diyordu bir yandan da. "Buna inanacağımı mı sandın?" Gulmekten konuşamıyar, Jack'ın yuz ifadesi ciddileştikce o daha da guluyordu.
"Şimdi sana gozyaşları icinde distributor kapağını vereceğimi Ve beni kırılan kalbimi tamir edebilmem icin yalnız bırakmanı isteyeceğimi sanıyordun, değil mi?"
Gozlerindeki yaşları sildi. "Bana oylesine kapıldın ki, Dakota. Doğru durust duşunemiyorsun bile." Oysa Jack gayet sağlıklı duşunebildiğine inanıyordu.
Boğazını ellerimin arasına alıp guzelce sıksam ne der acaba, diye duşundu bir an. Ardından, "Toparlanırım," diye mırıldandi.
"Ya, bu cok zor," dedi M.J. hemen."Fena halde carpıldın cunku. Bu duyguyu iyi bilirim. Biz birbirimize delicesine aşığız, Jack."
Linkler
Duşuk Boyut
Yuksek Boyut