1911 yılında bir Turk yazarı, Cemil Suleyman, Siyah Gozler adlı bir roman yayımladı. Bu roman, donemi icin şaşırtıcı bir bilincle kotuluğu tersyuz ediyor, gelenekle ve geleneksel ahlakla 'uğraşıyor', değer yargılarını altust ediyordu.
Beykoz cayırına bakan bir evde yaşayan yalnız ve genc bir dul kadın, kendisinden yaşca kucuk bir delikanlıyla, delikanlının ustelemesi sonucu, bin bir gizlilik icinde yaşamaya başlar. Ama delikanlı, 'yaşı yaşına denk' bir kızla evlenmeye karar verir sonunda. Bunu cok doğal karşılamakta, kendisiyle birlikte olmuş dul kadına karşı hicbir insani sorumluluk duymamaktadır. Geleneksel ahlak da, doğal gorunen de delikanlıdan yana değil midir? Ama romancı, meseleye başka bir cepheden, madalyonun oteki yuzunden bakmış; yapayalnız dul kadının bakış acısını one cıkarmıştı:
(Kitabın Girişinden)
Beykoz cayırına bakan bir evde yaşayan yalnız ve genc bir dul kadın, kendisinden yaşca kucuk bir delikanlıyla, delikanlının ustelemesi sonucu, bin bir gizlilik icinde yaşamaya başlar. Ama delikanlı, 'yaşı yaşına denk' bir kızla evlenmeye karar verir sonunda. Bunu cok doğal karşılamakta, kendisiyle birlikte olmuş dul kadına karşı hicbir insani sorumluluk duymamaktadır. Geleneksel ahlak da, doğal gorunen de delikanlıdan yana değil midir? Ama romancı, meseleye başka bir cepheden, madalyonun oteki yuzunden bakmış; yapayalnız dul kadının bakış acısını one cıkarmıştı:
(Kitabın Girişinden)