
"...Beni en cok uzen nedir bilir misiniz? Halkımızın zihninde kokleştirilmiş olan her şeyi başta bulunandan beklemek alışkanlığı... İşte bu zihniyetle herkes buyuk bir tevekkul ve rehavet icinde, butun iyilikleri bir şahıstan, yani şimdi benden bekliyor; fakat nihayet ben de bir insanım birader, kutsi bir kuvvetim yoktur ki..." Ataturk, 6 Mart 1930, Antalya
Cumhuriyet'in 3. yıldonumuydu... O, cevresindeki asker cemberini kaldırtıp, yaverini de uzaklaştırıp halkla birlikte, ellerini iki vatandaşının omuzlarına dayamış yururken duyduğu mutluluğu tatmak isteyecekti hep. Halk nasıl da kendiliğinden onu incitmemek icin arada bir boşluk bırakmıştı o gun. Epey yurumuşlerdi oylece.
"Artık otomobile binseniz..." demişti birileri.
Onlara donup demişti ki:
"Sen belki omrunde sevmişsindir. Fakat hic sevildin mi? Bundaki zevk hicbir şeyde yok. Hele aşığın Turk milleti olursa..."
Pek cok kaynak kitap tarayarak, Ataturk uzerine yazılan anılardan derleyerek bu kitabı kaleme alan Prof.Dr. Cetin Yetkin:
"O, yalnız bir insandı da. Nasıl olmasın ki Oyle yukseklerdeydi ki, o yuksekliklere kimse erişemezdi. Ama bu yalnızlığı yureğinde bir sızıydı da. Sayfaları cevirdikce onun bu yalnızlığı, ulu bir dağın eteklerinden zorlukla secebildiğiniz doruğun golgesi gibi duşecek uzerinize. Bu yalnızlıktan kurtulduğu anlar, ulusu ile birlikte olduğu, yurttaşlarıyla birlikte kadeh kaldırdığı, evlerine konuk olduğu, onlarla kucaklaştığı anlardı" diyor.
Ataturk: 'Ben de Bir İnsanım', yaşanmış olaylardan yola cıkarak, Ataturk'un cocuk ve hayvan sevgisini, doğa tutkusunu, ilişkilerini, ofkelerini, bağışlayıcılığını, hoşgoru ve anlayışını, dostları ve duşmanları karşısındaki tutumunu, ozlemlerini, nezaketini, merhametini anlatıyor.