Parapsikoloji Nedir?

(Başlamadan önce söylemeliyim ki makalem uzun ve sıkıcı olabilir, o yüzden affola)

Parapsikoloji, Fransızca'dan Türkçe'ye geçen bir kelimedir. Yunanca'da "ötesi" anlamına gelen "para" (παρα) ekinin psikoloji kelimesine eklenmesiyle bulunmuştur. Ilk kez 1889'da Alman Psikolog Max Dessoir tarafından kullanılmıştır. Parapsikoloji'nin simgesi olan Psi, Yunanca'da ruh ve yaşam anlamına gelmektedir. Parapsikoloji'nin içerdiği konular şunlardır:

?Astral Seyahat
?Durugörü
?Hipnoz
?Telepati
?Ekminezi
?Empati
?Levitasyon
?Prekognisyon
?Reenkarnasyon
?ESP
?Kineziler

Astral Seyahat

Astral Seyahat, parapsikolojiye inanan kişilerce bedenin, ruhtan ayrılıp başka mekanlarda dolaşmasıdır. Astral seyahat yaptığını söyleyen kişiler yaşadıkları deneyimi dış dünyadan bağımsız öznel bir bilinç durumu olarak tanımlamanın ötesinde bu olgunun gözlemlenebilir maddî yaşamla etkileşime imkân tanıyan bir niteliğe sahip olduğunu savunurlar. (Örneğin ameliyat esnasında tıbben bilinçsiz bir durumdayken bedenden ayrılıp kendisine yapılan operasyonu yukarıdan gözlemlemek ya da iddia edilen fizikötesi varoluş içerisinde herhangi bir kişinin gerçek yaşamda bulunduğu konuma giderek gerçek durumuna şahit olabilmek.)

Durugörü

Durugörü, bazı olayların beş duyu organı yardımı olmadan algılanmasına denir. Durugörü ****fizikciler ve parapsikologlarca çeşitli sınıflarda incelenir:

?Gizligörü (lüsidite): Gözler kapalıyken çevreyi görebilme.
?Kritoskopi. Saydam olmayan cisimlerin ardını görebilme
?Alteroskopi (alloskopi): Kişinin başkalarının bedenlerindeki iç organları, bunların işleyişlerini, auraları görebilmesi ve bu sayede bedensel rahatsızlıkları saptayabilmesi. Bu yetenek kişinin kendi bedeni için söz konusu olduğunda yeteneğe otoskopi adı verilir.
?Teleoptik: Kişinin beş duyusuyla algılayamayacağı uzaklıktaki ya da kapalı bir ortamdaki olay, nesne ve canlıları algılayabilmesi. Bu yeteneğin bir çeşidine coğrafi ya da gezici durugörü (remote viewing) adı verilir. Gezici durugörü medyumları içinde en ünlüsü olan Amerikalı Ingo Swann?ın bu yeteneğini kullanabilmesi için kendisine yerkürenin herhangi bir yerinin enlem ve boylam koordinatlarının kendisine verilmesi yeterliydi. ABD?nin soğuk savaş döneminde Sovyetler Birliği?ne karşı Swann?ın bu paranormal yeteneğinden yararlanmış olduğu ileri sürülür.
?Zamansal durugörü (prekognitif ve postkognitif durugörü): Yeteneğin geçmiş veya gelecekteki olayları algılamaya yönelik olması.
?Telepatik durugörü.

Telepati

Telepati, bireyler arasında bilinen beş duyunun yardımı olmaksızın yaptığı bilgi aktarımıdır. Bir başka deyişle, telepati parapsikolojide incelenen paranormal bir yetenektir.Terim eski Yunanca?daki ?uzak? anlamına gelen tele (τηλε)sözcüğü ile ?etkilenme, tesir almış olma, hissetme? anlamlarına gelen patheia (πάθεια) sözcüğünün birleştirilmesiyle elde edilmiş olup önceden kullanılan ?düşünce aktarımı? teriminin yerini almak üzere SPR[1]?nin kurucularından Fredric W. H. Myers tarafından 1882?de ortaya atılmıştır.

Telepatide, alıcı ve verici olmak üzere en az iki kişi vardır. Tesiri gönderen ya da düşüncesini yayan, gönderen kimseye verici (agent), gönderileni almaya çalışan kişiye alıcı denir. Telepati yeteneğine sahip bazı? alıcı? telepatların diğer insanların zihinlerini okuma yeteneği oldukları söylenir. Telepati psikokinezi ile birlikte parapsikolojik araştırmanın iki temel araştırma alanını oluşturur. Bu alanda telepatiyi tam anlamıyla keşfetmek ve anlamak üzere sürdürülen birçok araştırma vardır. Telepatinin nasıl, ne yolla gerçekleştiği hakkında çeşitli varsayımlar ortaya atılmışsa da, henüz kesin bir sonuca ulaşılamamıştır. Parapsikologlar araştırmalarında telepati fenomenini çeşitli türler altında ele alırlar:

?Gizli ya da gecikmeli telepati: Tesirin gönderilmesi ile alınması arasında belirli bir sürenin geçtiği, yani alıcının gecikmeli olarak aldığı enformasyon aktarımı.
?Prekognitiv telepati: Bir kimsenin zihinsel durumun geleceği hakkında edinilen enformasyon aktarımı.
?Hareki ya da heyecansal telepati: Uzaktan etkileme olarak da bilinen, bir kimsenin hareketlerine ilişkin duyum aktarımı
?Yüksek şuur (üst şuur) telepatisi: Yüksek bilgiler ve ortak bilgelik için yüksek şuur haline geçiş söz konusudur.

Parapsikologlar telepati deneyleri sonuçlarında şu saptamalarda bulunmuşlardır:

?Telepati yer ve zamanla sınırlanamaz.
?Vericinin aktifliği (konsantrasyonu) ve alıcının pasifliği başarıyı etkiler.
?Hayvanlar ve bitkilerde de ESP yetenekleri mevcuttur.
?Birbirine hissi bağları bulunan (anne ve çocuk, iki sevgili vs.) kimselerde sonuçlar daha başarılıdır.

Telepati ile Empati'nin Farkı

Düşünceler arasında doğrudan doğruya bağlantı kurulması, iki zihin veya ruh arasında imaj, fikir, sembol tarzında ortaya çıkan tesir alış verişi olarak da tanımlanan telepati ile yine parapsikolojide kullanılan empati teriminin sık sık birbiriyle karıştırıldığı görülür. Empati, birbirlerine manevi bakımdan sıkıca bağlı iki canlı arasında, duygu ve ruhsal hallerin aktarılması fenomenine ve bu psişik irtibata Parapsikoloji?de verilen addır. Kimilerince telepatik bir irtibat biçimi sayılmaktaysa da,telepatiden farkı, tanımından da anlaşılacağı gibi, empatide düşünce ve imaj aktarımının olmamasıdır.

Örneğin aralarında empati bulunan iki kişiden biri bir bedensel rahatsızlıktan acı çektiğinde diğer empatın da bedeninin aynı bölgesinde acı duyduğu görülmüştür. Gözlem ve deneyler empati halinin anne ile çocuklar arasında ve ikizler arasında daha sık gerçekleştiğini göstermiştir. Hayvanlar üzerinde yapılan deneyler, empati halinin özellikle ebeveyn ile yavrular arasında gerçekleştiğini göstermektedir. Örneğin, bir deneyde, yavrularından kilometrelerce uzağa götürülen bir anne tavşanın, yavruları öldürüldüğünde acı acı bağırdığı görülmüştür. Terim, Latince'deki "iç,içine, içinde" anlamına gelen "em" öneki ile Grekçe'deki "duygu, acı, ıstırap, algılama" anlamına gelen "patheia" sözcüğünden türetilmiştir. Terimin psikolojide kullanılan anlamı ile parapsikolojide kullanılan anlamı aynı değildir.

Ekminezi

Ekminezi, hipnoz veya psikolojik ayrışma içindeki denekte, içinde bulunduğu yaşamdaki veya geçmiş yaşamlarındaki izlenimlerin tekrar canlanmasına ve bunu sağlayan yönteme verilen addır. öntem Fransızcada "ecmnésie" olarak yazılır. Terim Grekçedeki ektos ("dışında") ve mnimi ("hafıza") sözcüklerinden türetilmiş olup ilk kez Dr. Pitre tarafından kullanılmıştır.

Empati

Empati, bir başkasının duygularını, içinde bulunduğu durum ya da davranışlarındaki motivasyonu anlamak ve içselleştirmek demektir.

Bebekler üzerinde yapılan incelemelere göre, doğuştan empati yeteneğimiz yüksek olmakla birlikte, uygun şartlarda hızla kaybedilebilen bir yetenektir. Empati yeteneğini sonradan kazanabilmenin yolu: açık uçlu sorular sormak, yavaş hareket etmek ve yorumda bulunmak, hızlı yargılara varmaktan kaçınmak, kendi davranış ve düşüncelerimizi anlamaya çalışmak, geçmişten ders almak, olayları akışına bırakmak ve kendimiz ve karşımızdakilerin davranışları için belli sınırlar oluşturmaktır.

Olumlu amaçlar için kullanıldığında iş birliği, üretkenlik, refah ve mutluluğu arttıran bu yetenek, kötü amaçlar için kullanıldığında manipülasyonculuk şeklini alır.

Empati, bir insanın, kendisini karşısındaki insanın yerine koyarak onun duygularını ve düşüncelerini doğru olarak anlamasıdır. Empati sayesinde insan ilişkileri gelişir. İnsanlar arasındaki kavgalar azalır ve zamanla yok olur. Aile içi empati ise aile bireylerinin karşısındaki insanı kendi yerine koymasıdır. Bu sayede bireyler karşındakinin ne tepki vereceğini bilir ve ona göre davranır.

Empatinin tam olarak gerçekleşmesinin üç kuralı vardır;

?Bir insanın kendisini karşısındaki kişinin yerine koyarak, olaylara onun bakış açısıyla bakmak,
?Karşıdakinin duygu ve düşüncelerini doğru olarak anlamak ve hissetmek,
?O kişiyi anladığını ona ifade etmek.

Parapsikolojide Empati

Empati, birbirlerine manevi bakımdan sıkıca bağlı iki canlı arasında, duygu ve ruhsal hallerin aktarılması fenomenine ve bu psişik irtibata Parapsikoloji?de verilen addır. Kimilerince telepatik bir irtibat biçimi sayılmaktaysa da,telepatiden farkı, tanımından da anlaşılacağı gibi, empatide düşünce ve imaj aktarımının olmamasıdır

Örneğin aralarında empati bulunan iki kişiden biri bir bedensel rahatsızlıktan acı çektiğinde diğer empatın da bedeninin aynı bölgesinde acı duyduğu görülmüştür. Gözlem ve deneyler empati halinin anne ile çocuklar arasında ve ikizler arasında daha sık gerçekleştiğini göstermiştir. Hayvanlar üzerinde yapılan deneyler, empati halinin özellikle ebeveyn ile yavrular arasında gerçekleştiğini göstermektedir. Örneğin, bir deneyde, yavrularından kilometrelerce uzağa götürülen bir anne tavşanın, yavruları öldürüldüğünde acı acı bağırdığı görülmüştür. Terim, Latince'deki "iç,içine,içinde" anlamına gelen "em" öneki ile Grekçe'deki "duygu, acı, ıstırap, algılama" anlamına gelen "patheia" sözcüğünden türetilmiştir.

Levitasyon

Levitasyon, insan ya da hayvan vücudunun veya özgül ağırlık olarak havadan daha ağır nesnelerin görünür herhangi bir fiziksel etkenin yardımı olmadan havaya kaldırılması, havada asılı kalması veya havada gezinmesine verilen addır.

Parapsikoloji?de psikokinezinin bir türü olarak kabul edilen bu fenomeni Parapsikologlar, psikokinezi yeteneği güçlü medyumların deneyler sırasında eşyaları havaya kaldırabilme şeklinde gerçekleştirebildiklerini ileri sürmüşlerdir. Levitasyon fenomeni konusunda Spiritüalist literatürdeki ünlü medyum Daniel Dunglas Home, Parapsikolojik literatürdeki ünlü isimler ise, levitasyon fenomenlerini bilim insanları denetiminde gerçekleştirmiş olan Rus medyum Nina Kulagina ve Polonyalı medyum Stanislawa Tomczyk?tir. Bu son iki medyumun başarılı levitasyon fenomenleri fotoğrafla belgelenmiştir.

Vakumlu ortamda bulunan nötr maddelerin birbirini çektiğini söyleyen, mikro ortamlarda gözlemlenebilmiş ve kanıtlanmış olan Casimir Kuvvetinin levitasyonu mümkün kılacağını iddia eden bilim insanları bulunsa da henüz makro alanlarda gözlemlenebilmesi için erkendir.

Prekognisyon

Prekognisyon, meydana gelecek olayların önceden paranormal olarak algılanması fenomenine Parapsikoloji'de verilen addır.

Prekognisyon ile premonisyon[2] arasındaki fark, prekognisyonun özel bir olay hakkında açık bir bilgi içermesine karşılık, premonisyonda meydana gelecek olayla ilgili yalnızca belli belirsiz bir hissetmenin söz konusu olmasıdır. Parapsikologlar geleceği bilme fenomeninin gerçek olduğunu, bu fenomenin gerçekliğinin sayısız vakalarla ortaya konmuş olduğunu kabul etmekle birlikte ve bu fenomeni laboratuvar koşullarında deneysel olarak inceleyip sonuçları sınıflandırmakla birlikte, fenomenin nasıl oluştuğu ve nedeni konusuna bir açıklama getirememektedirler. Prekognisyon fenomeni, büyük çoğunluğu geleceğin önceden düzenlenmiş olamayacağını savunan Parapsikologlar arasında geleceğin önceden düzenlenip düzenlenmemiş olması konusunda bir görüş ayrılığına neden olmuştur. Bu konu, Fatalizm?e karşı çıkan Neo-spiritüalist görüşte, geleceğin geçmişte yapılan iradi hareketlerin sonuçları olarak nedensellik kuralınca kısmen belirlenmiş ve insanın iradi hareketleriyle mukadderatını her an belirlemekte olduğu düşüncesiyle açıklanmaktadır.

Parapsikolojik araştırmalara göre, prekognisyon medyumluğunun kapsamındaki fenomenlerin oluşum biçimleri içinde, % 60?ını haberci rüyalar, % 40?ını ise uyanıkken kendiliğinden görülen vizyonlar, işitsel halüsinasyonlar, aniden zihinde çakan düşünceler, trans sırasında alınan duyumlar veya bilme duygusu biçiminde ortaya çıkan medyumluk oluşturmaktadır.

Parapsikolojik istatistikler prekognitif duyumların büyük kısmının genellikle ilk 48 saat içinde olacak olaylara ilişkin olduğunu göstermektedir. Aylar veya yıllar sonra olacak olaylara ilişkin prekognisyonların sayısı çok azdır. Yine Parapsikolojik istatistiklere göre, prekognisyon fenomenlerinin % 80?lik kısmında, fenomene konu olan kişiler ile prekognitif duyumu alan kişi arasında duygusal bir bağ (eş, aile bireyi, dost vs.) olduğu görülmüştür. Bu bağın mevcut olmadığı % 20?lik kısım ise genellikle büyük, önemli felaketlere (uçak düşmesi, deprem, önemli birine suikast girişimi vs.) ilişkin duyumlardır.

Reenkarnasyon[3], ruhun sürekli olarak tekrar bedenlendiğine inanan spiritüalistlerin bu olaya verdiği addır. Reenkarnasyon kavramı Asya dinlerindeki tenasüh kavramından biraz farklı olmakla birlikte, benzerlik arz eder. (Hindular, Budistler, Jainistler, Vikanlar, Kaodaistler, Ekistler, deneysel Spiritüalistler vs.) Ayrıca Dürzîlik ve Nusayrîlik gibi Orta Doğu'da yayılmış bazı dinlerde de bu inanış mevcuttur.

Bilinen Batı tarihinde ilk kez Pisagor ve Platon gibi bazı eski Yunan bilgin ve filozofları tarafından dile getirilmiş olan ruh göçü kavramı, aslında çok eski çağlardan beri, eski Mısır, Kelt, Maya ve İnka uygarlıkları gibi birçok uygarlıkta bilinen ve kabul görmüş olan bir kavramdır. İskandinav mitolojisinde de ruh göçüne ilişkin öğeler bulunmaktadır. Platon ruh göçü fikrine özellikle "le Phedon", "le Banquet" ve "Er?in Öyküsü" eserlerinde değinmiştir. Antik çağın Yunanistan?ından sonra Gnostiklerce de kabul edilmiş ve Roma Uygarlığı?nda özellikle Mitraizm misterlerinde benimsenmiş bu kavrama Kabbala?da (gilgulim) ve belirgin ifadelerde bulunan sufilerin (Ferideddin Attar, Bahram Elahi) sayısı az olmakla birlikte Tasavvufta da rastlanır. Günümüzde de ruh göçü kavramını kabul eden birçok inanç sistemi, tarikat ve felsefi akım bulunmaktadır. Ruh göçü fikrini kabul etmiş eski ve yeni inanç sistemlerinin mensupları arasında, Hindular (Yoga, Vaishnavism, Shaivism), Katharlar (Cathares), Eseniler (Esseniens), Caynacılar (Jainistler), Sihistler, Umbanda'cılar (Makumba, Brezilya), Yezidiler, Nusayriler, Dürzîler, Anadolu Kızılbaşları ve birçok mezhep sayılabilir. Bu kavram Asya?nın Şamanist toplumlarının birçoğunda ve birçok Kızılderili kabilesinde de mevcuttur. Kimi zaman Budist yeniden doğum anlayışı da reenkarnasyon olarak nitelenmektedir.

Rönesans sırasında kamunun ilgisini çeken ve yeni yeşeren bir konu da ruh göçü olmuştu. Yeniden doğma konusunda önde gelen figürlerden biri İtalya?nın baş filozofu ve şair Giordano Bruno (1548-1600) olmuştur. Fakat ruh göçü hakkındaki öğretimi yüzünden Engizisyon tarafından kazıkta yakılmaya mahkûm edilmiştir.

Ruh göçü kavramı Alman edebiyatının klasik dönemi sırasında çok ilgi çekmiştir. Örneğin Goethe (1749-1832) eserinde bu kavramı canlandırmış ve Lessing (1729-1781), Charles Bonnet ve Herder?den edindiği ruh göçü fikrini daha ciddi olarak ele almıştır. Hume (1711 -1776) ve Schopenhauer (1788 ? 1860) da ruh göçü fikrinden saygıyla söz etmişlerdir.

Nobel ödüllü İrlandalı şair William Butler Yeats (1865-1939) okült tezinde yeni reenkarnasyon teorisini sunuyordu. Yeats?e göre, reenkarnasyon linear zaman taslağı içinde gerçekleşiyor olamazdı.

Reenkarnasyon Üzerine Bilimsel Araştırmalar

Ünlü İngiliz biyolog Thomas Huxley reenkarnasyon fikrinin makul bir fikir olduğunu düşünmüş ve ?Evrim ve Etik? (Evolution and Ethics) ve ?Denemeler? (Essays) adlı kitaplarında bu fikri tartışmalı olarak ele almıştır.

ABD'de son zamanlarda, kimilerince 20. yüzyılın Galilesi sayılan Kanadalı-Amerikalı psikiyatrist Ian Stevenson tarafından sürdürülen bilimsel araştırmaların sonuçlarının yayımlanmasıyla reenkarnasyona olan ilgi biraz daha popüler hale getirilmiştir.

Reenkarnasyonun varlığının lehindeki en ayrıntılı kişisel rapor dosyaları Virginia Üniversitesi?nden Prof. Ian Stevenson tarafından ?Yirmi Açık Reenkarnasyon Vakası? Twenty Cases Suggestive of Reincarnation, ?Reenkarnasyon ve Biyoloji: Doğum İşaretlerinin ve Doğum Kusurlarının Etiyolojisine Bir Katkı, Cilt 1: Doğum İşaretleri? ve ?Reenkarnasyon ve Biyoloji: Doğum İşaretlerinin ve Doğum Kusurlarının Etiyolojisine Bir Katkı, Cilt 2: Doğum İşaretleri ve Diğer Anormallikler? adlı kitaplarda yayımlanmıştır.

Prof. Stevenson 40 yılını, geçmiş yaşamlarını hatırlıyor gibi görünen çocukları incelemeye hasretti. Yaklaşık 1000 çocuk üzerinde incelemelerde bulundu. (İncelediği vakaların sayısı 2002 yılında 2006?yı bulmuştur.) Prof. Stevenson her vakada çocukların raporlarını metotlu olarak belgeledi. Böylece, çocukların anlattıkları ile ölen kişilere ait olguların paralellik göstermekte olduğunu doğrulamayı başardı. Aynı zamanda söz konusu ölen kişilerde ölüm ve yaralanmaya yol açmış yara izlerinin söz konusu çocuklarda doğum işareti ve doğum kusuru olarak belirmiş olduğunu, otopsi fotoğrafları gibi tıbbi kayıtlarla doğruladı. Prof. Stevenson?un yardımcılarıyla bilimsel anlamda son derece titiz bir şekilde incelediği bu vakalarda, geçmiş yaşamlarını (reenkarnasyonlarını) hatırladıklarını söyleyen bütün çocukların iddiaları araştırılmış ve hepsi doğrulanmıştır. İncelemelerini genellikle reenkarnasyona inanılan ülkelerde sürdürmüş olan Stevenson, yayımlanan son kitabında ise Batı?da rastladığı 6 vakayı sunmuştur.

Stevenson tarafından belgelenmiş tipik bir vakada, Beyrut?taki bir çocuk 25 yaşında bir motor tamircisiyken plaj yolu üzerinde hız sınırını aşmış bir arabanın çarpmasıyla ölmüş olduğunu anlatmaktaydı. Çeşitli tanıklıklara göre, çocuk sürücünün adını, kazanın tam olduğu yeri, motor tamircisinin kızkardeşlerinin, anne ve babasının, kuzenlerinin ve birlikte ava gittiği arkadaşlarının adlarını veriyordu. Vaka doğrulandı, çocuk söz konusu motor tamircisinin ölümünden birkaçyıl sonra doğmuştu ve çocuğun ailesinin ölen adamla görünür hiçbir irtibatı yoktu.

Stevenson?un ilk incelemelerini daha ziyade, reenkarnasyona inancının yoğun olduğu ülkelerde yapmıştı. Bu bakımdan bir eleştiri aldığında, bu kez incelemelerini Batılı ülkelerde de yaptı ve Avrupa?da incelediği bu tür reenkarnasyon vakaları üzerine bir kitap yayımladı.

Daha başka birçok kişi reenkarnasyon fenomenini sorgulamış ve bunun makul bir fenomen olduğu sonucuna varmıştır. Bu kişiler arasında Peter Ramster, Dr. Brian Weiss, Dr. Walter Semkiw ve başkaları sayılabilir. Fakat bu kişilerin çalışmaları bilim çevreleri tarafından genellikle kuşkuyla karşılanmıştır. Dr. Karl Sagan gibi bazı kuşkucular, daha fazla reenkarnasyon araştırmasının yapılması gerektiği düşüncesindedirler.

Stevenson'un Reenkarnasyon Araştırmalarının Özellikleri

?Vakaların ve verilerin ulaştığı miktarın çokluğundan, reenkarnasyon taraftarları için teorinin doğru olduğu kesin sayılır.
?Araştırmaların büyük bölümü üniversiteler tarafından gerçekleştirildi.
?Madde ve metotlar açıkça ortaya konulmuştur.
?Uzman dergilerinde bilimsel tartışmalar olmuştur.
?Dört üniversite tarafından tekrarlanan deneylerin benzer neticeler gösterdiği bilinir.
?Araştırmalar dinlerden bağımsız gerçekleşmiştir.
?Araştırmalarda maddi çıkarlar gözetilmemiştir.
?Araştırma tekniklerindeki titizlik eleştiriciler tarafından da kabul edilmiştir. Tartışma konusu sadece verilerin yorumu üzerinedir.

Sembolizm'de Reenkarnasyon

Eski uygarlıklarda ve çeşitli geleneklerde ruh göçünün simgelenmesinde şu sembol ve sembolizmlerin kullanıldıkları ileri sürülür: Kuyruğunu ısıran yılan, ağaca dolanmış yılan, kelebek, spiral, feniks, mumya üzerine konulan ankh, kemik, daire, bilgi ağacının ya da hakikat ağacının meyvesinin yenilmesi, yaşam çarkı (budizm), geyik (şamanizm), ırmağın karşı kıyısına geçen ak koyunun kara koyuna dönüşmesi (Gal), suyun bir vazodan ötekine aktarılması (eski Yunan). Fakat bu semboller tekanlamlı olmadıklarından, yalnızca ruh göçünü simgelemek üzere kullanılmadıkları, çokanlamlı bu sembollerin farklı bağlamlarda farklı anlamlarda kullanıldıkları belirtilir.

ESP

ESP[4], parapsikologların telepati, durugörü, prekognisyon gibi beş duyunun ötesindeki her türlü paranormal algılamaları belirtmek üzere kullandıkları bir terim olup, Türkçede DDA veya DDİ (duyular-dışı idrak) kısaltmasıyla, İngilizcede ise ESP (extra-sensory perception) kısaltmasıyla ifade edilir. Terim ilk kez 1870'te Sir Richard Burton tarafından kullanılmış, 1930'larda J.B. Rhine tarafından popüler hale getirilmiştir.

Kineziler

Kinezi, insanın 6.hissi sayesinde yapabildiği doğa üstü güçleridir. Kinezilerle hayal edemeyeceğiniz şeyler yapabilirsiniz. Şu an bilinen 24 çeşit kinezi vardır. Bunlar şunlardır:

1-Telekinezi (nesne hareket ettirme)
2-Biyokinezi (Kendi DNAsını değiştirebilme)
3-Sonokinezi (ses dalgaları psiball içinde ses topu yaparak cam kırma vb.)
4-Pyrokinezi (ateşe hükmetme)
5-Aerokinezi 'en merak ettiğim özellik' (havaya hükmetme)
6-Elektrokinezi (elektriğe hükmetme)
7-Fotokinezi (ışığa hükmetme-ışığı yönlendirme)
8-Hidrokinezi (sıvı maddelere hükmetme)
9-Umbrakinezi (ışığı karartma veya kapatma)
10-Magnetokinezi (Elektromanyetik ve manyatik alanları yönetme)
11-Gyrokinezi (Yerçekimsel alanları kontrol etme)
12-Termokinezi (bir cismi yada maddeyi ısıtabilme)
13-Cryokinezi (bir cismi yada maddeyi soğutma)
14-Psikokinezi (Zihnin Maddeye Hükmetmesi insanlarda az görülür)
15-Lunarkinezi (negatif enerjiye yöneliktir)
16-Laktokinezi (süt ve süt ürünlerini kontrol etme)
17-****kinezi (****llleri kontrol etme)
18-Vitakinezi (psişik tedavi yöntemlerindendir)
19-Atmokinezi (atmosfer olaylarını kontrol etmemizi sağlar)
20-Chronokinezi (zamanı belli bir ölçüde yavaşlatıp-hızlandırabilirsiniz)
21-Kuantokinezi (kuantum fiziği ile bir alakası yoktur, maddeleri moleküler-atomik düzeyde etkilememizi sağlar)
22-Terrakinezi (toprağa hükmetme)
23-Nekrokinezi (Canlı varlıkları öldürme)
24-Chorono-Telekinezi (Kendiniz dışında hayvanları veya insanları hareket ettirebilirsiniz)

[1]İngiliz Psişik Araştırmalar Derneği
[2]meydana gelecek olayları akla dayalı bir nedeni olmayan bir huzursuzluk, bir gerginlik, bir kaygı gibi duygu hâlleriyle belli belirsiz bir biçimde hissetme fenomenine ****psişik?te verilen addır.
[3]Ruh Göçü
[4]Duyu-dışı Algılama, altıncı his

Yazı tamamen bilgimle harmanlanıp ortaya çıkmıştır. Paylaşırken credit vermeyi unutmayınız.