
MANİSA'nın Sarıgol ilcesinde, A.V. (32) ile M.A. (43), 13 yıl evli kaldıktan sonra anlaşmalı olarak boşandı. Bu surede ciftin biri tup bebek 3 cocuğu dunyaya gelirken, cıkan dedikodu uzerine, cocukların M.A.'dan olmadığının ileri surumesiyle baba DNA, anne A.V. ise hukuk mucadelesi başlattı. Yapılan DNA testinde, Adli Tıp once 'Cocuklar babadan değil' diye rapor verdi. Ancak daha sonra baba M.A.'nın askerliği sırasında ilik nakli nedeniyle DNA'sının değiştiği ve birden fazla DNA'ya sahip olduğu ortaya cıktı. Davayı 30 Aralık'ta karara bağlayan mahkeme, 3'uncu ve son rapora gore babanın M.A. olduğuna hukmetti.
Sarıgol ilcesinde 3 cocuk annesi A.V.'nin inanılmaz hukuk mucadelesi, eşine az rastlanır bir davaya sahne oldu. 2005'te M.A. ile evlenen A.V.'nin, tup bebek tedavisi sonrası bir erkek cocuğu oldu. Ciftin daha sonra normal yoldan iki kız cocuğu daha oldu. 13 yıl evli kalan cift, 2018'de anlaşmalı olarak boşandı. A.V. bir sure sonra cıkan dedikodular ve ailesinin baskısı uzerine, cocukların eski kocasından olduğunu ispatlamak icin, M.A.'yı soybağı davası acmak icin ikna etti. M.A., 2019'da soybağı tespit davası actı. İzmir Adli Tıp Kurumu, cocuklar ve babadan ornekler alarak DNA incelemesi yaptı.
İLK RAPOR 'COCUKLAR BABADAN DEĞİL'Adli Tıp'ın 26 Eylul 2019'daki raporunda, cocuklar ile babanın DNA profilinin karşılaştırıldığı, M.A.'nın cocukların biyolojik babaları olmadığı kaydedildi. Anne A.V. ise yaşadığı şaşkınlık ve endişeyle Manisa Barosu avukatlarından Zeynep Avcı ve Ece Yavaş'a ulaştı. Avukatlar rapora itiraz etti. Dilekcede, baba M.A.'ya askerdeyken ilik nakli yapıldığı, bu nakil nedeniyle kan grubunun bile değiştiği ancak DNA testinde bu durumla ilgili hicbir tespit olmadığı dile getirildi. Dilekcede Adli Tıp'ın dunyada cok nadir gorulduğu belirtilse de cift DNA (kimerizm) faktorune ilişkin değerlendirme yapılması da talep edildi. Mahkeme itirazı kabul etti. Adli Tıp ikinci kez test yaptı. İtiraz sureci, davanın ve ailenin kaderini değiştirdi.UCUNCU RAPORDA BABA OLDUĞU KESİNLEŞTİAdli Tıp, 4 Eylul 2020'deki son raporunda, ilik nakli sonucu bir insanda, iki insana ait DNA'nın bulunabileceğini, buna tıpta 'kimerizm' denildiğini bildirdi. Babadan bu kez 'ağız ici suruntusu', 'koklu kıl' ve 'sperm' ornekleri, cocuklar ve anneden de ağız ici suruntu ornekleri istendi. Raporda, babanın ağız ici suruntu orneğinde birden fazla şahsa ait DNA profilinin bir arada karışık olarak elde edildiği belirtildi. Karışık DNA profilinin, daha once babaya ait kan orneğinden elde edilen DNA profilini de icerdiği tespitine yer verildi. Bu raporda sonuc olarak, baba M.A.'nın yuzde 99.99 ihtimalle uc cocuğun da biyolojik babası olduğu kaydedildi. Davayı 30 Aralık'ta karara bağlayan mahkeme, son rapora gore babanın M.A. olduğuna hukmetti.Manisa Barosu avukatlarından Zeynep Avcı ve Ece Yavaş, dava surecini anlattı. Avukatlardan Zeynep Avcı, "Ciftin uc cocuğu var. İlk bebek erkek ve tup bebek tedavisi sonrası hayata geliyor. Sonrasında ise doğal yolla iki kız cocukları daha oluyor. Surec icerisinde cift anlaşmalı boşanma ile evliliklerini sona erdiriyor. Kısa bir sure sonra anne ve ozellikle de iki kız cocuğuyla ilgili dedikodular yayılıyor. Bu iki kız cocuğunun babadan olmadığına yonelik cirkin iddialar ortaya atılıyor. Kucuk yerlerde bu tur dedikodular hızlı bir şekilde cok kişiye ulaşır, bu da anneyi rahatsız etti. Anne ozellikle babaya bu davanın acılmasını istedi. 'Davayı ac, bu iş noktalansın, kızlarım ve ben artık zan altında kalmayalım' dedi. Sonrasında baba soybağı reddi davası actı. Uc cocuk icin actı ama sonrasında iki kız cocuğu ile devam edildi. Kan ornekleri alınmasının ardından adli tıptan, iki kız cocuğunun babadan olmadığı yonunde rapor geliyor" diye konuştu.AVUKATLAR İTİRAZ ETTİAvcı, şoyle devam etti: "Bunun uzerine anne bize ulaştı. Annenin hikayesini oğrendiğimizde babanın askerlik sırasında ilik nakli olduğunu oğrendik. Buraya yoğunlaştık. Sarıgol Devlet Hastanesi'nde alınan kan orneklerinin yonetmeliğe uygun şekilde alınmadığını fark ettik. Ayrıca tup bebek olup da babadan olduğu kesin olduğu duşunulen ilk cocuğun da kan orneklerinin alınarak olayın sağlanmasının yapılmasını istedik. İtiraz dilekcemizi hazırladık. Hakim itirazımızı yerinde gordu. Dosya tekrar kıl koku, tukuruk ve sperm orneği alınması icin ikinci kez Adli Tıp'a yollandı. Adli Tıp'tan ikinci rapor annenin de DNA'sını istiyoruz şeklinde geldi. Surenin uzaması ve surekli devam eden uyumsuzluk anneyi yıprattı. Tekrar DNA orneklerinin alınması icin Adli Tıp'a birlikte gittik. 'Bu cocuklar babadan mı?' diye sorduk. Adli Tıp da bize ilk kez karşılaştıkları bir vaka olduğunu soylediler. 'Evet, babadan' dediler. Kimera vakası olduğu ortaya cıktı. Kimera bir vucutta birden fazla DNA bulunmasıdır. Bazen fetus aşamasında ikiz bebeklerinin olmesi bazen de ilik nakli gibi durumlarda insan vucudunda birden fazla DNA taşıması soz konusu olabiliyor. Dolayısı ile burada da boyle bir vaka yakalandı. Ucuncu raporda cocukların babadan olduğu kesinleşti."'AİLE ZOR GUNLER YAŞADI'Yaşanan olayın Turkiye'deki davalara ornek teşkil etmesi gerektiğine dikkat ceken Avcı, "Kotu ve cirkin haberler cok cabuk duyuluyor ama bu haberin henuz duyulmadığının farkına vardık. Muvekkilim bu surecte cok zorluklar yaşadı. Sonucta baba şiddet eğilimli birisi olabilir ve eşini oldurebilirdi. Kendi cocuklarını gayrimeşru zannederek, cocuklarını kaybedebilirdi. Annenin psikolojisi cok kotuydu ve zaten intihar edeceğini dile getiriyordu. O psikoloji ile anne cocuklarına ne kadar iyi bir anne olabilirdi. Biz bir ailenin hayatına dokunduğumuzu duşunuyoruz. Sadece anne ve cocuklarının değil, babanın da cok mağdur olduğunu duşunuyoruz. Mesleğimizin en keyifli sonuclarından birine ulaştığımızı duşunuyoruz. Cok mutluyuz" diye konuştu.

