
TURKİYE'nin en onemli sulak alanlarından olan Samsun'daki Kızılırmak Deltası Kuş Cenneti'nin, yer altı sularına karışan Karadeniz'in tuzlu suyu nedeniyle tehdit altında olduğu belirlendi. Ondokuz Mayıs Universitesi (OMU) Ziraat Fakultesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bolum Başkanı Prof. Dr. Yusuf Demir, deltanın bulunduğu ovalardan Karadeniz'in tuzlu suyunun iceri doğru girerek yer altı sularına karıştığını belirtti ve "Bu durum canlı yaşam alanını riskli hale getiriyor" dedi.
Turkiye'nin en onemli sulak alanlarından biri olan Samsun'un Ondokuzmayıs, Bafra ve Alacam ilcelerinin sınırlarında yer alan 56 bin hektarlık Kızılırmak Deltası Kuş Cenneti'nin bulunduğu bolgede yapılan bilimsel calışmalarda yer altı sularına Karadeniz'in tuzlu suyunun karıştığı belirlendi. Bafra ve Alacam Ovaları'nda tespit edilen bu durumun deltayı tehdit ettiği saptandı. Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Mudurluğu, Bafra Ovası'nın cıkışında deniz suyunun hareketini yavaşlatmak icin mahmuz calışması yurutuyor.
OMU Ziraat Fakultesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bolumu Oğretim Uyesi Prof.Dr. Yusuf Demir, Kızılırmak Deltası'nın da bulunduğu bolgede Karadeniz'in tuzlu suyunun alttan iceri doğru girerek yer altı sularına karıştığını soyledi. Prof. Dr. Demir, "Deniz kenarlarındaki aluvyal ovalarda alttan tuzlu deniz suyu girişimi ile denizden itibaren ovalar tuzlanmaya başladı. Son yıllarda bu alanda Bafra Ovası'nda yapılan araştırmalarla bu doğrulanmıştır. Ozellikle son yıllarda yaşanan kuraklıkla beraber yeraltı suyu beslenmesi ve taban suyu beslenmesinin azalması sonucunda bu etkinin arttığı belirlenmiştir. Sadece Kızılırmak Deltası değil, butun deltalar acısından baktığımızda deniz suyunun tatlı suya veya ovalara girişi soz konusu. Deniz suyu tuzlu olduğu icin tuzlu suyun ovalara alttan girerek ovaları tehdit etmektedir. Biz son bir kac yıldır hem Bafra hem de Alacam Ovası'nda iki tane bu konuda doktora calışması, bir tanede DSİ ile ortak proje calışması yaptık. Orada da gorduk ki hem deltada hem de Alacam Ovası'nda alttan tuzlu suyun ovaya doğru girişi zaman zaman yaklaşık 5- 6 kilometreyi bulduğunu goruyoruz" dedi.'CANLILARIN YAŞAM ALANI RİSK HALİNE GELEBİLİR'Prof. Dr. Yusuf Demir, bu riskin bu yıl kuraklık nedeniyle daha da arttığı dile getirerek, "Hem taban suyu seviyesi cok duştu hem yukarıdan gelen alttaki taban suyunu veya yeraltı suyu hareketini besleyen yeraltı suları, dağlardan gelecek yağışlar duşmediği icinde denge, deniz suyunun iceri doğru girişi noktasında daha da etkili oluyor. Bu beraberinde bizim şu anda dunyada onemli hale gelen oradaki gollerimiz, sulak alanlarımız, sulak alanlarımızdaki canlı populasyonunu duşunduğumuzde bunların yaşadığı alanın alttan tuzlu suyla beslenmesi ve bunun sonucunda da canlıların yaşam alanının risk haline gelmesi soz konusu. Bu noktada alınacak tedbirler var. Yetkililerin, ilgililerin gerekli calışmaları bir an once başlatması gerekiyor. Ovaların yukarıdan beslenmesi, yukarıdan gelecek yağış rejimi ile paralele olarak gerekli duzenlemeyi almadığı durumda deniz suyunun kıyıya girişini engelleyecek tedbirler almak lazım. Dunya mirasına aday olan bolgemizdeki sulak alanımız Kızılırmak Deltası'nın bu anlamda risk taşımaya başladığını hep beraber goruyoruz. Devlet Su İşleri'nin (DSİ) bu amacla onemli calışmaları ve projeleri var, bunların guncellenerek geliştirilmesi gerekmektedir" diye konuştu.'SUYUN TUZ ORANI YUKSELECEK'DSİ'nin, Bafra Ovası'nın cıkışında deniz suyunun hareketini yavaşlatmak icin mahmuz calışmaları yaptığını ifade eden Prof. Dr. Demir, "Bu kuresel iklim, yağış rejimiyle paralel devam ettiği icin de bu riskin daha da arttığını goruyoruz. Deltanın oradaki golleri besleyen su kaynakları yukarıdan gelen tatlı sularımızdır. Bu sular tuzlu suyla karıştığı zaman suyun tuz oranı yukselecek bu sefer oradaki tatlı su ile beslenen canlıların yaşam ortamı ortadan kalkmaya başlayacak. Bu sefer canlıların yaşam şekli ve canlı sayısında hem bitki hem hayvan acısından onların yaşam ortamlarında değişim oluşmaya başlayacak. Oradaki o guzelliklerin elimizden cıkması gibi bir riskle karşı karşıya kalabiliriz" şeklinde konuştu.'GERİ DONUŞSUZ BİR NOKTAYA GİDEBİLİRİZ'Prof. Dr. Demir, bugun alınacak tedbirlerle bundan 10 sene sonra alınacak tedbirlerin cok farklı olacağını dile getirerek, "Hem maliyeti cok yuksek olur hem de bedeli ağır olur hepimiz icin ulke, dunya, insanlık icin. Onun icin bugunden alınması gereken tedbirler var. Bu gunden tuzlu suyun girişini engelleyecek calışmaları ozellikle DSİ'nin yaptığı calışmaların biraz daha artırılması gerekiyor. Bolgedeki araştırmaların desteklenip ortaya konduktan sonra deltamızı kurtaracak calışmaların ulusal bazda buyuk projelerle desteklenmesi olabilir. 3- 5 yıl sonra 10 yıl sonra geri donuşsuz bir noktaya gidebiliriz boyle bir riskle de karşı karşıya kalabiliriz. Ozellikle kuraklıkla beraber son yıllarda ovada azalan kuyu suları ile sulama calışmalarının artmasından edişe ediyoruz. Boyle bir uygulamanın deniz suyu girişimini artıracaktır, bu nedenle ovada kuyu suları ile sulamaya kesinlikle musaade edilmemesi gerekmektedir" dedi.UNESCO DUNYA MİRASI GECİCİ LİSTESİ'NDEKızılırmak Deltası Kuş Cenneti 13 Nisan 2016'da Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kultur Orgutu (UNESCO) Dunya Mirası Gecici Listesi'ne alındı. 56 bin hektarlık Kızılırmak Deltası Kuş Cenneti'nin korunması icin bolge, Temmuz 2018'de arac girişine kapatıldı. 5 bin 174 hektarlık kısmı Yaban Hayatı Geliştirme Alanı olan ve Uluslararası Ramsar Sozleşmesi kapsamında koruma altında bulunan deltada irili ufaklı 20 gol ile buyuk bataklık ve sazlık alanlar yer alıyor. Avrupa Kuş Alanları Envanteri'ndeki en onemli 4 kriterden 3'une sahip olan Kızılırmak Deltası, goc sırasında Karadeniz'i doğrudan aşan kuş turleri icin yaşamsal onem taşıyor. Kızılırmak Deltası Kuş Cenneti'nin Dunya Mirası Daimi Listesi'ne alınması ile bolgenin daha etkin korunması amaclanıyor.'KESİN KORUNACAK HASSAS ALAN' İLAN EDİLDİKızılırmak Deltası Kuş Cenneti, son olarak gecen Mayıs alında Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle 'kesin korunacak hassas alan' ilan edilen 21 yerden biri oldu. Kızılırmak Deltası Kuş Cenneti, dunyada nesli tukenme tehlikesi altındaki turleri barındırıyor. Alanda, şu ana kadar tespit edilen kuş turlerinden 18'inin nesli tukenme tehdidi altında olduğu, 21'inin ise nesli tehlike altına girmeye yakın turler arasında yer aldığı belirtildi.













