Kultur ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, "Kultur ve sanatın bazen kısacık bir etkileşim anında bıraktığı izi, başka yollarla yıllarca uğraşsanız oluşturamazsınız. Boylesi onemli ve değerli bir sonucun elde edilmesinde emeği olan insanlarımızı, işte bu bilinc ve farkındalıkla onore etmeyi, kendilerine şukranlarımızı sunmayı bir gorev addediyoruz." dedi.
Bakan Ersoy, Cumhurbaşkanlığı Kulliyesi'nde duzenlenen Kultur ve Turizm Bakanlığı 2019-2020 Ozel Odulleri toreninde konuştu.

Sozlerine, "1979'dan beri suregelen, ozunu ve amacını daima koruyan taltif geleneğimizin 40'ıncı takdim merasiminde sizlerle bir arada olmaktan onur duyuyorum." diyerek başlayan Ersoy, yarım asra yaklaşan uzun bir yolculuk boyunca sanatcılara, edebiyatcılara, tarih ve kultur araştırmacılarına bu alanlarda hizmet veren kurum ve kuruluşlara karşı şukran ve minnet ifadelerini bu odulle sembolleştirdiklerini soyledi.
Odulun bir nesne değil aslen bu duyguların insanlara birebir sunulma hikayesi olduğunu ifade eden Ersoy, "O insanlar ki ulkesi ve milleti icin şevkle calışır, uretir, kultur ve sanat hayatımızı geliştirip zenginleştirirler. Bunlar vesilesiyle de kulturel diplomasinin guclenmesini, sağlıklı, aktif ve etkili kullanımını sağlarlar. Ustelik, devletler arasından ziyade, halklar arasında, hatta bireylerle bire bir iletişimi tesis ederler ki zaten birbirimizi tanımanın ve anlamanın en ideal yolu da budur." diye konuştu.
Ersoy, kulturleri, değerleri, estetik yaklaşımları, duygu dunyasını, kısaca insanı her yonuyle yaşayarak tecrube etmenin, deneyimleme ve oğrenmenin zihinlerde ve fikirlerde kalıcı izler bıraktığını dile getirerek, şunları kaydetti:
"Kultur ve sanatın bazen kısacık bir etkileşim anında bıraktığı bu izi, başka yollarla yıllarca uğraşsanız oluşturamazsınız. Boylesi onemli ve değerli bir sonucun elde edilmesinde emeği olan insanlarımızı, işte bu bilinc ve farkındalıkla onore etmeyi, kendilerine şukranlarımızı sunmayı bir gorev addediyoruz. Eserler ve hizmetler sundukları faydalar kadar hatta belki de daha fazla oluşum surecleriyle, insan olarak gelişmemizin ilhamıdırlar. Cunku bunlara baktığımızda bir adanmışlık, azim ve sebat goruruz. Amaclarımıza nasıl ulaşabileceğimizin anahtarları da bunlardır.
Hicbir başarı kolay elde edilemez. Biliyoruz ki boyle ulaşılmış gibi gorunenler de kalıcı olmamıştır. Calışmak, araştırmak, daha iyisi icin cabalamak, surekli bir uretme hali icerisinde olmak; sanatcıyla, bilim insanıyla, girişimciyle diğer insanlar arasındaki temel farktır. Bu tarz insanlara daha fazla sahip olan milletlerin medeniyeti de bir o kadar gucludur, zengindir. Tarihin ve coğrafyanın en zor sınavlardan gecirdiği aziz milletimizin dirayeti de buradan gelmektedir. Zira izleyebilecekleri, koşulsuz guvenebilecekleri, yolunda yuruyebilecekleri rehberleri daima olmuştur. Onlar milletimizden, milletimiz onlardan guc ve feyz almıştır. Bunun neticesinde tarihle yaşıt medeniyetimiz ve rakipsiz kultur zenginliğimiz bugun tum gorkemiyle ayakta durmaktadır."
"Tum etkinliklerimizin yurt ve dunya sathında yankı bulmasını amaclıyoruz"
Ersoy, bakanlık olarak bilhassa genclerin ve cocukların hayal guclerini beslemek, uretkenliklerini ortaya cıkarmak, artırmak; halkın kultur ve sanatı talep etmesini, aktif yaratıcı sureclerde yer almasını sağlamak uzere hep daha iyisini hedefleyerek hizmet ve proje uretmeye devam ettiklerini anlatarak, şu ifadeleri kullandı:
"Tum etkinliklerimizin dunyadaki cağdaş ve gelişen anlayışla paralel olarak yurutulmesini, yurt ve dunya sathında yankı bulmasını amaclıyoruz. Ancak bu hedefe ilerlerken sanatsal ve kulturel faaliyetlerimizin, kadim medeniyetimizin beslediği derin kulturel dokumuzla ve benzersiz milli kimliğimizle uyumlu olması her zaman onceliğimiz olmuştur. Bugun de bizler devlet eliyle, kultur ve sanatı toplumun en geniş kesimine yayma gayretini gosterirken, yerel renklerimizi soldurmadan ulusaldan evrensele taşımaya, ozgunluğumuzle dunyada var olmaya, kimliğimizi daha da tanınır hale getirmeye calışıyoruz."
Gazi Mustafa Kemal Ataturk'un 1933 yılında Turkiye Buyuk Millet Meclisi'nde yaptığı konuşmada, "Yuksek bir insan cemiyeti olan Turk milletinin tarihi bir vasfı da, guzel sanatları sevmek ve onda yukselmektir. Bunun icindir ki milletimizin yuksek karakterini, yorulmaz calışkanlığını, fıtrı zekasını, ilme bağlılığını, guzel sanatlara sevgisini, milli birlik duygusunu mutemadiyen ve her turlu vasıta ve tedbirlerle besleyerek inkişaf ettirmek milli ulkumuzdur." sozlerini hatırlatan Bakan Ersoy, şoyle devam etti:
"Tarih boyunca, bu bilincle hayat bulmuş, yuksek bir zevk ve ruh halinin yansımaları olan kultur sanat eserlerimiz, bizim medarı iftiharımızdır. Bu eserler hicbir koşulda insani değerleri elden bırakmayan, hep ureten, her şeyden once seven, koruyan ve mazlumu tutup ayağa kaldıran aziz ecdadımızın bizlere mirasıdır. Başta şiir ve musiki olmak uzere, hukumdar, asker ve devlet adamlarımız kultur ve sanata buyuk onem atfetmiş, en kıymetli ornekleri de bizzat kendileri ortaya koyarak hem medeniyetimizin farkını gostermede hem de gelecek nesillere ilham olma anlamında ciddi izler bırakmışlardır. Bugun Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın vizyonu ve liderliğinde ilerlediğimiz hedefler, hayata gecirdiğimiz politikalar işte bu ilhamdan gucunu almakta, gecmişimizin gorkemini geleceğimizin inşasına temel kılmaktadır. Kıymetli ev sahipliği ile odulumuzun değerine değer katan, bugun bizlere bu catı altında birlikte olma bahtiyarlığı yaşatan Sayın Cumhurbaşkanımıza sanata ve sanatcıya olan destekleri icin tum camia adına şukranlarımı arz ediyorum."
"Bu eşsiz hizmetler kulturumuzde, sanatımızda kalıcı izler bırakmaya devam edecektir"
Bakan Ersoy, odullerin, kultur ve sanat dallarında ortaya konulan ustun nitelikli eser ve calışmalara binaen her yıl sahiplerini bulduğunu, bu sene olağanustu koşullar nedeniyle 2019 ve 2020 odullerini bir arada takdim edeceklerini aktardı.
Değerlendirme Kurulu'nun yaptığı hassas ve titiz incelemeler neticesinde, Odunpazarı Modern Muze, Antakya Medeniyetler Korosu, Mimsanat Akademisi, Hisart Canlı Tarih Muzesi ile İstanbul Grafik Sanatlar Muzesi'nin, Kultur ve Turizm Bakanlığı Ozel Odulu'ne layık bulunduğunu belirten Ersoy, sozlerini şoyle surdurdu:
"Sanatın hem kendisi hem evi konumundaki Odunpazarı Modern Muze, bir sanatseverden butun sanatseverlere armağandır. 1950'lerden gunumuze uzanan, Turkiye ve dunyadan modern sanatın seckin temsilcilerinin eserlerinden derlenen ozel bir koleksiyonda vucut bulan tutku, bugun Turkiye'de cağdaş sanatın nabzının attığı ve dunyaya kapılarını actığı ozgun bir merkeze donuşmuştur. Antakya Medeniyetler Korosu, insan medeniyetinin beşiği olan bu toprakların birikimine sanatla bir kapı acan, bizim medeniyetimizde ozunu bulan Anadolu irfanının hoşgoru, anlayış ve insan sevgisiyle herkesi bu kapıdan iceriye davet eden cok değerli bir birlikteliğin sesi olmuştur. Biliyoruz ki bu guclu sese bugun dunyanın her zamankinden daha fazla kulak vermesi gerekmektedir. Mimsanat Akademisi, cok ozel bir ilim ve sanat insanı, değerli hocamız merhum Ahmet Suheyl Unver Beyefendi'nin izinde, adeta kultur ve sanat kumbarası gibi bir araya getirmek, coğaltmak, zenginleştirmek ve yaygınlaştırmak heves ve arzusunun temsili olmuştur. Bu heves ve arzu bugun sanatla insan hayatına dokunan bir sosyal hareketin de temellerindeki iradedir.
Hisart Canlı Tarih Muzesi ise bir cocuğun tutkusundan bir girişimcinin kararlılığına uzanan, uzun ve meşakkatli bir yolculukta hayat bulmuştur. Tutku daima zorluğa galip gelmiş, neticede tarih sanatın estetiğinde yeniden canlanmış, benzersiz bir koleksiyon ulkemize ve milletimize kazandırılmıştır. Tarih denen eşsiz miras, varislerine ancak bu kadar zarif teslim edilebilirdi. ve İstanbul Grafik Sanatlar Muzesi, bir eğitimci ve sanatcının, ulkesinin kulturune, sanatına ve genclerine dair guveninin ve hayallerinin yıllara yayılan yolculuğundaki, nihai duraktır burası. O uzun yıllar icerisinde nice ilklerle, nice oğrencilerle atılan sağlam temeller, bugun de daima oğrenerek ve oğreterek suren ozgun sanat uretiminde zengin meyvelerini vermeyi surdurmektedir. Sayın Erol Tabanca ve Sayın İdil Tabanca'yı, Sayın Yılmaz Ozfırat'ı, Sayın Fatma Kesgun'u, Sayın Nejat Cuhadaroğlu'nu ve Sayın Suleyman Saim Tekcan'ı, onların nezdinde butun yol ve calışma arkadaşlarını tebrik ediyorum. Sunduğunuz bu eşsiz hizmetler kulturumuzde, sanatımızda kalıcı izler bırakmaya; en onemlisi etkisiyle, estetiğiyle, anlattıkları ve gosterdikleriyle insanımızda yaşamaya devam edecektir."
Kultur ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, konuşmasının sonunda, başta Değerlendirme Kurulu uyeleri olmak uzere bu odullerin tespit ve tevdi edilmesinde emeği gecenler ile mesai arkadaşlarına teşekkur ederek, ulkenin kulturel manada hak ettiği refah seviyesine ulaşması icin gecesini gunduzune katan; emek, zaman, goz nuru harcayan, fikri ve fiili gayretlerini esirgemeyen herkese şukranlarını sundu.
Kaynak: Anadolu Ajansı