
Yeni Akit yazarı Abdurrahman Dilipak,Sağlık Bakanlığı hakkında Antalya İdare Mahkemesi'nden gonderilmek uzere Ankara İdare Mahkemesi'nde dava actı ve aşı uygulamasına ilişkin de, "yurutmeyi durdurma kararı" istendi.
Dava dilekcesinde adı olan isimler ise dikkat cekti. Aşı uygulamasına ilişkin "yurutmeyi durdurma kararı" istenen dilekcede, Akit gazetesi yazarı Abdurrahman Dilipak ile Noel Baba Barış Konseyi Yonetim Kurulu Başkanı Muammer Karabulut'ın adı yer aldı.
[h=3]"KULLANIMINA İMKAN SAĞLANMASI HUKUKA AYKIRIDIR"[/h]"Ancak meclis iradesinde, Anayasa değişikliği ve kanunla değiştirilecek bir karar, Sağlık Bakanlığı'nın, 'Yonetmelik' adı altında yayınladığı, 'Acil Kullanım Onayı' (AKO) ile uygulamaya konulmak sureti ile Cin Firması olan Sinovac'in onu acılmıştır" denilen acıklamada, "İlacın uretildiği Cin'de dahi henuz FAZ3 calışması yapılmadığı icin kullanım onayı bulunmayan bir aşının 'AKO' şeklinde kanuni dayanağı olmayan bir yonetmelik duzenlemesi ile kullanımına imkan sağlanması hukuka aykırıdır" ifadeleri kullanıldı.
[h=3]İPTALİ İSTENDİ[/h]Ayrıca dilekcenin son bolumunde de, "Telafisi olmayan insan olumu ve sağlığını direkt ilgilendirdiği icin, imkansız zarara neden olacağından dolayı oncelikle Acil Kullanım Onayı ile ilgili duzenleme ile ilgili olarak yurutmenin durdurulmasına, ilgili, 'yonetmelik' hukumlerinin iptali istenmiştir" acıklaması yapıldı.
Abdurrahman Dilipak ve Muammer Karabulut imzalı, mahkemeye gonderilen dilekce şoyle:
"19 Ocak 2005 tarihli ve 25705 sayılı Beşeri Tıbbi Urunler Ruhsatlandırma Yonetmeliği'nde 31338 sayılı, 18 Aralık 2020 tarihli Resmi Gazete de yayınlanan Beşeri Tıbbi Urunler Ruhsatlandırma Yonetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yonetmelik ile bir takım değişiklikler yapılmıştır.
Ancak meclis iradesinde, Anayasa değişikliği ve kanunla değiştirilecek bir karar, Sağlık Bakanlığı'nın, "YONETMELİK" adı altında yayınladığı, "Acil Kullanım Onayı" (AKO) ile uygulamaya konulmak sureti ile Cin Firması olan Sinovac'ın onu acılmıştır.
[h=3]"İNSAN SAĞLIĞI YOK SAYILMIŞTIR"[/h]Yetkili kurullardan gerekli iznin alınmamış olması, bir bilimsel araştırmaya başlamak icin gerekli olan etik kurul onay başvurusunun dahi yapılmamış olması dikkate alındığında yapılan duzenleme hukuka aykırıdır. Burada mevcut hukukumuz, İNSAN SAĞLIĞI icin gerekli tum onlemleri alırken, ne yazık ki kanunlarımız yok sayılarak, İNSAN SAĞLIĞI da yok sayılmıştır.
Oncelikle mahkemeye sulan ve dikkatini cekmek istediğimiz hususlar, yukarıda yer alan şartlar bilimsel bir araştırma icin gerekli olan şartlardır. Oysaki "Acil Kullanım Onayı" ile doğrudan insanlara onleyici ya da iyileştirici tedavi kapsamında gercekleştirilecek bir tıbbi mudahale yetkisi veren bir duzenlemenin kanunla dahi değiştirilmesi mumkun olmayıp anayasal bir zemine dayandırılması gerekir iken bir yonetmelik hukmu ile duzenleme yapılmış olması ilgili hukmun iptalini gerektirir.
[h=3]"HUKUKA AYKIRIDIR"[/h]Bu yonetmelik hukmu ile tedaviden cok onceki aşamalar icin (bir bilimsel araştırmaya laboratuvar ortamında calışmaya bile başlamadan once) bulunması gereken şartları, alınması gereken onayları almamış bir calışma icin calışmanın sonuclandırılıp onleyici ya da iyileştirici tedavi kapsamında kullanılması aşaması icin izin verilmektedir. İlacın uretildiği Cin'de dahi henuz FAZ3 calışması yapılmadığı icin kullanım onayı bulunmayan bir aşının 'AKO' şeklinde kanuni dayanağı olmayan bir yonetmelik duzenlemesi ile kullanımına imkan sağlanması hukuka aykırıdır.
Dikkat edilmesi gereken bir hususta şudur ki: Firma ile yapılan anlaşmaya gore uretici firma ilacın kullanılmasından kaynaklanabilecek muhtemel zararların tazminini kabul etmemiş ve sadece aşı belinin iadesini ustlenmiştir. Bir başka ifade ile aşının zararları noktasında ellerinde veri bulunmaması nedeniyle zarar doğma ihtimalini yuksek gorerek tazmininden kacınmıştır. Demek istediği husus şudur: "AŞI SONUCUNDA BİRİ OLUR YA DA BİR HASTALIĞA YAKALANIR İSE, MALLIN BEDELİNİ İADE EDERİZ GERİSİNE KARIŞMAYIZ." Soz konusu anlaşma hukmu ile "hicbir duzenleme olmasaydı bile borclar kanununda yer alan genel kurallara gore ustlenmesi gereken kusurdan kaynaklanan zararlara katlanmak zorunda olan firma bu sorumluluğu tamamen T.C. Devletinin uzerine atmaktadır."
Firmanın bu tavrı aşının zararlı olma ihtimalinin ne kadar yuksek olduğunu gostermektedir. Muhtemel risklerin bulunup bulunmadığı ancak bilimsel bir araştırma icin gerekli aşamaların tamamının sağlıklı bir şekilde gercekleştirildikten sonra olumlu sonuca ulaşılması halinde ortaya cıkacaktır. Mevcut durumda telafisi guc ve imkÂnsız zararların doğacağı acıktır. Firmanın bunları ustlenmemekte ısrarcı olması ve 60 milyon aşı satışı gibi bir ticareti bile bu şart yazılmadan gercekleştirmemesi bunun acık bir şekilde ortaya koymaktadır.
Acıklanan tum nedenlerden dolayı 331338 sayılı, 18 Aralık 2020 tarihli Resmi Gazete' de yayınlanan Beşeri Tıbbi Urunler Ruhsatlandırma Yonetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yonetmeliğin hukuka aykırı olmakla;
1-Telafisi olmayan insan olumu ve sağlığını direkt ilgilendirdiği icin, imkansız zarara neden olacağından dolayı oncelikle Acil Kullanım Onayı ile ilgili duzenleme ile ilgili olarak yurutmenin durdurulmasına.
2- İlgili, "YONETMELİK" hukumlerinin iptali istenmiştir. Saygılarımızla, Abdurrahman Dilipak-Muammer Karabulut"
