
ANAYASA Mahkemesi (AYM), Sivas'ta yıllık izinli olan doktorun, Devlet Hastanesi'nde yaptığı kurtaj işlemi sırasında cenin ile birlikte annenin de olumune neden olmasında, kamu makamlarının denetim ve kontrol gorevini yerine getirmemesi nedeniyle yaşam hakkının ihlal edildiğine karar verdi.
Sivas'ta oturan D.A.O., 24 haftalık hamileyken, Devlet Hastanesi'nde gorevli kadın doğum doktoru S.K. tarafından 8 Kasım 2004 tarihinde gercekleştirilen kurtaj işlemi sırasında ceninle birlikte hayatını kaybetti. Sivas Cumhuriyet Başsavcılığı, doktor S.K. hakkında kadının olumu ile sonuclanan cocuk duşurtme sucundan kamu davası actı. Sivas Ağır Ceza Mahkemesi 2008 yılında verdiği kararla S.K'nın 5 yıl hapis cezasıyla cezalandırılmasına hukmetti. S.K'nın 2019 yılında olmesi nedeniyle Başsavcılığın talebi uzerine mahkumiyet ilamının ortadan kaldırılmasına karar verildi.
İDARE MAHKEMESİNDEN TAZMİNAT TALEBİNE RETDiğer yandan kurtaj sırasında hayatını kaybeden kadının babası K.A. ile ağabeyi Onur Arslan, olayda hizmet kusuru bulunduğu iddiasıyla Sağlık Bakanlığı'ndan maddi ve manevi tazminat talebinde bulundu. Talebin reddedilmesi uzerine Sivas İdare Mahkemesi'nde dava acan Arslan, babası K.A. icin 30 bin lira maddi, 50 bin lira manevi, kendisi icin ise 40 bin lira manevi olmak uzere toplam 120 bin lira tazminat odenmesini talep etti. Sağlık Bakanlığı savunmasında, doktor S.K'nın yıllık izinde olduğu donemde idareden izin almadan veya idareyi haberdar etmeden gercekleştirdiği hizmet dışı eylemi ile neticeye sebebiyet verdiğini, olayda kişisel kusur bulunduğunu, hizmet kusuru olmadığını bildirdi. Dava, İdare Mahkemesi tarafından reddedildi.YAŞAM HAKKI İHLAL EDİLDİOnur Arslan, temyiz ve karar duzeltme talepleri de reddedilince 20 Şubat 2017 tarihinde AYM'ye bireysel başvuruda bulundu. AYM, Anayasa'nın 17'nci maddesinde guvence altına alınan yaşam hakkının ihlal edildiğine karar verdi. Kararın bir orneği, yaşam hakkı ihlalinin sonuclarının ortadan kaldırılması icin yeniden yargılama yapılmak uzere Sivas İdare Mahkemesi'ne gonderildi. AYM'nin gerekceli kararında hamileliğin 24'uncu haftasında gercekleştirilen kurtajın suc teşkil eden bir tıbbi mudahale olduğunun ağır ceza mahkemesince tespit edildiği hatırlatılırken, başvurucu Arslan'ın iddialarının, Devlet Hastanesindeki organizasyon eksikliği nedeniyle kamu makamlarının yaşamı koruma yukumluluğunu yerine getirememesine dayandığına dikkat cekildi. Kararda, hastane yonetiminin hastanede gercekleştirilen tedavi ve diğer işlemlerin organizasyonu konusunda yonetme ve denetleme gorevi olduğuna işaret edildi.'YAŞAMI KORUMA YUKUMLULUĞUNU YERİNE GETİRMEDİ'AYM kararında, doktor eylemi sırasında yıllık izinli olsa da Devlet Hastanesinde gorev yaptığı ve tıbbi mudahaleyi de Devlet Hastanesinde soz konusu hastanenin ekipmanları ve personelini kullanarak gercekleştirdiğine dikkat cekilerek, şoyle denildi: "Ayrıca tıbbi mudahalenin gercekleştirildiği 8 Kasım 2004 tarihi hafta ici/mesai gunudur. Doktor izinli olduğu bir donemde, hicbir yetkiliye haber vermeden Devlet Hastanesinde, mesai gununde, hastane personeliyle birlikte cerrahi operasyon gercekleştirebilmiş, ayrıca hastanede gorevli cerrahi operasyondan haberdar olan diğer personel de hastane yetkililerini durumdan haberdar etmemiştir. Bu şartlar altında Devlet Hastanesi idaresinin, sağlık personelinin suc teşkil edecek davranışlardan kacınmasına yonelik hastanedeki denetim ve kontrol gorevini gereken şekilde yerine getirmediği, yonetim boşluğuna neden olduğu, dolayısıyla olayın gercekleştiği Devlet Hastanesinde bir organizasyon kusuru bulunduğu acıktır. Tum bu bilgilere gore somut olayda, kamu makamlarının yaşamı koruma yonundeki pozitif yukumluluğu yerine getirdiğinin değerlendirilmesi mumkun değildir. Bu durumda İdare Mahkemesi tarafından değinilen hususlar gozetilmeden, hizmet kusuru bulunmadığı gerekcesiyle tazminat talebinin reddine karar verilmesi de yaşam hakkının korunmasına ilişkin ilkelerle bağdaşmamaktadır."
Kaynak: Demiroren Haber Ajansı / Aslıhan ALTAY KARATAŞ