Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, kamu calışanlarının 2013, hakim ve savcıların 2015, polislerin 2016, askerlerin ise 2017 yılına kadar başortuleriyle gorev yapamadığına dikkati cekerek, "Tayyip Erdoğan diye bir yiğit cıktı, bu ayrımcılıkların hepsini bitirdi. İşte bugun yanlarına başortulu kadınları alıp onlara adeta 'vitrin mankeni' muamelesi yapanlara rağmen bu sorunu cozdu." dedi.
Varank, Beşevler Kapalı Spor Salonu'nda duzenlenen AK Parti Kilis İl Kongresi'ndeki konuşmasında, kongrelerin demokrasi bayramı, teşkilatların her anlamda kendini geleceğe hazırladığı surecler olduğunu belirtti.

Kilis il teşkilatının, 18 yıldır Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı hic yalnız bırakmadığını dile getiren Varank, "Ulkemizin, turlu tuzaklarla dara duşurulmek istendiği her olayda, sizlerin desteğiyle o tuzakları tersine cevirdik. Gezi olaylarında, 17-25 Aralık'ta, 15 Temmuz'da Kilis'in desteğiyle yedi duvele meydan okuduk. Turkiye'yi buyutme, milletimizin değerlerini yuceltme mucadelesinde Kilis gibi, liderinin arkasında dimdik duran teşkilat mensuplarımızla birlikte yol yuruyoruz." diye konuştu.
Bakan Varank, Kilis'in savaş mağduru, zulumden kacan Suriyelilere bağrını acarak tarihi kahramanlıklarına bir yenisini daha eklediğini, nufusundan fazla sığınmacıya kapılarını acarak tum dunyaya hoşgoruyu, misafirperverliği, İslam alemine de Ensar olmayı yeniden hatırlattığını vurguladı.
Varank, "3-5 bin multeciyi kabul etmemek icin ne pazarlıklar yapıldı, ulkeler birbirine girdi. Gocmenlerin botları delinerek masum insanlar, bebekler denizlerde olume terk edilirken, sozum ona modern dunya, sığınmacılara sırt cevirmişken, Kilis buyukluğunu gosterdi. Sizin bu tavrınız emin olun tarihin en onurlu duruşlarından biri olarak kayıtlara gecti. Zulumden kacana yurdunu acan Kilis ile gurur duyuyoruz. Allah sizlerden razı olsun." ifadesini kullandı.
"Turkiye'yi dışlayan hicbir adıma asla musaade etmeyiz"
Kilis'in yuklendiği sorumlulukların yanında Turkiye'yi terorle dize getirebileceğini sanan hainlerin hedefinde olduğunu, sınır otesinden atılıp kente duşen bombalarla cok sayıda kişinin şehit olduğunu hatırlatan Varank, sozlerini şoyle surdurdu:
"Milli guvenliğimizi ve egemenliğimizi doğrudan tehdit eden teror yuvalarını ortadan kaldırmak icin tarihi operasyonlar başlattık. Cumhurbaşkanımızın kararlı duruşuyla Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Kalkanı operasyonlarını başarıyla tamamladık. Sınırın obur tarafındaki teroristlerin temizlenmesi sayesinde sınırımızda ve ozellikle de Kilis'te guvenliği tesis ettik. Bu operasyonlarda, sınır otesinden yapılan saldırılarda şehit duşen tum guvenlik guclerimize ve vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet diliyorum. Suriye'deki istikrarsızlığı Turkiye'ye taşıyamayanlar, oluşturmak istedikleri teror koridoruyla bizi kıskaca almak istediler. Gereken cevabı sadece Suriye'de vermekle kalmadık. Doğu Akdeniz'den Libya'ya, Azerbaycan'dan Irak'a kadar her alanda başarılı neticelerle Turkiye'nin cevabını muhataplarına ilettik. İletmeye de devam ediyoruz. Mesajımız cok net. Bolgede Turkiye'yi dışlayan ve kabuğuna cekilmeye zorlayan hicbir adıma asla musaade etmeyiz."
Muhalefete eleştiri
Bakan Varank, Gezi Parkı, 17-25 Aralık, 6-8 Ekim olayları, 15 Temmuz ve ekonomik saldırıların hepsinin Turkiye'yi iddiasından vazgecirmek icin kurgulandığını belirtti.
Her saldırıda hedeflerine daha sıkı sarıldıklarını vurgulayan Varank, şunları kaydetti:
"Bizi bu surecte hicbir teror orgutu, uluslararası odak ya da gizli-acık duşmanlık gosteren ulke yormadı, yoramaz. Ancak istisnasız her saldırıda Turkiye duşmanlarının yanında saf tutan bir muhalefetle uğraşmak inanın insanın enerjisini tuketiyor. En buyuk yalanı, en buyuk iftirayı atanın parti icinde odullendirildiği bir ana muhalefet partisiyle karşı karşıyayız. Genel başkanı bir yandan, parti yoneticileri diğer yandan Turkiye'nin gundemini yalan ve iftiralarla sabote etmek istiyorlar. Bu girişimlere karşı başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak uzere bakanlarımız, milletvekillerimiz ve genel başkan yardımcılarımızla bir mucadelenin icindeyiz."
Konuşmasında genclere de seslenen Varank, bugun demokrat maskesi takan takiyyecilerin gecmişte hangi kirli yuzleri sergilediklerinin iyi oğrenilmesi gerektiğini belirterek, gecmişte Başbakan'ın konvoyunun, "icinde başortululer var" denilerek askeri havalimanına alınmadığını, Başbakan'ın eşinin, başortulu olduğu icin hasta ziyaretine gittiği askeri hastanenin kapısından geri cevrildiğini, genclik kollarının iftar cadırına "Hoş geldin ya şehri Ramazan" pankartı asıldığı icin partilerine kapatma davasının acıldığını hatırlattı.
"Kılıcdaroğlu, sozde değil ozde faşist bir genel başkandır"
Universitelerde başortusunun serbest bırakılmasının ertesi gunu kararın Anayasa Mahkemesine "koşar adım" taşındığına dikkati ceken Varank, şoyle devam etti:
"Biz bunları hatırlatınca da sanki hikaye anlatıyormuşuz gibi tepki gosterenler oluyor. Muhalefet şimdiye kadar yaptığı iki yuzlulukle hic yuzleşmedi, hic ozur dilemedi. Cok değil sadece 10-12 yıl once yaşanmış şeylerden bahsediyorum. Bakınız kamuda calışanlar 2013, hakim ve savcılar 2015, polisler 2016, askerler ise 2017 yılına kadar başortuleriyle gorev yapamıyordu. Kac sene, 4 sene once. Tayyip Erdoğan diye bir yiğit cıktı, bu ayrımcılıkların hepsini bitirdi. Milleti balık hafızalı zannedip, 'Başortusu sorununu biz cozduk' diye ortada gezinenlerin engellemelerine rağmen bu sorunu cozdu. İşte bugun yanlarına başortulu kadınları alıp onlara adeta 'vitrin mankeni' muamelesi yapanlara rağmen bu sorunu cozdu. Bunları anlatıyorum, cunku bu faşist zihniyet emin olun hala capcanlı, hala dipdiri. Şunu unutmayın; CHP demek ayrımcılık demektir, otekileştirme demektir, ikna odaları demektir. Fırsatını bulduklarında, en ufak bir guc elde ettiklerinde, zulmettikleri o eski gunlere anında donerler. Nitekim donuyorlar da...
Cıkıyor 'Bana oy veriyorsan oğretmensin, vermiyorsan oğretmen değilsin' diyor. Oteki gun cıkıyor, 27 milyon vatandaşımızın oyunu hice sayarak, ilk kez halkın doğrudan oyuyla secilen Sayın Cumhurbaşkanımıza 'Sozde Cumhurbaşkanı' diyor. Bu tavrın adı tum dillerde faşistliktir. Bakınız cok net soyleyeceğim, Kemal Kılıcdaroğlu, sozde değil ozde faşist bir genel başkandır. Kılıcdaroğlu'nun ozlemini duyduğu Turkiye, ikna odalarının kurulduğu, inancından, siyasi goruşunden dolayı dışlananların, zulmedilenlerin olduğu, sermayenin ayrımcılığa tabi tutulduğu bir Turkiye'dir."???????
(Surecek)
Kaynak: Anadolu Ajansı / Rıdvan Korkulutaş