
ABD Başkanı Donald Trump'ın gorevini Joe Biden'a devretmesine gunler kala Trump'ın yeni yonetime bıraktığı dosyalar arasında one cıkan başlıklardan biri de şuphesiz ozellikle İran'la yaşanan gerginlik ve catışmaların odak noktalarından biri olan Irak olacak. Irak'taki milis guclerinin catı oluşumu Haşdi Şabi bunyesindeki İran destekli guclerin ABD misyonlarına yonelik tekrar eden fuze saldırıları ve Ocak 2020'de İranlı General Kasım Suleymani ve Haşdi Şabi Başkan Yardımcısı Ebu Mehdi el-Muhendis'in ABD saldırısında oldurulmesi sonrası ulkedeki İran yanlısı Şii milislerin ABD askerlerinin uzaklaştırılması ve intikam alınması yonundeki soylemleri, Trump doneminde ABD-İran gerginliğinin Irak'ı icine suruklediği istikrarsızlığı resmediyor.
İran'la gerginliğin Irak'a etkisi
ABD'nin 2003'teki Irak işgali sonrası ulkedeki Şii nufusun-İran destekli milis grupların varlığı ve siyaset ile burokrasiye dahli sayesinde Irak'taki nufuzunu artıran İran, ABD'nin buradaki varlığını kendisine tehdit olarak algıladı. ABD ise Saddam rejiminin devrilmesi sonrası Irak'ta guce erişen Şii iktidarların Tahran'la yakın ilişkisi nedeniyle buranın ikinci bir İran olmasından endişelendi. ABD ve İran arasındaki gerilim, ulkedeki iktidarların ve milis grupların İran ile artan ilişkisiyle paralel olarak artış gosterdi. Saddam doneminde İran'da surgunde yaşayan Tahran yanlısı bircok Iraklı Şii gibi 2003 sonrası Irak siyasetinde rol alan eski Irak Başbakanı Nuri el-Maliki doneminde İran'ın ulkedeki nufuzu daha da arttı. 1980-1988 yılları arasında gercekleşen İran-Irak savaşında Tahran safında savaşan Maliki, iktidarı donemindeki mezhepci ve etnik politikaları nedeniyle Sunnileri sistemden tamamen izole ederek teror orgutu DEAŞ'ın bazı Sunni aşiretlerden destek almasına yol acarken, Kurtleri de sistemden dışlayarak Irak'ın butunluğune zarar verdi. Haziran 2014'te Musul başta olmak uzere Irak topraklarının ucte birini ele geciren DEAŞ'ın ulkedeki varlığı nedeniyle bir araya gelen Haşdi Şabi vasıtasıyla İran da DEAŞ ile mucadele uzerinden ulkedeki etkisini guvenlik ve burokrasi kademelerinde daha da pekiştirdi. Irak, DEAŞ ile mucadele sırasında ABD onculuğundeki uluslararası koalisyonun askeri muhimmat ve hava desteğini alırken, Haşdi Şabi hem bu destekten faydalandı hem de 2017'de DEAŞ'a karşı ilan edilen zaferi aracsallaştırarak ulkedeki varlığını kalıcılaştırdı. Ancak Sunniler ve Kurtlere yonelik insan hakları ihlalleriyle anılan orgut, devlet kontrolu dışında hareket edebilen resmi bir guc haline geldi.
Irak'taki DEAŞ tehdidinin buyuk olcude ortadan kaldırılmasının ardından, Irak Kurt Bolgesel Yonetimi'nin (IKBY) 2017'de duzenlediği bağımsızlık referandumu nedeniyle Kerkuk ve diğer tartışmalı bolgelere operasyonlar duzenleyen Irak ordusuna Haşdi Şabi guclerinin de eşlik ettiği ve operasyonun İranlı general Kasım Suleymani tarafından yonetildiği iddia edilmişti. Bu durum hem Irak'taki artan İran etkisini ve Tahran'ın Şii milisleri bu yonde kullanışlı bir arac haline getirdiğini gostermiş hem de ABD'nin karşı cıktığı referandum sonrası Kurtleri Şii milisler uzerinden cezalandırdığı şeklinde yorumlara da neden olmuştu. Irak'taki Şiiler uzerinden artan İran etkisini dengelemesi icin Kurtlerin ulkenin bir parcası olması yonunde goruş taşıdığı belirtilen ABD, DEAŞ'la mucadelede ve bağımsızlık referandumu sonrasında Şii milisler uzerinden İran'ın etkisini artırmasına imkan sağlasa da bu durum genel resimde ABD'nin aleyhine seyretti. Zira Şii milisler, DEAŞ ile mucadelede elde ettikleri algısal başarı ve referandum sonrası operasyonlarda tartışmalı bolgelerde dahi kurdukları kontrole ilaveten Bağdat'taki hukumetten bağımsız olarak hareket etmeye başladı. Buna en onemli orneklerden biri olarak ise Bağdat ve Erbil'in 9 Ekim 2020'de Musul'un Sincar ilcesinde teror orgutu PKK'nın varlığını sonlandırmayı ongoren anlaşmasına rağmen, bolgedeki Haşdi Şabi unsurlarının PKK ve yerel milislerle birlikte anlaşmanın uygulanmasını engelleme cabaları verilebilir.
-Suleymani suikastı gerginliği tırmandırdı
ABD Başkanı Trump'ın 2018'de İran'la nukleer anlaşmadan cekilme yonunde aldığı karar sonrası ise Washington-Tahran gerginliği de Irak sahasında ABD ve Şii milisler uzerinden devam etti. Nukleer anlaşmadan cekilmesi ve İran'a yonelik yaptırımlarına paralel olarak Irak'taki İran destekli milis gruplarına da yaptırım uygulayan Trump, hem İran'ın ulkedeki nufuzunu kırmak hem de tehdit olarak algıladığı Şii milislere karşılık vermek istedi. 2019'da Irak'taki uslerine 20'yi aşkın saldırıya maruz kalan ABD aynı yıl, Haşdi Şabi bunyesinde yer alan gruplardan Hizbullah en-Nuceba ve lideri Ekrem el-Kabi'yi teror listesine aldı, Asaib Ehli'l Hak'ın lideri Kays el-Hazali ve kardeşi Leys el-Hazali, İran Devrim Muhafızlarının Irak'taki operasyonlarını yuruten Huseyin Falih Aziz el-Lami ve Iraklı işadamı Hamis el-Hancer'i yaptırım listesine dahil etti.
ABD ve İran arasında artan gerilimin direkt hissedildiği Irak'ta, Şii milis gruplarına uygulanan yaptırımların da etkisiyle ulkedeki ABD askerlerinin cıkartılmasına yonelik Şii grupların taleplerinde artış yaşanırken, hem ulkedeki ABD misyonlarını hedef alan saldırılar hem de Irak ve Suriye'deki Şii milis gruplara yonelik saldırılar da ileri bir safhaya evrildi. ABD'nin, Haşdi Şabi bunyesindeki Ketaib Hizbullah'ın (Irak Hizbullahı) Irak ve Suriye'deki uslerine 29 Aralık 2019'da duzenlediği hava saldırılarının ardından, 31 Aralık'ta Bağdat'taki Yeşil Bolge'de bulunan ABD'nin Bağdat Buyukelciliğine Haşdi Şabi taraftarlarınca baskın gercekleştirildi. Elcilik baskınının ardından ise Trump yonetimince surpriz bir şekilde 3 Ocak 2020 gecesi Bağdat Havalimanı'nda Suleymani ve Muhendis'in arac konvoyuna yonelik hava saldırısı duzenlendi. Suleymani suikastı sonrası ABD askerlerinin ulkeden cıkartılması yonunde Irak meclisinde 5 Ocak'ta oy cokluğuyla alınan karar her ne kadar bugune kadar uygulamaya gecirilmese de Şii milislerin ulke siyasetindeki etkisini gostermesi acısından onemli oldu. Ote yandan, Kurtler ve Sunnilerin oturuma katılmaması ABD-İran gerginliğinde taraf olmak istemedikleri ve ulkede artan İran etkisi ve Şii milislere karşı ABD'nin askeri varlığını tercih ettikleri şeklinde yorumlandı.
Suleymani suikastına misilleme olarak ise 8 Ocak'ta İran Devrim Muhafızları Ordusu, ABD'nin Irak'taki Ayn el-Esed ve Erbil uslerine 12'den fazla balistik fuze saldırısı gercekleştirdi. Suleymani suikastı sonrası hem ABD'nin ulkedeki askeri ve diplomatik uslerine yonelik Şii milislerce gercekleştirilen fuze saldırıları rutinleşti hem de bununla bağlantılı olarak ABD kimi askeri uslerini boşaltma ve ulkedeki asker sayısında azaltmaya gitti. ABD'nin Bağdat'taki uslerine yonelik artan saldırılar sonrası, buradaki varlığını IKBY'nin başkenti Erbil'e taşıyacağına yonelik iddialar da konuşulmaya başlandı. Zira, dunyadaki en buyuk konsolosluğunu Erbil'e inşa eden ve aynı kentteki Harir Hava Ussu'nde ve Uluslararası Erbil havalimanında askeri usleri bulunan ABD icin Erbil'in Irak'ın geri kalanına kıyasla daha guvenli bir bolge olduğu biliniyor. Buna rağmen, İran ve Tahran destekli Irak'taki Şii milislerin IKBY'yi Irak'ın bir parcası olarak gorduğu ve buradaki ABD varlığını ve uslerini de tehdit unsuru olarak algıladığı Suleymani suikastı sonrası Erbil'deki ABD ussune yonelik fuze saldırılarıyla tescillendiğinden, ABD'nin askeri ve diplomatik unsurlarını Erbil'e cekmesi cozum olmayacağı gibi Irak'ın geri kalanını da İran'a teslim ettiği şeklinde okunabilir.
Biden'a ihtiyatlı yaklaşım
Trump'ın son gunlerine denk gelen Suleymani suikastının yıldonumunde Irak'taki Şii milislerin rutinleşen fuze saldırılarını dahi yapmadığı ve beklendiği uzere ulkedeki ABD uslerine yonelik ust duzey bir harekat gercekleştirmediği hatırlandığında, Irak'taki Şii grupların Biden donemine ılımlı bir giriş yapmak istedikleri ve ABD askerlerinin ulkedeki varlığının sonlandırılması yonunde nihai bir hedefi takip ettikleri değerlendirilebilir.
Buna rağmen, Suleymani suikastının yıldonumunun ardından ABD'nin, Haşdi Şabi'nin Başkanı Falih el-Feyyad'ı 2019 protestolarında Iraklı gostericilere şiddet kullanılarak mudahale edilmesindeki rolunden dolayı yaptırım listesine aldıklarını acıklaması, Irak Dışişleri Bakanlığı'nın Feyyad'ın yaptırım listesine alınmasını "kabul edilemez" olarak gorduğu dikkate alındığında, Trump'ın son gunlerinde Biden yonetimine gergin bir dosya bırakmak istediği yonunde yorumlanabilir. Feyyad'ın Irak'ta yaptırıma maruz kalan ilk resmi yetkili olması Bağdat-Washington hattında yeni donemin ilk sorununa gebe olabilir. Trump doneminin Irak'ta bıraktığı mirasta, ulkedeki ABD askerlerinin cekilmesi yonundeki taleplerin gundemdeki yerini koruyacağı, ABD misyonlarına yonelik saldırı endişelerinin devam edeceği ve Biden yonetiminin İran'a yonelik politikasıyla eş gudumlu olarak Irak'taki gerilimin de yakından etkileneceği değerlendirilebilir.
Kaynak: Anadolu Ajansı / Bekir Aydoğan