kreşten beklentiler anaokulundan beklentiler
Gonca Erman
Uzman Psikolog
Elele Cocuk ve Aile Psikolojik Danışmanlık Merkezi
Anaokulu Neden Gerekli? Ne Zaman ve Nasıl Başlanmalı?...
Anaokulu yaşantısı, ilkokul deneyimine onemli bir hazırlık surecidir. Ebeveyn ve oğretmenler tarafından bilincle yonlendirilen bir anaokulu deneyimi, cocuğun yaşına uygun “oyunla eğitim” ihtiyacını karşılarken, onun ilkokul ile başlayacak uzun eğitim yolculuğu icin donanımını guclendirir. Fakat ne yazık ki anaokuluna gitmenin gerekliliği tartışmalı bir konu başlığı olmaya devam etmekte. Annenin calışma hayatında olup olmaması cocuğun anaokuluna gidip gitmemesiyle bağlantı bir karar olarak gorulmekte.
Oysaki anaokulu, adı uzerinde okul formunda bir kurum olduğu, yani cocuğun oyun yoluyla sosyal, bilişsel ve duygusal anlamda yetkinliklerini geliştirici bir eğitim programı izlediği surece, cocuğun en azından gunde birkac saatini gecirmesi icin ideal bir ortamdır. Cocuk 2 yaşından itibaren, anneyle kendi benliğini ayrıştırma konusunda daha somut davranışlarda bulunur. Bu, cocuğun sosyalleşme ihtiyacının da gostergesidir. Cunku cocuk, kendi benliğini sosyal ortamda, “diğerlerinin” yanında daha kolay keşfeder. Anneye/babaya alternatif bir otorite/oğretmen figuru, aynı oyuncaklarla ilgilenen diğer cocuklar faktoru, cocuğun evde daha sınırlı olan dunyasının zenginleşmesi icin verimli bir gelişim ortamı sunar. Anaokulu ortamında oyuncaklar paylaşılmalı, kaynaklar sırayla kullanılmalı, oğretmenin program akışını takibini tum cocuklar izlemeli, yani tam da dış dunyada olduğu gibi, oyun ortamında da bir kurulu duzen olduğu kavranmalıdır.
Anaokuluna başlama kararı verirken anne/babanın bu kararı icine sindirmesi cok onemli bir faktordur. Ebeveynin rahatlığı aynı şekilde cocuğa da yansır. Hazır olan anne-babanın cocuğunun, anaokuluna daha rahat alıştığı gozlemlenmektedir. Ebeveynin cocuğu anaokuluna gonderip gondermeme konusundaki tedirginlikleri, cocukta da anaokuluna gitmese de olabileceği yonunde bir inanc oluşturabilir. Oysaki, birkac yıl icinde ilkokula kesinlikle gidilecektir, ve bu konu tartışmaya acık bir konu değildir. Bu yuzden cocuğun zihninin en verimli cağlarında, ki 0-6 yaş gelişimsel alanda ceşitli becerilerin edinilmesi ve sağlamlaştırılması acısından onemlidir, cocuğun doğru bir anaokuluyla tanıştırılması gerekir.
Doğru bir anaokulu seciminin yapılması, ebeveynin bu konuda bilinc kazanmasıyla ilgilidir. Genellikle ilk araştırma, eve yakın olan anaokulları ile başlar fakat ev-anaokulu mesafesinin yakınlığı secim yapmak icin en doğru kriter değildir. Birkac anaokulu gezmek her zaman değerlendirme zenginliği sağlaması acısından faydalıdır. Anaokullarını gezerken, eğitim programı iceriklerini sorgulamak, gun icinde cocukların neler yapıyor olduklarını gozlemlemek icin biraz vakit ayırmak gerekir. Aklınıza gelen, merak ettiğiniz konularda soru sormanın en doğal hakkınız olduğunu unutmamak, ve araştırmalarınızın anaokulu personeli tarafından ne derece ılımlılık ve ictenlikle karşılandığını gozlemlemek, cocuğunuzu emanet edeceğiniz kişilerin cocuğunuzla nasıl iletişim kuracağını tahmin etmek acısından onemlidir. Anaokullarını gezerken, gun icinde cocuk sayısının ve program akışının yoğun olduğu saatleri tercih etmek, gunluk akış hakkında daha doğru bir fikir sahibi olmayı sağlar. Cocuğunuzun yaşına gore anaokuluna nasıl bir duzen icinde devam edeceği konusunda anaokulu yetkilileri size oneri getirecektir.
Anaokulları cocuğun yaşına ve ailenin ihtiyacına gore esnek program izleyebilirler, onemli olan okulun onerisiyle sizin icinize sinen programın ortak bir noktada buluşabilmesidir. Cocuğunuz ilk once anaokulunda daha kısa saatler gecirerek başlayabilir, ki bu her yaş grubu icin doğru bir uygulamadır. Sonrasında cocuğunuzun okula guveninin artmasıyla ve sizin de sureci gozlemlemenizle, okuldaki yetkililerin danışmanlığında cocuğunuz icin en uygun program oluşturulabilir. Anaokuluna başlama surecinde ilk once aileden vakti olan birinin cocuğa okulda eşlik etmesi oldukca onemlidir. Bu eşlik etme, cocukla birlikte okula gitme ve okul yetkililerinin size onerdiği bir yerde bekleme cercevesiyle sınırlı olmalıdır. Okulda cocuk oğretmenine teslim edilmeli ve okulda size ayrılan bolumde cocuğu bekleyeceğiniz mesajı cocuğa verilmelidir. Boylelikle cocuk, oğretmeniyle ve ortamla tanışıklık kazanırken, bir yandan da aileden birinin okuldaki fiziki varlığıyla avunacaktır, ki bu, ayrılma surecini sağlıklı etkiler. Gunler ilerledikce anne-baba okula sadece taşıyıcı olarak gelip gider hale gelir, beklemeye gerek duyulmaz. Bunun ne zaman olacağı tamamen cocuğun karakteri, okulun sizi doğru yonlendirmesi ve sizin de bu ayrılığı gercekten istiyor olmanızla bağlantılı olarak değişir. Fakat ortalama olarak bir cocuğun tam olarak alışması yaklaşık bir aylık bir surectir. Cocuğu okula bırakırken ne zaman doneceğinizi paylaşmak cocuğa guven verir. Doneceğiniz zamanı saat olarak değil de, onun kafasındaki zamanlamaya uygun ornekler vererek paylaşmak cocuğu rahatlatır. “Sen oğle yemeğini yedikten sonra”, “dinlenme vakti bitince” gibi zamanlama ornekleri vermek, cocuğunuzun program akışını somut olarak takip edip kendini surece daha hakim hissetmesini sağlar. İlk başlarda o okuldayken sizin gun icinde ne yapıyor olduğunuzu bilmek isteyecektir. Neden kendisinin bir okula bırakılıp sizin başka bir yerde olmanız gerektiğini anlamak istemesi onun en doğal hakkıdır. Calışan annelerin cocukları icin bunu kavramak biraz daha kolay olabilir. Fakat annenin calışmadığı durumlarda, cocuğa, okul yaşantısının cocuğun gunluk hayatının bir parcası olduğunu anlatmak onemlidir. Zaten cocuk okuluna alıştıkca, oğretmenlerine bağlandıkca ve okuldan keyif almaya başladıkca, okul yaşantısının kendisi icin bir rutin olduğu fikrini de benimseyecektir. Tum bu anaokuluna alışma surecinde ebeveynin cocuğa karşı durust olması, cocuğun okulda olduğu saatlerde kendisinin neler yapıyor olacağını paylaşması ve cocuğa soz verilen saatte donulmesi alışmak icin cocuğun işini kolaylaştırıcı etkenlerdir. Alışma doneminde cocuğun duygusal tepkileri biraz dalgalanma gosterebilir. Karnı ağrıyabilir, akşamları yatmadan ve sabah evden cıkmadan once kaygılı yuz ifadeleri artabilir, size, okula gitmeye alternatif program onerileri getirebilir ve bu uğraşılarının sizde nasıl bir tepki uyandıracağını cok dikkatli gozlemler. Sizin kararlı ve net durmanız bu aşamada cok onemlidir. “Okul icin ayrılmasına karar verilen vakit, okulda gecirilecektir” kuralına sadık kalmak ve bunu savunmak, duzeni oturtmak icin cok onemlidir. Taviz vermek, anaokuluna alışma surecini baltalar ve cocuğunuza, sizi kontrol edebileceğine dair mesaj verir. Oysaki okulla ilgili kararlar ebeveyne ait kararlardır. Sadece anaokullarını araştırma aşamasında sizin aklınıza yatan anaokulunu ikinci bir ziyareti cocuğunuzla birlikte yapmak, size cocuğunuzu o ortamda gozlemlemek, oğretmenlerle cocuğunuzun karşılıklı iletişimini gorme fırsatı yaratması acısından yararlı olabilir. Gezdiğiniz her anaokulunu cocuğunuzla birlikte gezmeniz onun icin sıkıcı olabilir cunku bunlar sonucta kısa ziyaretlerdir ve cocuğun okulla ilgili nasıl bir beklentisi olması gerektiği konusunda kafa karıştırıcıdır. Bu surecte cocuğun, ailenin kararına uyum gostermek isteyecek kadar okuldan keyif alması, hem ailenin hem de cocuğun mutluluğu icin varılabilecek en ideal noktadır.
Cocuğun okulda gecirdiği zamanı daha keyifle anmaya başlaması, gun icinde yaşadıklarını evde paylaşması cocuğun okulu benimsediğini gosteren bir işarettir. Bu noktada anne-babanın cocuğa karşı ısrarcı olmaması gerekir. Cocuk canı isterse gununun nasıl gectiğini paylaşır. Bir şeyler anlatmak istememesi, onun gununun kotu gectiği, ya da okulunu sevmediği anlamına gelmez. Anne-baba kendi gunlerinden anektodlarla paylaşım konusunda cocuğa model olabilir. Orneğin “ben bugun falanca arkadaşımla buluştum”, “bugun oğle yemeğinde …yedim” gibi orneklemeler, cocuğu da kendi gununun nasıl gectiğiyle ilgili paylaşımlar icin cesaretlendirebilir. Okula ilk başlanacağı gunden birkac gun once cocuğu onu nasıl bir değişiklik beklediğiyle ilgili bilgilendirmek gerekir. Okulda gun boyu neler yapıldığıyla ilgili, “oyun” kavramı uzerinden cocuğu heveslendirmek yeterlidir. Okul yaşantısıyla ilgili cok fazla detaylı bilgi vermek yanıltıcı olabilir. Surecin cok belirsiz kalmamasıyla birlikte, cocukta cok fazla beklenti oluşturma arasındaki dengeyi tutturmak gerekir. Anaokulu yaşantısını, oğretmeniyle birlikte cocuğun kendi hızında keşfetmesine izin vermek, okulun, cocuğun kendine ait bir sosyal alan olarak benimsemesine olanak sağlar. Sonuc olarak, anaokulu, cocuğun bilişsel, duygusal ve sosyal gelişimi icin verimli ortam yaratarak hem 0-6 yaş gibi kritik bir donemi zengin eğitimsel icerikli gecirmeyi, hem de ilkokulla birlikte başlayacak olan uzun soluklu eğitim surecine temel hazırlamayı amaclar. Yeter ki okuloncesi bu donem, anaokulunun hem cocuk hem de aile icin keyifli bir surec olarak yaşanmasını sağlayacak bilincli bir okul secimiyle başlasın…
alıntı hanemiz.com
cocukların anaokulu ve kreşlere gitmesi gereklimi
Çocuk Büyütme0 Mesaj
●37 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Hayatın İçinden
- Çocuk Büyütme
- cocukların anaokulu ve kreşlere gitmesi gereklimi