obezite ile ilgili gorseller
Ayşe Cengiz
Beslenme Uzmanı, Tuder Gıda Komisyonu Başkanı

Obezite yani şişmanlık , tum dunyada “salgın” haline gelerek yaygınlaşıyor. Gelişmekte olan ulkelerde, ozellikle şehirlerde yaşayan cocuklarda obezite alarm verecek şekilde giderek artıyor. Gecte olsa bu tehlikenin farkında olan Avrupa ulkeleri de ABD’den sonra ceşitli onlemler almaya başladılar. Gıda ureten şirketlerde trans yağ dediğimiz “katı margarinlerin “kullanılmaması, meyva sularında rafine şeker yerine esmer şeker kullanılması, okul kantinlerinde başta hamburger ve patates kızartma olmak uzere yağlı gıdaların satışının engellenmesi ve kantinlerin kapatılması gibi….

Dunyadaki 5-17 yaş grubundaki her 10 cocuktan biri, yani 155 milyon cocuk kilolu. Ergenlik doneminde kilolu olan cocukların erişkin doneminde de kilolu ya da obez olma olasılığı yuzde 70... Yetişkin obezitenin koklerinin cocukluğa uzandığına işaret edilen bircok araştırmaya gore, bu oran anne veya babadan biri kilolu ya da obez ise, oran % 80’e cıkıyor.
Obezite aynı zamanda, cocuklarda vucut, benlik, imaj ve algılamalarıyla ilgili bozukluk, sıklıkla tembel, aldırmaz, ozguveni duşuk ve aptal olarak algılanma gibi bir durum yaratmaktadır. Ayrıca bu cocukların coğunun okulda şiddet kurbanı olarak secilmesi gibi gunluk yaşamda da bazı olumsuzluklar yaşıyorlar.

“Cocuklarımızın en kısa zamanda bu ‘obesitojenik’ (Yağlı yemenin, ekran karşısında hareketsiz yaşamın ve arabadan inmemenin normal yaşam kabul edildiği) cevreden uzaklaştırılması gerekiyor”

Ulkemizde 17 Kasım-2006 tarihinde yapılan uluslar arası Dunya Obezite Kongresi Bakanlar toplantısının en onemli ve carpıcı sonucu, dunyada hızla artan ŞİŞMANLIK ( OBEZİTE) sorununa ivedilikle cozum politikaları geliştirmek noktasında fikir birliğine varılmasıdır.Burada en riskli grubun okul cağı cocukları olduğu tum ulkeler tarafından kabul edilmiştir.

Son yıllarda ozellikle gelişmiş ulkelerde yapılan bircok bilimsel duzeydeki araştırmalarda 1970 yılından beri şişmanlık problemi ozellikle okul cağı cocuklarında 10 kat artmıştır. Bu durumun başlıca nedeni, evdeki beslenme oğunleri daha cok dış mekanlara kayması, fast food turu ( ayakta ve hızlı yemek tuketimi) beslenme alışkanlığı artması ve okul donemlerinde gunluk beslenmenin neredeyse % 70- 80’ninin kantinlerde biskuvi, tost, sandvic, hamburger, simit ve acma gibi tek yonlu gıdalarla karşılanması bu sorunu tetiklemektedir.

Okul cağında bu tur sorunları olan cocukların ileride daha ciddi ve gec kalınmış bir sağlık problemi yaşamamaları icin, konu ile ilgili uzman kadrolardan destek hizmeti almaları yonunde ikna edilmeleri gerekir. Bir kez daha velileri şu konuda rahatlatalım; cocuğunuz bir beslenme uzmanıyla goruştuğunde sağlıklı beslenme ve kaliteli yaşama bilinci oluşur. buyume ve gelişme geriliği yaşamaz.

Okullardaki Durum

Gelişmiş ulkelerde birtakım onlemler alınırken bizim okullarımızın coğundaki durum icler acısıdır.

Şoyleki;

Okullarımızın coğunda( ozellikle devlet okullarında) son yıllarda yemekhaneler kaldırıldı ( sınıf sayısını artırmak adına) tam gun eğitim veren okullarda beslenme tamamen “ kantinlere” bırakıldı.Yani oğrencilerin coğu, sabah kahvaltısında olduğu gibi oğle yemeğinde de kantinlerde patates kızartma, hamburger, tost, biskuvi, şekerlemeler turu yiyrcek ve her turlu gazlı iceceklerle oğunleri geciştirdiler. Sonrada şikayetci olduk bu cocuklar sebze, meyve tuketmiyor diye, yemekhane hizmetleri (satınalma, depolama,pişirme,servis ve genel organizasyon) genelde işin ehli olmayan personel tarafında yurutuluyor, mutfak hijyeni olması gerektiği gibi değil, alınan gıda malzemeleri ve menu iceriği sıklıkla tekrarlandığı icin, hizmet kalitesi beklenen nitelikte olmadığından cıkan yemek coğu oğrenci tarafından tuketilmiyor. Değim yerindeyse verilen bunca emek ve harcanan kaynaklar israf edilmiş oluyor.

Oğrencilerimizin Durumu

Oğrencilerimizin buyuk coğunluğu %85 90 sabah servisine gec kalıyorum bahanesiyle kahvaltı yapmadan evden cıkıyor. Oğle yemeğini kantinden sağlıyor.Ara derslerde kantinden aparatif atıştırmalıklarla aclığını bastırıyor. Eve gittiğinde iştahı olmadığından sadece akşam yemeğini ( yiyebilirse) aile sofrasında yiyebiliyor. Bu surecler değerlendirildiğinde neredeyse oğrencinin gunluk beslenmesinin %80’i evin dışında yani kantinlerde ve bufelerden sağlanıyor. Bazı sınıflarda (ozellikle kızlar 7. ve 8. ve lise 1-2 sınıf) bilincsizce yapılan diyetler, gorsel medyanın yarattığı modeller (manken gibi, sıfır beden daha neler, neler), zayıflama yontemleri… (buyuk kentlerimizdeki merkez okul oğrencilerinde bu tur uygulamalar oldukca fazladır.) Oğrencilerimizin gelecekteki sağlığını olumsuz yonde ciddi duzeyde etkiliyor.

Sonucları hepimiz izliyoruz okullarımızda her gecen yıl sayıları artan obez sınırına yaklaşan kilolu cocuklar. kaynak.hanemiz.com