duyularla ilgili hikaye duyusal deneyler okul oncesi dokunma kartları dokunma kartları ornekleri
DUYU/ NOROPSİKOLOJİK : Her bir duyu organından beyne uzanan iletim yollarının ve beyindeki bu iletilere yanıt veren bolgelerin dahil olduğu duyu bilgisi surecinin gelişimi.
Duyu Eğitimi;
Duyu eğitim oyunları Montessori metodunda onemli bir yere sahiptir. Bilgi, beceri ve kavramların kazanılması bu materyaller kullanılarak sağlanır.
OKULONCESİ DONEMDE DUYU EĞİTİMİ

Okuloncesi yılları cocuğun aktif olarak cevresine yoneldiği,cok değişik uyarıcılarla dolu dış dunyayı keşfetmeye calıştığı,insan yaşamının en temel becerilerinin kazanıldığı onemli yılardır.Butun alışkanlık ve becerilerimizin kazanılmasında kuşkusuz duyu organlarının rolu buyuktur.(Duyu organlarımız,dış dunyayla birliktelik kurmamızı sağlayan antenlerimizdir.

Sağlıklı her bebek,duygusal bir kapasite ile dunyaya gelir.Buyume ve gelişme surecinde,olgunlaşan ve deneyimlerle oğrenen cocuk,bu kapasitesini,ulaşacağı en ust duzeye getirebilir.Duyu eğitimi,cocuk doğduğu andan itibaren başlayan bir eğitimdir.Sayı eğitimine başlamak icin gelişimsel olgunluk yaşı tespit edilebilir fakat,duyu eğitimi icin bir yaş sınırlaması getirmek buyuk bir yanılgı olacaktır.Cocuk zaten oğrendiği her şeyi duyularıyla algılayarak oğrenmiştir.Cocuk oğrenmeye başladığı an duyular kullanılmaya başlanmıştır.Ve duyu eğitimine başlanmıştır.O halde okul oncesinde duyu eğitimi deyince ne anlıyoruz?Okul oncesinde `duyuların geliştirilmesi` esastır.

Yeni doğanın gorme,işitme,dokunma,tat ve koku gibi uyaranlara karşı duyarlı olduğu tartışmasız kabul edilmektedir.Tartışılan,hangi duyunun en once geliştiği ve en temel duyu olduğudur.Bu konuda farklı goruşler vardır.

Bazı goruşlere gore;dokunma duyusu,en temel duyudur.Bu goruşlere gore;dokunma duyusu,en temel duyudur.Bu goruşe gore,cocuk daha anne karnındayken,dokunma ve basınc etkisindededir ve seslere karşı duyarlıdır.

Harlow 1958 calışmalarından,cocuğun doğduğu andan itibaren annenin teninin sıcaklığını hissettiğini ve dokunma duyusunun en once uyarılan duyu olduğunu ifade etmektedir.Gercekten de,cocuk nesnelere ait ozellikleri oğrenirken ,onları manupule eder ve hemen ağzına goturmek ister.Dokunma duyusu,duyusal yaşantı ve deneyimin ilk ve en temel yolu olmakla birlikte,zamanla gorme duyusunun bunu bastırdığı ve cocuğun cevresini algılamasında,butun diğer duyu organlarının daha onemli olduğu savunulmaktadır.
Diğer bir goruşe gore de kucuk cocuk dokunma duyusuyla algılayamadığı bircok şeyi once, gozuyle algılamaktadır.Piaget ve Inhelder 1956 bebeklerin ceşitli geometrik şekilleri dokunarak değil,once gorsel olarak algılayıp,ayırt ettiklerini belirtmektedirler.Yine,Fantz 1961,bebeklerin bazı nesneleri diğerlerine gore daha fazla tercih ettiklerini ve daha uzun sure baktıklarını ortaya koymuştur.Bebekler insan yuzlerini,diğer şekillere;contras şekilleri,duz şekillere;yuvarlak şekilleri cizgili şekillere daha cok tercih etmişlerdir.Gibson ise,`yapay ucurum deneyi`ile bebeğin gorsel olarak algıladığı boşluğu, eliyle dokunarak,duz yuzey olduğunu algılayabildiğini gostermiştir.

Ancak, butun bu goruşlerin ortak noktası,duyu organı hangisi olursa olsun, oğrenmenin,duyu organlarıyla gercekleştiğidir.Gozumuze,kulağımıza,dilimize ve tenimize gelen uyarıcılar,duyu organlarına ulaşır ve bunları uyarır.Algısal gelişim,zihinsel gelişimin en can alıcı surecidir.Bu nedenle duyusal gelişim de zihinsel gelişimle aynı platformda incelenmektedir.Normal bir gelişme surecinde,duyu organları da fonksiyon olarak,basitten karmaşığa doğru bir olgunlaşma gosterir.

Orneğin,yeni doğan bebek,ani ışığa ve sese karşı tum vucut olarak tepki verir.Ayağının tabanına,avucuna,yanağına dokunulduğunda,bu durumdan haberdar olduğunu gosteren tepkiler verir.Yine değişik tatları fark ettiğini,verilen yiyeceği yiyip yemediğini anlayabiliriz.Amonyak,asetit asit gibi keskin kokular,yeni doğanın tepkier vermesine yol acar,ancak yetişkinlerin fark edebileceği cok hafif bir kokuyu bebeklerin fark edemediği de bilinmektedir.

Butun bu tepkiler,cocuğun doğuştan getirdiği doğal tepkileri,`refleskleridir.Gelişme surecinde,bu tepkiler,giderek daha kompleks yapılara ulaşır.Her duyu organı,hem kendi fonksiyonlarını geliştirir,hem de duyu organları,birbirlerinin fonksiyonlarıyla koordineli olarak calışmaya başlar.Orneğin;cocuk,once duyduğu sese sadece vucut olarak tepki verirken,daha sonra o sesin geldiği yone doğru doner,bakar ve o sese ulaşmak uzere uzanır.Yine başlangıcta,butun uyarıcılara tepki verirken,daha sonra uyarıcının ozelliğine ozgu tepkiler vermeyi oğrenir.Orneğin;bebek once,butun gorduğu yuzlere gulerken,zamanla sadece tanıdık yuzlere gulmeye başlar.Bu konuyla ilgili olarak okuloncesi doneme ait ornek de şu olabilir:

Eğitimci,once cocuklardan sessiz olmalarını ve cevrelerindeki sesleri dinlemelerini ister.Herhangi bir ses duyduklarında oturdukları yerden kalkıp başka bir yere oturmalarını soyler ve duydukları her sesin kaynağı hakkında konuşulur.Burada amac,cocukların cevredeki seslere dikkatlerini yoneltmelerini sağlamaktır.
Daha sonra eğitimci,aynı oyuna devem edeceklerini fakat,bazı değişiklikler yapacaklarını belirtir.Bu kez,herhangi bir ses duyduklarında değil,eğitimcinin belirttiği (orneğin araba sesini ya da cocuk sesini ya da kapının acılış sesini duyduklarında) sesi duyduklarında,yerlerini değiştirmelerini ister.Burada amac,farklı seslerin ayırt edilmesini sağlamaktır.(Bu durum,algısal gelişmenin sonucu varılan bir noktadır.)

Karşılaştığı şeyin ne olduğunu,ne işe yaradığını ve yapısal ozelliklerini daha onceki deneyimleriyle oğrenen cocuk,aynı durum,kişi ya da nesneyle karşılaştığında,onu tanımak icin daha az ipucuna ihtiyac duyar.Cocuk gunluk yaşantısında kullandığı bir nesneyi,ya da bildiği bir kişiyi,gormeden,sadece dokunarak ya da sadece sesini duyarak,ya da sadece bir parcasını gorerek tanıyıp ayırt edebilir.Ancak,burada onemli bir noktayı aydınlatmak gerekir.Dış cevremiz sayısız uyarıcılarla donatılmıştır.Bir nesnenin ya da bir kişinin beş duyumuzla algılayabileceğimiz bircok ozelliği vardır.Cocuğun,herhangi bir şeyin tum ozelliklerine yonelmesi mumkun değildir.Cocuk,ancak nesnenin ya da kişinin en ayırt edici ozelliğine ya da kendi acısından en onemli,en ilgi cekici ozelliğine dikkatini yoğunlaştırabilir.Bu algının secici olma ozelliğidir.Kucuk bir cocuk bir nesneyi ya da bir kişiyi once butun olarak algılar,daha sonra onu oluşturan parcaları,ozellikleri,farkına varır ve daha sonra da o şey ya da kişiye benzer ozellikte olan şeyleri birbirinden ayıran kritik ozellikleri ayırt eder.

Diğer bir ornek,cocuk once arabasını butun olarak algılar,sonra,onun tekerleği,direksiyonu vb. ozellikleri ile butunu arasında birliktelik kurar ve en son olarak da başka bir arabayla kendi arabası arasındaki farkı,fark etmeye başlar.
Kucuk cocukla,yetişkin soz konusu uyarıcıyı nasıl algılar?

Yetişkin bir kişi, gorduğu bir nesneyi,kişiyi ya da olayı diğer yetişkinlerle aynı şekilde algılar.Bu `nesne değişmezliği`dir.Orneğin hangi perspektiften bakılırsa bakılsın kitap,kitap olarak algılanır,bu`nesnenin şekil değişmezliği`dir.Yine yetişkin kişi kitabı,değişik mesafelerden gorduğunde buyukluğunun değişmediğini bilir,bu `nesnenin buyukluğunun değişmezliği`dir.Fakat cocuk farklı perspektiften baktığında nesneyi daha buyuk ve kucuk olarak algılar.Ustelik bu donemde cocuk egosantriktir de,yani,herkesin her şeyi kendi algıladığı gibi algılayacağını duşunur.Ancak,deneyimlerle ve yaşının getirdiği olgunlaşma ile cocuk bu yanılgılarını duzeltebilir.Duyuların gelişimi ve algı konusunda verilen bu kuramsal bilgi cercevesinde,okuloncesi eğitimde duyu eğitimi konusunda neler yapılabilir?

İlk olarak,cocuklara duyu eğitimiyle kazandırılabilecek hedef davranışların saptanması gerekmektedir.

Duyu Eğitiminde Saptanacak Hedefler

1. Cocuğun kendi bedeninin farkına varmasını sağlamak.
2. Kendini diğer kişilerden,diğer canlılardan ve nesnelerden ayıran ozelliklerinin farkına varmasını sağlamak.
3. Cocuğun duyu organlarına ait fonksiyonlarının farkına varmasını sağlamak ve ayırt etmesini sağlamak.
4. Duyu organlarını bir amaca ulaşmak icin bilincli olarak kullanabilme yeteneği kazandırmak.
“Gormuyorsan,karanlıkta yolunu bulmak icin neler yapabilirsin?”(Ses dinleme,dokunma,yolu uzerinde neler olduğunu hatırlama,vb.)
5. Cocukların cevreye dikkatlerini yoğunlaştırmalarını oğretmek.
6. Belleklerini calıştırmalarına ve geliştirmelerine yardımcı olmak.
Bu hedeflere ulaşmak icin,eğitimde dikkat edilmesi gereken bazı noktalar vardır.Bunlar aşağıdaki şekilde gruplandırılabilinir.
1. Duyu organlarının fizyolojik olarak,sağlıklı olup olmadığının kontrol edilmesi gerekir.Cocuğun bu konuya ilişkin problemi olduğu anlaşıldığında,gerekli sağlık kuruluşlarına sevk edilerek tedavi edici onlemler alınması yoluna gidilmelidir.
2. Cocuğun bir on değerlendirmesi yapılmalıdır.Hangi gelişim duzeyindedir?Nelere ilgisi vardır?İlgi duyduğu ve başarılı olduğu alanlar nelerdir?Bu durumların saptanarak cocuğun başarılı olduğu alanla ilgili yeteneklerinin daha da geliştirilmesi ve başarısız olduğu alanlarında desteklenmesi icin plan yapılması gerekmektedir.
Orneğin eğitimci dikkatini bir noktada toplamakta gucluk ceken,dikkati dağılan cocuk icin,gorsel ve işitsel dikkatini geliştirecek yonlendirmeleri daha sık kullanabilir.
Eğitimci ve sınıftaki diğer cocuklar sık sık bu cocuğun adını soyleyerek herhangi bir şeye sağlayabilirler ya da eğitimci cocuğun kendisiyle yakın arkadaşıyla ilgili ozellikleri ve değişiklere dikkat ini cekebilir.”Saclarını bu şekilde tokalamak sana cok yakışmış,bak Ayşe de senin gibi senin gibi saclarına tokalar takmış,dun saclarının nasıl olduğunu hatırlıyor musun?”
3. Duyu eğitimini,herhangi bir zaman dilimi icine yerleştirmek mumkun değildir.Doğumdan olume kadar butun yaşam sureci,duyu eğitimi olarak kabul edilmelidir.Cunku,uyanık olduğumuz her an,duyularımız iş başındadır.
Duyu eğitiminde,iki farklı yaklaşım biciminde yararlanılabilir:Cocuk gunluk yaşam deneyimleri sırasında ilgisini yonelttiği durumlar,eğitim amacı olarak değerlendirilebilir.Bu “fırsat eğirimi” olarak tanımlanan,cocuğun yaşarken oğrenmesini amaclayan bir yaklaşım bicimidir.Diğeri de yapılandırılmış ya da yarı yapılandırılmış koşullarda yapılan eğitim şeklidir.Birinci durumda ozellikle eğitim amaclı bu durum organize edilmez,o anda yaşanan olaylardan yararlanılır.İkinci durumda ise,saptanan hedefler doğrultusunda bir eğitim organize edilir.Her iki eğitim durumu da cocuğun gelişimine onemli katkılar sağlamaktadır.Orneğin,oyun saatinde cocuklar koşelerde oynarlarken,eğitimci cocuklardan birkacını yanına cağırır ve o andaki durumdan duyu eğitimi icin yararlanır.

• “Evcilik koşesinde oynayan arkadaşlarının sesini dinle ve kimlerin oynadığını soyle.”
• “Arkanı donme,bana bak ve sınıftaki sesleri dinle,kimlerin sesini duyuyorsun?Ne soylediklerini anlayabiliyor musun?Arkadaşlarının konuşmalarından hangi koşede oynadıklarını anladın mı?”
• “Dikiş koşesindeki cocukların seslerini dinle,kimlerin sesini duyamıyorsun?”
• “Şimdi odada butun koşelere dikkatlice bakın ve yanıma gelin.Blok koşesinde kimler oynuyor?Aliş hangi koşede oynuyor.En kalabalık koşe hangisi?Boş olan koşe hangisi?Evcilik koşesinde cocuklar nasıl bir oyun oynuyorlar?”

Eğitimcinin onceden planladığı bir uygulamada da şu olabilir:

Eğitimci cocuklara farklı ozellikleri olan nesneler verir.Orneğin;kağıtlar,bardak icinde su,sunger,paralar(kağıt ve bozuk para),kesme şeker,pamuk,naylon torba,deniz taşları,kurdela vb. Her cocuk kendisine verilen bu malzemelerle once serbestce oynar ve manipule eder.Eğitimci,cocukları ellerindeki malzeme ile neler yapabileceklerini ve neler yapamayacaklarını sorar.Ve uygulamalı olarak cocukların bunları gercekleştirmesine fırsat verir.Orneğin ”Suyu başka
kaplara dokebiliriz.Bir bardak suyu uc kaba ayırabiliriz.Sonra istersek hepsini yine toplayabiliriz.Fakat suyu yere dokersek tekrar geri toplayamayız.Suyu cama dokersek,aşağı doğru aktığını gorebiliriz.Suyu iki parmağımız arasında tutamayız,ufacık bir torbaya,şişeye doldurabiliriz.”Butun malzemeler hakkında ayrıntılı bir şekilde konuşulabilinir.
Ozetle,duyu eğitimi sırasında,ozel olarak yapılandırılmış eğitim olanaklarından yararlanmak kadar,cocukların yaşadıkları ana eğitimsel bir anlam katılması da onemlidir,diyebiliriz.

4. Cocuk gunluk yaşantısı sırasında nesnelerin birbirlerine gore farklı ozelliklerini giriştiği deneme yanılma pratikleriyle oğrenebilir.Orneğin,cocuk taşımak istediği bir oyuncağını,kaldırmadığını gorunce ,bunun başka bir oyuncağına gore,ağır olduğunu algılayabilir,fakat eğitimcinin yonlendirerek dikkat cekmesi gereken durumlar olduğu da unutulmamalıdır.kaynak.hanemiz.com