
Cumhurbaşkanlığı Kultur Sanat Buyuk Odulu sahibi koleksiyoner Mehmet Cebi, bir ulkenin en buyuk zenginliğinin muzelerindeki eserleri ve bunların dunya sanat piyasasındaki karşılığı olduğunu soyledi.
Onder İmam Hatipliler Derneği tarafından duzenlenen ve derneğin YouTube kanalından canlı yayınlanan "Kulturel Hafızamız ve Koleksiyonerlik" başlıklı etkinliğe, koleksiyoner Mehmet Cebi konuk oldu.
Derneğin Genel Başkan Yardımcısı ve AA İstanbul İdari İşler Muduru Sabri Celebioğlu'nun moderatorluğunu ustlendiği etkinlikte konuşan Cebi, şiire ve edebiyata ilgisinin lise yıllarında başladığını ifade ederek, kultur sanat faaliyeti yuruten bircok dernek ve vakfa seminer, konferans dinlemeye gittiğini anlattı.
İlgisinin daha sonra İslam sanatlarına, hem klasik hem de cağdaş Turk resim sanatına yoneldiğini belirten Cebi, universite yıllarında da ufak tefek bu işin alım satımını yapmaya başladığını kaydetti.
"Koleksiyoncu olabilmek icin cok para lazım algısı yanlış"
"Koleksiyoncu olabilmek icin cok para lazım." algısının yanlış olduğunu ifade eden Mehmet Cebi, ozellikle 1980'li yıllarda resim ve hat eserlerinin cok duşuk ucretlerle alıcı bulduğunu soyledi.
Cebi, sanat eseri piyasasında eskiye gore ciddi bir yukseliş olduğuna dikkati cekerek, şunları dile getirdi:
"Tabii burada asıl soru, eskiye bakıp avunmalı mıyız yoksa uluslararası durumumuzu tespit edip ona gore mi davranmalıyız? İddia ederek soyluyorum, Afrika'nın balta girmemiş kabilelerindeki uretilen sanat eserleri de dahil olmak uzere, adını sadece uzaklık ifade ederken kullandığımız ulkelerin bile sanat piyasası bizim ulkemizden kotu değildir. Turkiye'de ve dunyada sanat calışmaları başlıklı bir konuda 200 sayfalık bir rapor hazırladım. Mevzuyu bundan dolayı biliyorum. 2010'lu yıllar Turkiye'deki sanat eseri piyasasının en geniş ve fiyat olarak en yuksek olduğu donemleri yaşadı. 1 milyar dolar civarında bir sanat eseri piyasası oluştu."
"Zenginlik sadece Boğaz'daki yalının fiyatı değildir"
Muzayede yapan şirketlerin yıllar icinde arttığını ifade eden Cebi, "İnsanların kimisi kultur sanat ureticisi olur, kimisi kultur sanat toplayıcısı olur, kimisi de kultur sanatın severi ve takip edeni olur. Bunların hepsi birbiriyle irtibatlı şeylerdir. Kulturu ve sanatı sevmek lazım. İmkanın olunca koleksiyoner olursun, imkanın olmazsa da sanatsever olursun." dedi.
Turk sanat eserlerinin duşuk fiyatlanmasının temel sebebini yalnızca Turkiye icinde bir rekabete tabi olmasına bağlayan Cebi, "Turkiye'nin en buyuk zenginliklerini yalnızca Turk piyasasına munhasır kılıp, değerini 20'de 1'lere duşuren bir anlayış var. Bir ulkenin zenginliği yalnızca toprağının para etmesi midir? Zenginlik sadece Boğaz'daki yalının fiyatı değildir. Bir ulkenin en buyuk zenginliği muzelerinde bulunan eserleri ve bunların dunya sanat piyasasındaki karşılığıdır." diye konuştu.
Mehmet Cebi, milletlerin karakterlerinin şehir mimarilerinden ortaya cıktığını vurgulayarak, ozellikle Anadolu'da Osmanlı doneminden kalma şehir ve koy yapılarının korunmadığını ifade etti.
Yaklaşık 1,5 saat suren etkinliğin sonunda, koleksiyoner Mehmet Cebi izleyenlerin sorularını cevapladı.
Kaynak: Anadolu Ajansı / Fatih Turkyılmaz