
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, "İletişimi milli cıkarlar doğrultusunda stratejik bir bakış acısıyla ele alıyoruz. Ulkemizin itibarını koruyacak ve yukseltecek bir anlayışla ulusal ve uluslararası boyutta calışmalar gercekleştiriyoruz." dedi.
Altun, Turkiye Polis Radyosu'nda İpek Acar'ın hazırlayıp sunduğu "Can Cana" programına konuk oldu.
İletişim Başkanlığının calışmaları ve Turkiye gundemine ilişkin değerlendirmelerde bulunan Altun, Cumhurbaşkanlığı Hukumet Sisteminin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde buyuk ve guclu Turkiye hedefine giden yolda atılan tarihi bir adım olduğunu soyledi.
Altun, yeni sistemin pek cok kazanımından birinin de İletişim Başkanlığının ihdas edilmesi olduğuna değindi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Turkiye'nin her alanda olduğu gibi ulusal ve uluslararası iletişim alanında da guclu bir performans sergilemesi gerektiğine inanan vizyoner bir bakış acısına sahip olduğunu vurgulayan Altun, burada Turkiye'nin iletişiminin kurumsal bir yapıda surdurulmesi gerektiği fikrinin esas olduğunu dile getirdi.
Altun, İletişim Başkanlığın misyonunun "Turkiye'nin kamusal iletişim stratejisini belirlemek ve yurutmek" olduğuna dikkati cekerek, iletişimi milli cıkarlar doğrultusunda stratejik bir bakış acısıyla ele aldıklarını, ulkenin itibarını koruyacak ve yukseltecek bir anlayışla ulusal ve uluslararası boyutta calışmalar gercekleştirdiklerini ifade etti.
Fahrettin Altun, "Derdimiz, bolgede ve dunyada soz sahibi olan ulkemizin yukselişine yakışır nitelikte ve değerde calışmalar gercekleştirmek, milletimizin sesini, devletimizin haklı mucadelesini butun dunyaya duyurmak, ulkemize karşı haksız ve yalan ithamlarla yurutulen kara propaganda faaliyetlerine karşı mucadele etmek." diye konuştu.
-"Turkiye markasını guclendirmek icin calışacağız"
Gelecek donemde de Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın liderliğinde buyuk ve guclu Turkiye idealine hizmet etmek icin calışacaklarını dile getiren Altun, şoyle devam etti:
"İletişim Başkanlığı olarak kurumsallaşmadan fiziki ve teknik altyapıya, insan kaynağından yurt dışı ve yurt dışı teşkilatına kadar butun alanlarda guclendirici ve iyileştirici adımlar attık. 2021 yılında bu altyapı uzerinde stratejik iletişimin tum imkan ve enstrumanlarını kullanarak ozellikle uluslararası alanda, dunyanın dort bir yanında milletimizin sesi olacak calışmalar yuruteceğiz. Ulkemizin tezlerinin, iddialarının ve uygulamalarının uluslararası kamuoyuna doğru ve surdurebilir bir şekilde butunluklu bir iletişim stratejisiyle anlatılmasını cok onemsiyoruz. Hem kamu hem ozel sektorden cok boyutlu, cok paydaşlı projelerle Turkiye markasını guclendirmek icin calışacağız."
"CİMER'e 2020 yılında 6 milyona yakın başvuru yapıldı"
Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezinin de (CİMER) İletişim Başkanlığı bunyesinde faaliyetlerini surdurduğunu aktaran Altun, bunun gurur duydukları cok değerli bir proje olduğunu bildirdi.
CİMER'in katılımcı demokrasinin en guzel orneklerinden olduğunu ifade eden Altun, "Vatandaşlarımızın da cok yakından takip edip katıldığı ve bir butun olarak iltifat gosterdiği bir proje. Devlet ve millet arasında iletişim koprusu vazifesi goruyor ve şu anda dunyanın en buyuk olcekli kamu iletişim platformu. Bu konuda cok iddialıyız. CİMER'i devlet-vatandaş ilişkilerine olan katkısı nedeniyle dunya iletişim tarihinde devrim olarak nitelendirilecek bir yapı olarak değerlendiriyorum." diye konuştu.
CİMER'de cok guclu bir etkileşim olduğuna işaret eden Altun, 2020'de CİMER'e bir onceki yıla kıyasla yuzde 90 duzeyinde artışla 6 milyona yakın başvuru yapıldığı bilgisini verdi.
Vatandaşlardan CİMER'den memnuniyetlerini aktardıkları yuzlerce mesaj aldıkları bilgisini veren Altun, CİMER'i uluslararası alanda halkla ilişkiler projelerinin yarıştığı platformlarda da surekli on plana cıkardıklarını ve aldıkları odullerle ciddi takdir gorduklerini vurguladı.
"Yalan, iftira, hakaret eleştiri değildir"
Fahrettin Altun, ozellikle sosyal medyada eleştiri kisvesi altında yayılan hakaret, iftira ve yalanlarla mucadeleye ilişkin bir soru uzerine şunları kaydetti:
"Eleştiri gercekten cok kıymetlidir. Eleştiri esasında inşaya donuk bir şeydir, yıkıcı bir şey değildir. Ama geldiğimiz noktada artık hakaret ve iftira mesabesindeki birtakım sistematik yalanların eleştiri adı altında meşrulaştırılmaya calışıldığını goruyoruz. Sistematik hakaret, iftira, itibar suikastı asla ve asla eleştiri olarak değerlendirilemez. İletişim ve demokrasi acısından bir fırsat olarak değerlendirebileceğimiz sosyal medya mecraları ne yazık ki sistematik yalan ve iftira kampanyalarının zeminine donuşebiliyor. Burada esas olan kamu otoritesinin kendi vatandaşının bu tur dezenformasyon, sistematik yalan ve iftira kampanyalarından etkilenmemesi icin bir dizi tedbiri almasıdır. Bu noktada da yasal bir duzenleme yapılmıştır. Hicbir vatandaşımızın hakkaniyetten uzak sistematik yıpratma kampanyalarına, yalana, iftiraya, hakarete muhatap olması bizim acımızdan kabul edilemez."
-"Buradaki mucadelenin bir kulture donuşmesi onemli"
Sistematik olarak yıkıcı algı operasyonları yurutenlerin, iftira kampanyaları ve itibar suikastlarını kirli siyasetin bir parcası olarak yaptıklarının altını cizen Altun, "Bu kirli siyaset coğunlukla da sipariş bir siyaset oluyor. Maalesef bunlar coğunlukla Turkiye'de bir kaos ortamı oluşturmaya donuk bir gayret icerisinde oluyorlar." dedi.
Teror orgutleri başta olmak uzere Turkiye duşmanlarının sosyal, siyasal ve ekonomik hayatı hedef alan saldırıları, yalan haberleri ve kaos amaclı pek cok iceriği sosyal medya uzerinden servis ederek bu anlamda kotucul bir algı operasyonu yuruttuğunu belirten Altun, kamu otoritesinin bir sorumluluğunun da sosyal medyanın suc mahalline donuşmesini engellemek olduğuna vurgu yaptı.
Bu noktada kamuoyunda sosyal medya yasası olarak bilinen duzenlemenin gecen yıl gundeme geldiğini ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın onayıyla yururluğe girdiğini anımsatan Altun, "Tabii tek başına yasa cıkarmak esas değil. Buradaki mucadelenin bir kulture donuşmesi onemli. Bu anlamda İletişim Başkanlığı olarak 2020 yılı icerisinde onemsediğimiz projelerimizden biri de Sosyal Medya Kullanım Kılavuzu kitabımızdı. Bu kitaba da vatandaşlarımız internet sitemiz uzerinden erişebilirler. Bu kitapta da nasıl temiz bir iletişim alanı inşa edebileceğimizin yol ve yontemlerini ortaya koyduk." değerlendirmesinde bulundu.
"Doğu Akdeniz, mavi vatanımızın bir parcası"
İletişim Başkanı Altun, Turkiye'nin Doğu Akdeniz politikası ile ilgili bir soru uzerine, Turkiye'nin Doğu Akdeniz'de en onemli oyuncu olduğunu anımsattı.
Altun, Turkiye'nin bir bolgesel guc olarak son donemde bolgesinde attığı adımların kuresel siyasete ciddi anlamda etki ettiğini vurguladı.
Turkiye'nin Doğu Akdeniz siyasetinin de kuresel siyasetin merkezine oturduğuna işaret eden Altun, "Burada Turkiye kendi hak ve menfaatlerini korumak adına Sayın Cumhurbaşkanı'mızın liderliğinde son derece kritik adımlar attı. Biz de tabii Başkanlık olarak Turkiye'nin pozisyonunu dunyaya anlatma yonunde gayret ortaya koyduk. Bu doğrultuda Doğu Akdeniz politikamızın ve tezlerimizin uluslararası topluma anlatılmasıyla ilgili calışmalar gercekleştirdik. Ayrıca Turkiye'de ve dunyanın dort bir yanında ulkemizin terorle mucadelesini de anlatıyoruz, dış politika adımlarını da anlatıyoruz, uluslararası sisteme yonelik tezlerini de anlatıyoruz." ifadelerini kullandı.
Altun, Turkiye'ye yonelik dezenformasyon politikalarını da boşa cıkarmaya gayret ettiklerine işaret etti.
"Doğu Akdeniz, bizim mavi vatanımızın bir parcası." diyen Altun, Turkiye'nin burada cok guclu bir iddia sahibi olduğunu kaydetti.
Fahrettin Altun, sozlerini şoyle surdurdu:
"Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Doğu Akdeniz meselesinde Turkiye en başından beri hakkaniyetten, diplomasiden ve diyalogdan yana. Bazı ulkelerin gerilimi tırmandıran acıklamaları ve adımları oldu. Burada Turkiye geri adım atmadan ama hakkaniyetten, diplomasiden ve diyalogdan da vazgecmeden sureci yonetmeye devam ediyor. Bizim hicbir zaman icin hak ve cıkarlarımızdan geri adım atmamız soz konusu değil. Ama obur taraftan sağduyulu duruşumuz da ortada. Biz Cumhurbaşkanı'mızın kararlılığıyla Doğu Akdeniz'de diyalog ve diplomasiye alan actık. Her ne olursa olsun, biz bolgenin bir barış ve istikrar havzasına donuşturulmesi hususunda da kararlıyız. Doğu Akdeniz bu anlamda Turkiye'nin tarihsel bir surec icerisinde iddia sahibi olduğu bir yerdir. Bugun de bu iddiasını Turkiye surdurmektedir."
"Ulkemiz ve devletimiz tarihsel bir misyon ustleniyor"
Bir başka soru uzerine, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın tensipleriyle son derece kritik bir konumda kamu adına ulkenin hak ve menfaatlerini ulusal ve uluslararası alanda savunmaya donuk caba sarf eden bir kurumun başında olduğunu belirten Altun, kendisi icin esas meselenin ulke icin calışmak olduğunu soyledi.
Allah omur verdikce konum, unvan, makam fark etmeksizin ulke icin calışmaktan vazgecmeyeceğini dile getiren Altun, esas itibarıyla ulkenin ve icinde yaşadığı toplumun meselelerini dert edinip bulunduğu alanlarda fikir, bilgi uretme, eylem ortaya koyma gayreti icinde olduğunu dile getirdi.
Akademik hayatında da medya ve iletişim alanındaki calışmalarında yerli ve milli bir cizgide ulkenin menfaatleri, kamunun cıkarları doğrultusunda gayret sarf ettiğini aktaran Altun, konuşmasına şu sozlerle devam etti:
"Bu vesileyle şunu vurgulamak istiyorum, Turkiye gibi bir ulkede yaşıyoruz. Ulkemizin ve devletimizin tarihsel bir misyon ustlendiğini duşunuyorum. Bu jeostratejik konumda yer alan, boyle tarihsel bir birikimi tevarus etmiş, bu kadar dinamik bir nufusu olan bir ulkenin gercekten cok sahici iddiaları var. Yıllarca ceşitli batıcı siyasetcilerle bu iddialar baskılanmaya calışıldı ve ne olursa toplumumuz buna hep itiraz etti. Darbeler yapıldı, bu itirazların onu kesilmeye calışıldı, demokratik siyasetin onu kesilmeye calışıldı. Fakat ozellikle 2000 sonrasında Sayın Cumhurbaşkanı'mızın yuruttuğu siyasetle, verdiği mucadeleyle, liderlikle, toplumun bu iddiaları, toplumun o gur sesi siyasette ve diğer pek cok alanda kendisine yer buldu. Bir şekilde ulkemizin bolgesel bir guc ve kuresel bir aktor olması iddiası artık somut bir talep ve hedef haline geldi. Bu gecmişte akla bile gelmeyen bir şeydi."
Turkiye'nin gercekci siyasal, toplumsal, kuresel iddiaları ve meseleleri bulunduğunu anlatan Altun, şoyle konuştu:
"Siz boyle bir ulkede bu iddiaları, bu meseleleri, mesele etmek yerine sipariş konularla yahut moda meselelerle uğraşamazsınız. Ben akademide buna karşı cıkmaya calıştım. Sadece ben değil, bu anlamda bircok kişi de tabi buna karşı cıktı. Onun yerine sahici meseleleri konuşmak, sahici meselelere odaklanmak esastır demiş olduk ve bu gayreti ortaya koyduk. Yani şimdi bir taraftan sizin devletiniz PKK gibi, FETO gibi, DEAŞ gibi teror orgutleriyle mucadele ederken, iceride ve dışarıda yalan ve carpıtmalarla ulkenize karşı bir suru dezenformasyon ve kirli algı operasyonları yapılırken siz akademinin ya da medyanın fildişi kulelerinde sozum ona tarafsızlık kisvesi altında suya-sabuna dokunmayan konular uzerine ahkam kesemezsiniz. Bu sizi yetiştirmiş olan bu milletin, bu toplumun asla ve asla kabul etmeyeceği bir şeydir. Tarafsızlık kisvesiyle ahkam kesenlerin, esasında batıcı siyasetin aktorleri olarak orada belli başlı temel meselelerin ustunu ortmeye ve iddia sahibi olan toplum kesimlerini baskılamaya donuk bir gayret icerisinde olduğunu goruyorsunuz. Ben hangi konumda olursak olalım, bulunduğumuz alanlarda gayretle ilerlerken ulkemizin verdiği mucadeleye, toplumumuzun birlik ve beraberliğine omuz vermeyi, katkı sunmayı gozetmemiz gerektiğini duşunuyorum. Bu cercevede de karınca kararınca, elimden geldiğince ben gayret sarf etmeye calışıyorum."
"Uluslararası organizasyonların ulkemiz tanıtımına katkısını onemsiyorum"
Altun, Cumhurbaşkanlığı himayesinde İstanbul'da gercekleştirilen Formula1 organizasyonunun tanıtım calışmalarına ilişkin soruya karşılık, kuresel salgın koşullarına rağmen bu organizasyonunun başarıyla gercekleşmiş olmasının ulke icin gurur verici olduğunu soyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu konuyu takip ettiğini ve cok buyuk bir onem verdiğini belirten Altun, "Ulkemizin organizasyon kabiliyeti tum dunyada zaten biliniyor. Bir uluslararası yarışa yine ornek bir ev sahipliği yaptık." dedi.
İstanbul'da gercekleştirilen Formula 1 Turkiye Grandprix'inin sezona damgasını vurduğunu ve bu anlamda yarış severler tarafından 2020'nin en iyi yarışı secildiğini aktaran Altun, "Biz de Başkanlık olarak bu onemli organizasyonu ulkemizin tanıtımı icin bir fırsata cevirdik. Yarışlar kapsamında Başkanlığımız tarafından Turkiye'nin tanıtımı amacıyla İstanbul'un muhtelif bolgelerinde cekimi gercekleştirilen farklı filmler oldu, bunlar dunyayla buluştu. İstanbul'u tanıtan filmlerimiz de kuresel capta milyonlarca izleyiciye ulaştı. Biz uluslararası organizasyonların ulkemizin tanıtımına katkısını cok onemsiyoruz. Benzer projeleri de inşallah hayata gecirmeye devam edeceğiz." ifadelerini kullandı.
"Milletimizin cok net bir tarihsel bilinci var"
İletişim Başkanlığının milli, tarihi, kulturel değer ve şahsiyetlere ilişkin hayata gecirdiği dijital projelere ilişkin soru uzerine de Altun, "Turkiye'de milletimizin gercekten cok net bir tarihsel bilinci var. Baskılanmasına rağmen yıllarca uzeri ortulmesine, ortulmeye calışılmasına rağmen bu bilinc cok diri." dedi.
Tarihsel anlamda karşılığı olan işler yapıldığında buna gencler başta olmak uzere toplumun ciddi bir teveccuh gosterdiğini dile getiren Altun, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Biz bu calışmalarla esasında butun dunyaya şunu gostermeye calışıyoruz, Turkiye Cumhuriyeti nevzuhur bir devlet değildir. Şanlı zaferlerle dolu bir tarihe sahibiz ve bu zaferlere imkan sağlayan o dinamik, bugun de canlıdır. Biz de milletimize ruh veren değerleri iletişim, sanat, teknolojinin imkanlarını kullanarak yenilikci projelerle yeni nesillere aktarmaya calışıyoruz. Bunu yaparken diyoruz ki, biz bu coğrafyada koklu bir gecmişin temsilcisiyiz, buyuk bir iddia sahibiyiz. Biz bu coğrafyada kalıcı, etkin, guclu bir varlığı temsil ediyoruz ve bu temsil gayretimizde butun gucuyle devam edecek."
"Cumhurbaşkanımızın azminden, enerjisinden cok şey oğreniyoruz"
Yoğun calışma temposunda ve salgın doneminde aile hayatına yonelik soru uzerine ise Altun, şu bilgileri verdi:
"Tabii ben Sayın Cumhurbaşkanımızla birlikte calışıyorum. Kendisinin cok yoğun bir temposu soz konusu. Sayın Cumhurbaşkanımız kuresel salgın koşullarında da butun onlemleri alarak ulkesi icin yoğun bir şekilde calışmaya gayret etti, bu anlamda hic ama hic hız kesmedi. Biz onun azminden, enerjisinden cok şey oğreniyoruz. Dolayısıyla cok yoğun bir calışma tempomuz var. Eşim Fatmanur Hanım da hem akademik calışmaları hem sivil toplum calışmaları bağlamında yoğun bir gayret sarf ediyor. Cocuklar acısından şunu net olarak soyleyebilirim, diğer cocuklarımız gibi onlar da okullarını cok ozlediler. Bir an once okullarına donmek, arkadaşlarına kavuşmak istiyorlar. Bu noktada tabi sağlığın oneminin farkındalar. Ulkemiz ve butun insanlık icin bu surecin bir an once bitmesini temenni ediyoruz."
"CSO'nun yeni binası gurur duyduğumuz bir proje"
Sanata ve sanatcıya cok onem veren Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrasının yeni binasıyla ilgili sureci gunbegun yakından takip ettiğini aktaran Altun, sozlerine şoyle devam etti:
"Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrasının kendisine yakışacak bir mekanda sanat hayatına devam etmesi icin cok yoğun bir gayret sarf etti ve bu gayretin neticesinde bu muhteşem eser ortaya cıktı. Ben de orkestramızın yeni evindeki ilk konser programında o muhteşem salonda bulunmaktan ve o muazzam konseri dinlemekten buyuk bir memnuniyet ve gurur duydum. Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestramızın bundan sonra da yeni binasında dunyanın dikkatlerini cekecek konserlere ev sahipliği yapacağına canı gonulden inanıyorum. Bu, gurur duyduğumuz bir proje oldu. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde boyle bir muhteşem eser ortaya cıkmış oldu."
"Hayvanlara da yaratılmış bir can gozuyle bakıyoruz"
Hayvanlara karşı duyarlılığa ilişkin bir soru uzerine Altun, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan'ın bu konuyu cok yakından takip ettiğini soyledi.
Bu anlamda hayvanlara eziyet ve kotu muameleyi onlemek icin hazırlanan duzenlemenin de en kısa zamanda Meclis gundemine geleceğini duşunduğunu ifade eden Altun, hayvanların da yaratılmış bir can olduğu unutulmadan, yaratılanın Yaratandan oturu sevilmesi gerektiğini bildirdi.
Fahrettin Altun, "Onlarla doğayı beraber paylaşıyoruz, beraber nefes alıp veriyoruz. Peygamber Efendimiz de 'Yalnız insanlara değil butun mahlukata merhametli olmak gerekir' diye buyurur. Biz hayvanlara değer veren, cok ince uygulamaların hayata gecirildiği bir medeniyetin mensuplarıyız. Bu guzel ornekleri surdurmeliyiz, daha ileriye taşımalıyız. Bu noktada ne olursa olsun hayvanlara eziyete, kotu muameleye, cezai yaptırımlar gelmeli. Ama ote yandan da ailede başlayacak bir surecle yani hayvanların sevdirilmesi, merhamet gosterilmesi noktasında da bir bilinclenmenin olması gerekiyor." ifadelerini kullandı.
Kaynak: Anadolu Ajansı / Ferdi Turkten