Ortodoks mezhebi, Hristiyanlığın 3 mezhebinden biridir. Mezhepler arasında ufak farklılıklar gorulmektedir. Ortodoks ne demek? Ortodoks kultur ve gunumuz! Ortodoks inancları ve felsefesi!
[h=3]ORTODOKS NE DEMEK?[/h]Ortodoks Hristiyanlık, Doğu Ortodoks Kilisesi ve Oryantal Ortodoksluk icin kullanılan ortak adlandırma. Hristiyanlığın bu iki mezhebi de antik Hristiyan Kilisesi'nin inancı, doktrini ve uygulamalarına olan bozulmaz bağı vurgulamak icin ortodoks (Yunanca'dan: orthos + doxa, anlamı doğru duşunce) kavramını kullanır. Bu iki mezhebin uyeleri kendilerine sadece "Ortodoks Hristiyan" dese de "Doğu" ve "Oryantal" sıfatları bu grupların dışındakiler tarafından bu iki grubu ayırmak icin kullanılır. Bu iki grup 451 yılındaki Kalkedon Konsili'nin ortodoksisi hakkında goruş ayrılığı yaşamışlardır ve hala aralarında bir komunyon yoktur; ancak hala bircok aynı doktrine, benzer kilise yapılanmasına ve benzer ibadetlere sahiptirler. İki inancın birleşmesi icin yakın zamanda bircok goruşme yapılmış, bircok konuda uzlaşı sağlanmışsa da resmi bir birlik icin henuz somut adımlar atılmamıştır.

[h=3]ORTODOKS KULTUR VE GUNUMUZ[/h]Ortodoksluk diğer Hristiyan mezhepleriyle karşılaştırıldığında ortaya cıktığı ve geliştiği coğrafyalardaki tarihi şartların getirdiği konjonkture paralel olarak Âtıl, mistik ve melankolik bir kultur doğurmuştur. Daima devletin siyasal denetim rolunu ustlenen Bizans Ortodoksluğu'ndan beri Ortodoksluğun kaderini politik unsurların belirlediği soylenebilir. Ortodoksluk 17. yuzyıldan başlayarak Protestanlar ile yakın temas icinde bulunmuştur. Bununla birlikte coğunlukla Lutherci, Kalvinci veya Anglikan cevrelerden gelen ilişki talepleri, 19. yuzyıl Ortodoksları'nca kendi aleyhlerine yoneltilmiş misyonerlik cercevesinde algılanmış ve bu tarihten itibaren ilişkiler butunuyle kesilmiştir. Ote yandan Ukrayna'da ve Rusya'da bulunan az sayıdaki Katolik cemaatlerin durumuyla ilgili Vatikan'ın Ruslar'a yaptığı baskı da iki mezhebin arasını surekli acmaktadır. 2002'de Papa John Paul'un Rus topraklarında Katolik diyakozluk bolgesi yaratma teşebbusu Rus Ortodoksları'nca şiddetle eleştirilmiştir. Bununla birlikte İstanbul Ortodoks Patrikhanesi'nin ekumeniklik iddiaları dolayısıyla diğer Hristiyan gruplarla son derece sıkı ilişkileri mevcuttur.
[h=3]ORTODOKS İNANCLARI VE FELSEFESİ[/h]Ortodoks inancları ve ibadetlerinde kutsal kitaptan (ozellikle Yuhanna İncili) sonra gelen en belirleyici kaynak kilise babaları etrafında oluşan ve "en mysterion" yani "sır yoluyla" nakledilen geleneklerdir. Bunlar temel olarak kilise babalarından gelen rivayetler ve adetler olarak tanımlanabilirler. Ortodoks teolojisinin merkezinde bilgi problemi durmaktadır. Buna gore ilÂhî Âleme ait bilgiler bilinemez ozelliğe sahiptir. Katoliklikten farklı olarak Ortodoksluk ilÂhî bilginin doğası konusunda agnostiktir. Tanrısal Âlemin bilgisi bilinebilir değil fakat yaşanabilir bir şeydir. Bundan dolayı teoloji hayata yonelik bir fenomendir. Ortodoks manastır hayatı ve melankolisi bu yorumdan kaynaklanır.
Teslis
Ortodoksluk fonksiyon (hypostasis) anlamında uc ayrı, cevher (ousia) anlamında bir tek varlıktan oluşan teslis doktrinini kabul eder. Buna gore Tanrı fonksiyon anlamında Baba, Oğul ve Kutsal Ruh olmak uzere uc ayrı varlıktan meydana gelmiş olsa da esas itibarıyla Baba'da butunleşen tek varlıktır. Baba, Oğul ve Kutsal Ruh uclusunun oluşturduğu birlikteliği kabul eden Katoliklikten farklı olarak Ortodoksluk Baba'ya daha oncelikli bir yer vermektedir. Katoliklikten Ortodoksluğu ayıran diğer onemli bir teolojik farklılık da Kutsal Ruh'un nereden cıktığı meselesidir. Hem Baba hem Oğul'dan cıktığına inanan Katolikliğe karşılık sadece Baba'dan cıktığına inanan Ortodoksluk boylece Baba'nın hem Oğul hem de Kutsal Ruh'a karşı ustunluğunu vurgulamıştır. Onemli teolojik konulardan biri olan İsa'nın tabiatı konusunda Ortodoksluk diofizit goruşu kabul eder. Katoliklikte dunyaya gelerek İsa suretinde bedenlenen bizzat tanrının Oğul hypostasisi iken Ortodokslukta bedenlenen hypostasis değil fakat -cok net tanımlanmamış olsa da- Yuhanna İncili'nde bahsi gecen Logos yani Baba'nın Oğul aracılığı ile gonderdiği kelamıdır.
Meryem Ana
Ortodoksların Mesih'i mucizevi olarak doğuran Meryem ile ilgili inancları da diğer Hristiyan mezheplerine benzer. Ortodokslukta Meryem'le ilgili inancların temeli buyuk oranda Bizans coğrafyasındaki Nesturiliğin Meryem konusundaki kayıtsızlığına tepki olarak gelişmiştir. Bizans teologları Meryem'in ayrıcalıklı konumunu onu Ortodoks kozmolojisiyle butunleştirerek vurgulamaya calışmıştır. Boylece Meryem kendisinden cıkan tanrı/ İsa aracılığı ile evrenin var oluşunun sebebi haline dondurulmuştur. O, ikinci Havva olarak birincinin yaptığı kozmik hatayı duzelten ilÂhî surecin son halkasıdır. Meryem yalnızca İsa Mesîh'in değil fakat butun insanlığın anasıdır. Ortodokslukta Meryem şefaatci pozisyonuna kadar yukseltilmiş olmakla birlikte Katolik kilisesinin 1854'te kabul ettiği, Meryem'in annesi Aziz Anne'den doğuşundan itibaren aslî gunahtan muaf olduğu doktrini şiddetle reddedilir. Bununla birlikte Meryem "lekesiz" ve "tamamen mubarek"tir. Olumunden sonra oğluyla birlikte semavat Âlemine alınmıştır. İkonları aracılığı ile Meryem inananlarına pek cok mucize sunmaktadır.