Libya'nın doğusundaki gayrimeşru guclerin lideri Halife Hafter'e bağlı "Kaniyat" adlı milis gucunun yıllarca kontrol ettiği ve 5 Haziran 2020'de cekildiği Terhune kentinde ortaya cıkarılan toplu mezarlardaki kurbanların kimlik tespiti calışmaları devam ediyor.
Terhune'deki toplu mezarlardan cıkarılan cesetlerin kimlik tespitinin yapılması icin, gomulduklerinde uzerlerinde bulunan kişisel eşyalar, kurbanların yakınları tarafından teşhis edilmek uzere başkent Trablus'ta sergilendi.
Trablus Universitesi Hastanesinin Adli Tıp Mudurluğunde hazırlanan ve şimdiye kadar toplu mezarlardan cıkarılan 109 cesetten 27'sine ait kişisel eşyaların sunulduğu sergide giysi, ic camaşır, corap, yuzuk, kolye gibi gomulduklerinde uzerlerinde bulunan eşyalar ve kurbanlara ait cesetlerden fotoğraflar yer aldı.
Coğu gunluk giyim olan kıyafetlerin sivillere ait olduğu dikkati cekerken, kurbanlar arasında cocukların bile bulunduğunu gosteren cocuk kıyafetlerinin yer alması ise Terhune'deki toplu mezarların dehşetini gozler onune serdi.
"Kani" soyadlı, bazıları oldurulen 7 kardeşin liderliğini yaptığı Hafter yanlısı Kaniyat milis gucu, Terhune'yi kontrol ettiği donemde, kentte muhalif gorduğu sivil halkı ve rakip gorduğu aşiretleri yargısız infaz etmekle suclanıyor. Terhuneli ailelerin ise Kani kardeşlerin hedef aldığı veya kacırdığı bu yakınlarını olu ya da diri bulmak icin arayışı suruyor.
Terhuneli aileler, olen yakınlarını usulunce defnetmek istiyor
Sergiye gelen Terhuneli kayıp aileleri, kurbanlar arasında kendi yakınlarının bulunup bulunmadığını tespit etmek icin bu eşyaları inceleyerek onlara ait bir iz aradı.
Aileler, yakınları eğer oldurulenler arasındaysa, dini vecibelerini yerine getirerek onların cenaze namazını kılmak ve naaşlarını usulunce defnetmek istiyor.
Terhuneli Kayıp Yakınları Birliği Başkanı Abdulhakim Ebu Name, AA muhabirine yaptığı acıklamada, Hafter'e bağlı "Kaniyat" adlı milis gucunun Haziran 2020'ye kadar Terhune kentini kontrol ettiği donemde uyguladığı baskı ve katliamlardan soz etti.
Kardeşinin Hafter'e bağlı Kaniyat milislerince 14 Kasım 2019'da akşam saatlerinde kacırıldığını ve hala kayıp olduğunu kaydeden Ebu Name, o gunden sonra bir daha kardeşinden bilgi alamadığını soyledi.
Ebu Name, "1 yıl 3 ay oldu, (kardeşimin) akıbeti hala mechul. Yerin altında mı yoksa ustunde mi bilmiyoruz. Kişisel eşyaların bulunduğu sergiye geldik, elbiselere, morgdaki cesetlere baktık ama ona ait bir şey bulamadık." dedi.
"Kardeşim Ebubekir tuccardı, devlet işleriyle alakası yoktu" diyen Ebu Name, "Kendisinden Terhune'yi terk etmesini istedim. Bana, 'ben asker değilim, benim boyle şeylerle alakam olmaz, gitmeyeceğim' demişti." ifadelerini kullandı.
Ebu Name, "Kani" soyadı taşıyan Hafter muttefiki 7 kardeşin liderliğini yaptığı Kaniyat milislerinin oldurdukleri bu insanların coğunluğunun siviller olduğuna, hatta aralarında kadın, cocuk ve yaşlıların da bulunduğuna dikkati cekerek şunları soyledi:
"Burada gorduğunuz gibi bir cocuğa ait eşyalar var, yaşı muhtemelen 8'den kucuktur. Kadınlar var, yaşlı bir adam var. Tasavvur edilmesi cok zor katliamlar. Bu fotoğrafları gormekten geceleri gozumuze uyku girmiyor. Bu katillerden Allah'a sığınıyoruz."
Ebu Name, Kaniyat'ın, "Ben Turkiye'ye karşıyım ve Rusya'yı destekliyorum, sen de Rusya'yı destekleyeceksin" zihniyetiyle hareket ettiklerini soyleyerek, kentte Hafter yanlısı olmamakla sucladıkları ve husumet duydukları aileleri hedef aldıklarını belirtti.
Kaniyat milislerinin 900'den fazla kişinin olum ve kayboluşundan sorumlu olduğunu soyleyen Ebu Name, "Kani ailesi şu an zırhlı araclarıyla gezerken ve (Hafter kontrolundeki) doğu bolgesinde ev satın alırken biz her gun mezarlarda cocuklarımızı arıyoruz." dedi.
Toplu mezarlarda şimdiye kadar 109 cesede ulaşıldı
Terhune kentinde faaliyet yuruten Mezar Acma Heyetinin Başkanı ve adli tıp doktoru İlyas el-Hamruni de adli tıp tarafından hazırlanan 27 vakaya ait kişisel eşyaların ve tanınması muhtemel maddelerin burada sergilendiğini kaydetti.
Kayıp yakınları tarafından şimdiye kadar 8 cesedin kimliğinin tespit edildiğini belirten Hamruni, diğer vakalara ait bulguların da gosterilmesi icin yakında bu serginin ikinci ve ucuncu aşamalarının da olacağını soyledi.
Adalet Bakanlığına bağlı mezar kazı ekiplerinin şimdiye kadar 109 cesede ulaştığına işaret eden Hamruni, şoyle devam etti:
"Kimlik tespiti icin DNA orneklerinin alınmasının yanı sıra bu sergileme ikincil bir yol olarak gosterilmeye devam edecek. Sergi, nukleik asit testi yapılan vakaları kapsayacak. Bu kayıpların kimliği tespit edildikce, daha fazla kurbanın cenazesinin kaldırılması ve gomulmeleri sağlanıyor. Kimliği tespit edilemeyenler ise soğutucularda bekletilmeye devam ediliyor."
Kurbanlar, protez diş, kupe, yuzuk ve dovmelerinden teşhis edildi
Sergi salonunda, sekiz cesede ait olduğu tespit edilen kişisel eşyaların bulunduğu vitrinlerin ustu mavi bir ortu ile kapatılmış ve uzerine "kimliği tespit edildi" yazısı bırakılmış durumda.
Adli Tıpta gorevli Doktor İnas Kureyvi de yakınlarına ait kişisel eşyaları goren ailelerin tepkisinin "carpıcı" olduğunu kaydederek, "Bazı aileler, kaybolan yakınlarının elbiseleri veya fotoğraflarıyla karşılaşmayı beklemiyordu. İlk yaşadıkları şokun ardından, bu kişisel eşyaların onların kayıplarına ait olduğunu teyit ettik." dedi.
Kureyvi, ailelerin, olen yakınlarının kimliğini nasıl tespit ettiğini şoyle aktardı:
"Bazı vakaların kimliği, protez ve kopru dişlerden, bazıları kupe ve yuzuk gibi takılardan ve elbiselerden teşhis edildi. Bazıları da dovmelerinden tespit edildi. Bazı erkek kayıpların tespiti de eşlerinin onları en son gorduğu gun evden cıktıklarında uzerindeki elbiseleri tanımaları ile gercekleşti."
Libya'da bulunan toplu mezarlar
Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Rusya, Mısır ve Fransa gibi ulkelerden askeri ve siyasi destek alan Libya'daki darbeci guclerin lideri Halife Hafter'in, 4 Nisan 2019'da milislerine Trablus'u ele gecirmek icin saldırı emri vermesiyle, zaten uzun suredir istikrarsızlıkla boğuşan ulke yeni bir şiddet sarmalına suruklendi.
Hafter'in 14 ay suren saldırıları başarısızlıkla sonuclanırken, Birleşmiş Milletler nezdinde meşru Libya hukumetine bağlı ordu birlikleri 3 Haziran'da başkent Trablus'un butun idari sınırlarında, 5 Haziran'da da Terhune kentinde kontrolu sağlamıştı.
Hafter milislerinin, Trablus'a yonelik saldırılarında harekat ve ikmal merkezi olarak kullandığı Terhune'nin kurtarılmasının ardından Libya makamları, şehirde ve cevresinde cok sayıda toplu mezarda şu ana kadar 109 cesede ulaştı.
Ote yandan Uluslararası Ceza Mahkemesinden 22 Haziran 2020'de yapılan acıklamada, Terhune'deki toplu mezarlara ilişkin Başsavcılığa guvenilir bilgiler ulaştığı kaydedilmişti.
Kaynak: Anadolu Ajansı / Mucahit Aydemir