
Muzikli Maarif Takvimi etkinliğinde 19. yuzyılın en buyuk bestekarlarından biri olarak gosterilen İsmail Dede Efendi yad edildi.
Fatih Belediyesinin kulturel etkinlikleri kapsamında gercekleştirilen "243. Doğum Yıl Donumunde Dede Efendi" konser ve soyleşisi, belediyenin sosyal medya hesaplarından yayınlandı.
Farklı konuların ele alındığı Muzikli Maarif Takvimi programını hazırlayıp, gorsel ve belgesel bilgiler eşliğinde sunan Turk muziği sanatcısı ve yazar Mehmet Guntekin, Dede Efendi'nin 243 yaşında bir delikanlı olduğunu soyledi.
İsmail Dede Efendi'nin eserlerinin tazeliğinden ve gencliğinden hicbir şey kaybetmediğini vurgulayan Guntekin, "Dede Efendi'nin bugun hala Turk musikisinin en onde gelen bestekarı olarak adı dillerden duşmez, eserleri hafızalarımızdan silinmez." ifadesini kullandı.
İsmail Dede Efendi'nin Cankurtaran'daki evinin eski bir fotoğrafını gosteren Guntekin, "Bu ev uzun sure metruk kalmış, oncesinde karakolmuş ve daha once de Balkan gocleri sırasında Balkanlardan gocen soydaşlarımızın başlarını soktukları bir yermiş. Bugun ayakta olan kısmı bu evin Dede Efendi'nin konağının sadece bir bolumu. Haremlik ve selamlık bolumlerinden biri." şeklinde konuştu.
Gorseller eşliğinde Dede Efendi'nin hayatına ilişkin bilgi veren Guntekin, Dede Efendi'nin babası Suleyman Ağa'nın, Fransa'yı ağır bir yenilgiye uğratan Cezzar Ahmed Paşa'nın muhurdarı olduğunu anlattı.
"Lakabı, babasının işlettiği hamamdan geliyor"
Guntekin, Suleyman Ağa'nın omrunun ilerleyen yıllarında payitaht olan İstanbul'a yerleşerek bir hamam işletmeye başladığını belirterek, şunları kaydetti:
"Acemoğlu Hamamı, askerlikte bir sınıfın adı olan acemi oğlanların devam ettiği bir hamam olduğu icin boyle anılır olmuş. Suleyman Ağa emekliliğini isteyip İstanbul'a payitahta gelince bu hamamı satın alıyor ve onu işletmeye başlıyor. Daha sakin bir hayata ihtiyacı var. Dede Efendi'nin lakabı olarak anılan 'Hammamizade' yani 'hamamcının oğlu' da buradan geliyor."
İsmail Dede Efendi'nin 5 yaşında "Amin Alayı" ile Camaşırcılar ilk mektebinde oğrenime başladığını dile getiren Guntekin, "İsmail derhal okulda hocasının dikkatini cekiyor. Oğretmenleri sınıfta bir ilahi meşk ederken cocuklardan birinin muthiş farklı ve guzel sesini hissediyor. Dikkat kesilince onun İsmail olduğunu anlıyor ve onunla ayrıca ilgileniyor. Komşusu olan o zamanın cok unlu bir bestecisine Uncuzade Mehmet Emin Efendi'ye goturuyor." bilgisini paylaştı.
Bestelediği bir eserin Osmanlı padişahlarından 3. Selim'in huzurunda okunmasının ardından, padişahın Mevlevihane'den ozel olarak cağırdığı Dede Efendi'yi saray hanendeleri arasına aldığını dile getiren Guntekin, unlu bestekarın 1846 yılında hac gorevini tamamladıktan sonra Mekke'de hayatını kaybettiğini ve Hz. Hatice'nin ayak ucuna defnedildiğini anlattı.
Dede Efendi'nin eserleri icra edildi
Etkinlikte ayrıca kanunda İsmail Karaşin'in refakatiyle İbrahim Suat Erbay, unlu bestekarın muziğini dile getirdi.
Dinletide Dede Efendi'nin eserlerinden sultaniyegah makamında "Nihan ettim seni sinemde ey meh-pare canımsın", hicaz makamında Yunus Emre'nin guftesinden ilahi formunda bestelediği "Gelin gidelim efendim Allah yoluna" ile "Sevdim Bir Gonca-i Rana", "Bi Vefa Bi Ceşm-i Bidat" ve hac esnasında bestelediği sozleri Yunus Emre'ye ait "Yuruk değirmenler gibi donerler" dizesiyle başlayan şehnaz ilahisi seslendirildi.
Hayatı boyunca 500'den fazla eser besteleyen, Turk sanat musikisi cevrelerinde "Derviş İsmail", "Dede", "Dede Efendi", "Hammamizade İsmail Dede Efendi" ve "İsmail Dede" isimleriyle anılan musikişinas İsmail Dede Efendi, Turk musikisinin ayin, durak, tevşih, savt, ilahi, peşrev, saz semaisi, kar, karce, kar-ı natık, murabba, semai, şarkı, turku, kocekce gibi dini ve diğer sahalardaki pek cok formda verdiği eserlerle tanınıyor.
Kaynak: Anadolu Ajansı / Ahmet Esad Şani