
Korkut Ata ya da Dede Korkut, Oğuz Turklerinin eski destanlarında yuceltip kutsallaştırılmış; bozkır hayatının geleneklerini ve torelerini cok iyi bilen, kabile teşkilatını koruyan yarı-efsanevi bir bilgedir ve Turkler'in en eski destanı olan Dede Korkut Kitabı'ndaki hikayelerin anlatıcısı ozandır. Tarihin en onemli isimlerinden biri olan Dede Korkut, TRT'nin sevilen dizisi Uyanış Buyuk Selcuklu dizisinde yer almaktadır. Peki, Korkut Ata kimdir? Dede Korkut kimdir? Dede Korkut Hikayeleri nelerdir? Uyanış Buyuk Selcuklu Korkut Ata kimdir, kim canlandırıyor? İşte detayları....
[h=3]UYANIŞ BUYUK SELCUKLU'DA KORKUT ATA KİMDİR?[/h]Uyanış Buyuk Selcuklu dizisinde Korkut Ata karakterine hayat veren oyuncunun gercek adı Ertuğrul Postoğlu'dur. Ertuğrul Postoğlu, 1967 yılında Malatya'da doğmuştur. İstanbul'da Kabataş Erkek Lisesinden okumuştur. Ertuğrul Postoğlu, İlkay Ozdin Postoğlu'yla evlidir ve iki kızı vardır. Seslendirme sanatcısı da olan Ertuğrul Postoğlu dizi kariyerine Paramparca dizisi ile ilk adımı atmıştır. Korkut Ata karakterini canlandıran oyuncumuz daha onceleri de yine bir tarihi dizi olan Diriliş Ertuğrul dizisinde Bahadır Bey karakterine Hayat vermiştir.

Adı, tarihî kaynaklarda ve ceşitli Oğuz rivayetlerinde kimi zaman sadece "Korkut", kimi zaman "Korkut Ata" olarak gecer; Batı Turkcesinde "Dede Korkut" olarak da anılır. Sirderya havzasında tespit edilmiş halk anlatıları onu bir baksı (Şaman) olarak tanıtırken yazılı kaynaklarda hukumdarlara vezirlik, muşavirlik yapmış bir Musluman Turk velisi olarak tanıtılmıştır. Oğuzların İslÂm'ı kabul edişlerinden onceki donemlerin bir kÂhini (kam, baksı) olduğu, İslÂmlaşma surecinde kulturel değişime paralel olarak bir evliya kimliğine burunduğu duşunulur.
Kazak ve Kırgız bahşılarının piri olarak da tanınmaktadır. Bir soylenceye gore Kırgız şamanlarına kopuz calmayı ve turku soylemeyi oğretmiştir.
[h=3]KORKUT ATA HAYATI[/h]Halk rivayetlerine gore aydın, berrak gozlu dev kızından dunyaya gelen Dede Korkut'un hayatı hakkında tarihi kaynaklardaki bilgiler birbirinden farklıdır. Korkut Ata'dan bahsedilen en eski tarihî kaynak İlhanlı veziri Reşiduddin'in CÂmiu't tevÂrih'idir. Tabip Reşiduddin'in 1305 yılında bir heyetle yazdığı bu unlu kitapta dort Oğuz hukumdarının cağdaşı olarak Korkut'tan bahsedilir. Bu esere gore Korkut, Bayat boyundan olup Kara Hoca'nın oğludur. 295 yıl yaşamıştır. Oğuz sulalesinin dokuzuncu hukumdarı İnal Sır Yavkuy zamanında ortaya cıkmış; onuncu hukumdar Kayı İnal Han'ın ve ondan sonraki uc Oğuz hukumdarının muşavirliğini yapmıştır.[2] Bir menkıbeye gore Kayı İnal Han Muhammed devrine Musluman olmuş ve Dede Korkut'u Peygamber'e elci gondermiştir.
Ebu'l-Hayr-ı Rûmî'nin kaleme aldığı ve Saru Saltuk'u konu alan Saltukname (1480)'ye gore Korkut Ata Osmanoğulları ile aynı soydandır. Eserin ikinci ve ucuncu cildinde Osmanoğulları'nın soyu İshak peygamberin oğlu Ays nesline dayandırılmakta ve Korkut Ata soyundan oldukları belirtilmektedir.
Tebrizli Bayatî Hasan b. Mahmûd'un eseri olan CÂm-ı Cem-Âyin (1481) adlı Osmanlı silsilenamesine gore Korkut Ata, 28. Oğuz Hanı Kara Han tarafından Medine'ye gonderilmiş; İslam peygamberi ile tanıştıktan sonra Oğuzlar'a İslamiyet'i oğretmekle gorevlendirilen Selman-ı Farisi ile birlikte donmuştur. Aynı kaynakta onun Urgenc Dede adlı bir oğlu olduğu kayıtlıdır.
15. yuzyılda kaleme alınan VelÂyet-nÂme-i Hacı BektÂş-ı Velî'de Korkut Ata, Turk soylencelerinde Hanlar Han'ı olarak adı gecen Oğuz padişahı Bayındır Han ve onun beylerbeyi Kazan ile birlikte anılmıştır; bunların olumuyle Oğuz cemaatinin dağıldığı soylenir.
Ebu'l Gazi Bahadır Han'ın 1659-1660 yıllarında yazdığı Şecere-i Terakime adlı eserine gore Korkut Ata, Kayı boyundandır, Abbasiler devrinde yaşamıştır ve Oğuz ilinde cok sayılan bir devlet muşaviridir.
Ecelden kacması hakkında
Ebulgazi Bahadır Han'a gore 295 yıl, bir halk rivayetine gore 100 yıl yaşamış olan Dede Korkut'un olumu hakkındaki rivayetler de cok ceşitlidir. Kazaklar arasında yaygın olan menkıbeye gore yirmi yaşında iken ruyasında aklar giymiş bazı yaratıklar ona kırk yıl yaşayacağını haber vermiş, bunun uzerine Korkut olumsuzluk istemeye karar vermiştir. Karşılık beklemeden hastalara yaptığı yardımlar Allah katında makbule gecmiş ve bir gun uykuda iken Allah ona, "Olumu kendin arzu etmedikce olmeyeceksin" demiştir.
Bir başka rivayete gore Korkut Ata uzun sure olumden kacmak istemiş ama nereye gitse "mezar arayan Korkut icin" mezar kazan birilerini gormuştu. Sonunda 300 yaşında iken kendisi icin kazılan mezarlardan birinin yanında olmuştur.Dede Korkut'un olumden kacma cabası, Sumerler'de Gılgamış Destanı'nda Gılgamış'ın olumsuzluğe ulaşma uğraşları ile anlatılan olumsuzluk arayışının bir uzantısı olarak duşunulebilir.
Dede Korkut Mezarı hakkında
Azerbaycan'da ve Anadolu'da Dede Korkut'a ait olduğu iddia edilen kimi mezarlar vardır.
1638 yılında Alman imparatorunun Moskova ve İran elcisi Adam Olearius, Dede Korkut'un Demirkapı- Derbend şehri yakınlarında "İmam Korkut" adlı bir İslam velisinin mezarını gorduğunu anlatmıştır. İran ve Dağıstan Tatarları arasındaki sınırı belirleyen kucuk bir ırmağın kenarında bulunan mezar, kaya icine oyulmuş buyuk bir mağara şeklinde olup tabutu dort tahtadan yapılmıştı. Olearius'un yerlilerden dinleyip aktardığı soylenceye gore kopuz calıp şiirler soyleyen bu İslam velisi, peygamberin yakınlarındandı ve onun olumunden sonra 300 yıl daha yaşamıştı; putperest Lezgiller'i İslam'a davet icin gittiği sırada oldurulmuştu.
Evliya Celebi Seyahatname'de, 1647'de Demir Kapu'da gorduğu ziyaretgÂhın Dede Korkut'a ait olduğunu yazar. Olearius'un bahsettiği mezarı aramaya sonradan Rus doğubilimci Wilhelm Barthold da gitmiş fakat bulamamıştır. Mezarın zamanla kaybolduğu duşunulur.
Evliye Celebi 1655'te gorduğu Ahlat'tan bahsederken de "Ahlat'ta yatanlardan birisi de Korkut Han'dır şeklinde bahseder.
Sirderya havzasında yaşayan Kırgız, Kazak, Karakalpak ve Turkmenler tarafından ziyaret edilen ve Korkut Ata'nın kabri olarak bilinen bir mezar daha vardır. Kalinski ile Kızılorda arasında Sirderya nehrinin Aral golune yakın bir yerinde sahilde bulunmaktadır.
Bayburt'un guney doğusundaki Masat koyunun hemen cıkışında halk arasında Ali Baba Turbesi denen Turkmen turbesinin Dede Korkut 'a ait olduğu iddia edillir. Bu tez, şair Orhan Şaik Gokyay tarafından ortaya atılmıştır.
Dede Korkut Kişiliği
Dede Korkut'un kişiliği hakkındaki bilgiler halk efsanelerinden, Dede Korkut Kitabı'ndan ve Oğuzların tarihi ile ilgili bilgi veren yazılı kaynaklardan gelir.
Dede Korkut Kitabı'na gore destanın anlatıcısı ozan, Oğuzların Bayat boyundan olup İslam peygamberi Muhammed'in yaşadığı zamana yakın bir donemde yaşamış Muslumandır; kalp gozu acık; hikmetli sozler sahibi bilge bir ozandır; Oğuz beylerinin ve halkın toresini, gecmişini bilen, halkın her muşkulunu halleden geleneksel bir eğitici, yol gosterici ve akıl hocasıdır. Koklerinin ozan/baksı geleneğine dayandığı, sıradan insan olmayıp Tanrı tarafından secilmiş olduğu, soylediklerinin kendi duygu ve duşuncelerinden ziyade Hak TealÂ?nın ilham etmesiyle ortaya cıktığı anlaşılır.
Tarihî kaynaklarda Dede Korkut'un şahsiyeti hakkında verilen bilgiler buyuk olcude KitÂb-ı Dede Korkut'taki bu bilgilerle ortuşur. Korkut Ata'nın bircok Oğuz hukumdarına vezirlik, muşavirlik yaptığı, bazı beylerin cocuklarına ad verdiği aktarılır. Hem gecmişte hem de gelecekte olacakları bilen, Turkler arasında buyuk bir une sahip bir olarak tanıtılır; velilik ozelliği one cıkartılır.
Halk anlatılarında Korkut Ata eşsiz bir halk şairi, kopuz ve dombranın mucidi olarak tanıtılmıştır. Kopuz calmak ve şamanlık yapmak icin kendisinin Ata ruhlar tarafından gorevlendirildiğine inanılır. Karakalpakistan'da derlenmiş bir efsane onun kopuzun nasıl yapılacağına olağanustu varlıklardan oğrenmiştir. Bir başka soylenceye gore hızlı koşan devesine binerek halkının sonsuza dek yaşayacağı cennet gibi bir mekan arayan Ata Korkut, "olumsuz hicbir şey yokmuş" fikrine gelmiş ve sonsuz hayatı kopuzun ezgilerinde aramaya başlamış; nesilden nesile gecen kıymetli sozler ve ezgiler uretmiştir. Şiir ve ezginin atası kabul edilir.
Soylencelerde Korkut Ata'nın doğaustu gucleri one cıkarılmıştır. Kendisinden "Olu dersem olu değil, diri dersem diri değil" sozleriyle bahsedilir.[kaynak belirtilmeli] Tum hayvanların ve ozellikle de kuşların dilini bildiği anlatılır. Ayrıca kendisinin "Tuman" adını verdiği bir yiğit de tum kuşların dilini bilir. Azerbaycan Turkleri arasındaki yaygın bir inanışa gore, dunyadaki her şeyin adını Korkut Ata koymuştur. Yiğitlere de ad vermiştir.