Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, hava savunma ve savaş ucağı ihtiyaclarında Turkiye'nin onceliğinin kendi cozumlerini geliştirmek olduğunu bildirdi.
Demir, Savunma Sanayii Başkanlığındaki "2020 Değerlendirme ve 2021 Hedefler Toplantısı"nda basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Savunma sanayisinin tumunde yuzde 100 yerlilik yaklaşımının maliyet etkin olmadığını belirten Demir, ozellikle stratejik urunler icin yuzde 100 yerliliği amacladıklarını soyledi. Demir, "Stratejik bir urunde korkulu ruya gormektense uyanık yatmayı tercih ediyoruz. Maliyetli olabilir, belki 1'lik şeyi 5'e alıyor olabiliriz ama şunu biliriz ki ihtiyacımız olduğunda kimse bizi yarı yolda bırakmayacak." dedi.
Demir, anlık mesajlaşma uygulamalarını ilgili kurumla iş birliği icinde calışılması gereken bir alan olarak değerlendirdiklerini dile getirerek, kendi alanlarıyla ilgili kısıtlı kurumsal cozumleri bulunduğunu, bunların yaygınlaşması ve tum toplumun guvenliğini kapsamasının onemli olduğunu ifade etti. Bunun yanında her turlu iletişimin gercekleştirileceği donanım ve yazılımların ulke guvenliği icin onem taşıdığını vurgulayan Demir, bu amacla ULAK baz istasyonunun geliştirilmesini sağladıklarını ve yaygınlaştırılması icin de calışmalar yuruttuklerini kaydetti.
Demir, yeni tip koronavirus (Kovid-19) salgını nedeniyle sektorun ihracat rakamlarında bir miktar duşme olduğunu, bunun yanında savunma sanayisinin en fazla istihdam artışı yaşanan sektorler arasında yer aldığını belirterek, sektorun cirosunun buyumeye devam ettiğini, yerlileşme oranında olumlu seyrin surduğunu anlattı.
İsmail Demir, ABD'nin, kısa adı CAATSA olan yasa kapsamında Savunma Sanayii Başkanlığı ve bazı yoneticilerine yonelik aldığı yaptırım kararına ilişkin sorular uzerine, "Cok buyuk bir hasar olacağını gormuyoruz. Acıklanan maddeler kapsamında cok buyuk bir risk yok. Bunların hepsi idare edilebilir, ustesinden gelinebilir kucuk unsurlar. Bu konuda bir sıkıntımız yok, ilave uygulamalar, yorumlar, maddeler gelmezse... F35 programındaki gibi 'Ben yaptım, oldu' yaklaşımıyla gidilmeyecekse şu aşamada buyuk bir hasar ve zarar olacağını duşunmuyorum." diye konuştu.
CAATSA yaptırımları konusunda karşı tarafla kısıtlı olcude temasları olduğu bilgisini veren Demir, "Onların da 'Acaba bu yaptırımlar neyi, nasıl etkiler?' gibi bir calışmayı devam ettirdiklerini biliyoruz. Yani karşı taraf 'Ben yaptırımları başlattım, atacağım adımlar 1, 2, 3 bunlar' deyip kolları sıvamış değil. Onlar da hangi adımların atılacağı, hangi olayı nasıl etkileyeceğiyle ilgili kendi calışmalarını yapıyorlar." ifadelerini kullandı.
F35 programı konusunda atılan tek taraflı ve hukuksuz adıma karşın, Mart 2020 icin planlanmasına rağmen Turk firmalarından imalatın kesilemediğine dikkati ceken Demir, şu değerlendirmede bulundu:
"Şirketlerimiz bu imalatlara devam etti. 'Madem onlar bizi tanımıyor, biz onları tanımayalım' yaklaşımını da doğru gormuyorum. Biz devlet gibi devlet olan, attığı imzanın arkasında duran, verdiği sozu yerine getiren bir yapıyız. Bunun gereğini yapıyoruz, yapmaya devam edeceğiz. Karşıdaki adımın hukuksuz ve yanlış olduğunu soyluyoruz. Onlar bildiklerini okumaya devam ederlerse kendileri bilir. Sanayimiz onların dur dedikleri yere kadar uretimleri devam ettirir. Sanayimiz burada edindiği yetkinlik ve kabiliyetleri Milli Muharip Ucak Geliştirme Projesi'nde kolaylıkla kullanacaktır. O acıdan 'Ben kustum, oynamıyorum' demenin anlamı yok. Mevcut elemanların istihdamı, tezgahların calışması, mevcut yeteneklerin devamı acısından bizim icin olumludur."
Altay tankının seri uretimi
İsmail Demir, Altay tankının seri uretimi kapsamında ihtiyac duyulan motorların ihrac izninin reddedilmediğini ve beklemede durduğunu soyledi. Alternatif motor tedarikinin belli bir olgunluğa ulaştığını ifade eden Demir, bir taraftan da yerli motor test calışmalarının başlayacağını, transmisyonla entegrasyon calışmalarının yurutuleceğini dile getirdi.
Tum bunların bir belirsizlik oluşturduğunu anlatan Demir, "Şu anda uretim hattını kurup, limitli sayıda motorla da olsa başlamanın, akabinde de alternatif motorun cok yakın olduğu bir planlamanın daha anlamlı olduğunu duşunuyoruz. Arada bir faz farkı olacaksa cok kısa olmalı. Kurulmuş, boş bekleyen bir uretim hattı, istihdam edilmiş onlarca calışan... Bunun cok uzun sure ayakta kalması mumkun değildi. Boyle bir uretim hattı kurulması ve uretimin başlaması planımız var. Bunu net tarih olarak koymadık ama 2021'de bunu gorurseniz hic de surpriz olmayacak." dedi.
Guvenlik gucleri icin 8x8 ve 6x6 aracların sunulacağı Ozel Maksatlı Taktik Tekerlekli Zırhlı Arac Projesi'ne ilişkin soruya Demir, "Ozel Maksatlı Taktik Tekerlekli Zırhlı Arac Projesi'nde sadece motor değil, transmisyon da tamamlandı. Bunların testleri yapılıyor. Cok yakında, bunlar uretime gectiği zaman araclarda yerli motor ve transmisyonumuzu goreceğiz." yanıtını verdi.
S400 tedariki
Demir, S400 hava savunma sistemlerinin tedarikine yonelik sorular uzerine, şu bilgileri verdi:
"İkinci sistem konusunda bir anlaşmamız var. İsteseydik ikinci sistem bugun gelebilirdi. Burada onemli olan şey şu: Bu bir toptan anlaşma ve cercevesi icinde bir uretim ve iş birliği modeli var. Birinci sistemin hızlı tedariki, ikincisinin ise bu tur unsurlarının cok detaylı calışılmış şekilde hayata gecirilmesi bizim icin onemli. 'İkinci sistem bir an once gelsin'den cok, ikinci sistemi alırken icinde bizim ne kadar katkımız olabileceği, teknolojik derinlikle ne kadar ic ice olabileceğimiz konusu cok daha onem taşıyor. O acıdan ikinci sistemin hemen gelip gelmemesinden cok, bu konularda sahada ne kadar ilerleyebildiğimiz, o detayları ne kadar geri adım atılamaz şekilde bağladığımız ve hayata gecirdiğimiz bizim icin onemli. Onlar da biraz vakit alıyor. Hele boyle ileri sistemlerde karşı tarafın cok da on acıcı olmayabileceğini tahmin edersiniz ama yapılan anlaşma ve mutabakat var. Bu mutabakat zemininde taraflar olabildiğince iş birliği icinde mesafe almaya calışıyorlar. Bu konuda kolaycı olursak cok hızlı yol alırız ama biz kolaycı olmaktan cok maksimumu hedeflediğimiz icin surec biraz uzadı."
İsmail Demir, sistemin aktif hale getirilip getirilmediği konusundaki eleştirilerin hatırlatılması uzerine, "Kullanıcının bunu nasıl kullanacağıyla ilgili bence kimsenin soru sorma hakkı yok, bizim de yok. Ben de bilmiyorum. Kullanıcının bunu kullanılır halde tuttuğunu biliyorum. Nasıl kullanılacağı, radarı ne zaman acar, ne zaman kapar, ne yapar, bunlar benim de kamuoyunun da bilgisi olmaması gereken konular. Sistem hazır mı, evet dort dortluk hazır, bir eksiği yok." diye konuştu.
Savaş ucağı ihtiyacı
Turk Hava Kuvvetlerinin savaş ucağı ihtiyacının karşılanmasına yonelik acıklamalarda bulunan Demir, F16 modernizasyonlarıyla ilgili onemli adımlar attıklarını soyledi.
Su-35 ucağı onerisi ya da Avrupalıların bazı teklifleri olduğunu dile getiren Demir, şunları kaydetti:
"Biz Milli Muharip Ucağa ağırlık vermek, hızlandırmak durumundayız. Hurjet'in kendi icinde belli kabiliyet gelişimleri mumkun. Aktif olarak gundemimizde 'Şu ucağı, bunun yerine alacağız' diye bir gundemimiz yok. Su-35 cok tartışıldı, onunla ilgili teklife baktık. Teklifler bizim icin, bize ne katacağı, bizim işin icinde ne kadar olacağımızla ilgili bir dizi parametreyi iceriyor. Gelen teklifi 'Baş goz ustune' diye kabul etmemiz gibi bir durum hicbir zaman olmaz. Butun detaylarını calışırız. Kendi milli menfaatlerimize en uygun olan, ihtiyaclarımızı en iyi gorecek cozumler her zaman masamızda olur, inceleriz ama şu an icin 'Kesin şu vardır' demiyorum. Ana hedefimiz Milli Muharip Ucak ve Hurjet."
Yerli hava savunma sisteminin inşası
Turkiye'nin yerli hava savunma sistemleriyle kendi hava savunma sistemini kurma konusundaki calışmalarının surduğunu belirten Demir, "2025-2026'da belki S400 ile ilgili calışmadan edinecek bilgileri de katarak, S400 seviyesi veya bir ustune gelir miyiz, yaklaşırız. Diğer katmanlarla ilgili hava savunmamızın yerli yerinde olacağını soyleyebilirim. Calıştığımız sistemleri arka arkaya koyduğumuzda katmanlı bir savunma sistemimiz olacak. Bunların sayısının iyice artması gerekir ki tam bir koruma sağlayabilesiniz." dedi.
Kaynak: Anadolu Ajansı / Goksel Yıldırım