
SARS-COV-2 virusunun neden olduğu COVID-19 hastalığının insan vucudunda sıradan bir hastalıktan cok daha ağır etkiler bıraktığı artık herkesin malumu. Ancak ABD Ulusal Sağlık Enstitusu’nde (NIH) gercekleştirilen yeni bir calışma, insanlara sandığımızdan daha buyuk etkileri olabileceğini ortaya koyuyor.
COVID-19’un solunum sistemine zarar verdiği, mide ve bağırsak rahatsızlıklarına yol actığı, kalpte hasara ve kan pıhtılaşmasına neden olabildiği pandemi başladığından bu yana biliniyor. COVID-19 nedeniyle hayatını kaybedenler uzerinde gercekleştirilen yeni bir otopsi calışması, bazı hastalardaki baş ağrısı, hafıza kaybı, baş donmesi, halsizlik, halusinasyon, şiddetli nobetler ve felc gibi gibi norolojik semptomları acıklamaya yardımcı olabilecek veriler ortaya cıkardı.
[h=2]Bazı COVID-19 hastaları, mini beyin kanamaları yaşıyorlar[/h]

Bazı tahminlere gore hastaneye kaldırılan COVID-19 hastalarının neredeyse yuzde 50’si, yemek hazırlamak gibi gunluk aktiviteleri bile gercekleştiremeyecek kadar ağır norolojik semptomlar geciriyor. NIH klinik muduru Avindra Nath, calışma oncesinde norolojik semptomlara oksijen eksikliğinin neden olduğunu duşunduklerini ifade ederken; otopsi sonucunda pek cok noktada beyin hasarı olduğunu gorduklerini belirtiyor.
Doktor Myoung-Hwa Lee ve Avindra Nath, soz konusu calışma dahilinde COVID-19 nedeniyle hayatını kaybeden 19 kişinin beynini yakından inceledi. Soz konusu kişilerin yaşları 5 ile 73 arasında değişiyordu ve coğu, diyabet ya da kardiyovaskuler hastalıkları olan “yuksek risk grubundaki” kişilerdi. Lee, MRI mikroskobu ile beyin anormallikleri olan 10 hastayı belirlerken; bu hastaların beyni yakından incelendiğinde hiperintensiteler ve fibrinojen sızıntısı keşfedildi.
[h=2]COVID-19’un neden olduğu guclu bağışıklık tepkisi, beyne virusun kendisinden daha fazla zarar veriyor olabilir[/h]

Bilim insanlarının tespitine gore COVID-19 nedeniyle beyninde hasar oluşan hastalar, mini beyin kanamaları yaşıyorlardı. Dahası, yapılan acıklamalara gore norolojik semptomlar gosteren COVID-19 hastaları yalnızca durumu yoğun bakıma yatacak kadar ağır olan ya da yuksek risk grubundaki kişiler değil. Herhangi bir hastalığı olmayan ve yuksek risk grubunda yer almayan genc ve sağlıklı bireyler de COVID-19’a yakalandıklarında norolojik semptomlar gosterebiliyorlar.
İlginc olan ise; Dr. Lee ve ekibinin calışmalar sırasında beyinde SARS-COV-2’ye dair hicbir iz bulamamış olması. Yine de calışmanın raporlarında hastalar oldukten sonra beyindeki SARS-COV-2’nin temizlenmiş olabileceği ya da virusun testlerde tespit edilemeyecek kadar az bulunma ihtimali de bulunuyor.
Avindra Nath, calışmalarının onemli bulgular ortaya cıkardığını ifade ederken; buna karşın kucuk bir orneklem uzerinde gercekleştiğinden kesin bir sonuc ortaya koyamayacağını dile getiriyor. Calışmayla ilgili paylaşılan rapora gore bulgular, beyne COVID-19’dan cok COVID-19’un neden olduğu guclu bağışıklık tepkisinin zarar verdiğini one suren onceki raporları destekliyor. Dr. Nath son olarak, gelecekte COVID-19’un beynin kan damarlarına nasıl zarar verdiğini incelemeyi planladıklarını ifade etti.