
-Kanser tedavisinde cığır acan akıllı ilaclarla ilgili acıklamalar yapan Doc. Dr. Omur Gokmen Sevindik, "Akıllı ilacın en buyuk avantajı cok daha yuksek etkinlik gostermesi, yan etki profilinin cok kolay tolere edilebilmesi, hastayı surekli hastaneye gelmek durumunda bırakmamasıdır. Son genetik cağın gelişmeleri doğrultusunda kendi T hucrelerimizi de, virusleri de kanser hucrelerine karşı programlamaya başladık. Ancak her akıllı ilac her kanser tedavisinde uygulanamaz" dedi.
Kanser tedavisinde buyuk başarı sağlayan akıllı ilaclara ilişkin acıklamalarda bulunan Medipol Mega Universite Hastanesi Hematoloji Bolumunden Doc. Dr. Omur Gokmen Sevindik, "Akıllı ilacları daha cok kanser ve kanser dışı hastalıklarda kullanıyoruz. Eskiden sadece tek bir tumor tipini ve hucresini hedef almayan genel olarak diğer dokulara da zarar verebilen tedavileri kullanıyorduk. Ama akıllı ilac dediğimizde kast ettiğimiz tek bir tumor veya hucre tipini hedef alıp, onun uzerinde etkisi olan ilaclardır. Orneğin; kemoterapi verdiğimiz zaman hedefe yonelik olmadıkları ve secemedikleri icin ne yazık ki tumorun yanında sağlıklı bir sac folikulune, erkekte sperm, kadında ise yumurtalık hucresine veya hızlı bolunen mide bağırsak mukoza hucrelerine ciddi zarar verebiliyor. Ayrıca ilacın etkinliğini de bir noktada sınırlıyor. Akıllı ilacın en buyuk avantajı cok daha yuksek etkinlik gostermesi, yan etki profilinin cok kolay tolere edilebilmesi, hastayı surekli hastaneye gelmek durumunda bırakmaması ve uzun sureli yatışlara neden olmamasıdır" dedi.
"SON 5 YILDA AKILLI İLACLAR CIĞ GİBİ ARTTI"
İlk akıllı ilacın 2001 yılında kullanılmaya başlandığını ifade eden Doc. Dr. Sevindik, şoyle devam etti:
"İlk hedefe donuk ilac bir kan kanseri tipi olan kronik miyeloid losemi (KML) tedavisinde devrim yaptı. Biz bu ilac oncesinde hastalarımıza bir nevi akılsız diyebileceğimiz, hedefe yonelik olmayan kemoterapiler uyguluyorduk, bazı farklı ilaclar veriyorduk. Ancak bunlar cok toksik tedavilerdi ve hastalarımızın 5 yıllık sure icerisinde yuzde 20 ila 30'unu anca yaşatabiliyorduk. Ama KML ozelinde bir bozukluk keşfettik ve bu bozukluğu tamir edebilecek bir ilac geliştirdik. İşte bu ilac ilk elimize ulaşan en akıllı ilacımız. Zaten ondan sonra, ozellikle son 5 yıl icinde, pek cok hastalığın genetik temelini, mekanizmasını anladıkca akıllı ilac turleri cığ gibi arttı.""
"İMMUNOTERAPİDE DE BUYUK GELİŞMELER YAŞANIYOR"
Bunun dışında kullanılan diğer hedefe yonelik ilacları şu şekilde acıklayan Doc. Dr. Sevindik,
"Tirozin kinaz inhibitorleri de ozellikle hucre ici sinyal yolaklarını etkileyen ama daha cok genetik bozukluklar uzerine hedeflenen kucuk molekul ilaclardır. Bu kucuk molekul dediğimiz kucuk protein yapısındaki ilaclar ozellikle kanser hucresinin olmesini engelleyen mekanizmaları bloke ediyor. Bunların dışında kendi bağışıklık sistemimizi kullandığımız immunoterapiyle de başarılı sağlıyoruz. Normalde mikroplarla savaşan antikorları immunoterapide biz tumor hucrelerine yonlendiriyoruz. Orneğin; bir tumor hucresinin yuzeyinde CD30 bulunduğunu biliyoruz ve ona karşı bir antikor oluşturuyoruz. Bu antikor o antijene bağlandığında normalde tumorun kacmak icin her şeyi yaptığı bağışıklık sistemi hucreleri, bu kanser hucrelerini ortadan kaldırıyor. Tabii immunoterapide de pek cok gelişmeler oldu. Eskiden hucre yuzeyinden sadece bir reseptore karşı antikorlar uretebiliyorduk. Artık tumor hucresinin uzerindeki bir reseptorun yanı sıra bağışıklık sistemi hucrelerimiz uzerindeki bir reseptoru de birbirine bağlayacak antikorları yapabiliyoruz. Bunların adına da BiTE antikorlar veya bispesifik antikorlar diyoruz. Bunlar bizim T hucrelerimizi yani bağışıklık sistemimizin tumoru direkt yok etme potansiyeline sahip hucrelerini, tumor hucreleriyle bir araya getiriyor. Bunların bir araya gelmesiyle oluşan etkileşim direkt tumor hucresinin olmesine sebep oluyor" dedi.
"CAR-T CELL TERAPİYLE T HUCRELERİNİ PROGRAMLAYABİLİYORUZ"
Tumor hucrelerinin gorece akıllı hucreler olduğunu ifade eden Doc. Dr. Sevindik, diğer yontemler hakkında şu bilgileri verdi:
"Tumor hucreleri bağışıklık sistemi hucrelerinden kacmak icin ceşitli yollara başvuruyor. Bunlardan bir tanesi de yuzey reseptoru algaclarıyla kendilerine karşı bağışıklık sistemini korleştiriyorlar. Ancak bu algaclara karşı geliştirebildiğimiz bazı bloke edici ajanlarımız var. Mesela Hodgkin lenfomada kullandığımız Nivolumab buna guzel bir ornek. Kontrol noktası inhibitorlerini bloke ettiğimizde bağışıklık sistemi hucrelerinden kacamayan tumor hucreleri hızla yıkılıyor. Bu da yine immunoterapi icerisinde sayılabilir. Ote yandan son genetik cağın gelişmeleri doğrultusunda kendi hucrelerimizi de programlamaya da başladık. Orneğin; bir hastanın kendi T hucrelerini alarak, laboratuvarda işleyerek bir tumor hucresine karşı yuksek aktivite geliştirmek uzere programlıyoruz. Ozellikle hematolojide cok yoğun kullandığımız bu yonteme CAR-T cell terapi diyoruz ve bu tedavi ciddi cığır actı. Bu programladığımız, tumore karşı eğittiğimiz hucreleri hastaya geri verdiğimiz anda vucudun neresinde olursa olsun tumor hucrelerini bulup, direkt yıkıyor. Bu tedavi hematoloji anlamında ilk kez yaklaşık 7 yıl once akut lenfoblastik losemi hastası Amerikalı Emily Whitehead isimli kucuk bir kıza uygulandı. Oncesinde tum tedavi secenekleri tukenen Whitehead'in ailesi bu deneysel calışmayı kabul etti ve kucuk kız tamamen sağlığına kavuştu."
"HUCRELERİN YANI SIRA VİRUSLERİ DE EĞİTEBİLİYORUZ"
Doc. Dr. Sevindik, her gecen gun gelişen yeni yontemler sayesinde kemoterapiden ziyade hucresel tedavilerle yol alabilmeyi temenni ettiklerini belirterek, "Bir başka grup akıllı tedavide onkolitik virusleri kullanabiliyoruz. Yani gunumuzde virusleri de eğitebiliyoruz ve onları ozellikle tumor hucrelerine karşı yonlendirebiliyoruz. Bu da yine laboratuvar ortamında gercekleşiyor. Orneğin cilt kanseri tedavisinde ozellikle virusu bağışıklık sistemini yeniden programlayacak ve tumor hucresine saldıracak şekilde eğitiyoruz. Boylece hem virus tumor hucresinin genetik yapısını bozarak yok ediyor hem de bağışıklık sistemini cağırarak o bolgenin tumorlerden temizlenmesini sağlıyor" İfadelerini kullandı.
"KEMOTERAPİYLE BİRLİKTE DE UYGULANABİLİYOR"
Modern genetik gelişmelerle kansere karşı guclu tedavi yontemleri bulunduğuna değinen Doc. Dr. Sevindik, şoyle devam etti:
"Ancak her akıllı ilac her kanserde uygulanamaz. Cunku akıllı ilacların her hastalık icin ayrı geliştirilmesi gerekiyor. Bazen tumor biyolojisi bize basit gelebiliyor ama aslında oyle değil. Bir losemi hucresiyle akciğer kanserinin aktive olmuş yolakları, genetikleri cok farklı. Bu nedenle hepsine karşı ayrı ayrı akıllı ilac uretmek ve geliştirmek gerekiyor. Ote yandan hangi yontemin kullanılacağına hekim karar vermeli cunku bu tedaviler doğru noktada uygulanmalı. Mesela yan etkilerinden dolayı kemoterapiye hep kotu gozle bakılır. Ama yıllardır kemoterapiyle cok başarılı tedavi edebildiğimiz hastalıklarımız da mevcut. O nedenle akıllı ilacı hemen devreye sokmak bazı durumlarda cok mantıklı olmuyor. Biraz daha ileri nukslere, hak eden hastaya bırakmak gerekebiliyor. Cunku her ne kadar akıllı ilacta olsa tumorde cok akıllı ve bazen bu akıllı ilaclara karşı da direnc soz konusu olabiliyor. Yani akıllı ilac eşittir yuzde yuz başarı demek değil. Bu nedenle her hastalıkta, belli bir algoritma icerisinde hem birden fazla akıllı ilacı kullanabilirsiniz hem akıllı ilacları kemoterapi veya radyoterapiyle birleştirebilirsiniz."
Kaynak: Demiroren Haber Ajansı