
Nevşehir'de, 78 yaşındaki Mustafa Bozdemir, 46 yıldır kucuk dukkanında eski ve bozulan saatleri tamir ederek kaybolmaya yuz tutmuş zanaatını surduruyor.
1962'de oğretmen okulunu bitirerek mesleğe başlayan Bozdemir, 12 yıl sonra kara tahta ve tebeşirden ayrılıp saat tamirciliğine başladı.
Oğretmenlikten istifasının ardından eşinin bileziklerini bozdurarak actığı 4 metrekarelik atolyesinde bozuk saatleri tamir eden Bozdemir, ilerleyen yaşına rağmen calışmaya devam ediyor.
Cevresinde işine olan sevdasıyla bilinen Bozdemir, mesleğine ve hayata dair tecrubelerini AA muhabirine anlattı.
1970'li yıllarda saat tamirciliğinin parlak mesleklerden olduğunu ifade eden Bozdemir, ticarete atılma hayaliyle once saat tamiri yapan eniştesine yardım ederek mesleğin inceliklerini oğrendiğini ardından da kendi dukkanını actığını belirtti.
O yıllarda oğretmenliğin, zorluklarının yanı sıra maaşı duşuk bir meslek olduğunu aktaran Bozdemir, "İnsan niye calışır, zaman ve para icin. O zamanlar memurluğu, elinden iş gelmeyenler yapardı. Maaş yetmiyordu, bu işe başladım. Azmin elinden bir şey kurtulmaz. Zamanı iyi değerlendirdim." dedi.
Ceşitli kentlerden tamir icin antika saatlerin kendisine gonderildiğini, onarımını yaptıktan sonra kargoyla sahibine ulaştırdığını kaydeden Bozdemir, cep telefonu nedeniyle kol saati kullanımının duştuğunu, ancak aksesuar amaclı da olsa saatin onemini kaybetmediğini soyledi.
Yıllardır olduğu gibi hala kurmalı saatlerin "tık tık" calışma sesinden buyuk zevk aldığını dile getiren Bozdemir, şoyle konuştu:
"46 yıldır saat tamirciliği yapıyorum. Bize İstanbul'dan saat gelir. Antika saat tutkunları gonderir, tamir edip geri gonderiyoruz. Kurmalı saatleri hobi olarak kullananlar var. Koleksiyon yapanlar da iş getiriyor, bozuk saati tamir ettiriyor. Saat vazgecilmez bir şey. İşe gidiyorsun, eve geliyorsun surekli saate gore hareket ediyorsun. Hicbir zaman muşteriyi kırmak istemedim. Hem para kazandım hem dost kazandım. Sen muşteriyi kırarsan bir daha gelmez. Hayatımda hic 'keşke' yok. Cunku calışmayı seviyorum. Torun diyor ki 'Dede, bu enerjiyi nerden buluyorsun?' Calışmak insanı yormaz, insanı gam oldurur. Calışırsan bircok zorlukları zaten yenmiş oluyorsun. Yokluk olursa sıkıntı olur, evde karın bile sevmez, 'aşk pencereden kactı' derler."
Teknolojinin gelişmesinin işlerini etkilediğini, durumdan şikayetci olmadığını belirten Bozdemir, "Her şeyin eskisi kıymetlidir. Zamana gore her şey değişiyor. İlk arabaları aldığımızda otomatik vites, hidrolik direksiyon yoktu. Cağ icabı gelişiyor, biz de buna ayak uydurmalıyız." değerlendirmesini yaptı.



