
İnsan Hak ve Hurriyetleri (İHH) İnsani Yardım Vakfı, Turkiye'den 22 sivil toplum kuruluşunun ortaklaşa başlattığı "Filistin Kampları Kalkınma ve İyileştirme Kampanyası" kapsamında yuruttuğu "Gelir Temini Projeleri" ile Lubnan'daki multeci kamplarında kalan Filistinli 22 aileye iş imkanı sağladı.
İHH'dan yapılan acıklamaya gore, sayıları 500 bini aşan Lubnan'daki Filistinliler, aşırı kalabalık, işsizlik ve yoksulluk seviyesinin yuksek olduğu, teknik ve altyapı imkanlarının yetersiz kaldığı 12 ayrı kampta yaşıyor. Filistinliler, kendilerine multeci statusu verilmediği icin bircok sosyal haktan mahrum yaşamlarını surduruyor.
Turkiye'den 22 sivil toplum kuruluşunun bir araya gelerek başlattığı "Filistin Kampları Kalkınma ve İyileştirme Kampanyası" ile Lubnan'daki Filistinlilerin daha iyi hayat şartlarına kavuşmaları hedefleniyor.
İHH da kamplarda gıda, hijyen, ısınma ve barınma gibi alanlarda yardım faaliyetlerini surduruyor. Ailelerin kendi ayakları uzerinde durabilmeleri icin ozel bir calışma da yuruten vakıf, "Gelir Temini Projeleri" ile ailelerin kalkındırılmasını amaclıyor. Bu kapsamda İHH, 22 işsiz Filistinli aileye sac tava, falafel kızartma, meyve sıkacağı, pamuk şeker ve mısır patlatma makineleri ile kamplardaki nakliyat işlerinde kullanılan "Tuk-Tuk" adlı aractan hibe etti.
"Evlatlarıma iş kuramadım"
Vakıf, Lubnan'ın Trablus kentindeki Nehr'ul Barid Filistin Multeci Kampı'nda yaşayan 61 yaşındaki Ahmet Avad Ali'ye sac tava ve falafel kızartma makinesi hediye etti.
Acıklamada goruşlerine yer verilen Ali, ailesiyle Suriye'den Lubnan'a goc etmek zorunda kaldıklarını ifade etti.
Babasının 1948'de İsrail'in işgaliyle birlikte Suriye'ye goc ettiğini, 2011'de Suriye'deki olaylar başlayana kadar orada yaşadıklarını fakat cıkan olaylar nedeniyle Lubnan'a goc etmek zorunda kaldıklarını aktaran Ali, "2'si kız, 4'u erkek 6 cocuğum var. Evlatlarıma iş kuramadım. Suriye'deyken iyi kotu bir lokantam vardı, ailemi gecindirebiliyordum. Fakat Lubnan'da boyle bir fırsatım olmadı." ifadelerini kullandı.
Ahmet Avad Ali, 10 yıldır inşaat işlerinde calışarak gecinmeye calıştıklarından bahsederek, şunları kaydetti:
"Her zaman iş bulmak mumkun olmuyor. Allah razı olsun Turkiye'den İHH geldi, ihtiyacımızı oğrendi. Daha sonra da bu ufak lokantayı acmamıza vesile oldu. Oğlumla burada hem falafel kızartacağız hem de sac tava ile muşterilerimize hizmet vereceğiz. Gecinmek bir şekilde mumkun oluyor fakat vatan hasreti bir başka. Hic gormediğim Filistin'imi oyle ozledim ki anlatamam. 'En buyuk hayalin nedir?' diye soracak olursanız, 'Vatanıma kavuşmaktır.' derim."
"Aileme ekmek goturebileceğim"
Beyrut'taki Burc el-Baracne Multeci Kampı'nda kalan 27 yaşındaki Aya Faruk Cuma'ya da pamuk şeker ve mısır patlatma makineleri hibe edildi.
Cuma, yatalak hasta olan eşine ve cocuklarına bakabilmek icin calışmak zorunda olduğunu, İHH'nın hediyeleriyle artık kendi ayakları uzerinde durabileceklerini ifade ederek, hayır sahiplerine teşekkurlerini iletti.
İHH'nın "Tuk-Tuk" aracı hibe ettiği Nehr'ul Barid Filistin Multeci Kampı'nda kalan Yusuf Hacı Muhammed de artık calışıp cocuklarının rızkını kazanabileceği icin mutlu olduğunu kaydetti.
Evli ve 6 cocuk babası olduğunu aktaran Muhammed, "Normalde oğrenci servis şoforuydum ama salgın nedeniyle okullar kapatıldı ve işsiz kaldım. Lubnan'daki kriz nedeniyle de yeni bir iş bulamadım. Evimi gecindiremiyorum. Sağ olsun İHH bana Tuk-Tuk'u hediye etti. Bundan boyle mal taşıyarak ya da meyve sebze satarak aileme ekmek goturebileceğim. 8 kişilik ailem artık başkalarına muhtac kalmayacak. Emeği gecenlere cok teşekkur ederim." ifadelerini kullandı.
Kaynak: Anadolu Ajansı / Elif Kucuk