Oğuz Atay sozleri deyince ilk akla kitabı Tutunamayanlardan,ilk romanlarından biri olan Tehlikeli Oyunlar kitabına kadar yazdığı ve hep akılda kalacak cumleleri ile bizleri etkilemekte. Tutunamayanlar sozleri nelerdir? Yaşamın kıyısında yaşamasıyla, hayatta iken kıymetinin bilinmemesi icini o kadar acıtmış olacak ki yazdığı her bir cumle, Oğuz Atay sozleri, bizleri farklı duygulara goturmemektedir. Peki Oğuz Atay sozleri nelerdir? Oğuz Atay Tutunamayanlar sozleri nelerdir? Oğuz Atay'ın yaşamına sevgiyle…
[h=3]OĞUZ ATAY SOZLERİ NELERDİR?[/h]Oğuz Atay kitaplarından alıntı sozler ile sizlerle,

Ben yalnız kalmalıyım, başka carem yok.
Hayat, duşunceleri tutan bir hapishanedir.
Bir kendimi tutmayı beceremedim omrumce, bir de şu zamanı…
Artık şu yalancı dunyayı beğenmiyorum.
Kusura bakmayın sıkıntım var. Kendimi yaşamak zorundayım!
Beni anlamıyorlar, zararı yok.
Kendimle konuşurken bile onun hoşuna gitmeye calışıyordum.
...ve beklenenler, neden hep vazgecildikten sonra gelirler?
Olumu bekliyorum bu arada, vaktimi boş gecirmemek icin okuyorum.
..'daha iyi olabilecek miyim?' demeye dilim varmıyor. Buna cesaret edemiyorum. Cunku denedim, olmadı.
Buldum! Yalnız kalmaya korktukca yalnızlığım artıyor.
Yaşarken anlaşılmaya mecburum!
Fakat benim de sevmeye hakkım yok mu albayım.
'Beklenen gec geliyor geldiği sırada insan başka yerlerde oluyor.'
Yalnızlığı yaşayan insanların, kendi iclerinde başlayıp biten eğlenceleri vardır.
Anlamak icin insanın bazı eksik yonleri olmalı.
Her şeyin birden unutulmasına cok ihtiyacımız var.
Ne kadar suslenseler, bir yerden sırıtıyor zavallılıkları.
Herkes icini yalnız icine dokmez.
Kurduğum hayaller bir bekar odasının dağınıklığına boğuldu.
Acı bir yaşantıdan sonra, insan ancak bedenine eziyet ederek gunlerini surdurebiliyor.
İnsanların beni beğenip beğenmemeleri umrumda değil. Ben kendimi tanımakla ilgiliyim.
Bir turlu sonuna gidemiyorduk ruyalarımızın. Korkuyorduk. Korkuyordum. Hayallerinde bile korkar mı insan?
Yiyeceğim vardı. Param vardı. Kitabım, evim her şeyim vardı. Fakat, isteğim yoktu.
Kafam cam kırıklarıyla dolu doktor. Bu nedenle beynimin her hareketinde duşuncelerim acıyor.
Neden yalnızlıktan şikayetcidir insan?
Bana bakmanı istiyorum. Oysa sen, yalnız kafandakiler ile ilgilenirsin. Beni gormuyorsun.
Bizi bu acımak mahvediyor. Başkalarına acımakla başlayan bu tehlikeli duygular, her zaman kendimize acımakla son buluyor.
Kendimize acımaktan, başka işlere zaman kalmıyor.
Babamdan da nefret etmemeliyim. Hepimiz, buyuk bir kaderin oyuncaklarıyız.
Ruhumu okuyor Albayım. Yuz kırk ikinci sayfaya kadar geldi.
İnsanın gecmişinden kacabilmesi icin kendinden kacması gerekiyor.
Butun hayatımdacam kırıklarını beyin zarımın uzerinde taşımak... ve onları oynatmadan, son derece hesaplı duşunmek zorundayım.
Yarım kalmış hayaller gibi, yarım kalmış insanlar.
Oysa zaman her şeyi halleder! Sonra gene şupheler başlar. Bir ayindir bu!
Gorunuşe bakma, icim oldu artık.
Olmek istiyorum. Guzel kalmak icin yapabileceğim tek hareket bu.
[h=3]OĞUZ ATAY TUTUNAMAYANLAR SOZLERİ NELERDİR?[/h]İc dunyama donuyorum, orada hayal kırıklığına yer yok.
Hafiftim. Guzeldim. Ruya gibiydim. Bakmasını bilmedi.
İlk yalanı soyledikten sonra bir daha konuşmamalı insan.
Bakkaldan yumurta almasını bilmez evlenmeye kalkar.
Seni gorur gormez anlamıştım: butun kaygısız gorunuşunun altında icine kapanık, duygulu bir insan olduğunu. Bunu beğendim işte!
İnsanlar, kendisi gibi olmak istemediği zamanlar da varmış.
Seni tanımadan once, ağacların cicek actığını ve yaprak doktuğu mevsimleri hep kacırırdım.
Kimse aydınlıkta konuşmaya cesaret edemiyor.
Bir insanla konuşmak, ona butun derdimi anlatmak isterdim birdenbire.
Yıpranmış umitlerden taze umitsizliklere kesiksiz bir geciş. Yeni bir dunya var, anlıyor musun?
Butun buyuk adamların biyografileri yanlışlarla dolu.
Hayatımın başı ve sonu belliydi, hic olmazsa ortasını kacırmamalıydım.
Ben en acıklı anda bile, guldurucu sozler bulabilen bir insanım. Kendime acımam yoktur!
Belki de anlatmaya calıştın birilerine. Kim bilir? Anlatamadın!
İnsanlık oldu tabutunu kaldıracak insan bulunamıyor.
Belki o insanın yuzune bakar bakmaz anlatmanın yararsızlığını gordun.
...ama gelmeyecek. Beni bu zor durumda yalnız başıma bırakacak.
Hayata karşı ayıp oluyordu. Onyuz bin şeyi birden yaşamak istiyordu.Hangisine sarılsa, başkasına ayıp oluyordu.
Fazla konuşmayınca her şey ne kadar cabuk bitiyor.
Duşuncemin duvarlarına resimler asmak isterdim.
Ne işim var bu dunyada benim?
Kişisel değer saydığımız şeylerin, toplum baskısıyla edinilmiş sahte nitelikler olduğunu da unutmamalı.
Kusura bakma dostum: ruhum kapanık.
Okudukca, duşundukce, yeni insanlar tanıdıkca, sadece gunahlarının arttığını hissediyor.
Sen bir saksı ciceğisin, yapraklarını birbirine surterek varlığını duyamazsın! Bir ormanda olmalıydın. Olunceye kadar yerinden kımıldamayapacağını bilen bir ağacın rahatlığını duymalıydın.
Kendini cozemeyen kişi, kendi dışında hicbir sorunu cozemez.
Beni rahatsız eden ve adlandıramadığım duygularımın yalnızca libidoya bağlanmasına gonlum razı olmuyor.
Her nefes alışımda kalbim ağrıyor.
Acı hatıraların izleri hafızama butun keskinliğiyle kazınıyor.
Eskiden guneşin doğuşu ile korkularım dağılırdı şimdi ise her sabah yeni korkularla uyanıyorum.
Bat dunya bat. Boyle giderse her mahalleden bir Dostoyevski cıkacak!
Aramızda ıstırap cekenler, duşunmeyi henuz unutmayanlardır.
Bir zamanlar tutunamayanlar diye bir soz etmiştim. Şimdi bu sozu cok hafif buluyorum.
İnsan her sozu kuşkuyla karşılıyor artık, gercekle duş birbirine karışıyor, yalanın nerede bittiğini anlayamıyoruz.Tutunacak bir dalımız kalmıyor,Tutunamıyoruz.
Vazgeciyorum. Butun insanlığın onunde eğilerek ozur diliyorum. Yanlışlıkla cıkardılar beni sahneye.