
AK Parti Sozcusu Omer Celik, Merkez Yonetim Kurulu (MYK) toplantısının ardından gundeme ilişkin onemli acıklamalarda bulundu.
Sosyal medyada duzenlenen ve sanat ile siyaset dunyasından cok sayıda kişinin destek verdiği kampanyada, Milli Piyango yılbaşı ozel cekilişinde satılmayan ve Varlık Fonu'na devredilen 75 milyon TL'nin SMA hastası cocukları icin kullanılması istendi. Bu kampanyaya ilişkin konuşan AK Parti Sozcusu Omer Celik, "Bilimsel kurullar onaylarsa cocuklar o tedaviye de alacak. Bu milletin cocuklarıyla, o annelerin duygularıyla oynamak, siyasi muhalefet yapmak yakışmaz. Bundan sonra da tedavi onaylanırsa, cumhurbaşkanımızın acık talimatıdır. O cocuklara da bu tedaviye erişme konusunda her turlu imkan sağlanacaktır" dedi.
[h=3]SALGINLA MUCADELE ADIMLARI[/h]Celik'in acıklamalarından satır başları şu şekilde:
"Teşkilatlarımızın calışmaları, gecen seneki hedeflere ulaşma miktarımız, yeni yılda cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla ilgili kapsamlı bir değerlendirme paylaştılar.
Teşkilatlarımızla ilgili değerlendirme hem genel başkanımız hem MYK icin en onemli konuların başında gelmektedir. Kovid surecinde teşkilatlarımızla bir araya gelme noktasında ceşitli sıkıntılar oldu ama 13 Ocak'tan il kongrelerimize Kovid onlemlerine uyarak yeniden başlıyoruz. Yeni donemde sizinle paylaşacağım konular cercevesinde, demokrasi konusunda, reformlar konusunda gercekleştireceğimiz faaliyetler var.
Gecen Senenin siyasi krizi Kasım Suleymani'nin olumuyle başlamıştı. 2020 yılı hafızalara kazınan bir suru olayla doldu. En onemlilerinden birisi bir pandeminin olması. Yeni aşı calışmalarıyla umuda kavuşan bir sarsıntı yarattı. Yepyeni virus ve bakteriler hayata giriyor. İnsanın doğayla uyumunu sağlayacak bir siyaset perspektifine gecilmesi onemli. Bir anlık sokağa cıkma yasaklarıyla, doğa kendine geldi. Oğrenilmesi gereken en onemli derslerden birisi doğa bizim rakibimiz değildir.
Dunya'daki olağanustu gelişmeler karşısında Turkiye krizi sağlayacak bir buyuklukte olduğunu gosterdi. 155 ulkeye yardım yaptık. Mevlana'nın sozuyle yardımlar ulaştırıldı. Sağlık calışanlarımızın ne kadar fedakar olduğu goruldu. Bunu sadece meslek olarak yapmadılar. Vatanseverlik anlayışına bambaşka bir boyut kazandırmışlardır. Şehir Hastaneleri'nin varlığı stratejik bir gucumuz olmuştur. Tabi ki milletimiz daha fazlasına layıktır.
[h=3]DİYARBAKIR ANNELERİ[/h]En onemli olaylardan birisi de Diyarbakır annelerinin 2020 yılı icerisindeki evlat nobetidir. Cocuklarına kavuşmak icin cok asil dunyaya ornek olacak bir nobet ortaya koydular. Turkiye DEAŞ'la ve PKK ile mucadele eden yegane devlettir. Maalesef bazı muttefik ulkelerin cifte standardı ortaya cıktı.
[h=3]AYASOFYA CAMİİ TARTIŞMASI[/h]Ayasofya Camii'nin acılması guclu bir iradenin ortaya cıkması ile sağlanmıştır. Milletimiz Ayasofya Camii ile buluştur. Milletimizin sevindiğini biliyoruz. Ayasofya 2020'nin ve butun zamanların tacı olarak gonullerimize kazınmıştır. Milletimizin duasına katılmanın buyuk bir sevinc olduğunun farkındayız.
[h=3]DOĞAL GAZ CALIŞMALARI[/h]Doğal gaz arayışımız stratejik olarak oyun değiştirici bir tablo ortaya koymuştur. Butun dunyanın dikkatini cekmiştir. Gelecek nesiller icin onemli bir keşiftir.
[h=3]ABD SECİMLERİ[/h]ABD Başkanlık secimleri tum dunyayı meşgul etti. ABD demokrasisinin ağır bir değerler krizine girdiğini gorduk.
[h=3]LİBYA KONUSU[/h]100 yıl aradan sonra Libya'da meşru hukumetin desteklenmesi Akdeniz'deki denklemi değiştirmiştir. Libya ile imzalanan anlaşma neticesinde Doğu Akdeniz'de hak ve menfaatlerimizin garantiye alınması yonun guclu hamle ortaya konulmuştur.
[h=3]"BU BİR SUCTUR, ACIK ŞEKİLDE DARBE CAĞRISIDIR"[/h]Oğretmenlere, yargı mensuplarına, ciftcilere hakaret ettiklerine şahit olduk. En onemli konulardan bir tanesi bu iktidarı secimli ya da secimsiz gotureceğiz şeklinde, halen Turkiye bu kadar acılar yaşamışken ortaya konmuş tavırdır. İktidarı secimsiz nasıl gotureceksiniz? Boyle bir şey soz konusu olabilir mi? Bu acık şekilde vesayet cağrısıdır, darbe cağrısıdır, askeri mudahale cağrısıdır. Bu bir suctur, bu utanılması gereken bir yaklaşımdır. Ama buna rağmen bu usluba devam ettiler.
Kazara yapılan şeyler mi diye duşunduğunuzde, kazara yapılmadığını da goruyorsunuz. Esasında demokrasiyi vitrin susu haline getirerek arkadaki vesayet zihniyetinin en uygun zamanda kriz zamanlarında nasıl fışkırdığını hep beraber goruyoruz. Kazara yapılan şeyler mi diye duşunduğunuzde, kazara yapılmadığını da goruyorsunuz. Esasında demokrasiyi vitrin susu haline getirerek arkadaki vesayet zihniyetinin en uygun zamanda kriz zamanlarında nasıl fışkırdığını hep beraber goruyoruz.
[h=3]SORU-CEVAP[/h]FİKRİ SAĞLAR'IN BAŞORTU ACIKLAMASI
2020 yılının son faşist saldırısı CHP'li Fikri Sağlar'dan geldi. Turbanlı bir hakimin ben adaleti sağlayacağına inanmıyorum diyor. Sosyal medyadan demokrat arkadaşlar tepki gosterdiler. Birisinin dininden bahsederek AB'de, şu dinden olan hakimin ben adaleti sağlayacağına inanmıyorum dese nasıl bir tavır ortaya koyulur?
Cok uzucudur. Genc kızlar gecmişte hayatlarının en onemli donemlerini kaybetti. Neonazilerin konuşacağı uslupla konuşuyorlar. Ben universitede hizmet alan veren ayrımı yapıyorum, ben turban ve başortusu ayrımı yapıyorum... Bir kere kadınlar konusunda saygılı bir dil konuşmayan hele kadınları hedef gosteren birinin ne demokrat ne medeni olması mumkundur.
Her şeyden once bu saldırgan dilinin bırakılması gerekir. Bu alenen kadın haklarına saldırıdır. Cunku bunun sonu yok. Bu kadar acı odenmiş, nesiller kaybolmuş. Hala utanmadan boyle bir faşist saldırı gercekleştirebiliyor. Sonra diyor ki, "bu bir ifade ozgurluğu" Ne zamandan beri kini tahrik etmek ifade ozgurluğu oluyor? Bunun karşısında susanlar, ancak biz tepki verdikten sonra veriyorlar. Emin olun Cumhurbaşkanımızın liderliğinde verdiği demokrasi mucadelesi başarıya ulaşmasaydı, bunların hicbiri bugun artık bu haklar verilmiştir buradan geri donmeyelim de demezdi.
Ama şoyle bir hayrı olmuştur. Bazen duşunuluyor, bu mevzular geride kalmıştır gibi. AK Parti bedeli odeyenlerin başında gelir. Partimiz kapatılmaya calıştı, bunu aştık. Cumhurbaşkanımıza, kamuoyunun bildiği bilmediği bir suru tehditte bulunuldu, onların hepsini aştık. 27 Nisan'da muhtıra verilmeye calışıldı onu iade ettik kağıt parcasına cevirdik. Sonucta demokratik bir olgunlukla bu aşılmış. Cumhuriyetin ideali kadınları okutmaktır, kadınların kamusal alana cıkmasıdır kimlikleri ne olursa olsun. Bu bakımdan kadın haklarının bu mucadelesi verilirken, mevcut siyasi liderler icerisinde hic kimse Cumhurbaşkanımıza yaklaşamaz. Cumhurbaşkanımız şunu soylediğinde, bunların siyasi takiyesini yuzune vurduğunda hep beraber tepki veriyorlar
[h=3]DARBE SOYLEMİNE TEPKİ[/h]Şimdi bir başkası cıkmış. "Erdoğan secimle gitmez, o da doğal afet olması lazım. O da Avustralya gibi buyuk yangın olması lazım" diye. Bunlar ruh sağlığı yerinde insanlar değil. Darbe bir millete yapılacak en buyuk kotuluktur. Darbe, bir millete duşmanın yapamadığı duşmanlığı yapma mekanizmasıdır. Darbe bir milletin namusuna saldırısıdır. Bunu ağzına alan kişinin vatanseverlikle hicbir ilgisinin olmadığı acıktır.
[h=3]İLKER BAŞBUĞ'UN SOZLERİ[/h]İlker Başbuğ'un yaptığı acıklamalar... Diyor ki, "Erken secim olsaydı diyor 27 Mayıs darbesi olmazdı diyor. Sonra darbenin iyi bir şey olmadığını soyluyor. Fakat garip olan şu, CIA başkanına atıf yaparak erken secim olsaydı darbe olmazdı, arkasından da CIA Başkanını da dediği gibi CHP iktidara gelecekti diye bir mantık cıkıyor. Zoraki demokratlık bir yere kadar. Kokteyl demokratlık olmuyor.
Daha vahimi de şudur. Darbe girişimleri konusunda mukayese yapıyor. Darbenin aması olmaz. Darbenin birine kotu, oburune daha az kotu, bu kırmızı, bu yeşil gibi etiketleme yapıyorsanız burada demokratlık cıkmaz. Darbe milletine silah cekmektir, darbe emri alcaklıktır bitti. Bunun iyisi kotusu yok. En son Fetullahcı teror orgutune verilen cevap her darbeye yapılması gereken muameleyi gostermiştir.
[h=3]ALMANYA'DA ALEVİ KONUSU[/h]Reform calışmaları parti ve kabine tarafında devam ediyor. Almanya merkezli olarak Alevi vatandaşlarımız koparmak icin yapılan calışmaları takip ediyoruz. Bunlar Aleviliği İslam dışında bir alan yaratmak istiyorlardı. Turkiye'ye karşı istihbarat calışmalarının olduğunu goruyoruz. Aleviliği Turklukten, İslam'dan koparmak isteyenlerin istihbarat calışmaları olduğunu goruyoruz.
[h=3]BOĞAZİCİ UNİVERSİTESİ'NE REKTOR ATAMASI[/h]Birilerinin ortaya koyduğu eleştiriler, işte akademik ozgurluk yok ediliyor gibi bir şeyin hicbir gecerliliği yok. Ama işin geldiği noktada şu var. Rektor olarak atanan hocamızın siyasi kimliği uzerinden bir tartışma yurutuluyor. Şimdi isim vermek istemiyorum, gecmişte bir Boğazici Rektorunun ANAP'a danışmanlık yaptığı biliniyor, SHP'ye yakınlığı biliniyor. Bir insanın siyasi kimliği olması suc değildir ki...
Boğazici goz bebeğimizdir. Boğazici Universitesi oğrencileri Turkiye'nin kıymetlileridir. Ama şimdi goruyorum ki onları temsil etmeyecek bazıları oğrencileri eyleme cağrı yapıyor. Biraz once gorduk, bu eylemde oğrencilerin nasıl davranması gerektiği, telefonlarına şifre koymalarını soyluyorlar, uzun saclı olanların saclarını topuz yapmaları şeklinde bir takım akıllar veriyorlar. Bu akılları vererek mi Boğazici'ni yuceltecekler? Bundan sonra yapılması gereken nedir? Akademik hedeflere ulaşmak, idari hedeflere ulaşmak, oradaki oğrencilerin hayatla ilgili ideallerine kavuşmaları icin faaliyet gostermek ve buna yardımcı olmaktır. Boğazici universitesi şu ya da bu grubun değil, milletimizin hepsinin. Birileri cıkıp da biz ve onlar, bizim ozerk alanımız ve buna mudahale ettirmeyeceğimize dair eylem planımız gibi bir şey yapıyorlar. Bu doğru bir iş değil. Sonra diyorlar ki, dunyada boyle bir atama yontemi yok. Acın bakın arkadaşlar. Bakanların, Bakanlar Kurulu'nun atadığı bircok yontemler var."
[h=3]SMA HASTASI COCUKLAR[/h]SMA'lı cocuklar hepimizin gozbebeği. Bu MYK'da gundeme geldi, keşke o bolumu izleseydiniz. Cumhurbaşkanımızın bu cocukları nasıl kendi evlatları gibi sahiplendiğini herkes gorseydi. Turkiye'de 1500 kadar evladımızın her biri devletin tedavi masraflarını ustlendiği ve bilimsel olarak onaylanmış tedaviden yararlanan cocuklar. Kampanya şunun uzerinden acılıyor, varlık fonuna devredilen para buraya devredilsin diye. O paranın yuzlerce katı bu cocuklar icin harcanmıştır. Rakamdan bahsetmek bile ayıp. Feda olsun daha da harcanacaktır. Biz vatandaşımızın hassasiyetini de takdirle karşılıyoruz. Vatandaşımız, herkes bu rakamları bilmeyebilir. Şu anda bu cocuklara sahip cıktığımız mekanizmaları bilmeyebilir.
Bir takım siyasi parti liderlerinin, neredeyse karşımızda olan herkesin, nerede imla yanlışları bile benzer şekilde boylesine sorumsuz yaklaşım icine girmesi doğru değil. Arkadaşlar bakın, burada bir tane sahip cıkılmayan cocuk yoktur. Tabi ki tedavi tam olarak cocukların iyileşmesini sağlamıyor. Ama deniyor ki, bugun bir siyasi parti lideri diyor. "Orada oyle bir imkan varmış, bundan mahrum mu kalsınlar?" Bu tedavi diye bahsedilen mekanizmanın bu cocukları tedavi edeceğine dair kanıt yok, bu bir propaganda. Bir millet kendi evlatlarını kobay olarak kullandırır mı?
O annelerin acılarını biliyorlar. Her biri hepimizin gozbebeği. Biz bu bahsedilen rakamların emin olun binlerce katını harcıyoruz. Bunu soylerken bile utanıyorum, feda olsun. Ama bunu dile getirdikleri icin soylemek durumunda kalıyoruz. Bu devlet bu cocuklara sonuna kadar sahip cıkacak. Cumhurbaşkanımız tekrar tekrar ayrıntılı bilgi aldı. Ben bizi eleştiren vatandaşlarımıza da, insani olarak sahip cıkan vatandaşlarımıza da teşekkur ediyorum. Aldık, başımızın ustunde yeri var.
Bilimsel kurullar onaylarsa cocuklar o tedaviye de alacak. Bu milletin cocuklarıyla, o annelerin duygularıyla oynamak, siyasi muhalefet yapmak yakışmaz. Bundan sonra da tedavi onaylanırsa, cumhurbaşkanımızın acık talimatıdır. O cocuklara da bu tedaviye erişme konusunda her turlu imkan sağlanacaktır."
