
Hicri takvime gore belirlenen dini gunler her sene Miladi takvime gore 11 gun onceden kutlanmaktadır. 2021 yılında ise Ramazanın başlangıcı hangi aya denk gelmektedir? Diyanet İşleri Başkanlığı resmi internet sitesinde 2021 yılı dini gunler takvimini yayınladı. 2021 Ramazan bayramı tatili kac gun suruyor? 2021 yılının tatil gunleri neler? Ramazan bayramı 2021 ne zamana denk gelmektedir?Ramazan bayramı 2021 ne zaman? Ramazan başlangıcı nedir? Ramazan bayramı ne zaman başlar? Ramazan ayı ne zaman başlar? Kadir Gecesi ne zaman? İşte detaylar haberimizde...
[h=3]RAMAZAN AYI NE ZAMAN BAŞLAR?[/h]Hicri takvime gore belirlenen dini gunler her sene miladi takvime gore 11 gun once kutlanıyor. Ramazan bu yıl Nisan ayına denk gelmektedir.
13 Nisan Salıgunu başlayan oruc 12 Mayıs Carşamba gunu son bulacaktır. 13 Mayıs ise Ramazan Bayramı'nın 1. gunudur. 8 Mayıs Cumartesi gunu ise Kadir Gecesidir.
[h=3]RAMAZAN BAYRAMI NE ZAMAN 2021?[/h]Oruc tutmanın farz olduğu hicrî yılın dokuzuncu ayıdır. Hicri takvime gore belirlenen dini gunler her sene miladi takvime gore 11 gun once kutlanıyor. Ramazan bu yıl Nisan ayına denk gelmektedir.
13 Nisan Salıgunu başlayan oruc 12 Mayıs Carşamba gunu son bulacaktır. 13 Mayıs ise Ramazan Bayramı'nın 1. gunudur. 8 Mayıs Cumartesi gunu ise Kadir Gecesidir.

Kadir gecesi: 8 Mayıs Cumartesi
Ramazan Bayramı Arifesi: 12 Mayıs Carşamba
Ramazan Bayramı 1. Gun: 13 Mayıs Perşembe
Ramazan Bayramı 2. Gun:14 Mayıs Cuma
Ramazan Bayramı 3. Gun: 15 Mayıs Cumartesi
[h=3]RAMAZAN NEDİR?[/h]Sozlukte "gunun cok sıcak olması, guneşin kum ve taşları cok ısıtması, kızgın yerde yalın ayak yurumekle ayakların yanması" anlamlarındaki ramad masdarından veya "guneşin guclu ısısından cok fazla kızmış yer" mÂnasındaki ramdÂ' kelimesinden tureyen ramazÂn kamerî yılın şÃ‚bandan sonra, şevvalden once gelen dokuzuncu ayının adıdır. "Yaz sonunda ve guz mevsiminin başlarında yağıp yeryuzunu tozdan temizleyen yağmur" anlamındaki ramadî kelimesinden ya da "kılıcı veya ok demirini inceltip keskinleştirmek icin iki yalcın taş arasına koyup dovmek" anlamındaki ramd masdarından turediği de ileri surulmuştur. Genellikle "şehr" (ay) kelimesine izÂfe edilip şehru ramazÂn şeklinde kullanılır. Zayıf bir hadise (Ahmed b. Huseyin el-Beyhaki, es-Sunenu'l-kubrÂ, IV, 201-202; Ebu'l-Ferec İbnu'l-Cevzî, II, 187) ve bazı tÂbiîn sozlerine dayanan bir kısım Âlimler ramazanın Allah'ın isimlerinden biri olduğunu, dolayısıyla "ay" kelimesini zikretmeksizin veya oruc ayının kastedildiğine dair bir karîne olmadan tek başına kullanılmasının cÂiz olmadığını ileri surmuşse de bu goruş coğunluk tarafından isabetli bulunmamıştır. BuhÂrî ve NesÂî birer bab ayırarak ramazan kelimesinin tek başına gectiği hadisleri zikretmişlerdir (BuhÂrî, "?avm", 5; NesÂî, "?ıyÂm", 6). Bu ayın İslÂm'dan once Arab-ı bÂide (Âd ve Semûd) doneminde "deymur" veya "?eymur" diye adlandırılıp senenin bu ayla başlatıldığı, Arab-ı Âribe doneminde de "nÂtık" veya "nÂfik" ismiyle anıldığı, ramazan isminin ise hicrî takvimde yer alan diğer ay isimleriyle birlikte Arab-ı musta'ribe devrinde kullanılmaya başlandığı, İslÂmiyet'in ortaya cıktığı donemde de Araplar'ın bu isimleri kullanmakta olduğu nakledilir. Bazı kaynaklarda, bu isimlerin milÂdî V. yuzyılın başlarında Hz. Peygamber'in beşinci dedesi KilÂb b. Murre tarafından belirlendiği kaydedilmektedir. Klasik kaynaklarda "ramazÂnu'l-muazzam" olarak da adlandırıldığı belirtilen bu ay (Kalkaşendî, II, 405) Osmanlı belgelerinde (?) kısaltmasıyla gosterilmiş ve "mubarek, şerif, mukerrem" gibi sıfatlarla birlikte yazılmıştır.
Kaynaklarda bu aya ramazan adının nicin verildiği hakkında farklı acıklamalar yer alır. En fazla kabul goren yoruma gore bu ay rastladığı mevsim gereği cok sıcak ve yakıcı bir ozelliğe sahip olduğu icin bu adla anılmıştır. Kamerî takvimde yer alan "cumÂdÂ" ve "rebî'" gibi ay adlarının da belirli mevsimlere ve hava şartlarına işaret etmesi bu acıklamayı destekler niteliktedir (bk. CEMÂZİYELEVVEL; REBÎULEVVEL). Kamerî aylar belirli mevsimlerde sabit olmayıp farklı mevsimleri dolaştığı icin bu izahı benimseyen bilginler, Araplar'ın kamerî ayların eski adlarını değiştirirken her aya tesaduf ettiği zamanın ozelliğine gore isim verdiklerini, ramazan isminin konulmasının da şiddetli sıcaklığın hukum surduğu bir mevsime denk geldiğini belirtir. Bazı kaynaklarda Araplar'ın bu isimleri tesbit ederken soğuk ve sıcağın aylara gore yer değiştirdiğini bilmedikleri kaydedilmektedir (Mes'ûdî, II, 204). Ancak kamerî ayların mevsimlerle irtibatında Araplar'ın nesî uygulamasını da goz onunde bulundurmak gerekir (CevÂd Ali, VIII, 459-462). Nitekim kaynaklar, Araplar'ın haram aylarla ilgili kuralların getirdiği kısıtlamalardan kurtulmak ve hac merasimini daha uygun iklim şartlarında yapmak amacıyla nesî uygulamasına gittiklerini, bunun icin bir taraftan ayların yerlerini değiştirirken bir taraftan da seneyi iki veya uc yılda bir on uc aya cıkararak guneş takviminde olduğu gibi ayların her zaman belirli mevsimlere denk gelmesini sağladıklarını bildirmektedir.
Ramazan kelimesinin kok anlamıyla ilgili olarak oruc tutulan bu ayda aclık ve susuzluğun etkisiyle insanın icinin yandığı, orucun hararetiyle gunahların yakıldığı, guz yağmurlarının yeryuzunu yıkadığı gibi ramazan orucunun da muminleri gunahlardan yıkayıp temizlediği icin aya bu ismin verildiği yonunde bazı kitaplarda yer alan acıklamaların ise İslÂm'dan sonra orucun etkilerine bakılarak yapılan ve tarihî bilgilerle pek ortuşmeyen yakıştırmalar olduğu anlaşılmaktadır; cunku hicrî takvimde yer alan ay isimlerinin İslÂm'dan once konulduğunda şuphe yoktur.

Muslumanlarca sabır, ibadet, rahmet, mağfiret ve bereket ayı olarak kabul edilen, buyuk bir coşku ve heyecanla karşılanan ramazanın başlıca ozellikleri şu şekilde sıralanabilir: 1. Kur'Ân-ı Kerîm bu ayda indirilmeye başlanmış olup Âyet ve hadislerde bin aydan daha hayırlı olduğu bildirilen (el-Kadr 97/3; NesÂî, "?ıyÂm", 5) Kadir gecesi de bu ayın icindedir. Bir Âyette Kur'an'ın ramazan ayında, bir başka Âyette mubarek bir gecede, bir diğerinde Kadir gecesinde inmeye başladığı haber verilmektedir (el-Bakara 2/185; ed-DuhÂn 44/1-3; el-Kadr 97/1). Kadir gecesi ramazan icinde mubarek bir gece olduğundan Âyetler arasında bir celişki yoktur. 2. İslÂm'ın beş şartından biri olan oruc bu ayda tutulur (el-Bakara 2/183-185; BuhÂrî, "?avm", 1; Muslim, "ÎmÂn", 8, 9). 3. Hz. Peygamber'in inanarak ve sevabını Allah'tan bekleyerek kılan kişinin gecmiş gunahlarının bağışlanacağını bildirdiği ve kendisi de bizzat kılarak ummeti icin sunnet olduğunu gosterdiği (BuhÂrî, "?alÂtu't-terÂvî?", 1; Muslim, "MusÂfirîn", 173-178) teravih namazı bu aya mahsus ibadetlerdendir. 4. Malî bir ibadet olan fitrenin (fıtır sadakası) bu ayın sonunda ve bayramdan once odenmesi gerekir. Bu ayda yapılan diğer yardımların da oteki aylara gore daha sevap ve faziletli olduğuna dair hadisler vardır (BuhÂrî, "?avm", 7; Muslim, "FezÂ?il", 50; Tirmizî, "ZekÂt", 28). Bu sebeple, ramazanda odenmesi gerekli olmamakla birlikte muslumanlar zekÂtlarını bu ayda odemeyi Âdet haline getirmişlerdir. 5. Bu ayın sonunda itikÂfa girmek sunnettir. Kaynaklar Resûl-i Ekrem'in ramazanın son on gununde itikÂfa girdiğini ve bu Âdetini vefatına kadar devam ettirdiğini, onun ardından hanımlarının da itikÂfa girdiğini (BuhÂrî, "İ?tikÂf", 1; Muslim, "İ?tikÂf", 1-5) haber vermektedir. 6. Kutub-i Sitte'de yer alan bazı hadislerde bu ayda umre yapanın hac sevabı alacağı ifade edilirken (BuhÂrî, "?Umre", 4; Muslim, "?ac", 221, 222), zayıf olduğu kaydedilen bazı hadislerde ise diğer ibadet ve amellere de oteki aylara gore daha cok mukÂfat verileceği bildirilmiştir (İbn Huzeyme, e?-?a?î?, III, 191-192; Ahmed b. Huseyin el-Beyhaki, Şu?abu'l-îmÂn, V, 224). 7. Kur'an ayı denilen ramazan ayında cokca Kur'an okuyup tefekkur etmek mustehap kabul edilmiştir. Hz. Peygamber'in CebrÂil ile karşılıklı Kur'an okumasına dayanan mukabele uygulaması da bu aya mahsus geleneklerdendir.
Ramazan ayının girmesi orucun vucûb sebebini oluşturduğundan bu ayın başlangıc ve bitişinin nasıl tesbit edileceği hususu fıkıh kitaplarında geniş bicimde incelenmiş, gunumuz şartlarında bu konuda izlenebilecek yontemlerin belirlenip muslumanlar arasında birliğin sağlanması amacıyla toplantılar duzenlenmiştir (bk. HİLÂL). Her zaman sevinc ve coşkuyla karşılanan ramazan ayında ceşitli etkinlikler gercekleştirilmektedir. Bu cercevede ulkemizde ve İslÂm dunyasında ramazana has bircok dinî ve sosyal icerikli gelenek oluşmuştur. Camilerde kandillerin yakılması, minareler arasına mahya kurulması, iftar davetleri, ihtiyac sahiplerine yardımların arttırılması sokaklarda davul calınıp mÂniler soylenerek sahur vaktinin halka duyurulması, ramazan gecelerinde oyun ve eğlencelerin tertiplenmesi, ramazana has yiyeceklerin hazırlanması gibi uygulamalar farklı şekillerde de olsa varlığını surdurmektedir.