
Uzaya, okyanus ve denizlerimizden cok daha hakim durumdayız. Yine de denizlerimiz ile ilgili araştırmalar yapan pek cok bilim insanı var. Dunyanın belki de en cok merak edilen denizi ise ulkemizin kuzeyinde yer alıyor. Adının hakkını verecek kadar karanlık bir yer olan Karadeniz, tabanında belki de onumuzdeki yıllarda keşfedilecek pek cok gizeme ev sahipliği yapıyor.
Bundan 4 yıl once bilim insanları, gunumuzde Bulgaristan'ın, yuzyıllar once de Osmanlı İmparatorluğu'nun hakimiyetinde olan derin sularda araştırma yaptılar. Bugune kadar hic gormedikleri kadar iyi korunan bir dizi batık gemi kalıntısına denk gelen ekip, yaptıkları araştırmalar ile bu gemilerin Osmanlı'ya ait olduğu bulgusuna rastladılar.
[h=2]Buzul Cağı ile eriyen buzulların oluşturduğu Karadeniz'i merak ederken Osmanlı gemilerine rastlamak:[/h]

Black Sea MAP ya da Turkcesi ile Karadeniz Denizcilik Arkeoloji Projesi ekibi, 2016'da Bulgaristan’ın Karadeniz kıyılarında "Expedition and Education Foundation" isimli İngiltere merkezli bir kurum tarafından desteklenen bir proje yurutuyorlardı. Projenin amacı, Buzul Cağı sonrası eriyen buzullar nedeniyle Akdeniz’in taşması, bunun sonucuda da oluşan Karadeniz’in 12 bin yıl onceki erken insan toplumlarını nasıl etkilediğini araştırmaktı.
Dunyanın farklı yerlerinden araştırmacıların olduğu proje oldukca yuksek butceli olduğu icin ellerinde ROV adı verilen ve suyun metrelerce derinlerine inebilen uzaktan kontrollu su altı aracları vardı. Bulgaristan Ulusal Arkeoloji Enstitusu, Bulgaristan Sualtı Arkeolojisi Merkezi, İsvec Sodertorn Universitesi ve Yunan Deniz Araştırmaları Merkezi gibi pek cok farklı kurumdan bilim insanlarının olduğu ekip bir gece calışması sırasında ROV araclarından hic beklemedikleri goruntuler almaya başladılar.
[h=2]40'tan fazla kadırgalı gemi peş peşe keşfedilmişti:[/h]

ROV araclarından elde edilen goruntuler sonucu araştırmalar derinleştirildi ve bazılarının gecmişi, gunumuzden bin yıl oncesine kadar dayanan 40’tan geminin enkazı keşfedildi. Bu gemilerden en eski olanın 800’lu yıllarda Bizans İmparatorluğu'na ait olduğu duşunuldu. Diğer gemilerin pek coğu ise 14 ile 19. yuzyıl arası batık Osmanlı gemileri.
Bulunan bu gemilerin Doğu bolgesinden Avrupa kıtasına tahıl, şarap, sığır, kole, baharat ve farklı tekstil urunleri goturen ticaret gemileri oldukları duşunuluyor. Yuzyıllarca Osmanlı denetiminde olan Karadeniz suları Avrupa, ozellikle Yunanistan tarafından duşman denizi olarak kabul ediliyordu. Yani Avrupa menşeili bu gemilerin Karadeniz’de bulunmuş olması gercekten buyuk bir keşif anlamına geliyor.
[h=2]Gemiler neredeyse en ince ayrıntısına kadar korunmuş durumda:[/h]

Bulgaristan’ın Karadeniz kıyılarında keşfedilen batık Osmanlı gemilerinin bu kadar şaşırtan bir keşif olmasının en buyuk nedeni, bulunan enkazların neredeyse iplerine ve tahta oymalarına kadar ozenle korunmuş bir şekilde keşfedilmiş olmaları.
Enkazların bu kadar iyi korunmasını Karadeniz’in oksijensiz derinliklerine borcluyuz. Normal şartlar altında deniz ve okyanusa batan gemiler suyun icinde bulunan oksijen yuzunden curur ve yok olur gider. Ancak Karadeniz’de 150 fit yani yaklaşık 45 metreden sonra oksijen bulunmuyor. Bu sayede bulunan tum enkazlar, ozel bir fanusta saklanmış kadar temiz bir şekilde gunumuze kadar gelebildiler.
[h=2]Karadeniz Ciceği: Uzerinde tac yaprakları ve farklı sus oymaları bulunan iki direk tum detaylarıyla gorulebiliyor[/h]

Karadeniz’in derinliklerinde bulunan gemilerden bir tanesi o kadar iyi durumdaydı ki guvertesinde uzerinde tac yaprakları ve farklı sus oymaları bulunan iki direk tum detaylarıyla gorulebiliyordu. Uzerindeki tac yaprakları nedeniyle uzmanlar, bu gemiye Karadeniz Ciceği adını verdiler.
Uzmanların tahminlerine gore Karadeniz Ciceği; 17 ile 19. yuzyıl arasında, Osmanlı İmparatorluğu'nun başkenti olan İstanbul’dan demir aldı. Ancak bilinmeyen bir nedenle gemi battı ve Karadeniz’in derinliklerine gomuldu. Connecticut Universitesi'nden Dr. Kroum Batchvarov’a gore keşfedilen pek cok enkaz tıpkı Karadeniz Ciceği gibi Osmanlı gemilerinden oluşuyor.
Karadeniz derinliklerinde bulunan 40’tan fazla gemi enkazı sayesinde dunya keşiflerine ilham veren muhendislik harikalarının gizemleri bile keşfedilebilir. Cunku biliniyor ki Marco Polo bile 13. yuzyılda bir Karadeniz turu yapmıştır. Ayrıca Venedik ve Cenova gemileri de ticaret yollarını ele gecirmek icin Karadeniz’de cok kan dokmuştur.
[h=2]Fotogrametri sayesinde gemilerin yuksek cozunurluklu fotoğraflarını gorebiliyoruz:[/h]

Uzaktan kontrol edilebilen ROV isimli su altı aracları, bulunan batık Osmanlı gemileri icin pek cok kez Karadeniz derinliklerine gonderildiler ve belki binlerce fotoğraf cektiler. Elbette, cekilen hicbir fotoğraf tam olarak gerceği yansıtamıyordu ama iyi ki fotogrametri teknolojisi vardı.
Fotogrametri teknolojisi, elde edilen tum goruntuleri olctu ve ekibin fiziksel nesnelerin cevresi hakkında detaylı bilgiler elde etmesini sağladı. Bu bilgiler ışığında değerlendirilen fotoğraflar, neredeyse uc boyut algısı veren birer goruntuye donuşturulduler. Sonucların son derece etkileyici olduğunu soylemek yanlış olmaz.
[h=2]Ekip, calışmalara diğer ulkelerin de katılmasını istiyor:[/h]

Black Sea MAP ekibi, bu keşifler uzerinde yapacakları araştırmaları surdureceklerini soyluyorlar. Ekip, bu araştırmaların Karadeniz’e kıyısı olan Gurcistan, Rusya, Romanya, Ukrayna ve Turkiye’ye ilham olmasını ve calışmalara katılmalarını istiyorlar.
Black Sea Maritime Archaeology Project kısaca Black Sea MAP Turkcesi ile Karadeniz Denizcilik Arkeoloji Projesi ekibinin yaptıkları calışmaları tum detaylarıyla paylaştıkları bir internet sitesi de var. Buradan ulaşabileceğiniz internet sitesi uzerinden calışmaları yakından takip edebilirsiniz.
Ne uzucu ki, binlerce yıldır kıyımız olan Karadeniz’de kendi gemilerimizi Avrupa destekli bir proje ekibi keşfediyor. Kendi coğrafyamızın ve tarihimizin bize sunduğu zenginlerin bilincinde olmalı ve herkesten once biz bu zenginliklere sahip cıkmalıyız. Batık Osmanlı gemileri bu zenginliklerden yalnızca bir tanesi.